2 Haziran 2013 Pazar

DAVID ROCKEFELLER TÜRKİYE İÇİN NELER DEDİ?


https://www.facebook.com/BanuAVAR

İLLÜMÜNATİ DİYE BİR ŞEY DUYDUNUZ MU? (googledan araştırınız)
Murdoch'dan Rockefeller ve Rothschild ile Türkiye'yi de içeren dünya gerçekleri... ÇARPICI BİR RÖPORTAJ
Zamanın Ruhu, sizlere Zeitgeist teması ile para-ekonomisi düzenini sürdüren Şirketokrasi'nin imparatorları hakkında iki belgesel film sunmuştu... İzleyenler futurist, bilim adamı ve toplum mühendisi Fresco'nun görüşlerini hatırlayacaklar...
Aşağıda okuyacağınız röportaj, bu filmlere paralel bir temayı işliyor... Kişiler ise Murdoch, Rockefeller, Rothschild aileleri ki, 100 yılı aşkın bir süredir dünyaya yön veren şirketlerin ve örgütlerin başındaki gerçek kişiler ve niyetlerini düne kadar başarıyla saklayabiliyorlardı...
Fakat "güneş balçıkla sıvanmaz" misali, farklı ülkerdeki bir avuç gazeteci, araştırmacı ve yazar ile bürokrat, bilim adamı ve politikacı, yaptıklarından, alet olduğundan utanç duyarak insafa gelen itirafçıların şahit olduğu entrikalar, olaylar, artık medyaya haber ve cilt cilt kitaplara konu oldu... En önemlisi de İnternet'e aktarılarak hızla yayılmaya başladı...
Bu kez, gazeteci/yazar/araştırmacı ve belgeselci Banu Avar'dan Murdoch'un tanık olduğu son derece çarpıcı, dünya gerçekleri ile birebir örtüşen, kimileri için fantastik, kimileri içinse gerçek ötesi denilebilecek bir röportajı sunuyorum.

YCY Illuminati’nin çekirdek üyesi ve Amerikan Medya imparatoru Rupert Murdoch şöyle anlatıyor:
Trokya Toplantısı, Illuminati’nin yemek buluşmasıydı. David Rockefeller, Baron de Guy Rothschild ve Yale, Harvard, Princeton ve MIT üniversitelerinin yöneticileri ile buluşmuştuk.

Yemekten sonra Rockefeller ve Rothschild dışındaki konuklar okullarına dönmüş, üçümüz özel bir odada baş başa kalmıştık. Onlarla geçtiğimiz sohbetlerimizin hepsini vermiyorum ama sizin merak ettiğiniz ve bilmeniz isteyeceğimiz şeyleri de söyleyebilirim.

KRALİÇE VE KİLİSEYİ GÖZDEN DÜŞÜRDÜK Rockefeller: Fransız İhtilali öncesinde Kraliyet ve Kilise mensuplarını halkın gözünden düşürmek için şöyle bir oyun oynandı. Kraliçe Marie Antoniette adına devrin ünlü bir kuyumcusuna iri elmaslardan oluşan bir gerdanlık siparişi verildi. Kuyumcu bu siparişi hazırlayıp Kraliçe’ye götürdü; ama Kraliçe doğal olarak gerdanlığı kabul etmedi ve para ödemedi. Fakat bu olay kraliçenin parayı çarçur ettiği şeklinde bütün basında yer aldı. Devrin kardinaline, durumu izah etmek isteyen Kraliçe adına; adamlarımız tarafından genelev olarak işletilen şehrin bir otelinde randevu verildi. Otele gelen Kardinale bir fahişe Kraliçe olarak tanıtıldı ve fahişe ile Kardinal bütün basında yer aldı. Böylece hem Kraliyet Ailesi, hem de en yüksek kilise makamı yıpratılmış oluyordu. Eski başkanlardan Nixon bizim yolumuzdan çıkınca, Watergate Skandalı ile bir anda gözden düşürülüp istifa etmek zorunda bırakılmıştır.”

KENNEDY VE MARILY MONROE NEDEN ÖLDÜLER “John F. Kennedy suikastı bir diğer güzel örnektir. Aslında yaramaz çocuk Kennedy tam bizim isteklerimiz doğrultusunda hareket ediyordu; fakat vücudunu bitkin düşüren rahatsızlıkları vardı. Devlet başkanlığı yapmak çok yorucu bir iş olduğu için uyarıcı ilaçlar kullanıyordu. Fakat son zamanlarda özellikle seks yaşamını sürdürebilmesi için bu ilaçların dozunu arttırmaya başlamıştı ve ilaçlar içkiyle karışınca ağzından çıkanların farkına varmıyordu. Marily Monroe ile yakın ilişkisi vardı ve biz bir gün yatak odasını dinlemeye aldırdık ve bize karşı çıkararak o sıralarda sürmekte olan Vietnam Savaşı’nı sona erdirmeyi planladığını öğrendik. Bizler ise bu savaşın çıkması için çok büyük paralar harcamış; ama henüz hedeflediğimiz cirolara ulaşamamıştık. Sonucu biliyorsunuz, her ikisi de dünyaya erken veda etmek zorunda kaldılar.

AMAÇ, DÜNYADA TEK DEVLET, TEK DİN Bizim amacımız yeryüzündeki bütün devletleri birleştirip, tek bir dini olan tek bir dünya devleti kurmaktır. Bütün dünya tek bir merkezden yönetilecek, ve başkenti de Kudüs olacak. Böylece savaşlar, acılar, açlık gibi kavramları ortadan kaldıracağız.”

Ben de burada konuşmaya girmek isteyip “Peki bu dünya devletinin yönetim biçimi ne olacak, Hegel Diyalektiği konusunda neler söyleyeceksiniz, merak ediyorum. Yoksa komünizm geri mi geliyor?” diye sordum.

VATANDAŞ DEVLETİ TANRI GİBİ GÖRMELİ VE KENDİNİ FEDA EDEBİLMELİ Rockefeller cevap veriyor; “Komünizmin kurucuları Marx ve Engel, Haham, Moritz Moses Hess’in öğrencileriydiler ve Hegel’e fikir babalığı yapmışlardır. Hegel diyalektiği kısaca tez ile anti-tezden bir sentez oluşacağını söyler. Bu sentez daha sonra yine tez olur ve karşısına yine bir anti-tez çıkarak yeni bir sentez oluştururlar. Bu böylece devam eder. Hegel’in diyalektiğine göre iki zıt gücü kontrol eden, yeni dünyanın da efendisi olur. Hegel’in politik sisteminde devlet aynı zamanda Tanrı’dır; köle olarak görülen vatandaşın tek görevi bu devlete hizmet etmesidir ve bu hizmeti Tanrı’ya tapmak olarak algılamasıdır. Vatandaş kendini ülkesi için feda etmeye her an hazır olmalıdır. İkiz Kuleler saldırısında ölen onbinlerce Amerikalı buna güzel bir örnektir.

SEÇİMLER, TAMAMEN BİR ALDATMACA... AMAÇ; YENİ DÜNYA DÜZENİ Seçimler tamamen bir aldatmaca olup, vatandaşın düşüncesine bir değer veriliyormuş gibi gösterilmektedir. Seçimlerde aday bol bol vaatlerde bulunarak seçmenin gururunu okşar ve seçmene sorunlarının farkında olduğu izlenimi verir. Seçmen için ise birisinin sorunlarını bilmesi yeterlidir, vaatlerin yerine getirilmesi onun için ikinci planda kalır. Hiçbir zaman da seçim öncesinde verilen sözler tutulmaz ve bir süre sonra da tamamen unutulur, gelecek seçimlere kadar. Seçimden sonra devlet yine Tanrı rolünü oynamaya devam edecektir. Zamanımızda, Amerika Birleşik Devletleri’nin kapitalizmi tez, Rusya’nın komünizmi anti-tez olmuştur ve sentezi dünya “Küreselleşme” olarak sunduğumuz “Yeni Dünya Düzeni” olacaktır. Bu yeni rejime faşizm diyebiliriz; çünkü otoriter bir devlet yönetimi, bizim anlayışımıza göre, dünyayı yönetebilmek için en ideal rejimdir. Böylece kişilerin yaşamı polis denetimiyle mutlak kontrol altına alınacak, varlıklarına devlet her an el koyabilecek, toplumlar bizim istediğimiz şekilde yönlendirilecek. Bu yeni düzende fakir yaşlı ve hastalara yer yoktur ve onların hemen yok edilmeleri gerekmektedir.

KAPİTALİZM-KOMÜNİZM-SOSYALİZM... FARK ETMEZ, HEPSİ BİZİM ESERİMİZ İkinci sorunuza gelirsek, yukarıda bahsettiğim gibi bir ülkenin Komünizm, Kapitalizm veya Sosyalizm’i benimsemesi hiç fark etmez. Hepsi sonuçta bizim eserimiz olan aynı şeyler. Başta akıllı ve zengin, yönetici bir avuç insan, geride hiçbir değeri olmayan ve istenildiği gibi yönlendirilen bir köle sürüsü. Fransız İhtilali neden yapıldı sanıyorsunuz, Fransız halkı çok fakirdi de açlıktan mı ölüyordu, ya da burjuvazi gerçekten çok mu zengindi? Hayır, hayır, sınıf farkı tarih boyunca hep olmuştur, bugün de böyledir. Asıl sebep Masonluğun en büyük kahramanlarından Jacques De Molay ve diğer Tapınak Şövalyeleri’nin, 1314 yılında o devrin Fransa kralı IV. Philip tarafından Tapınakçıların hazinesini kendisine vermediği için yakılarak öldürülmeleridir. Bu ihtilalin Masonlar tarafından kışkırtıldığını biliyorsunuz. Devrim sonunda XVI. Louis giyotinle idam edildiği zaman, bir devrimcinin; “Molay, intikamın alındı.” Diye haykırdığı bilinen bir gerçektir.

Rus Devrimi başta bir sebepten dolayı yapılmıştır. O zaman ki Illuminati yöneticileri, Hegel Diyalektiği gereği Amerika Birleşik Devletleri’nde oluşan kapitalist sisteme bir karşı sistem oluşturarak dünya yönetimini ellerine geçirmenin planlarını yapıyorlardı. Çünkü istediğiniz gibi yönlendirebilmek için bir şekilde insanları avuçlarınızın içinde devamlı baskı altında tutmanız ve korkutmanız gerekir. Rotschild ailesinin özel desteğiyle Rusya’da devrim gerçekleştirildi ve Komünizm ilan edildi. Amerikan Kapitalist sistemine karşı, Rusların Komünizm sistemi. Burada Hegel Diyalektik yönetimi gereği, Marksist yönetim antitez olarak yani Kapitalist yönetimin karşısına çıkarılıyordu. Bu iki zıt gücün sentezinden, Amerikan Bir Doları’nın arka yüzündeki piramitin altında yazdığı gibi, Yeni Dünya Düzeni ortaya çıkıyordu.

MEDYA VE SİNEMA ENDÜSTRİSİNİN ROLÜ ÇOK ÖNEMLİ Böylece dünya ülkelerinin Komünist rejime dahil olmayan yarısı, Komünizm tehlikesine karşı devamlı korkutuldu. Bu sistem içindeki insanlar sahip oldukları mal ve mevkilerin Komünizm gelirse ellerinden gideceği korkusu içinde, devlet yönetimine sonsuz destek verdiler. Öte yandan eski Sovyetler Birliği ve Komünist sistemde yaşayan diğer insanlara ise Kapitalizmin ne kadar öcü olduğu anlatılıyordu. Onlar da yaşadıkları yaşam şartlarının en iyisi olduğuna inandırılmış, bunun da Komünist sistem sayesinde olduğunu düşünüyorlardı. Böylece insanlar devamlı baskı altında tutuluyor ve istediğimiz gibi yönlendirilebiliyorlardı. Tabii burada medyaya ve sinema endüstrisine büyük görevler düşmüştür.

NÜKLEER SAVAŞ TEHDİDİ EN BÜYÜK BLÖFTÜ Nükleer savaş tehdidi en büyük blöf olarak tarihe geçmiştir. Ama doğal olarak insanları öyle ya da böyle bir şekilde ömür boyu aldatmak imkansızdır. Bu yüzden Komünist rejimin sonunun gelmesine karar verdik, daha da önemlisi komünist ülkelerin serbest piyasa ekonomisine geçip Kapitalizme yönelmeleri gerektiği için sizin de bildiğiniz gibi birkaç günde durup dururken ve hiç kan dökülmeden o çok korkulan Sovyetler Birliği dağılıverdi; meşhur Berlin duvarı yıkıldı ve öcü komünizm balonu söndürüldü.

GEREKTİĞİNDE ÇEŞİTLİ ÜLKELERDE PROVOKASYONLAR ÇIKARDIK
Rotschild ben hayretten faltaşı gibi açılan gözlerimize bakarak sözü devraldı.
Rotschild: Bu arada, dünyanın çeşitli ülkelerinde karışıklıklar çıkarılıyor, ülkeler provokasyonlar sonucu bir hiç yüzünden kanlı savaşlara giriyorlardı. Doğal olarak bütün paralarını bizlerden silah almak için harcıyorlar, daha sonra savaşta kaybedilen silahlarını yerine koymak ve savaşta harap olan şehirlerini yeniden inşa edebilmek için yine bizlerden borç alarak ömür boyu bize bağlı bir duruma düşüyorlardı. Eğer, bir ülke yöneticisi bizimle işbirliği yapmayı kabul etmezse, o ülkede hemen bir darbe ya da ayaklanma çıkarılıyor, daha önceden ayarlanmış ve istediklerimizi harfiyen yapacak bir kişi yönetime getiriliyordu.

Devamı: http://galaktikfederasyon.blogspot.com/2013/05/illuminati-yaptiklarini-anlatiyor.html

Kaynak: https://www.facebook.com/notes/nihal-o%C4%9Fuz/david-rockefeller-t%C3%BCrkiye-i%C3%A7in-neler-dedi-ya%C5%9Fayan-%C5%9Feytan/452095751521134

0 comments:

Yorum Gönder