29 Eylül 2013 Pazar

ÜSTAT KUTHUMİ- 28.09.2013

 Fotoğraf: ÜSTAT KUTHUMİ- 28.09.2013

Denge denildiğinde tam olarak anladığınız şey nedir?

Sevgililerim, ben üstat Kuthumi’yim ve hepinizi sevgi ile selamlıyorum. Bugün sizlerle denge kavramı hakkında konuşmak istiyoruz. Bu mühim konu sayfalara sığdırılamayacak kadar uzunken tek bir sözcükle de ifade edilebilecek kadar sadedir; KABUL…

Sizler, yeryüzünün üstatları olarak, kendi içsel dengenizi sağlamak, bunu yaparken de dünyanın ve tüm sistemlerin her an biraz daha denge içinde akmasına vesile olmak için buradasınız. Hepinizin bildiği gibi akışın oluşma sebebi zaten dengeye yaklaşmaktır.

Fizik yasaları açısından ele aldığınızda enerji her zaman fazla olan yerden az olana doğru hareket eder. Birbirleri ile etkileşen tüm varlıklar her daim enerji transferi gerçekleştirirler. Bu enerji kimi zaman bardağın içindeki içeceğiniz ile içindeki buz ile olur, kimi zaman da yanı başınızda duran ve canı sıkkın olan bir dostunuzun size içini dökmesi ile olur… Enerjinin tüm formları çoktan aza doğru her iki tarafı da dengelemek amacıyla transfer edilir. 

Bu noktada size oldukça ince detaylardan bahsetmek istiyoruz. Bu sizin dünyada en çok düştüğünüz yanılgıdır. Size kutupluluktan bahsederken sizler bunu her zaman negatif tarafı tehdit olarak algılayarak yani yine bir nevi kutupsal bakış açınız ile yeniden gerçekliği çarpıtarak yorumladınız. Oysaki kutupluluk dediğimizde akla her iki kutbu da getirmemiz gereklidir. Peki, neden negatif taraf sizleri rahatsız ederken her daim pozitifte kalma beklentisi içindesiniz? Bu da sizin uzun çağlar boyunca sarkacın negatif tarafına çekili kalmanızdan sonra yine dengeyi bulabilmek için pozitife doğru hareket oluşturma çabanızdandır. Ancak dikkatinizi çekmek isteriz ki bu DENGEYE ULAŞANA KADAR SÜRECEKTİR. Yani denge dediğimiz nokta, dualitenin sıfırlandığı o noktadır. Buna ulaşmak için pozitif kutba yöneldiniz ama daima orada kalamazsınız. Denge kanunu gereği sıfır noktasına ulaştıktan sonra pozitif tarafta kalmakta ısrarcı olursanız bu kez yeniden dengenin sağlanması için negatife çekilmeniz gerekir. 

Denge noktası ancak deneyimlenerek anlaşılabilecek olan bir noktadır. Şu anda birçoğunuz tüm yaşamlardan kalma negatiflerini pozitifleyerek dengeye ulaşabilme evresindesiniz. Bu gerçekleşmeye başladıkça hiçlik olarak adlandırdığınız dönemlerden geçmeye başladınız. Her şeyin yaratıldığı o hiçliğin ta kendisi… Negatif kutbunuz olan egolarınız yok olmama savaşı verdirirken sizlere siz kendinizi hiçlik konumuna taşımayı başardınız. Ve hiçliğin yok olmak demek olmadığı deneyimlediniz. Kimileriniz de şu an bunu deneyimlemekteler. İşte bu noktadan tüm bir varoluşa baktığınızda etrafınızda vuku bulan her şeyin altında yatan hakikati görebilirsiniz. Dengeyi bulmak… 

Denge hali kayıtsızlık demek değildir. Denge hali çevrenizde olup bitenlere kayıtsız kalmanız demek değildir. Denge hali olanı olduğu şekliyle kabul etmeniz demektir. Dengeye bilinçli olarak ulaşmayı hedefleyen bir kişinin çevresindeki herkesin kendisi en başta olmak üzere yaşadıklarına, seçimlerine (her ne kadar trajik görünürse görünsün) saygı duyması gerekir. Yüceltmek de birdir yermek de birdir. Bu nedenle ilişkileriniz size yapay görünmeye başladı. Birbiriniz hakkında sahip olduğunuz yorumlar var olmaya devam ettikçe aranızdaki perdeler varlığını devam ettirecektir. Perdeler kalplerinizi hissetmeniz önündeki en büyük engeldir. 

Sevgililerim kabul halinde olun. Yaptığınız ve hata olarak adlandırdığınız her şey için önce kendinizi affedin. Sonra da yaşadıklarınız için teşekkür edin. Almanız gerekeni alın ve salıverin. Aynı şekilde sevdikleriniz ve yol arkadaşlarınızın yaşadıklarına saygılı olun. Önemli derslerini verirken müdahalesiz bir şekilde yanlarında olun. Herkesin ne yapması gerektiği kendi hücresel hafızasında ve enerji alanında kayıtlıdır. Bu nedenle onların her şeyi çözümlemesine zaman tanıyın. Aynı şekilde kendinize de zaman tanıyın. Tespit ettiğiniz ve dönüştürmeniz gereken ne varsa sizden gitmesi gereken anda gidecektir. Bu nedenle geçirdiğiniz tüm süreçler boyunca kabul halini korumaya çalışın.

Dünyadaki deneyimleriniz ve kendini içinizde gerçekleştirdiğiniz devrimleriniz nedeniyle tüm bir var oluşa yaptığınız katkıları ve sonuçlarını görebilseydiniz her şey sizin için daha anlamlı olurdu ancak en büyük dersiniz budur; sadece var olduğunuz için sonsuz bir değere sahip olduğunuzu hatırlamak!

AKTARAN: SERAYE MAYDA
Denge denildiğinde tam olarak anladığınız şey nedir?

Sevgililerim, ben üstat Kuthumi’yim ve hepinizi sevgi ile selamlıyorum. Bugün sizlerle denge kavramı hakkında konuşmak istiyoruz. Bu mühim konu sayfalara sığdırılamayacak kadar uzunken tek bir sözcükle de ifade edilebilecek kadar sadedir; KABUL…



Sizler, yeryüzünün üstatları olarak, kendi içsel dengenizi sağlamak, bunu yaparken de dünyanın ve tüm sistemlerin her an biraz daha denge içinde akmasına vesile olmak için buradasınız. Hepinizin bildiği gibi akışın oluşma sebebi zaten dengeye yaklaşmaktır.

Fizik yasaları açısından ele aldığınızda enerji her zaman fazla olan yerden az olana doğru hareket eder. Birbirleri ile etkileşen tüm varlıklar her daim enerji transferi gerçekleştirirler. Bu enerji kimi zaman bardağın içindeki içeceğiniz ile içindeki buz ile olur, kimi zaman da yanı başınızda duran ve canı sıkkın olan bir dostunuzun size içini dökmesi ile olur… Enerjinin tüm formları çoktan aza doğru her iki tarafı da dengelemek amacıyla transfer edilir.

Bu noktada size oldukça ince detaylardan bahsetmek istiyoruz. Bu sizin dünyada en çok düştüğünüz yanılgıdır. Size kutupluluktan bahsederken sizler bunu her zaman negatif tarafı tehdit olarak algılayarak yani yine bir nevi kutupsal bakış açınız ile yeniden gerçekliği çarpıtarak yorumladınız. Oysaki kutupluluk dediğimizde akla her iki kutbu da getirmemiz gereklidir. Peki, neden negatif taraf sizleri rahatsız ederken her daim pozitifte kalma beklentisi içindesiniz? Bu da sizin uzun çağlar boyunca sarkacın negatif tarafına çekili kalmanızdan sonra yine dengeyi bulabilmek için pozitife doğru hareket oluşturma çabanızdandır. Ancak dikkatinizi çekmek isteriz ki bu DENGEYE ULAŞANA KADAR SÜRECEKTİR. Yani denge dediğimiz nokta, dualitenin sıfırlandığı o noktadır. Buna ulaşmak için pozitif kutba yöneldiniz ama daima orada kalamazsınız. Denge kanunu gereği sıfır noktasına ulaştıktan sonra pozitif tarafta kalmakta ısrarcı olursanız bu kez yeniden dengenin sağlanması için negatife çekilmeniz gerekir.

Denge noktası ancak deneyimlenerek anlaşılabilecek olan bir noktadır. Şu anda birçoğunuz tüm yaşamlardan kalma negatiflerini pozitifleyerek dengeye ulaşabilme evresindesiniz. Bu gerçekleşmeye başladıkça hiçlik olarak adlandırdığınız dönemlerden geçmeye başladınız. Her şeyin yaratıldığı o hiçliğin ta kendisi… Negatif kutbunuz olan egolarınız yok olmama savaşı verdirirken sizlere siz kendinizi hiçlik konumuna taşımayı başardınız. Ve hiçliğin yok olmak demek olmadığı deneyimlediniz. Kimileriniz de şu an bunu deneyimlemekteler. İşte bu noktadan tüm bir varoluşa baktığınızda etrafınızda vuku bulan her şeyin altında yatan hakikati görebilirsiniz. Dengeyi bulmak…

Denge hali kayıtsızlık demek değildir. Denge hali çevrenizde olup bitenlere kayıtsız kalmanız demek değildir. Denge hali olanı olduğu şekliyle kabul etmeniz demektir. Dengeye bilinçli olarak ulaşmayı hedefleyen bir kişinin çevresindeki herkesin kendisi en başta olmak üzere yaşadıklarına, seçimlerine (her ne kadar trajik görünürse görünsün) saygı duyması gerekir. Yüceltmek de birdir yermek de birdir. Bu nedenle ilişkileriniz size yapay görünmeye başladı. Birbiriniz hakkında sahip olduğunuz yorumlar var olmaya devam ettikçe aranızdaki perdeler varlığını devam ettirecektir. Perdeler kalplerinizi hissetmeniz önündeki en büyük engeldir.

Sevgililerim kabul halinde olun. Yaptığınız ve hata olarak adlandırdığınız her şey için önce kendinizi affedin. Sonra da yaşadıklarınız için teşekkür edin. Almanız gerekeni alın ve salıverin. Aynı şekilde sevdikleriniz ve yol arkadaşlarınızın yaşadıklarına saygılı olun. Önemli derslerini verirken müdahalesiz bir şekilde yanlarında olun. Herkesin ne yapması gerektiği kendi hücresel hafızasında ve enerji alanında kayıtlıdır. Bu nedenle onların her şeyi çözümlemesine zaman tanıyın. Aynı şekilde kendinize de zaman tanıyın. Tespit ettiğiniz ve dönüştürmeniz gereken ne varsa sizden gitmesi gereken anda gidecektir. Bu nedenle geçirdiğiniz tüm süreçler boyunca kabul halini korumaya çalışın.

Dünyadaki deneyimleriniz ve kendini içinizde gerçekleştirdiğiniz devrimleriniz nedeniyle tüm bir var oluşa yaptığınız katkıları ve sonuçlarını görebilseydiniz her şey sizin için daha anlamlı olurdu ancak en büyük dersiniz budur; sadece var olduğunuz için sonsuz bir değere sahip olduğunuzu hatırlamak!

AKTARAN: SERAYE MAYDA

1 comments:

Adsız dedi ki...

Ben derim ki siz bir de şu linke bir bakın:

http://www.angelfire.com/ri2/ruhiselman/rs87.html

Yorum Gönder