16 Kasım 2014 Pazar

Arkturus Grup Mesajı: “Evrimleşme”, kendinizin kim ve ne olduğunu tekrar hatırlama yolculuğudur

 Walking monks on desert
Arkturuslulara, Marilyn Raffaele’e ve çeviriyi yapan Mor Alev Dostuna çok teşekkürler. (www.onenessofall.com)
Arktrus Grubu olarak bizler, Gerçeğin daha fazla bilinmesi ve anlaşılması amacını taşıyan ve Sevgi ile sunulan bu mesajla, hepinizi selamlıyoruz.
Çoğu bireyin, kendi kişisel inanç sistemlerini sorgulamaya başladığını gözlemliyoruz. Bu da, zihinsel bedenlerinizde bir arınma oluştuğunun bir göstergesidir. Aslında tüm bedenleriniz bu arınma işleminden geçiyor.
Sizler sadece, insan gözü ile görülen fiziksel bir bedenden ibaret değilsiniz. Aynı zamanda, enerji alanınızı oluşturan eterik, duygusal, zihinsel ve ruhsal bedenlere de sahipsiniz.
Dünya’dan yayılan Işık, her geçen gün artıyor. Şu an öyle görünmüyor olsa bile, sizler değişim yaratıyorsunuz.
Yoğun ve bilgisizce yaşanmış ömürler boyunca birikmiş olan eski ve çürümüş enerjileri, Gerçeğin ve Işığın frekansıyla değiştiriyorsunuz ve böylece tüm bedenlerinizi arındırıyorsunuz.
 
Zıtlık ve ayrımcılık tabanlı inançlar ve kavramlar, asla gerçek değildir. Çünkü onları destekleyici bir spiritüel yasa (ilahi yasa) yoktur. Bundan dolayı bu eski enerjilerin – üst boyutsal enerjilere yükselebilmek için – salıverilmesi ve temizlenmesi gerekir. Yükseliş denilen olay, budur!
Bunun için gerekli olan tek şey, evrimleşmeye niyet etmektir. Arınma işleminin ayrıntılarını bilmenize gerek yoktur. Çünkü siz hazır olduğunuzda, Öz benliğiniz sizi gerektiği gibi yönlendirecektir. Bu işlem, genellikle sizin ruhsal olarak hazır olduğunuz aşamalarda gerçekleştiğinden dolayı, çoktan çözülmüş olduğunu sandığınız sorunlar, aniden tekrar ortaya çıkabilirler. Hiçbir belirgin nedeni olmadan duygusal ya da fiziksel sıkıntılar yaşıyorsanız, ya da ömür boyu inandığınız şeyleri ciddi ciddi sorgulamaya başlamışsanız, o zaman arınma işleminden geçiyorsunuz demektir.
Şimdi, “spiritüel tamlık” kavramından söz etmek istiyoruz. Dünya’daki insanoğlu, her şeyin bir şekilde  “tamama” ereceğini doğal kabul ediyor. Bu da,  iyi ya da kötü olması fark etmeksizin “tüm parçaların bir araya gelmesi” anlamını taşıyor.
Oysa spiritüel anlamda “tamlık”; Öz Benliğin, kendisini “tam ve bütün” olarak algıladığı bir bilinç durumuna ulaşması, demektedir. Bu işlem, yüksek boyutlara doğru kesintisiz devam eden bir yolculuktur. Işık Varlıkları, gerçekte kim olduklarını bilen aydınlanmış varlıklardır. Ve bu durum da, onların enerji alanlarına yansır.
Hepsi, İlahi Bilinçten oluşmuştur ve bu yüzden Özlerinde, “tamlık ve bütünlük” gibi İlahi Bilincin niteliklerini taşımaktadırlar. Bir varlığın “tamlık derecesi”, o varlığın bu Gerçeği Öz Benliği ile algılamasıyla (öğrenilen bir bilgi gibi değil) ve kendisine göre “tamlığı” oluşturan özelliklerini dışarıya yansıtmasıyla doğru orantılıdır.
Yeryüzünde, herkesin hemfikir olduğu tek bir “tamlık” yoktur. Bir şeyin kusursuz (tam) olması için nelerin gerektiğine dair, toplumların, dinlerin, yöneticilerin, hükümetlerin, uzmanların, ailenizin ve arkadaşlarınızın farklı farklı inanç kavramları vardır. Ama bu yanlıştır! Çünkü bir bireyin  “bütünlüğü ve tamlığı”, diğer bir bireye göre “bütünlük ve tamlık” olmayabilir. Şayet bireyler kendileri için en doğru olanı sezinlemeye çaba gösterirlerse ve başkalarının dayatmalarına önem vermezlerse, gerçek anlamda özgürlüğü keşfetmiş olacaklardır.
Tamlık ve bütünlük, her Ruhun doğal hakkıdır. Ancak bir ruhun bunu deneyimlemesi için, o bilinç seviyesine yükselmesi gerekir. Bu bir evrimsel yolculuktur. O bilinç durumuna erişmeden “tam ve bütünmüş” gibi davranmak, kişinin kendi kafasını kuma gömmesi gibi bir şeydir.
Dünyevi zorlukları ve problemleri görmezlikten gelmeyin. Ama onlara enerjinizi vererek, sahip olmadıkları gücü yüklememeyi de öğrenin. Gerçeği bildiklerini sanan bazı entelektüel kişiler,  olumsuzlukların karşısına geçerek kendi kendilerine veya çevredekilere, “Bunların hepsi bir yanılsamadır” diye söylenirler ve herhangi bir müdahalede bulunmazlar. Ve bu tutumlarının, spiritüel bir davranış olduğuna inanırlar.
Hâlbuki dünyevi deneyimlerin amacı, bir şeyleri yaşayarak öğrenmek, bu sayede aydınlanmak ve (yanılsama olsa bile), meydana gelen olayların üstesinden gelmeğe çalışmaktır. Çünkü ancak, dış dünyanızdaki (iyi veya kötü) görüntülerin, zıtlık ve ayrımcılık bilincinden kaynaklanan yanılsamalar olduğunu derinden idrak ettikçe, üçüncü boyutsal inançların haricinde onları orada tutan başka hiçbir yasanın olmadığını anlamaya başlayacaksınız.
Ancak henüz erişemediği bir bilinç durumunda yaşamaya çalışan ve kendisinin “tam” olduğuna inanan bir birey, bu noktada yolunu kaybedebilir. Her ne kadar esas gerçeklikte “açlık” olgusunu destekleyen bir yasa olmamasına rağmen (çünkü ilahi yasa, tamlık ve bütünlüktür) açlık çeken bir bebek, insanlığın sahnesinde gerçektir ve yardıma muhtaçtır. Ancak bebeğe bakıp, her şeyin bir yanılsama olduğunu söylemek ve hiçbir şey yapmamak, cahilce bir davranıştır.
“Bütünlüğün bilinç haline” ulaşmak, evrimsel bir yolculuktur ve bu yollar da  “dikensiz” değildir. Günlük yaşamlarında “tam ve bütün” olmanın spiritüel avantajlarını deneyimleyen kişiler, muhtemelen önceki yaşamlarında görevlerini tamamlamışlardır. Zira herkes bu yolculuğu, mutlaka yapmak zorundadır. Gerçi her ruh, evrimleşme yolculuğunu tamamlamak için Dünya’yı seçmez.
Yeryüzüne enkarne olmamış birçok ruh vardır. Çünkü onlar, diğer Gezegenlerde evrimleşmeyi seçmişlerdir. Ancak üçüncü boyutun deneyimlerinden geçerek Dünya’da evrimleşen ruhlar, çok güçlü ve gelişmiş bir şekilde “mezun” olurlar. Bu sebepten dolayı Yeryüzünde evrimleşmek, çok fazla tercih edilmiştir.
Zihin, bireysel bilinci yorumlar ve birey ile aynı rezonansta titreşen şekiller olarak onu dış dünyasında oluşturur. (Zihin, kişinin düşüncelerini değerlendirir ve o doğrultuda dış dünyasını yaratır). Ancak bu oluşumlar, bireyin “bütünlüğünü” temsil ettikleri zaman (bireyin kendi “tamlık” anlayışıyla uyumlu olduğu zaman) normal ve olağan bir biçimde ortaya çıkarlar. Bu duruma güzel bir örnek şu olabilir; Mükemmel bir iş veya bir eş, bu rezonansta titreşen bir birey için tezahür edebilir. Fakat emekli olan veya mutlu bir evlilik sürdüren bir kişi için (böyle bir düşüncesi olmadığından dolayı) bu durum ortaya çıkmayacaktır.
İnsanoğluna bir şeyin “güzel” olduğu duygusunu veren “tamlık” kavramıyla, “Spiritüel bütünlük” kavramını birbiriyle karıştırmayın. Aydınlanmamış bir topluma göre, arzulanan bir şeyi mücadele vererek elde etmek, tamlık anlamına gelmektedir. Buna karşılık Spiritüel bütünlük, güzel kurdelelerle bağlanmış hazır bir hediye paketi gibidir. Bu hediyeye sahip olmak için, mücadele etmeye gerek yoktur.
Gerçeğe ulaşma çabası içinde olan bütün spiritüel öğrenciler, bazen kendilerinin yeterince spiritüel veya tam olmadıklarını hissettikleri dönemlerden geçerler. Böyle bir duyguya kapıldığınız da, cesaretinizi kaybetmeyin. Çünkü erişmiş olduğunuz bilinç durumunuz, o an hissettiğiniz spiritüellik derecesinin göstergesi değildir. Ayrıca dini tutkularıyla spiritüel olmaya çalışan kişiler, çoğu zaman ruhsal bir deneyim yerine üçüncü boyut ve ego güdümlü deneyimler yaşarlar.
Evrimleşmek demek; alışılagelmiş üçüncü boyut duygu ve düşüncelerinin ötesini görmek ve onlara güç vermeyi reddetmek, öğrendiğiniz gerçekliği yüksek manada yaşamak, Dünya’da olmak ama “dünyevi” olmamaktır.  
Dünya’daki savaşların, gerçekten herhangi bir gücü olmadığının ve onları destekleyen bir yasanın bulunmadığının farkına vardıkça, onların gitgide azaldığını bizzat deneyimleyeceksiniz. Unutmayın! Enerji, benzer enerjiyi çeker!
Bu mesaj, uygun bilinç haline erişmeden mutlak gerçeklikte yaşamanın sakıncalarını fark etmeniz için verilmiştir. Çünkü spiritüel olarak büyüme hevesinde olan bazı öğrenciler, bir an önce mutlak gerçeklikte yaşamayı arzu ederler. Oysa bu gerçekliği, sadece zihinsel olarak kavrayabildikleri kadarıyla yaşarlar.
Bir şeylere heves etmek, gayet uygun bir davranıştır. Ancak bu sevgili öğrenciler, kitaplardan okudukları gerçeğin kendi gerçekleri ile uyuşmadığını hızlı bir şekilde keşfedeceklerdir. Böylece kendilerini ya aldatılmış, ya da spiritüel uğraşlar için henüz hazır olmadıklarını düşünerek başarısız hissedeceklerdir.
Cesaretleri kırıldığından dolayı da, daha önce inandıkları çoktan eskimiş olan enerjilere muhtemelen geri döneceklerdir. Bazıları ise, dışsal olayların bu şekilde değişeceği inancıyla, ısrarla bir gerçeğe tutunmayı seçecektir. Böylece onları görmezlikten gelmekle, aslında onlara güç verdiklerini ve yerinde sabit tuttuklarını fark etmeyeceklerdir.
Hiç kimse, ulaşmış olduğu bilinç durumunun üstünde bir şeyleri oluşturamaz veya yaşayamaz. Bu da, hem kendinizi hem de başkalarını bağışlamanın gizli anahtarıdır. Çünkü herkes, bilebildiği kadarıyla en iyisini yapmaktadır. Hatta bir katil bile, Dünya için bir şekilde iyi bir şey yaptığına inanmaktadır.
Evrimleşmek demek, bilincinizin belli bir noktaya kadar esas Gerçekledolması için çalışmak demektir, Sevgililer. O zaman yaşam sizler için kolaylaşır. Çünkü Gerçek, ihtiyacınız olan şekillerde – fikirler, materyal, kişiler vs. – dış dünyanızda oluşmaya başlar.
Herhangi bir çatışma veya uyumsuzluk ile karşılaştığınızda, Kaynağın (Yaratan’ın) kendisini asla “bu tarz” şekillendirmeyeceğinin farkında olarak, merkezinizde kalın.  Çünkü İlahi Bilinç, çatışma veya uyumsuzluk enerjilerini somutlaştırmaz. Birliğin içinde uyumsuzluk enerjileri olamaz. Böyle bir durumda; “Şahit olduğum bu görüntü,  zıtlık ve ayrımcılık inançlarının tezahürüdür ve YANILSAMADIR. Yanılsama ise benim algımdır, içinde bulunduğum bir durum değildir” diyerek, dengede kalın.
Sonra da gerekli olan adımları atın. Her bireyin Tanrısal bir Varlık olduğu “gerçeğini” algılayan Rahibe Teresa,  Hindistan’daki zor durumda olan insanların karşısına geçip, “Bunların hepsi yanılsamadır!” diye haykırıp, çekip gitmedi. Esas Gerçeğin farkında olduğu halde, aç insanları besledi, yaralarını sardı ve acil ihtiyaçlarını karşıladı ve kendisini bu tür hizmetlere adadı.
Yeryüzünde bulunup insani deneyimler yaşarken, gerçek Benliğinizin “bütünlüğüne ve tamlığına” evrimleşmek, işte budur. Hiçbir şeyi yadsımayın. Bu demek değildir ki, her şeyi beğenmek ve kabul etmez zorundasınız veya bir şeyleri değiştirmek için çaba göstermemelisiniz. Bunun anlamı, herhangi bir tepki vermeden önce olaylara ruhsal bir anlayışla bakmaktır. Bu şekilde davrandığınızda, ruhsallığın öğretileri o sorunun çözümünü ortaya çıkaracaktır.
Zor durumda olan ülkelere ve insanlara sık sık Işık gönderin. Böylelikle Işık, uzun süre saklı kalmış olan yoğun enerjileri açığa çıkaracak ve karanlığı aydınlatacaktır.
Size gerekli olan tek şey, kendi gerçekliğinizin en yüce duygusuyla yaşamaktır. Bu şekilde yaşadıkça, çok daha fazlası size bahşedilecektir. Herkes “tam ve bütündür”. Ancak üçüncü boyut enerjisinde yaşanan hayatlar, bunun unutulmasına neden olmuştur. Yaratıcı Varlıklar olarak sizler de böylece, zıtlık ve ayrımcılığın olduğu bir Dünya’yı bilgisizce yaratmış oldunuz.
Kısacası “Evrimleşme”, kendinizin kim ve ne olduğunu tekrar hatırlama yolculuğudur.
Bizler Arktrus Grubuyuz.
Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık”bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.
Telif Hakkı©2014 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (http://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
Copyright © 2014 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. http://moralev.com/

0 comments:

Yorum Gönder