23 Ocak 2015 Cuma

Cennetten Mektuplar #5169 – Hakikat, O Kadar Uzakta Olabilir mi?

 ben coffman photography - Aurora Borealis at Trillium Lake, Oregon
Bu mesaj Mor Alev Dostu tarafından çevrilmiştir, kendisine çok teşekkür ederiz. Orijinalinihttp://heavenletters.org/ da bulabilirsiniz. Gloria Wendroff’a da teşekkürler.
Tanrı dedi ki;
Haydi, her şeye yepyeni bir açıdan bakalım. Yeryüzündeki her şeye, eski bakış açısından bakmak niye? Sınırlara bağlı kalmak niye?
Hayat, çok katlı bir alış veriş merkezinde bulunan ve sürekli yukarı doğru hareket eden “yürüyen merdivenlere” benzetilebilir. İkinci kata ayak bastığınızda, yukarıda başka katların da mevcut olduğunu ve her kata sadece, bir alt katta bulunmayan tek tük şeylerin ilave edilmiş olduğunu tespit edersiniz. Ayrıca her kat, bir öncekinden daha güzel olacak diye de bir durum söz konusu değildir. Örneğin çok katlı bir mağazanın beşinci katı, dördüncü kattan daha harika olmayabilir.
Bilincin katlarına gelince; Bilincin her katında, tamamen farklı şeyler sunulur ve her kat bir öncekinden daha üstündür. Bilincin hangi katında bulunursanız bulunun ve bizim “en üst kat” dediğimiz kata ulaşmadan önceki hangi katta olursanız olun, o kat anlamsal olarak altın değerindedir.
 
Peki, bilincin bir üst katını özümsemek, şu an bulunduğunuz kattan daha mı kolaydır? Evet ya da hayır!  Artık bu noktada bu soruyu sormak çok gereksizdir. Çünkü geriye dönüp bir alt kata inmek istemeyeceğinize göre, ister buna hazır olun ister olmayın, mecburen bir üst kata çıkacaksınızdır. Ve kendinizi ne kadar gergin hissederseniz hissedin, şayet yukarı çıkıyorsanız zaten buna hazırsınızdır. Her şeyin ötesinde, yeni bir kata çıkmakla da ilerleme kaydetmişsinizdir.
Tabii ki yaşam koşulları içerisinde bu katları tespit edebilmek, o kadar kolay değildir. Belki siz hiç farkında olmadan, yedinci kata çıkmışsınızdır. Belki de bu güne kadar hep en muhteşem olan katta duruyorsunuzdur. Aslında bu düşünce, gerçeğe daha da yakındır. Belki de şimdiye kadar (diğer katları fark etmediğiniz için) hep en üst katta kaldığınıza inanıyorsunuzdur. Belki de kat numarasını okuyamayacak kadar hızlı bir şekilde yukarılara çıkmış ve aniden bulunduğunuz katın numarasını okuduğunuzda, şaşırıp kalmışsınızdır. Kısacası, bilincin hangi katında olduğunuzu keşfetmeye çalışmak, harika bir iştir.
Hayatın tümü, şaşırtıcıdır. Belki yeni ulaştığınızı düşündüğünüz son kat (sanki bir son kat varmış gibi), aslında en başından beri bulunduğunuz kattı ve siz bunu şimdiye kadar özümsemediniz. Oysa şimdi, isteseniz de istemeseniz de özümsemek zorundasınız!
Belki bu güne kadar hep küçük bir kulübede yaşadığınızı düşünüyordunuz. Şimdi de en başından beri, her şeyden habersizce bir şatoda yaşadığınızı görüyorsunuz. Meğer her dileğinizi yerine getirmeye hazır olan hizmetkârlarınız ve size yardım eden Melekleriniz varmış. Ve siz nelere sahip olduğunuzu, şimdiye kadar görmemişsiniz. Kendinizi şu anda, “sanki çok uzun zaman önce size büyü yapılmış da cansız bir mankene dönüşmüşsünüz ve birden büyü bozulmuş” gibi hissediyorsunuz.
Artık görebiliyorsunuz! Duyabiliyorsunuz! Konuşabiliyorsunuz! Ve kalbiniz çarpıyor! Nihayet, her zaman olmak istediğiniz yerde bulunduğunuzu kavrıyorsunuz ve sadece farkındalığınızın gerilerde kalmış olduğunu anlamaya başlıyorsunuz.
Şu anda nerede olursanız olun, acaba “Hakikat” sizden o kadar uzakta kalmış olabilir mi? Sevgililer, Hakikat her daim tam topuklarınızın ardındaydı ve sizi adım adım takip ediyordu!
Peki, şimdi ne değişti? Farkındalığınız değişti. Daha önce uyuyordunuz, şimdi uyandınız. Gözlerinizi ovuşturuyorsunuz ve kendinizi çimdikliyorsunuz. Evet, artık uyandınız!
Şu an bulunduğunuz katın haricindeki diğer katların hepsi, hayal ürünüydü. Onları, kendi mantığınıza göre sıraladınız. Ancak, en üst katta olsanız bile ayağınız bazı tümseklere takılabilir. İnanması zor olsa da, buna alışmalısınız.
Yeryüzündeki yaşamınızın tamamı, sizin zaten çoktan “yükselmiş bir varlık” olduğunuz fikrine alışmanız üzerine kurulmuştur. Aslında alışmanız gereken birden fazla şey vardır ve kazandığınız Zafer de bunlardan biridir. Çünkü sizler, elinizde bir yol haritası dahi bulunmadan, Yeryüzüne ulaştınız. Hem de Hakikat olduğu sanılan, Yeryüzündeki yaşam gerçekliği ile ilgili hiçbir deneyiminiz olmadan.
Yani BEN sizin, “Cenneti, Yeryüzüne indirdiğinizden” bahsediyorum. Böyle görünse bile, tabii ki Cennet ve Yeryüzü her daim Bir olmuştur. Aynen sizin benimle Bir olduğunuz gibi…  Siz bu duruma nasıl bakarsanız bakın, fark etmez.
Peki, Sevgililer! Madem her daim Benimle Birsiniz, o zaman siz Cennetten başka nerede olabilirsiniz ki?
Hiç kimse, Cennetten başka bir yerde olamaz. Olunabilecek başka hiçbir yer yoktur. Ne düşünürseniz düşünün, yine de Benimle birliktesiniz. Ben neredeysem, siz de oradasınız. Ve bu da size anlatılan ve sizin de başkalarına aktardığınız “masalın” hakikatidir. Yeryüzünde kayboldunuz, öyle mi? Mümkün değil! Bu söylem ancak, başkalarından duyduğunuz ve benimsediğiniz bir varsayım olabilir.
Artık ortada, bilinmesi ve anlatılması gereken bir Hakikat var.  Hep birlikte, üzerinde çatı olmayan bir katta, yani Cennetteyiz. Cennete hoş geldiniz, evlatlarım!
*********
Bu dönemde hayatınızın her yönünde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, Yüksek Benliğinizin rehberliğini almak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.
Telif Hakkı© 2015 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (http://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir
Copyright © 2015  by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. http://moralev.com/

0 comments:

Yorum Gönder