9 Temmuz 2013 Salı

TRANSCENSİON (AŞMA): DUALİTENİN ÖTESİNE İLERLEMEK

 
Lauren C. Gorgo

Bu rapordaki ilk cümlemi formüle etme şansım bile olmadan, şu sözcükler zihnime girdi:

Sizler kaderinize ulaşmak için, transcension (aşma) portalı vasıtasıyla dualite matriksini resmi olarak geçtiniz! Kader değişebilir, ama aynı zamanda belirlenmiştir. Sizler yeni yaşamınızın her veçhesini yarattınız ve bunun gibi, kendinizin yarattığınız dünyalar sizin üzerinize iniyor.

Öncelikle, sizin onurunuza tebriklerimizi sunmak isteriz, şu duayla meşaleyi aktarıyoruz: “SEVGİLİLER… BİRLİĞİN Yasası ile uyum içinde birleşmek için yapmış olduğunuz her seçimi onurlandırmak için bugün toplanıyoruz. Egemenlik asasını getiriyoruz ve her birinize Mesihlik ünvanı veriyoruz. Bu onurlandırma töreniyle, her birinizin ödüllerinizi almak için öne adım atmanızı istiyoruz.


Bizler yuvadan kardeşleriniziz, bizler bu anda size rehberlik yapmak ve yardım etmek için çağırdıklarınızız, sizlerin yeni güneşin ışığına doğru büyümenizi yoğun bir keyifle izlerken, artık bizim hizmetlerimize gereksinim yok. Sizler yükselenlersiniz.” Pleiades Yüksek Konseyi

Pleiades Yüksek Konseyi bizim son yeni ayda (8 haziran) neredeyse hayatlarımızı resmen sona erdirecek olan tutulma sandvicinden ortaya çıkışımıza değiniyor, onların “dualiteden daimi kaçışımız” olarak değindikleri yeni ay. Kaçışı bilinçli olarak yapanlar için, teknik olarak hala eşiğinde olduğumuz bu ÇOK BÜYÜK, felç edici dağıtıcı temizlik dalgasının neredeyse ötesinde olduğumuz gösteriliyor, yakında BİRLİĞİN sakin sularında yüzüyor olacağız, (3B) kıyı şeridinden bilinmeyen (5B) nin açık denizlerine savrulacağız.

Hayatınızın son 6 haftası ne kadar ciddi şekilde berbattı? Dürüstçe bundan çıkabileceğimi düşünmedim. Daha önce hiç olmadığı şekillerde gerilediğimi hissettim, çoğunlukla zihinsel olarak, genellikle dengemi sürdürmek için azimli bir kararlılıkla desteklendiğim yer, ama bu kez değil. Tüm bu süreç boyunca hissetmiş olduğumdan daha fazla & daha garip fiziksel semptomlara ek olarak, gerçeklikten kayıp kaymadığımı merak ettiği anlar vardı, bu hiç bitmeyen süreçte kapana kısılmış olmanın mutlak hayal kırıklığından tamamen çıldırmış olmamdan korktuğumu hissediyordum.

Birçoğunuzun Mayıs ayında zor zamanlar geçirdiğinizi biliyorum ve Haziran henüz çok fazla rahatlama getirmedi, ama sonraki seviyenin ötesine geçmiş olan sayısız acımasız semptomların ortasındayız, bu ayın son haftası hazır olanlar için büyük dönüş noktasıdır.

Görünüşe göre, gelmekte olan SEVGİ dalgalarının izdihamı var ve birliğe girmiş olanlar sonunda bu dalgaları yakalayabilecek ve zirveye sürecekler; hala ayrılığın illüzyonuna yakalanmış olanlar, tüm çıkıntıları düzgünleşinceye kadar okyanusun dibinde alt üst olacaklar. En sonunda, hepimiz aynı enerji akımlarıyla aynı yere varacağız, sadece dualiteye hala odaklanmış olanlar gelgitin insafına kalırken, birlik içinde olanlar sonunda onların üstatları olacak.

Çoğunlukla büyük gezegensel oyuncular (Jüpiter) dahil olduğundan, son yeni ayın bizleri öncekilere hiç benzemeyen yeni bir başlangıca getirmekten sorumlu olduğunu duyuyorum. Görünmeyenler değişmekte olan gerçekliğimize tüm gezegensel dahil oluşların bizlerin 5B’ye varışımızla daha fazla ilgili olduğunu ve bu gezegensel gövdelerin her birinin farkındalığımızın yüzeyine getirdikleri spesifik frekanslar ile daha az ilgili olduğunu açıklıyorlar.

Başka deyişle, kendimizden dolayı şimdi buradayız …. şimdi ve burada demirleniyoruz. Onlar, “iyi iş yaptınız dostlar!” diyorlar.

Kimliksizleşme

Hayatlarımızın son 6 haftası çok zahmetli oldu… tüm bu eziyetlerin ne ile ilgili olduğunu yavaşça görmeye/hissetmeye/anlamaya başlıyoruz. Daha önceki mesajlarda ilk tutulma (25 nisan) ve Hazirandaki gündönümü arasında gerçekte kim olduğumuzun mutlak özüne küçüleceğimiz/azalacağımız söylenmişti ve bu yeni seviye otantikliğin bazı gerçekten dünyevi seviyelerde aşikar olduğuna karşı gelemezsiniz.

Pleiadesliler bana bu gelişmekte olan doğruluğun “dualiteyi arkada bırakmanın dallanmalarından” biri olduğunu söylüyor ve özgürlüğümüzün bizler için görünebileceği yollara ek olarak bunun farkında olmamızı istiyorlar.

Bu genişlemenin en aşikar gerçekleşmelerinden biri “itibar etmeme” yeteneğimizdedir. Bu duygusal kendini ayırma çok doğaldır ve konseyin bunun ebedi BİRLİĞİN ortasında bireysel tekilliğimizin ifadesi dedikleri şeyin çok gerekli yan ürünüdür.

“Size eziyet etmeye alışık olan o şeylerin artık varlığınızda etkisi olmadığını farketmeye başlayacaksınız, ki bu gerçekte sizin çabaladığınız şeydir. Ancak, bu son aşamalarda korkutucu olan kendini ayırma anları da olabilir, aniden bir zamanlar değerli tuttuğunuz bazı şeylere çok uzak hissedebilirsiniz. Bu olması gerektiği gibidir.

Bunu dikkatinize getirmemizin nedeni, kim OLDUĞUNUZUN birazı değil, daha fazlası değil, TÜMÜ olabilmeniz için, kim olmadığınızın birazını değil, fazlasını değil HEPSİNİ resmen salıverdiğinizi kavramanıza yardımcı olmaktır. Bu, teoride her zaman amaç olmuşken, önünüzdeki anlar size daha derin ve somut şekillerde örnekleyecek, gösterecek. – Pleiades Yüksek Konseyi

Bu daha derin seviyedeki salıverme farklı insanlar için farklı seviyelerde ve farklı şekillerde tezahür ediyor, ama buradaki ana tema kimliksizleşmedir. BİRLİK alemi ünvanlara, rütbelere veya düzene tüm bağlılıkları imkansız hale getirir… yani, artık herhangi zihinsel ya da kültürel kavramlarla fazla bağlantılı olamayız. Bu herhangi spesifik etiket, rol, uzmanlık, eğitim, grup, organizasyon, teori, kavram, milliyet, din, kök, aile yapısını kapsar, bunlarla sınırlı değildir.

“Bunun sizi alarma geçirmesi veya tüm değerli saydıklarınız sizden alınacakmış gibi hissetmeniz için söylemiyoruz… tam tersine. Uzaklaşacak olan her şey, sürdürdüğünüz kalan yanlışlıklar, artık size hizmet etmeyen sizi bir yaratım kalıbına bağlı tutan o şeyler, insanlar ve fikirlerdir. – Pleiades Yüksek Konseyi.

İlahi seviyede gerçekte kim olduğumuzu OLABİLMEMİZ için, olduğumuzu “düşündüğümüz” her şeyden kesinlikle sıyrılıyoruz ve bu bazı yolundan şaşmaz kendini ayırma anlamına geldi. Kimliksizleşme süreci ayrışma gibi hissettirebilir, ama değildir ve gerçekte neler olup bittiğinin farkında olmazsak depresyona yol açabilir. Yükselişin bu aşamasında “ilgilenmemiz” gerektiğini hissettiğimiz o şeylerin daha fazlasına itibar etmeme anlamına gelebilen yanlışlıkları sürdürmek için enerjiye sahip değiliz… özellikle örneğin, başka insanların yaşamlarında “rolümüz”.

“Anne baba” olarak bile rolünüz aniden önemini kaybetmiş gibi hissedenlerinizden e – postalar alıyorum ve bu bir seviyede alarm verici olabilir, ama ailenize SEVGİNİZİ kaybetmiyorsunuz, bu sevgi asla kaybolmaz, sadece buna bağımlığınızı kaybedersiniz ve bilin ki bunun yerini çok daha özgür, daha derin ve genişlemiş bir bağlantı alır.

Bunu daha önce söylemiştim, ama dualiteden birliğe geçiş kendi/ruhsalmerkezli bir süreçtir. Bu, ruhsal benliğin kişisel evrenimizin mutlak merkezi olması için, tüm ruh parçalarını (bağlılıklara verdiğimiz kendimizin o parçalarımız) yeniden toplamak anlamına gelir.

Ve bu ayrılık yaratan her şeyle birlikte kimliğimizi arkamızda bırakmak anlamına gelir… “Ben buyum, sen şusun.” Birlikte, biz her şeyiz, yine de hiç bir şeyiz ve bu nedenle hiç bir şeye bağlı olmamalıyız. Ve bu, kendi mesih benliklerini bedenlemiş olanlar için, gerçek ışık varlıklara evrimleşebilmemiz için sonunda ışıkişiçleri olarak “rollerimizi”  bırakmak anlamına geliyor. Başka deyişle, ışığa karşı “sorumluluğumuzu” bırakmanın ve bunun yerine sadece ışık OLMANIN zamanıdır.

Pozitif şekilde özdeşleşebileceğimiz tek ilgili ünvan SEVGİLİdir. Çünkü SEVGİ yakında bizden kalan tek şey olacak ve bu nedenle katkıda bulunacağımız her şey olacak. İronik olarak, SEVGİ burada gerçekte hesabı gören şeydir… en azından SEVGİMİZE gerçek olduğumuz zaman, evrenin SEVGİsiyle karşılaşacağımız anlamında.

SEVGİMİZ ile yaptığımız şey SEVGİNİN kendisine kalabalık etmektir ve bu yeniden değer biçme süreci buraya varma yolculuğunun esas kısmı oldu. Kendimiz veya başkaları için “yaptığımız şeye bedel olarak kendimize karşı değerimizi yenisiyle değiştirmek dayanılmaz ama ödün verilemez bir çaba oldu. Kendimizi SEVMEYİ ve sadece SEVGİ Olarak gezegene katkımızın kıymetini bilmeyi öğreniyoruz…. kim olduğumuza gerçek olmak ve bu nedenle içimizdeki TANRI – TANRIÇAYI onurlandırmayı ve kabullenmeyi hatırlamak ve sahiplenmek çağlarımızı aldı. Ama sonunda şimdi buradayız, tam insan Varlığımıza uyanıyoruz… orijinal olarak OLMAMIZ istendiği gibi.

Bu kimliksizleşme sürecine bir başka ilginç şey, başkalarının düşündüklerini önemseme yetersizliğidir.. ki bu çok güzel. Etrafımdaki insanlar doğru olmamanın yeni katmanlarından sıyrılmaktalar.

Bizler “insan” seviyesinde daha fazla otantik olurken, nasıl algılandığımız veya başkalarını nasıl etkilediğimiz ile ilgili daha da az endişeli oluyoruz. Kim olduğumuzun gerçeğine yeniden bağlanmanın bu son katmanlarında, aynı zamanda etrafımızdaki gerçeğin yansımasını da görebiliyoruz… ki bu en sonunda sosyal şartlanmanın yularlarından kendimizi kurtarmamızı sağlıyor.

Bizler yalnızca varlığımız ve herkesin ve herşeyin kalbini görme yeteneğimizle (3B) insan tetikleyiciler oluyoruz. Bunun yanısıra, gerçekten kalpleriyle düşünenler konuşulmayan SEVGİNİN gerçek dilini biliyorlar. Bu, söylediğimiz şey ile ölçülmez, söylediğimiz şeyi NEDEN söylediğimiz ile ölçülür.

Niyet her zaman her şeydir. Bu yeni seviye şeffaflıkla, otantik SEVGİNİN nerede olduğunu ve başkaları kalpten hissettikleri gerçekleriyle iletişim kurduğu zaman görmek süper kolaylaşıyor.

Kavramsal Spiritüellik

Kendi kutsallıklarını bedenleyenler için “yükseliş” veya herhangi türde “spiritüel” şeylerde artan bir hafife alma da var. Eğer bu sizin başınıza geliyorsa, alarma geçmeyin, spiritüellikte onu incelemekten çok daha fazlası vardır. Spiritüellik gerçeğe giden trende sadece BİR duraktır, ama içinde yapışıp kalınan en popüler duraktır. Yükselişin amacı spiritüel “olmak” değildir, spiritüelliği bedenlemektir.

Konsey yeni bedenlerimize “girdiğimizde ve bunu yaşadığımızda, ruh alemiyle tam olarak birlikte yaratıyor olacağımızı bilmemizi istiyor ve bu alışmamız gereken bütünüyle yeni bir dinamiktir.

“Dualitenin düşük enerjileri daha uygun evsahipleri arayışında sizleri terkederken, şimdi gerçekliğinizin yaratıcıları olduğunuzu dikkatinize getirmek istiyoruz. Eskimiş şeyleri salıverirken, yerkürenin sınırlamalarının aksine, ruhun pınarından yaratmak için yaşamlarınızda yer açarsınız.

“Fiziksel olmayan alemlerde, zaman ve mekan vasıtasıyla yaratma yoktur. Bunu idrak seviyesinde anladığınızı biliyoruz ve bazı durumlarda bunu deneyime dayanan bir seviyede bile kavrayabilirsiniz, ama her şey yalnızca bu yeni yaratım şeklini destekleyecek şekilde değişmek üzere.” – Pleaides Yüksek Konseyi.

Şimdiye dek tüm bu değişimlerin her birimiz için ne anlama geldiğini perspektife yerleştirmek neredeyse imkansız idi, ama yeni bilgi geliyor ve berraklık görünmeye başlayacak. Yeni yaratımın berraklığı gerçekleşirken, görünmeyenler kendimizi burada gerçekten sınırlar olmadığı kavrayışına açmamızı istiyorlar.

“Sınırlama olarak bildiğiniz şeyler bu yeni çerçevede, bu yeni realite matriksinde var olmaz, şu anda iyice yerleştiğiniz yeni kalıpta var olmaz.” – Pleiades Yüksek Konseyi.

Görünüşe göre “yaratımın eski yasaları” bu yeni gerçeklik programına yükselenler için vazgeçilmez ve sahte ızgaraya bağımlılığımızı başlatmak için kullanılan geçmiş yaratımın zihinsel yapılarını salıvermek her birimize bağlı olacaktır.

Sahte ızgara, onların ölüm ızgarası olarak değindikleri şeydir ve insanlar üzerinde güç rejimini sürdürmek için tasarlanmış modası geçmiş bir sistemi besleme amacıyla kitleleri korkuda tutmaya hizmet eden bir sınırlama yapısıdır. Ama şimdi her birimiz ve en sonunda bir bütün olarak insanlık yaratımın gerçeğine uyanırken, bu sınırsızdır ve hiç bir şey tarafından kısıtlanmaz.

Hizmette

Pleiades Yüksek Konseyi önümüzdeki bu zamanın hem  büyük sevinç & genişleme, hem de büyük hizmet zamanı olduğunu bize hatırlatıyor… burada birilerine “hizmet etme” anlamında hizmet değil, SEVGİMİZ her zaman HERKESE hizmettedir…

“Dünyaya büyük hizmette olduğunuzu söylediğimiz zaman, enerjiyi berraklaştırma şekliyle demek istiyoruz… yani, gezegene sağladığınız hizmet sevinci sürdürme yeteneğiniz yoluyla oluyor.

Bunu daha önce birçok kez söyledik, ama SEVGİNİZİN hizmetiniz olduğunu hatırlamanız şimdi daha geçerli hale geliyor… burada önemli olan öğretmeniz, şifanız, yaratımınız değil, SEVGİNİZdir. Diğer sayılanlar sadece SEVGİ ile oynamanız, yakın bağlar kurmanızın ilave yararları ve ilave yollarıdır.

“Ama… SEVMEK dediğimiz zaman, öncelikle ve en önemlisi ‘kendinizi sevmenizi’ kastediyoruz, çünkü bu seviye yaratımda “başkası” yoktur. Herşey ve herkes sizsiniz ve siz herkes ve herşeysiniz.” – Pleiades Yüksek Konseyi.

Pleaides Yüksek Konseyi, yeni – insan matriksinin öncelikle kendi kendine yetmek için tasarlanmış olan birlikte örülmüş ışık alanlarından oluştuğunu ve bu şekilde yaparak, tüm diğer enerjilerin bu dinamik altında nitelendirildiğini açıklıyor. Bunu anlayışta, asıl rolümüzün SEVGİDE durmak, SEVGİ OLMAK ve tüm kutupluluklara tarafsızlık içinde SEVGİ yaymak olduğunu kavrıyoruz. Yükselmiş bir üstat olmak, dualiteyi aşmak gerçekte bu anlama geliyor… insan dramasına, yaradılışın karmik sistemine katılma ihtiyacını salıvermek.

“İnsan dramasının artık olmadığını ekleyeceğiz…  5B yaratımda sizler zekanın birleşik alanından işliyorsunuz, bu, 3B kutupluluk alanından tamamıyla farklı bir düzendir.” – Pleiades Yüksek Konseyi.

Yeni – İnsan Öğretmen

Bu yeni dinamiğin spesifik örneğini veriyorlar… ve bu, bunu okuyan çoğunuz için önemli olacaktır… 5B’de “öğretmenin”çerçevesinde değişim. Öğretmenin yükseliş sonrası yeni bir referans noktası var… BİLDİĞİM Şeyden değil, KİM OLDUĞUMDAN öğrettiğimiz yer…. saf pozitiflik öğretmen halinden.

“Öğretmenin bu seviyesine en kutsal olarak bakılır, çünkü kendi bilgisini kabullenmesini sağlar ve bunu yaparak Varlığının gerçeğinin daha fazlasına işaret eder. Bunu bilişinize getirmemizin nedeni, olmakta olduğunuzun Yapan değil Olan bir öğretmen olduğudur. Bu yeni bir dinamiktir, ama aslında çok eskidir. Bunu başkalarının sorularına yanıt vererek yapmazsınız, çünkü kendiniz olarak yanıtlara sahip değilsiniz. Yeni öğretimde, öğrenciye sorusunun kaynağına geri gitmesi için rehberlik yaparsınız.

Bu yeniden yönlendirmede, sizler Olarak öğretirsiniz, çünkü yanıtı bildiğinizi ileri sürmüyorsunuz, öğrenciye yanıtın kendi içinde olduğunu sunuyorsunuz. Bazılarınız bu yeni öğretme şeklinde zaten ustasınız, bu öğretmenin tek GERÇEK yoludur.” Pleiades Yüksek Konseyi.

Gündönümü – Sonrası

Gündönümü sonrası konseyin “SEVGİYE dönüş” adını verdikleri yeni yolculuğumuza başlayacağımızı duyuyorum.

Bundaki heyecan verici şey, onların aynı zamanda bu yeni yolculuğun yükseliş – sonrası başladığını ve bunun sürekli daha iyiye gitmenin ortaya çıkması olduğunu söylemeleridir.

Kaderin çarkı aşikar şekillerde dönüyor ve bu çarkın bizleri nereye götürdüğüne güvenmek öncesinden çok daha zor iken, umudum bunun bizleri yuvaya güvenle götürmek için gerekli kör inancın son sıçraması olmasıdır.

“Yükselişinizin zamanı yakın. SEVGİYE geri dönüşü başlatan birlik alemlerine giriyorsunuz. Bu geçişle insan melekler oluyorsunuz, kalbinize yakın tutuklarınız kalacak.

Bu, mesihin ikinci gelişidir, dualiteden kurtuluştur, büyük sevinçtir, yükselmiş varlıklar olarak yaşamınızın başlangıcıdır.

Bu geçiş hem yükselmiş olanlar hem de gezegen için yeni fiziksel dünyanın başlangıcını işaret eder.” – Pleiades Yüksek Konseyi.

(Çeviri: Saffet Güler)

ThinkWithYourHEART.com ©Expect Miracles, Inc. 2012 All rights reserved.

0 comments:

Yorum Gönder