27 Kasım 2013 Çarşamba

ÖLÜMSÜZ MORFİK REZONANSA GEÇİŞ YAPMAK

imagesCALPF27L
Morfogenetik Alan İçpatlaması
Son zamanlarda, şu sıralarda fiziksel güneşimize giren ve gezegenimizdeki tüm yaşam formlarını yeniden kodlayan evrimsel dalga formları ile ilgili bir giriş yapmıştık.
Bu frekansların doğasında var olan, fiziksel gerçekliğimizin dokusunun şeklini değiştiren renk, ışık ve ses dalga cepheleridir.
Küresel seviyede, bu süper – yüklü titreşimler, evrimleşen türlerimiz için yeni entellektüel mavikopyaya eşlik etmek için kitlesel bilincin gezegensel morfogenetik alanını tarıyor. Bu, insanlığın zihinsel ve duygusal bedeninin (inanç sistemleri) tüm kollektif enerjisinin zorla yerinden söküldüğü anlamına geliyor.

Düdüklü Tencere Enerjisi
Bu ayrılık gerçekleşirken, uzun süreli oluşturulmuş alışkanlık sistemlerinin apansız içpatlamaları gerçekleşiyor. Bu geçici olsa da kaçınılmaz istikrarsızlaşma getiriyor.
Bunu Filipinlerdeki zorluk ve tüm dünyada son zamanlarda gerçekleşen iklim modelleri, artan çatışmalar, nükleer kirlilik, teknolojik bozukluklar gibi olaylara dayandırabiliriz. Bu enerji çoğunlukla düşük titreşimin zayıf geri bildirim döngülerini etkiliyor.
Yeni gezegensel mimarinin kurulumu devam ederken, kitlesel bilincin yoğunluğundan kaynaklanan ezici yük ve sıkı bir şekilde yapışık kontrol yapılarından dolayı, Dünyanın yeni frekans kalıplarına bu sıçramayı yapması kolay bir iş değil.
Yeni bağlantıların yapılması ve güven altına alınmasını sağlamak için blokajlar sürekli olarak bulunuyor ve salıveriliyor.
Büyük Hızlanma
Geçiş süreci akıllara durgunluk veren hızda hızlandı. Sanki bir gecede yeni talimat setleri alıyoruz, bir morfogenetik alandan yükseltilip bir diğerine düşüyoruz.
Yaşadığımız şey, tutunmanın eski temel alanlarının bağlantılarını söken bu son derece güçlü solar dalga formlarıdır.
Bu salıverilişi desteklemek tüm dünyada uyanmış bilincin seviyesini yükseltiyor.
Bilinçli modellemenin iki morfik alanı (yüksek frekanslı kristalin ve yoğun karbon temelli) bir anlamda çarpışıyor. Bu yakınsama noktasında daha yoğun titreşim alanlarında büyük istikrarsızlığa neden olan engeller, blokajlar, kayıp bağlantılar ve karışıklık var.
Dünya için yeni bir morfogenetik alan oluşturmaya yardımcı oluyoruz ve bu şimdi bizim daha büyük dikkatimizi talep ediyor. Elektrik sistemlerimde olduğu gibi, bu gelen dalga formu daha etkin dönüştürücülere (daha büyük odaklanmış gruplara) ve saf iletkenlere (bilinç bağlantılarına) gereksinim duyuyor.
Ne kadar çok parlarsak, her kesimden daha çok dikkati çekeriz. Gelen fırtınaları atlatmak için yaşam sistemlerimizi çok güçlü kılmamız kesinlikle önemlidir.
Aralıksız güneş patlamaları ve ters çevrilmeye başlayan manyetik alanı ile güneşimiz saldırgan, gezegensel çapta yeniden kutuplandırmanın büyük katalizörü olmaya devam ediyor.
Her yerde insanlar şu sıralarda girmekte olan süper yükseltilmiş enerji alanının dönüştürücü etkilerini hissediyor. Fiziksel beden değişimlerinden hiç durmayan ‘yüklemelere’ ve yeni yetenekler geliştirmeye kadar, güncellenmenin yoğunluğu inkar edilemez.
Güneşimiz vasıtasıyla kozmik ışınlar titreşim hızımızı artırmak için atomik yapılarımızı yeniden kodlayabilir mi? Daha az yoğunlukla daha geniş ışık frekansı spektrumunu aktarabiliriz. Hatta karbon yapımızdan çok boyutlu silikon kristale geçiş yapabiliriz.
YENİ ENERJİYE KENETLENMEK
Bu yüksek enerjili parçacıkları aktarma ve bunlardan yararlanma yeteneği hangi hızda titreştiğimiz ve emebileceğimiz ışık miktarı ile orantılıdır. Bundan başka, bu yeni enerji bedensel sistemimizde tatmin edici bir devre sistemi güncellemesi gerektirir.
Enerji Sistem Güncellemesi
Herkes, yüksek enerji voltajını almak ve dönüştürmek için genişlemiş fizyolojik devre sistemine gereksinim duyar. Yeni hatlara sahip değilseniz, yeni kodları doğru şekilde aktarmazsınız. Genç neslin çoğunluğu ve yeni çocuklar bugün bununla doğuyorlar.
Morfogenetik Alan Etkisi
Bütünlenmiş saflık ve sabitlenmiş kalp – zihin uyumu seviyesinde titreştiğimiz zaman, kademeli olarak güncellenmiş devre sistemini alırız. Bu direkt olarak bağlı olduğumuz ve veri aktarımı aldığımız morfik rezonans alanı ile ilişkilidir.
MORFİK ALANIN TANIMI
Morfogenetik alanlar türlerin ve herhangi bilinç “formunun” nasıl evrimleşeceğinin bilgisini saklayan temel mavikopyalardır. Basitçe, bunlar geleceğimizi programlar. Mikrodan makroya tüm bilinçli yaratım bu damgalama alan kalıplarında tezahür eder.
Morfogenetik alanlar teorileri 80 den fazla bilimsel makale ve birçok kitabın yazarı olan biyokimyacı Rupert Sheldrake’ten büyük ölçüde etkilendi. Sheldrake genlerin ve gen üretiminin nasıl geliştiğimizi açıklamada yeterli olmadıklarını ve biyolojik bilgiyi aktaran telepati türü bir bağlantı olduğunu söylüyor.
Örneğin, bedeninizde aynı genetik program gözlerinizde, böbreklerinizde ve parmaklarınızda mevcuttur. Eğer bunların hepsi aynı şekilde programlandıysa, o zaman nasıl bu kadar farklı gelişiyorlar? Onun teorisi DNA’nın tüm gelişimsel kodlamanın kaynağı olmak yerine, türler için morfik alandan bilgi alıcısı olduğunu ileri sürüyor.
Sheldrake, tüm düşüncelerin ve fikirlerin filtrelendiği görünmez, enerjisel bir yol olarak tanımlanan ‘morfik rezonans’ terimini türetti. Bu, aktivite kalıplarının onu izleyen benzer aktivite kalıplarındaki etkisidir, fiziksel mesafeye bakmaksızın geçmişten şimdiye zaman ve uzaydan geçen etkidir.
Onun araştırma bulguları, doğanın içinde evrimin ve biyolojik gelişimin parçası olan gömülü bir hafızanın bulunduğunu ortaya serer. Teori geçmişteki benzer şeylerin şimdideki benzer şeyleri etkilediği ve bunun sistemleri bir arada tutan şey olduğunu öne sürer.
Morfogenetik bir alan kümülatif hafızadan yaratılmış bir ‘alışkanlık gücüdür’. Morfogenetik rezonans nedeniyle (benzer benzeri çeker), bizler ‘alışıldığı gibi’ ve türlerimizdeki başka herkes gibi yaratıldık.
‘Olağan’ kalıbın kendini tekrarlamasını değiştirmek için, hem hafızaya dayanan mekanizmayı hükümsüz kılmaya ve enerjisel veriyi aktaran etki alanından bilinçli olarak çıkmaya gereksinimimiz olduğu görülüyor.
SİZİ HANGİ MORFİK ALAN DEVAM ETTİRİYOR?
1. Kitlesel İnsanlığın Morfik Rezonansı
Zaman, Korku, Bölünme, Dejenerasyon ve Ölüm
Kollektif bilincin morfik alanı bozulmuş, dejeneratif senaryoyu sürdüren kümülatif hafızanın zaman – kodlu alanı olarak tanımlanabilir.
Irk kitlesi büyük ölçüde çokça tekrarlanan ve alışkanlık olan inanç, kültürel gelenekler ve son derece kutuplaşmış duygusal ve zihinsel yapıların devinimiyle yaratılmış olan bir morfik rezonanstan işler.
Bu yeni gezegensel döngüye kadar, bu tekrarlanan kalıplar kodlanmış mavikopya haline geldi, insanlığın evrimini ıstırap ve sınırlamanın robotik çarkına kilitledi. Bu kollektif bilinç ‘bütünün’ titreştiği yerin yansıması olarak tüm gezegenin tezahür ettirdiği şeyden sorumludur.
Hepimiz için meydan okuma, kendimizi bu hipnotik etki alanından ve onun duyu yeteneklerimizi ısrarla durdurmasından tamamen yükseltmektir.
2. Yeni İnsanlığın Morfik Rezonansı
Zamansızlık, Sevgi, Birlik, Yenilenme, Ölümsüzlük
Yeni bir morfogenetik alan demirleniyor. Solar aktarımlardan gelen destekle evrimsel talimatın bir kalıbından diğerine hızla geçiş yapıyoruz.
Bu yeni matriks her birey için ve ırkın bütünü için ‘süper insan’ mavikopyası türünün kodlanmasını taşıyor. Bu mavikopya aynı zamanda yüksek evrimin solar, galaktik ve evrensel holografik kalıpları ile uyuşuyor.
Uyanmış grup uyumundan, tüm ırk türlerimiz için yeni bir morfik rezonans oluşturuyoruz. Bu rezonans birbirimize bağlı olmanın, ölümsüz doğamızın büyük ölçüde genişlemiş algısına erişme birbirine bağlı ve bütünleyici davranışını birlikte yaratma ve sürdürmeden sorumludur. Bu rezonans faktörü eşzamanlılıkların, sezgisel algının, telepatinin ve sonsuz arzunun hızlanmasından sorumludur.
Engin ölümsüzlük konusu çok basit bir anlayışa indirgenebilir. Ölümsüzlük ruhun asla ölmediği bedenlenmiş bilgisidir. Ebedi doğamız elektron ve kuarka kadar yaşam enerjisinin her parçacığında kodlanmış olan mutlak haldir!
‘Deneysel ölümsüzlük’ boyutsal frekansların geniş spektrumunu isteyerek geçme yeteneğidir. ‘Ölümsüz’ olarak yaşamak, maddeye bağlı bilincin ve onun sınırlı algıya bağlayan zorlayıcı itkilerinin çekiminden tamamen aşkın olmaktır.
ÖLÜMSÜZ MORFİK REZONANSA GEÇİŞ YAPMANIN ANAHTARLARI
1. Dejeneratif zaman kodunu taşıyan hafıza kusur mekanizmasını geçersiz kılmak.
2. Bedenin iletişim geri bildirim sistemini güncellemek.
3. Bedeninize kristal netlikte sinyaller vermek.
ANAHTAR # 1
DEJENERATİF ZAMAN KODUNU TAŞIYAN HAFIZA KUSUR MEKANİZMASINI GEÇERSİZ KILMAK.
Uyanmış insanlar olarak, çağdışı senaryodan işleyen kitlesel bilincin tanımlayıcı alanlarından yükseltiliyoruz. Bu, zaman – kodlu algının morfogenetik alanından aktarılan programdır.
İyi haber şu ki, bu yeni kozmik ışınların hafıza alanlarına ulaşma, dizilişleri yeniden modelleme ve dejeneratif gen kodlarını geçersiz kılma yeteneğine sahip olduğu görülüyor. Bilimsel olarak kanıtlanmazken, bu sezgisel bilişe ve beden prototiplendirme ile derin niteliksel deneyime dayanır.
Eski kodu yeni kod ile karıştırmanın insan enerji sisteminde hasar yaratabileceği öğrenilmiştir. Beden bilgiyi nasıl ve nereden alacağı ve tam olarak hangi aktarımların doğru oldukları ile ilgili bocalar. Eğer beden matriksi hazır değilse, bu genellikle Rupert Sheldrake’in “gömülü hafıza” olarak değindiği içeride saklanan kodun görevini yapmamasına neden olur.
Bu, bir websitesi sistemini yeni ve daha hızlı bir server’a geçirmeye benzetilebilir. her şeyin internet enerji alanına bağlanması ve yerleşmesi zaman alır. Sonunda, bazen kod doğru ortama yerleşmez. Tekrarlanan kod girişi ile gerekli olan yeniden kurulum olur.
İnsan bedeninde, sistemlerin bu değişimi bazı çok duyarlı zorluklar sunar. ‘Yeni organizasyon kalıplarını’ eski hafıza alanları ile karıştırmak bazı bozukluklar yaratabilir, özellikle zamanın çağları boyunca güçlü bir şekilde yerinde tutulmakta olan bozuk senaryolar ile uğraşıyorsak. Bedenin iletişim sistemleri kodu nereden okuyacağı ve hangi bilgi siciminin doğru dizilişi içerdiği ile ilgili bocalar.
İki mavikopya alanının buluştuğu enerjisel yakınsama noktasına değiniyoruz. Yeni devre kuruluncaya ve ayarları yeniden ayarlanıncaya kadar, kodun geçmiş ilişkilendirme ve genetik faktörler tarafından ısrarla kodlanmış hafızanın morfogenetik alanında saklanan kalıbı yok saymaya eğilimi vardır.
Birçoğumuzun sağlıklı beslenmemizin, saf bedenlere sahip olmamızın, ama hala dejeneratif kalıplar deneyimlememizin ve yokluk deneyimlememizin nedeni bu olabilir. Saf bir bedene ve huzurlu bir zihne sahip olmak, eğer bedenin iletişim sistemi hala eski kodu okuyorsa, morfogenetik değişimi tamamlamanın anahtarı değildir.
Bu geçişi yapmak için, hafıza alanlarımızın bizi kültürel olarak tanımlayan veya katı bir zaman faktörü ile bizi kontrol eden kalıplarda artık yaşamadığımız bir dereceye kadar geçiş yapmak zorunda olduğu görülüyor.
Başka deyişle, bir morfik rezonans alanından bir diğerine geçtiğimiz zaman, bedenimiz bocalar ve ışık enerjisinin aktarımı karmakarışık olur.
Güneşin tekrarlanan patlamalar göndermesi gibi, kişisel morfik rezonansımızı değiştirme süreci tekrarlanan enerjinin çok aralıksız gücünü gerektirir. Bu şekilde yeni kod kendisini yeni kalıcı kalıp olarak oluşturur.
Yeni mavikopyayı örtünmekte gerçekten ciddi olanlar için, sonuna kadar onun için gitmeliyiz ve bedene verilen sinyalleri karıştırmamalıyız. Beden her zaman ona sürekli olarak beslediğimiz şeye tepki verir.
ANAHTAR # 2
BEDENİN İLETİŞİM GERİ BİLDİRİM SİSTEMİNİ GÜNCELLEMEK
Şu sıralarda gezegensel ölçekte gerçekleşmekte olan morfogenetik alan içpatlaması ile ilgili olarak, aynı şey kendi bedenlerimiz içinde söylenebilir.
Elektrik sistemlerinde olduğu gibi, bu gelen solar dalgaformu daha büyük, daha etkin dönüştürücüye (beyin) ve çok fazla bağlayıcı iletkene (nöral yollar ve kuvvetli sinapslar) gereksinim duyar.
Bu sürecin yumuşak bir şekilde ve mümkün olan en az bedensel kargaşa ile gerçekleşmesi için, yeniden kodlama süreci mükemmel iletişimin geri bildirim sistemini gerektirir. O zaman, yeni veriler alınabilir ve nöral bağlantı noktasında mevcut olmayan alıcılar ya da blokajlar ile karşılaşmadan uyumlu bir şekilde aktarılabilir.
Yeni kod bedende mevcut olabilse bile, bunun onun doğru şekilde bağlanacağı anlamına gelmesi gerekmez. Bu bedenin morfogenetik alanına ve her sistemin, organın, dokunun ve hücrenin etrafındaki gömülü hafızasına atfedilebilir. Hücresel tepki hala onun ‘olağan’ modellemesine bağlıdır.
Bunların hepsi yeni bağlantılar oluşturmak ve bedenimizin kendisiyle ve genişleyen enerjinin sarmalayan alanları ile iletişim kurma şeklini geliştirmek ile ilgilidir.
ANAHTAR # 3
BEDENİNİZE KRİSTAL NETLİĞİNDE SİNYALLER VERİN
İşte morfogenetik rezonans değişiminize yardımcı olacak bir kaç fikir:
1. Sık Sık Güneş Işığı Alın
Güneşin gününüzün bir parçası olmasını sağlayın ve yeni kodlamaları alın. Güneş derinize gelsin, güneş ışığı yüklü su için, güneş ile meditasyon yapın.
2. Arzulanan Rezonansa Daha Çok Yaklaşmayı Sürdürün
Etkileyici hafıza alanlarının sizi bombardımana tutmaması için enerjisel veri aktarımının kitlesel alanından kendinizi uzaklaştırın. Şu sıralarda büyük sayıda insan bu dramatik değişimleri yapıyor. Sık sık ev değiştirmek, zaman bölgelerini, işleri, rolleri, görevleri vs değiştirmek iyidir. Çok daha yüksek vitese takmanın zamanı!
3. Dejeneratif Zaman Kodunu Geçersiz Kılın
Hayatınızı zaman kodlu, zaman kontrollü hafıza alanına göre yaşarsanız, hayatınız dejeneratif deneyimin morfik hapishanesinde kalır. Bu matriksten tamamıyla veya yeni kodlar yerine kilitlenene kadar radikal bir şekilde geçiş yapsaydınız ne olurdu?
Bu şu tür şeyler tarafından kontrol edilmenin ve güdülmenin salıverilmesine değinir: saat, Gregorian takvim, zaman özelliği olan gelenekler, astrolojik kimlikler, doğrum günleri ve davranışlarınızı geçmiş zaman çizgilerine programlayan her şey.
4. Alışkanlık Kalıplarını Bırakın
Kalıplarımız o kadar yapışık olabilir ki, fark edilmezler bile. Bilinçaltı kalıplarınıza girin ve kendinizi özgürleştirin. Cesur ve ekzotik olun. Daha önce hiç yapmadığınız bir şey yapın. Yiyeceklerinizi, aktiviteleriniz, uyku modellerinizi, giyinme tarzınızı değiştirin. Görünüşünüzü tamamen değiştirin. Kafanızı kazıyın. Geri bildirim döngünüzü serbest bırakın ve robotun fişini çekin.
5. Tekrarlayıcı Yeniden Programlama İle Meşgul Olun
Yapabildiğiniz kadar çok öğrenmeyi sürdürür. Bir çok bilinçli aktivasyon yapın. Yeniden programlayın, yeniden programlayın ve yeniden programlayın.
6. Bedenin Geri Bildirim Sistemini Kuvvetlendirin
Engellenmemiş kanalları ve net geri bildirim gerektiren yeni devre sistemi alıyoruz. Beden başlıca beyin, sinir sistemi, sinapslar ve sinaptik bağlantılar, nörotransmitterler, endokrin sistemi ve hormonları ile iletişim kurar. Bu aktarım sistemlerini inceleyin ve nereye odaklanacağınızı bulun. Çok şey keşfedersiniz.
7. Birliği Yaşayın
Evrime ve insan bedeni morfogenezine odaklı bir ağa bağlı kalın. Tüm insan ırkı için yeni bir morfik alanı birlikte yaratıyoruz.
Tiara Kumara
Children of the Sun Foundation
(Çeviri: Saffet Güler)

0 comments:

Yorum Gönder