Perdenin öbür tarafından ayrılıp doğum kanalına girdiğinizde ve yolculuğunuza başladığınızda, yuvasından ayrılan çocuk gibisinizdir. Biz de sizin için aynı duyguları hissederiz. Çocuklarımız anlamında değil, aramızdaki sevgi bağı olarak. Göz göze gelir gibi, enerjinize bakıp sizi bırakırız. Bunun sonucunda, sizi kaybetmiş gibi hissederiz, ta ki siz bizi tekrar bulmayı seçene kadar.
Şimdi, sevgili anne, çocuklarının izini kaybettiğini farz et. Nerede olduklarını biliyordun, bir ülkedeydiler ancak o kadar büyük bir yerdi ki iletişim kuramaz oldunuz. Bir gün gelip seni bulacaklarını umut ediyordun. Onları tekrar görmenin tek yolu buydu. Kalbin kırılmıştı.
O telefonun gelmesini bekliyordun ama hiçbir zaman gelmeyebilirdi de. Neredeydiler? Ne yapıyorlardı? Seni özlüyorlar mıydı? Böyle bir şey düşünebilir misiniz? Ve sonra bir gün, telefon çaldı ve açtın. Uzaklardan bir ses geliyordu. O ne kadar da değerli bir andı! “Anne, sen misin? Seni buldum!” Ne mutlu bir gün! Bu kutlanacak bir gün olmaz mıydı? Anne, bunu hissedebiliyor musun?
Hattın diğer ucundaki o tatlı ses. Şimdi, diyelim ki bunlar iki kardeşler.“Anne, seni bulduk!” Ve işte o soru gelir, “Anne, eve dönebilir miyiz?” Ne diyeceksin? Ne diyeceğini gayet iyi biliyorsun! O kapıyı açtığında Ruhun söyledikleri ile aynı şeyi söyleyeceksin.
“Evet! Lütfen gelin! Lütfen eve dönün.”
Eve dönüş mecazı yüksek benlik ile bağlantıyı anlatmaktadır ve size Tanrı’nın sevgisini hatırlatıp onunla tekrar bir olmayı hatırlatmaktadır.“Anne, eve dönebilir miyim?” Çok heyecanlısın!
Çocukların eve dönüyorlar nihayet. Bekliyor ve bekliyorsun ve işte oradalar: Karşıdan gelen iki araba var ve her birinde bir çocuğun var. Kavuşma anı geliyor. Onları tekrar görmeye hazırsın ve onları o kadar çok özlemişsin ki! Gözlerine bakıp kalplerin birleşmesini kutlayacaksın. Bunu deneyimlemeseydin asla bilemezdin. Kalbin yerinden çıkacak gibi atıyor ve gözyaşların sel olmuş. Artık beklemeye sabrın kalmamış. Bir çocuk yeşil bir araba ile geliyor, diğeri ise kırmızı. Umurunuzda mı? Anne, umurunda mı? Hayır! Tek istediğin ikisini de kollarında hissetmek!
Size Tanrı’nın şöyle diyeceğini söyleyenler olacaktır, “Dur! Arabanın rengi yanlış. Geri dön! Şimdi gelemezsin.” Ne kadar aptalca, değil mi? Hayır, arabanın renginin ne olduğunun bizim için hiçbir önemi yok. Tek önemsediğimiz, birleşme anı, kalp, bağlantı, arayışın sonlanmış olması ve elinizi alıp paylaştığımız sevginin hatırası ile yeni bir yaşama başlamak. Umursadığımız sadece bu. Size yanlış araba ile gelirseniz, Tanrının sizi sonsuz bir ıstıraba atacağını söyleyenler olacaktır! Bu size hiç mantıklı geliyor mu? Anne, sence bu sevgi olabilir mi?
Anlıyor musunuz, Yaratıcı bulunmak istiyor ve kavuşma yerine nasıl geldiğinizi önemsemiyor
0 comments:
Yorum Gönder