Bu mesaj Mor Alev Dostu tarafından çevrilmiştir. Ron Head tarafından 9 Şubat 2014 de iletilen mesajın orijinaline buradan ulaşabilirsiniz.
Son mesajımızın sonunda, sizin kişisel gücünüzün kaynağından bahsetmeye devam edeceğimizi söylemiştik. Şimdi devam ediyoruz. Bu konu epey ayrıntılı konuşulması gereken bir konudur. Dolayısı ile bu gün de bitiremezsek şaşırmayın. Biz bugün, iki hayali kişiyi birbirleriyle karşılaştırmaya karar verdik. Böylece aradaki farkı sizin tespit etmenizi istiyoruz.
Bu iki kişiyi karşılaştırabilmeniz için, birisine John diğerine ise Ray ismini vereceğiz. Belki John ile benzerliği olan birçok kişiyi tanıdığınızı ama Ray ile benzerliği olan çok az kişiyi tanıdığınızı fark edeceksiniz.
Şimdi; John çevresindeki ve ruhani boyuttaki hiçbir varlıkla bağı olmadığına inanıyor. John, kendisinin dindar biri olduğunu ancak inandığı Tanrının onu yargılayabileceği gibi, kendisini başkalarından ve diğer farklı inançlardan da koruduğunu düşünüyor. Kendi gücünün sınırlı, ama Tanrısının çok büyük bir güce sahip olduğuna ve onun erişilemezliğine inanıyor. Aynı zamanda, günahkâr doğduğuna ve Tanrısının affedebileceğinden emin olmadığı bir sürü günahı olduğuna inanıyor. John, sadece tek bir yaşamı olduğunu ve bundan dolayı her şeyi doğru yapması gerektiğini düşünüyor. Onun umudunu ayakta tutan tek şey, inandığı Tanrının doğru Tanrı olduğu ve diğerlerinin doğru olmadığını biliyor olması. Bu umuda, can simidi gibi tutunuyor. John, hayatını düzenleme konusunda kendisini çoğunlukla güçsüz hissediyor. Hayatın onu yönlendirdiğine inanıyor… Bu şekilde örnekler vererek, uzunca bir süre devam edebiliriz.
Şimdi Ray’a bakalım; Ray’in gerçeklik anlayışı çok farklı. O, somut veya soyut olarak algıladığı her şeyin sadece farklı enerjiler olduğunu biliyor. Bu biliş onu, aslında hiçbir şeyin birbirinden ayrı olmadığı gerçeğine yönlendiriyor. Bu da Ray’in, yaratılış enerjilerinden bağımsız olmadığı anlamına geliyor. Yaratılış enerjisi Ray’in var olmasının kaynağıdır. Ray, eylemlerini ve düşüncelerini yargılayacak olan evrendeki tek varlığın, kendisi olduğunu biliyor. Bundan dolayı kendisini ve başkalarını affetmeyi seçiyor. Her düşüncesinin ve niyetinin, yaşamını yönlendirdiğini biliyor. Hiçbir şeyden bağımsız olmadığı için, kendisinin bir parçası olan Tanrısının ve yüksek benliğinin onun her arzusunun, niyetinin ve ihtiyacının farkında olduğunu biliyor… Yine bu şekilde örneklemeye devam edebiliriz.
Hayal ettiğimiz bu iki kişinin ne kadar farklı yaşamalar sürdüğünü görüyor musunuz? Onları bu şekilde davranmaya iten sebebin, sadece inandıkları şeylerden kaynaklandığını anlıyor musunuz? Ayrıca, enerjinin, gücün ve yaratma aşkının, birinin içinden nasıl rahatlıkla aktığını ama diğerinden akmadığını görebiliyor musunuz?
Şimdiye kadar konuştuklarımızın hepsine, sadece bir teori diyeceksiniz, öyle değil mi? Tabii ki bu iki örnekten biri veya diğeri ile kendi davranışlarınızı bağdaştırmadıysanız, bunlar sizin için bir teori olabilir. Ancak biz yine de John’dan ziyade, daha çok Ray gibi olmaya karar vermenizi öneriyoruz. Ray’in davranışlarını bir teori olarak düşünmeyi bırakıp, deneyimlemeyi seçin ve yaşamınızda ne gibi değişiklikler olacağını görün. Tabii ki inandığınız dini değiştirin demiyoruz. Ama yüzyıllardır eski inançlara dayanan ilkelere yeni bir anlayışla yaklaşmanızı öneriyoruz. Peki, herkesin inandığı “kökler” nasıl değişebilir? Şunu deneyin. Kendinize, “Tanrımın enerjisi benim içimden geçerek akıyor” deyin ve böylece her şeyin değişebileceğini görün.
Göreceksiniz ki, kökten inandıklarınızın bir bölümünü bile değiştirmeniz, çok farklı bir yaşam oluşturmaya yetecektir. Yaratan tarafından koşulsuz sevildiğinizi bilmek, size sarsılmaz bir değer ve özgüven duygusu verecektir. Bu özgüven ve öz-değer, yaşamınızda sizi farklı davranışlara yönlendirecektir. Yaratanın sizlere, kendi yaşam enerjisini ve o enerjiyi yerinde kullanacağınızdan emin olduğu için, özgür iradeyi verecek kadar güvendiğini bilin. Önceleri bu size ürkütücü bir sorumluluk gibi gelecektir. Ama bunu, size verilen bir yetenekten faydalanmak olarak düşünün.
Bunlar epeyce ağır konular, öyle değil mi? Bir dahaki sefere daha az kaygı verici şeylerden bahsedeceğimize söz veriyoruz. Ancak biz çoğunuzun artık uyandığını ve yolunuza devam etmeniz için bir ‘yardım hamlesine’ ihtiyacınız olduğunu hissediyoruz. Atmanız gereken daha birçok yükünüz var. Bugünkü konuşmamız bunun neden böyle olması gerektiğine dair, ışık tutabilir.
Bir dahaki sefere kadar… Unutmayın, sadece bir düşünce mesafesi kadar uzağınızdayız.
Telif Hakkı©2014 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (http://moralev.wordpress.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir. Copyright © 2014 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. http://moralev.wordpress.com/
0 comments:
Yorum Gönder