Çağrı yapıldı ve çok ötelerden yanıt geldi: İsteyerek geldiler; Fakat bu misyon daha öncekilerle karşılaştırılmayacak boyutta tehlikeli ve zorolacaktı. Binlercesi geldi ve koşulları kabul ettiler. Bu, bir seferde gerçekleştirilen en muazzam süzülme olacaktı. Eğitildiler ve bilgilendirildiler.Çünkü Karanlık Enerji frekanslarıyla kilitlenmiş, büyük güçler tarafından kontrol edilen bir gezegene gireceklerdi. Buna bir intihar girişimi demek daha doğru olurdu. Fakat güvenli ve istekli Problem Çözücüler bu misyonu kabul etmenin önemini bildirdiler. Sadece Hologramik Evren için değil aynı zamanda bütün evrenler ve ilişkili galaksiler için de önemini kabul ettiler.
Böylece plan başladı. Spiral boyutlu enerji bandlarına ve gezegenlerin titreşim sahalarına girmeden önce, her üye sadece bu gezegen için geçerli olan (geçmiş) bilgiyle kodlanmıştı. Bu aşama, kim olduklarını bile unutuncaya kadar sürdü. Böylece programlanmış geçmişleri gerçek oldu ve kim olduklarını sandıkları illüzyon devreye girdi. Bu illüzyon, gezegenin yüzeyine tam olarak entegre olana dek kaydedildi.
Uzay devamlılığının zaman bandları tarafından alınacaklar ve buradaki bir çok yerli halkla yıllardır deneyimleri olduğuna inanmaya başlayacaklardı.Ancak her zaman için diğerlerinden farklı olduklarını hissedeceklerdi. Orjinal çevrelerinden ayrı olmanın yalnızlığının ve yabancılığının acısıyla yüzyüze kalacaklardı. Değişik bir amaç hissiyle motive olacaklardı; tamamlamak zorunda oldukları bir amaç; kaybolmakta olan bir rüyanın, bilinçaltına dalan düşünceleri gibi.
Paraşütcüler gibi ineceklerdi. Değişik coğrafi bölgelere gitmelerine rağmen gruplarının diğer elemanlarıyla kısa süre içerisinde karşılaşacak ve ilişkiler, arkadaşlıklar başladıkça; aralarındaki benzerlikleri hissedeceklerdi.Onlara bir çok ipucu ve hatırlatıcı hazırlanmıştı; ancak aramaları koşulu ile. Aynı zamanda kristal eğiticilerin kompütürize olmuş bilgileri sunulacaktır; eğer içinde oldukları sınırlı beden titreşimleri ile iletişim kurmayı öğrenirlerse.
Ancak daha önceden uyarıldıkları en büyük tehlike, onları çevreleyen filitrelenmemiş yeryüzü atmosferinin frekans ışık bandlarına yakalanmalarıydı. Bu durumda umutsuzluk ve korku, ümitsizlik ve üzüntü, kızgınlık ve kin,nefret ve alaycılık, güç ve hırs hissedecekler; içinde kayboldukları ve onlara misyonlarını unutturan bu olumsuz duyguları taşıyan manyetik partiküller tarafından sarılacaklardı. En büyük tehlike bu olmasına rağmen; bu duyguları deneyimlemeden, bu anlayışa kavuşmadan, ölmekte olan bu gezegenin insanlarına yardımcı olamayacaklardı. Mücadele, onların uyanışlarını ve kim olduklarını hatırlamaları içindi. Bu büyük ve muhteşem olayın her üyesi özel bir göreve atanmıştı. Bu büyük planın bir parçası DNA'larına kodlanmıştı ve yollarını karanlıkta bulacaklardı. Ancak yeryüzünün kontrolünü kaybetmek istemeyenler tarafından tanınma tehlikeleri vardı. Ve bu Işık Taşıyıcılarını yok etmeye yönelik çabaları, karanlık güçlerin gezegensel hedefleriydi. Yeryüzüne entegre olurken Işık İşçilerini korumak amacıyla onlara kodlanmış olan her korku, onları yok etmek için kullanılacaktı. Bu daha önceden kehanet edilen Armagedon'du. Işığın ve karanlığın savaşı.
Evet, bu duygusal fırtınalarla baş etmeyi öğrenecekler ve onları sendeleten acıyı hissedeceklerdi. Bu Şimdiye kadar içinde bulundukları en muhteşem meydan okuma olacaktı. Ama asla yalnız olmayacaklardı. Her zaman umut ve sevgiyle bekleyen, onları yetiştirmiş olanlarla iletişime girme imkanları olacaktı. Hayır, asla yalnız bırakılmayacaklardı. Tek yapmaları gereken, kalplerinde taşıdıkları VAADi anımsamalarıydı. Ta en başta onlara verilmiş olan vaadi...
Bu yolculuktan geri döneceksiniz!...
RESONATE
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=301103616677197&set=a.130325020421725.22741.100003326844354&type=1
0 comments:
Yorum Gönder