Sevgili Dostlar, çok farklı kaynaklardan peş peşe barış ve “şiddete, savaşa yeter” konusunda mesajlar akmaya başladı. Bunları elimden geldiğince çevirip sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Sanırım, enerjilerimiz belli bir kırılma noktası yaratmaya başladı. Michael’ın nefesi ile çalışmaya devam! Şimdi John Smallman aracılığı ile İsa’ya kulak veriyoruz.
John ve İsa’ya çok teşekkürler. (https://johnsmallman2.wordpress.com/)
Pek çoğunuzun farkında olduğu üzere, insanlık devasa bir değişim anında, bu an ilahi olarak – insan kavramıyla- çok uzun zaman önce planlandı ve bu an ne bekleyecek, ne saptırılacak ne de ondan kaçınılabilecek.
Bu, insanlığın uzun tarihinde en temel ve en büyük arzuyla beklenen andır. Şu anda hayatta olmak, görkemli bir onurdur. “Dışarıda” gördüğünüz keşmekeş, gerçekte “içinizdedir”, aynı içinizde ne varsa dışınızda da o olduğu gibi ve bu gerçek tüm insanlarca anlaşılmaya başlandı.
Kendi gerçeğinizi gerçekten siz yaratıyorsunuz ve bunun farkındasınız çünkü sıklıkla aynı durumda olan pek çok kişi görüyorsunuz ama onların deneyimleri birbirinden farklı.
Örneğin, iki kişi trafikte sıkışıp kalmışlar, ya da markette kasada kuyruktalar. Biri muhteşem bir ağacın yaprakları arasından sızan altın ışığı, ya da yaşlı bir müşteriye yardım eden kasiyerin nazik sabrını fark eder. Ve sıcak bir ışıldamayı, sevginin serbestçe aktığını hisseder, diğeri ise işlerinin böyle gecikmesine sinirlenir, kornaya basar ya da kasiyere kaba davranır.
Aynı durum, tamamen farklı algılar ve böylece farklı tepkiler.
Bu farkındalık insanlığa yayıldıkça, dünyaya yayıldıkça, kişiler günlerinde oluşan ufak sorun ve konulara öfkeyle değil, sevgiyle tepki vermeye yöneliyorlar. Stres düzeyleri böylece düşüyor ve günlerini rahat ve memnun bir şekilde sona erdiriyorlar.
“Akışa teslim olmak”, “olanı kabul etmek” gibi konulardan bahsediyorsunuz, bunu gerçekten yaptığınızda, çözmeniz gereken sorunlar ne olursa olsun, elinizdekilerle çok daha mutlu ve tatmin olmuş hissedersiniz.
Hayat yaşamak içindir, şu anda, tam da gerçekleşirken; eğer “andan” uzaklaşırsanız, farkındalığınız bozulur, zihninizdeki hikâyeler – ya geçmişe ya da geleceğe ait, ama asla şimdide olmayan- ısrarla ilginizi talep eder ve hayat yanınızdan geçip gider! Hikâyelere takılmak, hayat hikâyelerinize takılmak yani “bana neler oldu” konusu odaklanmanızı elinizden alır, dikkatinizi hayata veremezsiniz. Ama elinizdeki tek şey hayatınızdır ve ona dikkat etme ihtiyacındasınız.
Eğer bunu başarmak sizin için zorsa, odaklanmadığınızdandır. İllüzyonda geçirdiğiniz hayatınızın çoğunda size sanki fazla bir şey olmuyormuş gibi gelir, sıkılırsınız ve oyalanacak şeyler ararsınız. Yani, sizi heyecanlandıracak, ilginizi çekecek ve böylece sizi insanoğlunun ana hayat deneyimi olan illüzyona çekecek şeyler ararsınız. Ve bu sonunda sizi hayal kırıklığına uğratır, o anda bir heyecan yaratıyormuş gibi görünse de, örneğin ölüme yaklaşmak ve becerilerinizle onu yenmek gibi.
İllüzyon gerçekten de sıkıcıdır, çünkü sizi Kaynak’tan, Tanrı’dan, içinde yaratıldığınız sevgi dolu birliktelik ve sonsuz coşkuyu deneyimlediğiniz yerden ayırıyormuş gibi görünür. İşte sizin sonsuza dek aradığınız şey budur ve illüzyonun içinde bu deneyim yoktur, çünkü coşku gerçeğin bir parçasıdır, illüzyonun değil.
Kendinizi illüzyona daldırma kararı aldığınızda, aynı zamanda size coşkuyu tattıracak her şeyden uzaklaşmayı seçiyorsunuz. İlahi varlığınızda bulunmak sonsuz coşkuda olmaktır ve sizler o olmadan da mutlu yaşayabileceğinizi kanıtlamak için kendinizi ona kapıyorsunuz. Ancak kutsal coşku, sonsuza dek ihtiyacınız ve arzunuz olan TEK şeydir.
O kutsal ve ilahi varoluş durumuna uyandığınızda ki, bu mutlaka olacak, çünkü bu kaçınılmaz ve iptal edilemez bir şeydir, çünkü “Var Olan Her Şey”dir, işte o zaman, karşılaştırılamaz bir coşku haline geri döneceksiniz. Tüm cennet âlemleri ve tüm ruhani âlemler de Tanrı ile bayram yapacak, çünkü “kayıp oğlumuz geri geldi!”
Şimdi, “peki kızlar ne olacak” sözlerine girmeyelim. Sadece Tanrı var, her şeyin içinde barındığı ilahi kaynak ve o Bütün düşünebileceğiniz her türlü şekil ve formu kapsamakta. Erkek ve dişi hakkında tartışmak, cinsiyetçilik sizleri sadece uyanışınızdan alıkoyuyor.
Uyanmak için, Sevgiyle uyumlu olmayan her türlü inanç ve bakış açısını içinizden salıvermelisiniz. Bu sizleri bölen ve ayıran her şey için geçerlidir – ırk, renk, mezhep, dini görüşler, cinsel kimlik ya da tercihler, siyasi eğilimler – çünkü taraf tutmak yargılamak ve kınamaktır ve bu yüzden saldırmak demektir. Saldırmak da sadece kendinize saldırmanızdır, çünkü aslında hepiniz bir BÜTÜNsünüz. Ve bu, kelimenin tam anlamıyla çılgınlık.
İnsanlık tarafından illüzyondan uyanmak kararı kolektif bir şekilde verildi. Bu en önemli kararın etkileri şimdiden dünya çapında görülüyor. Başkalarını ve onların “tuhaf” yaşam tarzlarını yargılamak gitgide kabul edilmez hale geliyor. Evet, bu yargılamalar hala var ama böyle yargıların mantıksız ve vicdansızlığının doğasının farkındalığı hızla artıyor, özellikle gençler arasında.
Siz sadece diğerlerinin de özgür olmalarına izin verdiğinizde özgür olursunuz. Bu ifadenin doğruluğu insanlar özgürlüğü seçip diğerlerinin de özgür olmasına izin verdikçe yankılanıyor.
Tanrı tarafından özgür olarak yaratıldınız çünkü O olduğu sonsuz sevgiden gelen her şeyi size özgürce verdi, sizleri sonsuz sevgide kucakladı ve her birinizi yarattı.
Siz daha sonra Ondan ayrı olmayı deneyimlemeyi seçtiniz, Bütünden sayısız milyarlar haline gelerek ayrıştınız ve işte o zamandan beri, o milyarlardakilerin her biri Ona kendinin diğerlerinden daha iyi olduğunu kanıtlamak üzere delice bir rekabete girişti. Egolarınız, küçük ayrılmış zihinleriniz, sizi kontrol ediyor ve savaş patlıyor, eğer ona izin verirseniz.
Modern psikoloji, gemi azıya almış egoların yarattığı tehlikeleri pek çoğunuzun farkında olmasını sağladı. Eski zamanlarda, güçlü olan zayıfı yenilgiye uğrattıkça ve yok ettikçe egolar onurlandırılıp, kutlanıyordu. Bu davranışın olabilecek en büyük kendine zararı getirdiği fark edilmiyordu. Ve yıkım çok uzun zaman devam etti ve kutlandı.
Modern bilim ve teknoloji ve bu sayede yarattığınız silahlar, devam eden bu davranışın deliliğine dikkatlerinizi çekti. İşte bu yüzden, en sonunda, dünya barışı için o kadar çok insan dua ediyorlar ve meditasyon yapıyorlar. Kırılma noktasına gerçekten ulaşıldı, insanoğlu yeterince yorgun, her boyuttaki çatışma ve savaşlardan bitap düşmüş halde ve silahları bırakmaya hazır.
Geçmişte güvenler o kadar sık bir şekilde ihanete uğradı ki, bu kişilerin cesaretlendirilmeye ihtiyaçları var. İşte siz, ışık taşıyanlar, ışık tutanlar, yol göstericiler, sizler bu uyanış sürecinin en temel parçaları olmaya devam ediyorsunuz. Silahlar bırakıldığında, karşıt taraflar birbirini suçlamaya çalışır, bu binlerce yıldır hep görülmüştür, suçlamak sadece düşmanlığın yeniden başlamasına yol açar.
Yani sizin göreviniz devam ediyor. Işığınızı yüksek tutun, yargılamadan, taraf tutmaktan kaçının, sessizce, kendi zihninizde olsa bile… İncinmiş, zarar görmüş olanlara yardımcı olmak için kalplerinizi ve güveninizi açın. Sonucun nasıl olacağı konusunda peşin hüküm olmadan bir araya gelmelerini sağlayın, böylece ilahi nezaket ve onur arada serbestçe akabilir, sorunlarını çözmelerine yardımcı olur. Sonsuz yardım her zaman hazır, eğer buna izin verirseniz ve rahatça, kolayca akmasına izin verirseniz, dünyadaki tüm çatışmalara taraf olan kişiler sorunlarının üstesinden geleceklerdir.
Aranızda barış istemeyen bir kişi bile yok. Ancak, binlerce yıldır yaşanan ihanetlerin doğurduğu korkunun yumuşatılıp çözülmesi için devasa miktarda sevecen sabra ihtiyaç vardır. Ve bu sizin göreviniz.
Sadece evinizde sessizce oturmanız ve dünya barışı için dua ve meditasyon yapmanız, barışı sağlayacaktır. Sevecen niyetlerinizin gücü astronomik miktardadır, bu gücünüzü sakın azımsamayın. İçinizden aktığını hissedememeniz cesaretinizi kırmasın.
Siz bunu yapmak için enkarne oldunuz, şimdi sizin zamanınız ve bilin ki başarısızlık hayal bile edilemez, düşünülemez ve söz konusu bile değil. İlahi olanın gücü, Tanrı, Kaynağınız, sizi her dakika sınırsız bir şekilde güçlendiriyor.
Başarı sizin, ilahi olarak garanti edildi, güvence altına alındı. Sevgi dolu dualarınız, niyetleriniz ve meditasyonlarınıza devam edin ve sarsılmaz istikrar ve kararlılığınızın ödüllerini almaya hazırlanın.
Sizi seven kardeşiniz, İsa
Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, Yüksek (Öz) Benliğinizle daha aktif bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.
Telif Hakkı©2015 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (http://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
Copyright © 2015 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. http://moralev.com/
0 comments:
Yorum Gönder