Brenda Hoffman’ın kanallığını yaptığı Işık Bilincinin bu mesajını görünce hemen sizlerle paylaşmak istedim. Aranızdaki pek çok kişinin uyanışını, yeni fikirlerini ve hatta yeni kişiliğini başkalarıyla paylaşmakta zorluk çektiğini biliyorum. Bazen sizinle alay ediliyor, bazen “delirdiniz mi?” diye merak ediyorlar, bazen aptal ya da naif olduğunuzu düşünüyorlar. Kimi zaman da, siz çok şey söyleyebilecekken kendinizi geride tutuyorsunuz, çünkü şu yukarıda bahsettiğim gibi görülmek ya da davranılmak istemiyorsunuz. Yani gizli saklı yükseliş için çalışan, ruhani yönüne önem veren bir kişi olmak daha rahat geliyor. Ama sonra da, belki yalnız hissediyorsunuz, ya da söyleyebileceklerinizi paylaşmadığınız için kendinizi onurlandırmadığınızı düşünüyorsunuz. Bu yol, evrenin en kolay yolu değil, ama girdikten sonra da başka hiçbir yöne dönmek istemiyoruz.
Bu mesaj, işte o eleştirmenleri, ruhunuzu kırmaya çalışanları, “huysuz muhalifleri” anlatıyor. Burada, o kişileri tanımlamak için İngilizce “naysayer” kelimesi kullanılmış. Bu kelimeyi Türkçeye çevirirken oldukça zorlandım, çünkü bu kelime bazen her şeye “hayır” demeyi seven tatlı huysuz ihtiyarı tarif eder, bazen muhafazakâr ve kalbi korku dolu, yeni olana karşı neredeyse alerjisi olan, otoriter yönü ağır basan kişileri anlatır. Bu kesinlikle bir yargılama değil ama durum tasviri.
Bence, “Huysuz Muhalifler” aynı zamanda egolarımızı, içimizde sürekli bizi uyarıp nelerden korkmamız gerektiğini listeleyen, bu düşünce şekline devam ederek utanç içinde, sefil, fakir, sevilmeyen kişi olma ihtimallerimizi yükselttiğimizi hatırlatan parçamızı da anlatıyor. Bazen egolarımız çekilmez olur, bazen de gerçekten komik varlıklardır. İnsanlar egoları yüzünden diğer kişilere, düşüncelere ve inançlara saldırabilir, onları aşağılayabilir ve en sonunda da bu konuda kendilerini suçlu hissedebilirler.
Brenda Hoffman ve aracılık ettiği Işık Varlıklarına çok teşekkürler.(www.LifeTapestryCreations.com)
Sevgililer,
Kimileriniz “Yeni Dünya” kelimelerini ya da “bütününüzün değişimden geçtiği” ile ilgili düşünceleri duyduğunuzda “düzenbazlık” ve “yalan” diyorsunuz. Bu geçiş – çünkü bu bir geçiştir – sizinle ilgili değil. Belki bu ifade sert görünüyor. Ancak bu sadece bulunduğunuz zamanın gerçeklerine dair bir saptama.
Siz, bu geçişi yaratmaya yardım etmek için anlaşma yaptınız – siz ve milyonlarca diğer ruh. Şimdi bu geçişin sonucundaki hayata katılıp katılmamak şimdi sizin seçiminiz.
Bazılarınız, bütün Yeni Dünya düşünce ve mesajlarının ortadan kaybolmasını istiyorsunuz. Neşe içinde yaşamak istemediğinizden değil, ama şu anki rolünüz muhalif olmak gibi göründüğünden. Sanki birisi size ne isterseniz yapmanız için bir milyon dolar verdi ve siz karton kutuda yaşamayı tercih ediyorsunuz.
Böyle düşünceler sizi küçültmüyor, sadece bu geçişe inansanız da inanmasanız da, coşku, neşe, keyif ne berbat bir armağan ne de berbat duygular. Internet ve diğer medyada bu kadar çok neşeli, mutlu bilgiler ve aktiviteler belirmişken, neden korku içinde yaşamayı tercih ediyorsunuz? Neden bir minik coşkuyu bile – eğer böylesi mümkünse – reddediyorsunuz?
Sadece kendinizi inkâr ediyorsunuz. Herhangi bir mutluluk görünce o tarafa doğru ışıldamıyor musunuz? Hayatınızda daha çok neşe, coşku ve keyif istemiyor musunuz? Rüyalarınızdaki bir sevgi yaşamı değil mi? Ve şimdi, o kadar çok varlık, sizi her zaman istemiş olduğunuz şeyleri hissetmeye cesaretlendirirken, siz bunun mümkün olmadığına inanarak, etkisiz hale getirmeye çalışıyorsunuz.
Belki “ruhun karanlık gecesinin” tam ortasındasınız – çok acılı ve güçlü bir arınmadır bu elbette. Belki, bu yaşamlarında Yeni Dünyayı deneyimlememek yolunda gönüllü olanlardansınız. Belki acılı rahat bölgenizden çıkmaya korkuyorsunuz. Önemli değil.
Eğer üstlendiğiniz rol “muhalif” ise, bu da iyidir. Önemli bir rol üstlendiniz. Bu geçiş, diğer eski değişimler gibi değil. Siz sizsiniz. İç varlığınızı dinleyin ve kendinizi takip edin.
Dünyanın değişimin tam ortasında olduğuna dair ikna edilmeye ihtiyacınız yok. Bu geçiş, dini ya da felsefi bir emir değil. Bu değişim, tek tek Yeni Dünyanın parçası olmak isteyenlerin geçiş yaptığı bir değişim. 20 ya da 200 milyon inananın olmasının da önemi yok, çünkü bu geçiş içeriden kaynaklanıyor.
Diğer değişimler, diğer felsefeler dışarıdan içeriye doğruydu. Bu geçiş, bu değişim, tam tersi.
Onun için, bu geçişin parçası olup olmamanız sorun değil.
Neden bu geçiş gibi bir şeye inanmaya zorlanasınız? Bu, üçboyutlu korku yaklaşımı olurdu, neşe, coşku olmazdı.
Bu “Yeni Dünya” geçişinin temeli, isteyen kişilerin onun bir parçası olmasında yatıyor. Ve istemeyenler bu geçişte olmayacaklar. Güç kullanmak yok. Zorunluluk yok. Bunun parçası olmak istemeyenleri suçlanmalarının da olmadığı gibi.
Sizin bir rolünüz var. Eğer bu rolde rahat değilseniz, kendinize nedeni sormayı isteyebilirsiniz. Ya da sormayın. Bu sadece sizi ilgilendirir, başkalarını değil.
Sizden farklı inanışları olan insanlarla savaşmanıza ihtiyaç yok. Siz, dünyalılar, binlerce yıl bu yaklaşımı denediniz ve başarılı olamadınız. Sonuç süregelen savaşlar ve belli seviyelerde asimilasyonlar oldu.
Kimseniz, o kişi olmanıza izin verin ve diğerlerini sizin gibi düşünmeye ya da hissetmeye zorlamayın ve böylece bu geçiş devam eder. Diğerlerini, şimdi yaptığınız gibi sizin düşüncelerinizi düşünmeye ve inanmaya zorlayın, tanıdığınız, bildiğiniz üç boyutlu dünyaya ait olmaya devam edersiniz. Bu da sizin seçiminiz ama bu seçim sizinle ilgili değil.
Belki, bu mesajı okuyan diğerleri, bu kanallık tarafından tarif edilen muhaliflerin sizin için bu geçişi geciktireceklerinden korktunuz. Böyle bir şey mümkün değil. İç benliğini takip edenleriniz, sizlerin neşe ve coşku mesajlarınız Yeni Dünya yolunda ilerlerken size yoldaşlık etmeye devam edecek; aynı akıntıya karşı yüzen somon balıkları gibi, yolunuza çıkan muhaliflere ve diğer varlıklara rağmen. Siz bunu aylardır ve hatta yıllardır yapıyorsunuz.
Aynı şekilde, muhalifleri kendi haline bırakın. Belki onların size sunacakları fark ettiğinizden çok daha fazla şeyler vardır. Diğerlerinin düşünce ve inançlarını değiştirmek sizin göreviniz değil. Aynı muhaliflerin sizin düşünce ve inanışlarınızı değiştirmek görevi olmadığı gibi.
Siz, dünyadakiler, muhaliflere (hayır diyenlere) alışkınsınız, binlerce yıl onları dinlediniz ve onların emirlerini yerine getirdiniz.
Şimdi, olduğunuz gibi olmanın zamanıdır ve aynı şeyi başkalarına da izin vermenin zamanıdır.
Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık”bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.
Telif Hakkı© 2015 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (http://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir
Copyright © 2015 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. http://moralev.com/
0 comments:
Yorum Gönder