Sevgili Varlık Pir Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli’nin 751. yılı.. Vefat demiyorum çünkü bu varlıklar insanlığa yol göstermek için sürekli gelirler ve her istediklerinde istediği surete bürünürler..
Vilayetname ‘de Hacı Bektaş Veli’nin ölümü şöyle anlatılmaktadır: Hacı Bektaş vefat edeceği gün … halifesi Sarı İsmail’i çağırır ve şöyle der:
’’Bugün Perşembe ve ahrete göçeceğim ,göçünce kapıyı ört dışarı çık. Çiledağı tarafını gözle, oradan bir boz atlı gelecek ,yüzüne yeşil nikab urunacak ,bu zat atını kapıda bırakıp içeriye girecek,bana Yasin okuyacak ,attan inip selam verince selamını al,onu ağırla,hulle donundan kefenimi getir. Beni o yıkar, beni yıkarken su dök. Ne kadar mürid, muhib varsa davet et, onları topla, öğüt ver, ağlamasınlar..’’Hünkar Hacı Bektaş Veli: ‘’Biz ölmeyiz suret değiştiririz’’ diyerek onu teselli etti.Sonra Tanrı‟ya niyazda bulundu. Peygamber‟e salavat getirdi. Kendisi kendisine Yasin okudu, Tanrıya can verdi. Hacı Bektaş’ın vasiyetiyle söyledikleri aynen çıkar. Yüzü örtülü bir zat onun defni ile alakadar olur. İsmail kendini tutamayıp bu zat‟a kim olduğunu sorar, o zat ısrara dayanamayıp yüzünü açar .S arı İsmail, birden karşısında Hacı Bektaş’ı görür. Müritleri atının ayağına düşer yalvarır, bağışlanmasını ister. Ancak; Hacı Bektaş:
“ Er odur ki ölmeden ölür,kendi cenazesini kendi yıkar, sizde buna gayret edin’’ diyerek birden gözden kaybolur...
Bir gün "
Kadınları neden ibadetlerinize alıyor,
bir arada ibadet ediyorsunuz,
kadınlara neden bu kadar değer veriyorsunuz..?" Diye sorulur..
Hünkar Şöyle cevap verir;
Erkek Arslan Arslan da,
Dişi Arslan Arslan değil mi..?
Erkek dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde,
Hak’kın yarattığı her şey yerli yerinde.
Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok,
Noksanlık eksiklik, senin görüşlerinde...