Sevgili Okuyucularım, bu mesaj Suzanne Lie aracılığıyla bu hafta bize Arkturuslulardan ulaştığında zamana çok uygun olduğunu düşünmüştüm. Ancak, aradan geçen iki günde daha da anlam kazandı. Mor Alev Dostu da aynı şeyi düşünmüş ve bizim için bu mesajı çevirmiş, kendisine çok teşekkür ederiz. Bu gece herkes televizyonlara kilitlenmiş seçim sonuçlarını izlerken hepinizden “büyük resmi” gözlerden kaçırmamanızı rica ediyorum. Ve unutmayın, Tanrı’nın planı hepimizinkinden daha esrarengiz, daha kapsamlı, daha olumlu oluyor ve bunu bize sürekli kanıtlıyor. Orijinal mesaja buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Bizler, Arkturus’lularız.
Bugün buraya çoğunuzun, aşağıda tanımlanan “Ruhun karanlık gecesinden” geçtiğinizi anlatmaya geldik.
Şimdilik sadece şunu söyleyelim; GECENİN EN KARANLIK BÖLÜMÜ, ŞAFAKTAN HEMEN ÖNCEKİ BÖLÜMDÜR.
Bu nedenle, “AN’da” kalarak yolunuza devam etmek zorunda olduğunuzu, hatırlatmak istiyoruz. AN’da, geçmiş zaman diye bir şey yoktur. AN’da, gelecek zaman da yoktur. AN’da, kazanılacak para, ödenecek fatura veya göğüs gerilecek zorluklar yoktur.
AN’da sadece, şu an vardır. Sadece SİZ varsınız. Çok boyutlu Benliğinizin bütün bileşenleri (fiziksel, duygusal ve ruhsal parçaları), “Özgürlüğe geçiş köprünüzü” oluşturmak için, birbirleriyle aynı seviyeye gelmeye çalışıyor. Bu hizalanmayı önce şu anki fiziksel parçanız, yani mevcut bedeninizin içinde bulunan SİZ başlatacaksınız. Zira Yüksek Benliğiniz her yönüyle bu hizalanmaya hazır.
Bir dakikanızı ayırıp, Bilinç hafızanızın içine bakabilseydiniz, eski yaşamlarınızdaki birçok farklı bedenlenmiş hallerinizi görebilirdiniz. Onların arasında, fakir olduğunuz, muhtaç olduğunuz, mutlu olduğunuz, ruhani yeteneklere sahip olduğunuz ve hatta defalarca yükseldiğiniz bedenlenmeler var.
Şimdi yine yükselmek üzere buradasınız. Bu sefer, Yükselmekte olan Bir’liğedoğru yolculuk yapan, sadece bireysel olarak siz değilsiniz. Aynı zamanda Dünya Gezegeni de, Gaia’nın yüksek Frekansına uyum sağlıyor. Bulunduğunuz bu Gezegeni, hissedin. Kendinizi, Gaia’nın bedeninde, Onun Varlığının özünde hissedin.
Gaia’nın çekirdeğinde değilseniz, onun Atmosferindesiniz. Suyu’nun içinde yaşamıyorsanız, suyunu içiyorsunuz. Tarlasında bulunmuyorsanız, toprağında yetişeni yiyorsunuz. Kendi Işık bedeninizde bulunan Kundalini Enerjisini hatırlamasanız bile, siz daima Gaia’nın Işık bedenindeki Kundalini Enerjisi içindesiniz.
An’da yürürken, zaman yoktur, sadece AN vardır. An’da yürürken, arzularınızın da artık kalmadığını göreceksiniz. Zira bir şeyi arzu ettiğiniz anda, yerine gelecek. Susamışsanız, içeceğiniz hazır, yorgunsanız, yatağınız hazır olacak.
Fatura ödemek zorundaysanız, AN’ında kendinizi o faturayı öderken bulacaksınız. İşe gidiyorsanız veya işinizi yapıyorsanız, AN’ında yapacaksınız. Dolayısı ile bir işin ne kadar sürdüğünü veya süreceğini hesaplamanız gerekmeyecek. Zira “süre” diye bir şey yok, sadece AN vardır.
RUHUN KARANLIK GECESİ
Yükselişin AN’ında yaşamaya başlamadan önce, “son temizlik” aşaması olan Ruhun karanlık gecesi, ortaya çıkmak zorundadır. Ruhun Karanlık Gecesi, gündelik yaşantınızda yaptığınız yanlışlarınızın, korkularınızın, öfkenizin veya acılarınızın tamamen farkında olduğunuz zamandır.
Yaşamınıza, hayatınızı kendinizin oluşturduğunu bilerek devam ediyorsunuz. Sizi AN’dan koparan ve mutsuz eden durumları, siz yarattınız. Sizi Bir’likten uzaklaştıran ve 3. Boyutta kapana sıkıştıran durumları, siz yarattınız.
Ruhun Karanlık Gecesi, oldukça rahatsız edicidir. Ama bir o kadar da bilgilendiricidir. Bu karanlık gece, tüm dış ekiplerimiz, tüm muhteşem çok boyutlu varlıklarımız ve tüm 3. Boyutta olmayı seçen gönüllülerimiz için, geçmeleri gereken bir geçittir.
Evet, hepiniz kişisel ve Gezegensel Yükselişin olduğu bu çok zorlayıcı dönemde, 3. Boyut oyununu oynama şerefine nail olmak için, yaşam planınızı gönüllü olarak yazdınız ve uyguladınız. Kesinlikle bundan daha zor zamanlar da oldu. Savaşlar, açlık, veba gibi…
Ancak o zamanki zorluklar farklı biçimdeydi. Bu süreçteki zorluk, kendi içinize bakmak zorunda olmanızdır. Ne düşündüğünüzün, ne söylediğinizin, ne yaptığınızın farkında olmalısınız ve de NEDEN. Yani, neden böyle düşünüyorsunuz? Neden öyle söylüyorsunuz? Neden bunu yapıyorsunuz?
Aldığınız her nefesle, Bir’liğin AN’ında mı yaşıyorsunuz? Yoksa 3. Boyut gerçekliğinin sayısız zorlukları içinde, dağıldınız mı? Dünyasal bağlara tutunduğunuz sürece, bu dağınıklık kaçınılmazdır. Yükseliş işleminizi tamamlamak için, ruhun karanlık gecesinden geçmeniz gerekir.
Ruhun karanlık gecesinden geçmek zorunda olduğunuz için, suçlayacağınız hiç kimse yok. Bu kimsenin hatası değildi. Hiç kimse ve hiçbir şey, buna sebep olmadı. Kendi gerçekliğinizi, Siz yarattınız. Yeni gerçekliğinizi yaratmak için de önce, Gezegensel Yükselişin oluşmasında yer almaması gereken parçalarınızı, yüzeye çıkarmalısınız.
Şu anki yaşamınıza getirmiş olduğunuz, birçok eski dünyasal bağlarınızın var. Onları serbest bırakıp, tamamen şifalanmaları için Venüs’e gönderebilirsiniz. Yükselemeyen parçalarınızı bırakma işlemi, Varlığınızı saflaştıracak ve böylece dönüşebileceksiniz.
Bir ağacın çiçeklenme sürecine baktığınız zaman, bu dönem içerisinde birçok küçük ölümler meydana geldiğini görebilirsiniz. Bir tomurcuk çiçek açmadan önce, o tomurcuğu koruyan dış yapraklar açılmak ve düşmek zorundadır. Tomurcuk, çiçeği oluşturmak için açar ama dış yaprakları düşer ve ölür. Çiçek, meyve oluşturmak için açar, sonra dökülür ve ölür. Meyve, daha sonra başka bir ağaç oluşturmak üzere ağaçtan düşer ve toprağa karışır. AN’da kalırken, toprağa kök salmış sevgililerimizin yaptıkları, işte budur.
Sizler de şu anda “Hayat Ağacı” dediğiniz ağaçtan düşüp, yeni bir ağaç, yeni bir yaşam yaratmak için Gaia’nın çekirdeğine karışma aşamasındasınız. Yeni Dünya’nın temsil ettiği 5. Boyutu oluşturmak için, Gaia’nın toprağına bilinçli bir şekilde düşeceksiniz.
Bunu nasıl yapacaksınız? Öncelikle her birinizin, Yüksek benlik aşamasında yazmış olduğu yaşam planını hatırlaması gerek. Bu planla birlikte, buraya geldiniz. Bu plan, yüksek benliğinizin kalbinizde saklı ve sadece üçüncü gözünüzle okunabilir. Bu planın yazıldığı Işık dilini tercüme etmek için yardıma ihtiyacınız varsa bizi, yani Arkturusluları çağırın.
An’da yürüdüğünüz sürece, çok boyutlu benliğinizle Bir’liğin içindesiniz. Bu şekilde, kesintisiz yönlendirileceksiniz. Bizi çağıranlara ne mutlu…
*Sanskritçe’de Kundalini kelimesi, “gizemli” demektir. İnsan vücudundaki gizemli evrim enerjisi olarak nitelendirilen Kundalini enerjisi, organizmada uyuyan, hareketsiz potansiyel bir güç halindedir. http://www.yogaakademisi.com/
Mor Alev Dostundan Not:
Değerli blog arkadaşlarım,
Bu metnin büyük bir bölümü, tam Türkçe karşılığı olmayan veya olsa bile buradaki gibi birlikte kullanılınca zor anlaşılan cümleler içermektedir. Bu bölümleri, anlamı bozulmayacak şekilde serbest çevirdim. Size daha iyi bir çeviri hazırlayamadığım için, lütfen kusura bakmayın. Ayrıca İngilizce’ye benden daha iyi hâkim olan dostlarımdan özür dilerim.
Telif Hakkı©2014 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (http://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
Copyright © 2014 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. http://moralev.com/
0 comments:
Yorum Gönder