Sevgili Dostlar, bu üç bölümlük yazıyı bir araya getiren Steve Beckow, Golden Age of Gaia sitesinin baş editörü ve aynı zamanda bir dostumdur. Kendisi de Arkturus kökenli olan Steve, bu blogun açılışında bana verdiği destekle aslında sizlerin tanımadığı ama hepimizde emeği olan bir Işık İşçisidir. Steve’in özellikle Galaktik Varlıklar ve Meleklerin işbirliğini çok iyi bir şekilde özümsemesi, benim anlayışımı da geliştirmiştir. Bu üç bölümlük yazı dizisinde, Steve, sadece en güvendiği, bu çevrede en saf kanallıklarıyla ve en gerçek ön ve iç-görüleri ile tanınan mesajlardan yola çıkarak bize Galaktikleri tanıtıyor. Bu seriye yer vermemin sebebi, özellikleAndromedalılarla ilgili yazdıklarımdan sonra sizlerden pek çok mesaj ve soru gelmesi. İnanıyorum, aşağıdaki bilgiler merakınızı biraz daha giderecek, belki de yeni bir görüş açısına adım atmanızı sağlayacaktır.
Golden Age of Gaia, sayfanın en altındaki takip ettiğim siteler ve bloglar listesinde bulunmakta. İçerdiği bilgi kirliliğinden uzak ve titizce şeçilmiş mesajlar ve bilgiler sebebiyle de benim en sevdiklerimden biri. Steve’e bu yazı dizisi ve yıllardır verdiği hizmetler için çok teşekkür ederiz. Şimdi Yıldız kardeşlerimizle tanışalım.
***
Yıllardır Galaktikleri, kanallıklarla gönderdikleri mesajlar aracılığıyla – ki bu, onların tercih ettiği yöntemdir – dinleyen biz Işık İşçileri, dünyanın geri kalanının onları tanımasına yardımcı olmak üzere çok özel bir pozisyondayız.
Eğer Galaktiklerin varlığının kamuoyuna açıklanmasını istiyorsak ve bunun sorunsuzca olmasını istiyorsak, büyük ihtimalle Galaktikleri dünyanın geri kalanına tanıtmalıyız.
Galaktikler Kimdir? Sirius’lu SaLuSa, bize en genel şekilde Galaktiklerin kim olduğunu şöyle açıklıyor:
“Biz… sizin gelecek benlikleriniziz ve aynı zamanda yıldızlardan gelen aileniziz. Hepimiz birbirimize bağlıyız, Yaratan’ın bilincindeki BİR’i oluşturuyoruz. Özümüzde bizler sizden farklı değiliz, çünkü hepimiz Var Olan Her Şeyin Kaynağından geliyoruz.
Bizler de bu zamanda sadece daha yüksek boyutlarda var olan ruhani varlıklarız, çünkü o titreşime uyumluyuz. Çok yakında bize katılacaksınız, çünkü bu döngünün sonunda yükselişiniz sizin kaderiniz…
Hayatlarınıza her gün daha da katılıyoruz ve bu özellikle oluyor, tesadüfen değil, çünkü birlikte ilerleyeceğiz. Sizlerle açıkça ilişkiye girebildiğimizde büyük bir bağımız olduğunu göreceksiniz. Ve bu bağ, hepimizin arınmasının son evresini başarıyla gerçekleşmesini sağlayacak.” (1)
Bize diyor ki, “Bugün gezegenin çevresindeki Galaktikler çoktan yükseldi ve Var Olan Her Şeyin Kaynağıyla BİR olana dek de yükselmeye devam edecekler.”(2) Herkes bir gün Yaratan’a dönecek, herkes Kaynak’a geri dönen evrimsel yolculukta.
Nereden geliyorlar? Pleaidesli Adamu bazı yıldız sistemlerini listeliyor:
“Aramızda pek çok ırk var, bazıları birbirine çok yakın – bir çeşit aynı orijinal ebeveyn ırktan gelen kardeşler gibi. Bazılarınız bizleri Pleaidesli, Siriuslu, Arkturuslu, Antaresli, Andromedalı ya da Procyon, Aldebaran ve Deneb’den gelenler olarak tanıyabilir. Genç dostumun zihnine yerleştirebildiğim isimler şimdilik bunlar. Başka yer isimleri de var, ama onları yerleştiremiyorum. Bu galaksi dışından gelenler de var burada. Bazıları Galaktik komşularınızın çok çok ötesinden, bazıları ise bulunduğunuz evrenin dışından geliyor.” (3)
Onlar, yer ve ırk düşüncelerinin çok ötesine geçmiş durumdalar çünkü bu yüksek varlıklar, saf enerjinin şekil almamış yansımaları olarak var olmayı seçmişler. “Sadece SaLuSa’nın Siriusluları değil, Pleaidesliler ve Venüslüler de görünüş açısından sizlere benziyorlar.”
“Ne de olsa, bizlerle genetik olarak bağlantılısınız ve düşünebileceğinizden çok daha ortak noktamız var. Pek çoğunuz diğer insansı (humanoid) formların farkındasınız ve bunlar basitçe diğer gezegensel şartlara uygun çeşitliliklerdir. Bedenler, herhangi bir çevrede geçirdiğiniz zamanınız süresince ruhunuzu barındıran araçlardır. Yakında daha yüksek titreşimlere geçerken sizinki de yine değişecek, hatta bazılarınız için değişim çoktan başladı.” (4)
Sadece genetik olarak akraba değiliz, aynı zamanda “pek çok dünya dışı kültür şu anki gelişiminizi destekliyor… dünyanızın evrimleşmesinin gelişimini en başından beri desteklediler.” (5)
Baş Melek Michael (Mikail) bizlere Meleklerin transandantal (fizik ötesi) ortamda yaşadıklarını söylüyor ama Galaktikler 12 boyutta yaşıyor.
“Hala daha seviyeler, aşamalar şeklinde düşünüyorsunuz. Yıldız kardeşleriniz Serafim ya da Baş Meleklerle aynı seviyede mi? Hayır. Ama onlar aynı hizalanmanın bir parçasıdır. Onlar yüksek alemde, boyutlarda yaşıyor.” (6)
Bu şekilde, ailemizin geri dönüşüne şahit olmak üzereyiz, yüksek boyutlardaki koruyucularımızın ve mentorlarımızın. En başında bu gezegeni tohumladılar ve çağlar boyu korudular. Ve şimdi yükselişimize yardımcı olmak üzere döndüler.
Bir sonraki yazıda, Galaktiklerin yanlış tanıtılmaları konusuna ve onların evrensel yasalarla olan ilişkisine bakmak istiyorum.
(İkinci bölümle devam edecek)
Dipnotlar:
- (1) SaLuSa, Kasım 17, 2010, athttp://www.treeofthegoldenlight.com/First_Contact/Channeled_Messages_by_Mike_Quinsey.htm.
- (2) SaLuSa, Temmmuz 14, 2010.
- (3) Adamu, “Adamu Speaks,” 7 Eylül 2008, at http://book-of-light.com/forums2/viewtopic.php?f=43&t=81.
- (4) SaLuSa, Ekim 27, 2008.
- (5) “The Pleiadian Light: Disclosure Update, 2013,” Nisan 2013, athttp://goldenageofgaia.com/2013/04/the-pleiadian-light-disclosure-update-2013/.
- (6) “Archangel Michael: We are All Aligned with the Heart, Mind and Will of One,” Ocak 25, 2014, at http://goldenageofgaia.com/2014/01/25/archangel-michael-we-are-all-aligned-with-the-heart-mind-and-will-of-one/.
Mor Alev tarafından çevrilmiştir.
Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, Yüksek Benliğinizle daha yakın bir ilişki kurmak, ruhunuzun potansiyelini tam anlamıyla hayata geçirmek ve ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.
0 comments:
Yorum Gönder