Wilcock, SSP olarak kısaltılan gizli uzay programlarının nasıl mümkün olduğunu soruyor. Uzay seyahati bakımından oldukça ilkel bir teknolojiye sahipsek bu programlar dışarıdan yardım mı aldı, onlarca sene evvel nasıl bu kadar ileri bir hal aldı bunlar diye soruyor.
Corey, bunun nedeninin bunun tamamen bir “breakaway” (kopma) medeniyet olması diyor. Wilcock bunun ne anlama geldiğini soruyor. Bu bir medeniyetin içinden çıktığı medeniyetten çok farklı bir yol izlemesi. Yani teknolojisi, sosyal dinamikleri, kontrol sistemleri tamamen farklı. Öncekilerle alakası yok, onlardan tamamen kopmuş durumda diyor. Corey breakaway medeniyetlerin Almanya’da, 1920’li ve özellikle de 1930’lı yıllarda başladığını söylüyor. Almanya’daki gizli cemiyetlere değiniyor ve bazı cemiyetlerin bilimle bizim ezoterik ruhsallık dediğimiz şeyi ayırmadığını, ikisini bir arada kullandığını söylüyor. Ayrıca kanal görevi görüp uzaylılarla iletişime geçenlerin de olduğunu ekliyor. Ayrıca yine bu süre içerisinde bu grupların dünya çapında Vimana ve diğer uçan araçlardan bahseden eski metinleri bulmaya çalıştığını söylüyor.
David Alman Roswell’i diye bir şey duyduğunu söylüyor. Corey yanılmıyorsa bunun 1936 senesinde Kara Orman olarak biline yerde gerçekleştiğini söylüyor. Corey cam tablette bu kazadan bazı teknolojilerin elde edildiğini okuduğunu, ama tabletteki asıl bilgilerin medyumlar aracılığıyla elde edilen bilgileri içerdiğini söylüyor. Ayrıca seferler aracılığıyla Himalaya bölgesinde de insanların Nordic diye bahsettiği bir kopma medeniyetle temasları olmuş. Yani bu süre içerisinde iki farklı grupla birlikte çalışmışlar. Corey daha sonra bahsedilenlerin Vril Cemiyeti ve Maria Orsic olduğunu doğruluyor. Bu bilgilerin gizli olmadığını ve insanların araştırabileceğini ekliyor.
David, onların tam olarak kimlerle temas içerisinde girdiğini soruyor. Corey, onların Draco İttifakı bir grupla iletişim içerisine girdiğini söylüyor. Uzaylıların neye benzediğine dair resim çizmişler, bunlar grilere benziyormuş ama sürüngenimsi özellikleri varmış. David bu grubun daha önce bizim güneş sistemimizde yer alıp almadığı soruyor. Corey de tabletteki bilgiye göre bu grubun en az 375 bin sene önce burada bulunduklarını ve dünyayı kendilerinin kabul ettiklerini söylüyor. Corey, Draco İttifakının pek çok farklı canlıları içerdiğini söylüyor, yani hepsi öyle dev sürüngen tarzı değiller, ama çoğunda bir tür sürüngen kanı ve genetiği varmış. Birkaç farklı uzaylı türünden daha bahsedildikten sonra David hep bir insansı özelliğin söz konusu olduğuna dikkat çekiyor. Corey de bu tür bir şablonun söz konusu olduğunu doğruluyor.
Not: Buradan da görüldüğü gibi Vril Cemiyeti’nin tam olarak hangi ET grubuyla iletişime geçtiğine dair bazı çelişkili bilgiler var. Corey başka bölümlerde uzaylıların sıkça belirli bir yerden olduklarını söylediklerini, ama daha sonra bu bilgilerin doğru olmadığını gördüklerini not etmişti. Benzer bir şekilde Vril Cemiyeti’nin belirli bir grupla iletişime geçip başkalarına farklı bilgi vermiş olmaları da mümkün.
Vril Cemiyeti’nin bu grupla bilinçli bir şekilde iletişime geçtiğini söylüyor. David bu Nordic grup hakkında bilgi istiyor. Corey, Alman gizli cemiyetlerin pek çok sefer gerçekleştirdiğini ve Himalaya bölgesinde kendilerini uzaylı olarak tanıtan Nordic görünümlü bir grupla karşılaştıklarını söylüyor. Ama bunlar aslında bu bölgede yeraltında on binlerce yıldır var olan bir kopma medeniyetmiş. Yeraltında teknolojik olarak oldukça ileri bir yapı oluşturmuşlar. Bunlar kendilerinden Agartha Network olarak bahsediyorlarmış. Bunların da uzay filosu varmış, adı Gümüş Filo. David güzel bir noktaya dikkat çekiyor, bu tariflerin uzaylı deneyimi yaşayan pek çok insanın anlattıklarını andırdığını söylüyor. Corey de bunu doğruluyor, yani bu grubun çoğu kez uzaylı olduklarını söylediğini belirtiyor. Aynı şekilde Draco İttifakı ve bu Agartha grubundan elde ettikleri bilgi ve teknolojiyle gelişen Alman grubu da ileride bu aynı taktiği uygulamış.
David bu Agartha grubunun Almanlara kendileri hakkında neler söylediklerini soruyor. Corey’nin hatırladığı kadarıyla kendilerinin Pleiades sisteminden olduklarını söylemişler başta. Draco ile Agartha grubu ortak çalışmamışlar ama aralarında bir mutabakat varmış ve birbirlerinin işine karışmamışlar. Almanlar zaten bilime farklı yaklaştıkları için uçan daire çalışmalarında bayağı yol kat etmişler. Yer çekimini ortadan kaldıran, “mercury vortex electrogravatic” cihazlar oluşturmuşlar. Bu diğer gruplardan aldıkları bilgiler de işi geliştirmelerini sağlamış. Arada sürekli olarak diplomatik ilişkiler söz konusu olmuş ve bu uçan daireleri tam olarak çalışır hale getirdikten sonra da bu medeniyet Alman diktatörlüğünden veya yönetiminden kopmaya ve çalışmalarını gitgide daha gizli tutmaya başlamış.
David, okuduğu bazı kitaplardan bu araçlarda mesafe ve zaman arasında garip bir ilişki olduğunu gördüğüne değiniyor. Burada teknik bazı bilgiler var, ama Corey bunu doğruluyor, bu teknolojiyle oynarken bazı anomalilerin yaşanabileceğini, örneğin bir noktadan bir diğerine çok hızlı bir zıplamanın gerçekleşmesi durumunda yolcuların sırf mesafe olarak değil, zamanda da seyahat ettiklerini gördüklerini söylüyor.
Gelecek bölümde bu Alman gizli cemiyetleri konusuyla devam edeceklerini söylüyor David.
Not:Enteresan bir eş zamanlılık oldu, iyi özet olur diye ikinci sezonun ilk bölümüne bir göz atayım dedim tekrar, dün yazdığım Maria Orsic makalesiyle birebir ilgili bir bölüm çıktı.
https://www.spherebeingalliance.com/introduction
COSMIC DISCLOSURE BÖLÜMLERİ
http://galaktikfederasyon.blogspot.com.tr/p/blog-page_29.html
COSMIC DISCLOSURE BÖLÜMLERİ
http://galaktikfederasyon.blogspot.com.tr/p/blog-page_29.html
0 comments:
Yorum Gönder