Şahane günler geliyor. Vals biter bitmez Süper Bilinçle birlikte o günler gelecek. Gri Valsçiler de giderek çılgınlaşıyorlar, çünkü tempo hızlanıyor, davranışları her geçen gün biraz daha sertleşiyor. Ama şunu bilin ki, hedeflerine ulaşmak için acele etmeleri ve olayları zorlamaları Süper Bilincin gelmesini hızlandırıyor.
Çünkü boşluk kendi üstüne çöktüğünde Süper Bilinç, Tanrının şanı ve göklerin ordusu gelecektir. Boşluk tercihtir, bu aynı zamanda ego tarafından beslenen tiranlar çağının da sonu olacaktır. Ego anti-Tanrıdır, hep de öyle olmuştur. Dinleyin, bir ulusun tamamı bile doğanın hareketini durduramaz. Doğa müdahale etmek zorunda kalırsa büyük canavarlardan çoğu, yani fermuarlar (fay hattı) parçalanacaktır. Büyük volkanlar için için kaynıyor, bir tanesi de Rusya’da kaynamakta. Sonunda Gri Adamlar başarısızlığa uğrayacak ve doğa kazanmış olacaktır.
Evet, bunların herhangi biri gerçekleştiğinde pek çok insan ölecektir, doğa bu yola girdiğinde daima çok insan ölmüştür. Doğa şiddetli önlemler alacak ve Gri Adamların Tek Dünya Devletini gerçekleştirme olanağını ortadan kaldıracaktır!
Size bir şeyi kesin olarak söyleyebilirim. Yiyecek stokları azalıp insanlar isyan edince, çoktan beri dillerini tutanlar bağırmaya başlayacak ve ağızlarına geleni söyleyeceklerdir. İtham edecek ve gerçeği tüm dünyaya duyuracaklardır, bu bile Süper Bilinci getirecektir. Eğer Gri Adamların planı başarılı olur ve boşluk kendi üstüne çökerse, sadece peri masallarında var olduğunu sandığınız bir armada (donanma) göreceksiniz. Evet öyle bir armada gerçekten vardır!
Egonun olmadığı bir dünya düşünün. Ego, içinizdeki tanrı tarafından massedilince, imajınızda uykuya dalmış şey uyanacak ve sizler ileri atılarak evrimdeki yerinizi alacaksınız. Burada neden daha uzun yaşayamıyorsunuz? Neden yaşlanma sürecini durduramıyorsunuz? Neden hastalıklarınızı tedavi edemiyorsunuz? Çünkü bütün bunlar egonun, toplumsal bilincin birer ürünüdür. Bedeninizi tedavi etmek için işe maddeden başladığınızı gördüm, oysa onu yaratan ve yönetenden başlamalıydınız, tutumdan! Davranışla ilgili bir problemi çözmek için bedeninize bir şeyler yapıyorsunuz, davranışa değil! Düşünceyi kütleden yola çıkarak değiştiremezsiniz, değişim önce düşüncede başlamalıdır, ancak o zaman madde değiştirilebilir, yani maddenin titreşim frekansı hızlandırılabilir, çünkü her şey yoğunlaşmış düşüncedir. Her nesne düşüncenin yarattığı bir şekildir. Atomu bir arada tutan kozmik yapıştırıcı nedir? Elbette maddenin özünü oluşturan düşünce!
Bedeninizi değiştirerek kaderinizi değiştiremezsiniz. Kaderinizi ancak tutumunuzu değiştirmek suretiyle değiştirebilirsiniz. Et ve kemikten yapınızla Aya gidemezsiniz, bilinmeyene ancak ruh girebilir. Bedeniniz yoluyla aydınlanmadan vazgeçin, ruhunuz yoluyla aydınlanmayı seçin!
Büyük bir hazla bin yıl yaşayabilirsiniz. Egonuz olmasaydı uzun ömrün ve Süper Bilincin sahibi olabilirdiniz. Şu anda egonuz orada oturmuş ruhunuzu elinde tutuyor. Bedeninizin elektrik tesisatına benzer şekilde donandığını biliyor muydunuz? Bu donanım, fiziksel titreşimlerinizin frekansını yükseltmenizi sağlar, böylece titreşiminizde değişiklik yaparak başka bir aleme intikal edebilirsiniz. Buna kumanda edecek olan ruhunuzdur, yani BEN- Tanrı denen benliğiniz.
Süper Bilinç! Ne yediğinizle hiçbir ilgisi yoktur bunun, ne giydiğinizle de, o ne olduğunuzdur. Egonuz, içinizdeki tanrıyı ortaya çıkmaktan alıkoyan gardiyan rolündedir. Gardiyanın gıdası görünümünüz, yani imajınızdır, varlığını sürdürebilmek için kendi imajıyla ruhu kuşatma altında tutmak zorundadır. Egoya, içinizdeki tanrıyı kendini ifade etmekten alıkoyduğu için deccal denir, bilginin evrim yolunda kullanılmak üzere ruhunuza ulaşmasını önler. Okuduğunuz şeyleri neden hatırlayamıyorsunuz? Çünkü egonuz hatırlamanızı istemiyor da ondan. Gri Adamların valsi egonun idealizmini temsil eder. Onların süresi bitince bilinç de bitecek ve Süper Bilinç başlayacaktır. Eğer egonuzu bir hata olarak yorumlamaktan vazgeçip öğrenilmesi gereken bir deneyim olarak aklarsanız, fizik bedeniniz tümüyle canlanır. Çünkü egonuz kıskançlığı, güvensizliği, layık olmama hissini ve korkuyu hep zihninizin önünde tutar. Bunlar yok olunca artık beyniniz açılabilir ve içinizdeki tanrı, varlığınızın gerçek sahibi büyük bir canlılıkla ortaya çıkabilir. Bu öz, tüm evrenin sahibi olan bu çekirdek gelişir, yaşamınız ve idrakiniz gelişir, beyniniz açılır.
Yedinci kilit (çakra) hipofizi açtığında, artık bedeninizde ölüm hormonu olmayacaktır, şu anda herkesin bedeninde ölüm hormonu var. Kadınlar adet görmeye ve erkekler tohumlarını serpmeye başladığından beri ölüm hormonu vardır. O hormon var olur olmaz yaşlanmaya başlarsınız. Hipofizden ölüm hormonu salgılanır, bu da kalbinizin bulunduğu boşlukta, kalbe yakın olan timüs bezinin büzülmesine sebep olur. Timüs bedeninizin ne kadar yaşayacağı konusunda etkili bir organınızdır, aynı zamanda dördüncü kilittir (çakra). Çocukken bu bez bir armut büyüklüğündedir, erişkinliğinizde bir bezelye büyüklüğüne iner. Şu anda timüs sürekli büzülmektedir, o büzüldükçe beden de büzülür ve hastalıklara açık hale gelir.
Sonunda gözle görülemeyecek kadar küçüldüğünde, beden fiziksel olarak iflas eder. Bedeninizde bunların olmasının tek nedeni tutumunuzdur. Kaderinizi de, realitenizi de, çevrenizi de, tutumları sorgusuz sualsiz kabullenmeniz yaratır. Egoya bağlı tutum (davranış biçimi, eğilim, bakış açısı) artık yürürlükte değilse, yedinci kilit açılır ve ölüm hormonu bedenden uzaklaştırılır, ardından timüsü harekete geçiren başka bir hormon salgılanır. Yedinci kilidin büyümesiyle hücrelerin gerekli düğmelerine basılmış ve sürekli bir yenilenme sağlanmış olur.
Süper Bilinç devrinde şimdiye kadar defalarca yaşadığınız kokuşmuş deneyimleri ve tiranlığı artık ardınızda bırakacaksınız, sefaleti ve ölümü ardınızda bırakacaksınız, dünün esaretini ve mutsuzluğunu da ardınızda bırakacaksınız. Evrim yolunda ileri atılacak ve her şeyi yaşama yeteneğine sahip bir bedenle yol alacaksınız.
Bedeninizi çevreleyen ışığı, yüce özünüzü, sizin deyiminizle auranızı neden göremediğinizi biliyor musunuz? Çünkü realiteniz onu görmenize izin vermez. Gelecek günlerde gözleriniz şimdiye kadar hiç görmemiş olduğunuz şeyleri doğal olarak görecek. En çok istediğim şeylerden biri, görünmeyen bu ışığı görebilmenizdir. Süper Bilinç geldiğinde göklerin ordusunu ve başka boyutları da görebileceksiniz. Sadece kendi evreninizin olanaklarını araştırmakla kalmayacak, daha önce hiç sözü edilmemiş, tasavvuru olanaksız alemleri de keşfedeceksiniz. Sizin mirasınız işte budur! Bu uygarlık asla çökmeyecektir, gerçeği bilin ve aydınlanın! Süper Bilinç hayal edilen fakat şimdiye kadar hiç tadılmayan, ama bu zamanda gerçekleşme olasılığı çok büyük olan bir olaydır. Hayatta kalıp görmeye değer doğrusu!
-----RAMTHA( Tiranların Son Valsi
0 comments:
Yorum Gönder