Dünya'nın titreşimleri yükseliyorsa bunca kötülük ve kaos neden oluyor diye düşünenleriniz olabilir. O zaman şöyle düşünün: Dağınık ve temizlenmemiş bir oda karanlıkta olduğu sürece durumu fark edilmez. Ancak siz ışığı açtığınız anda içerdeki pisliği ve düzensizliği fark eder, ışık yükseldikçe her şeyi daha da iyi görürsünüz. O pislik ve düzensizlik hep ordadır ama karanlıkta kaldığı için bugüne kadar görememişsinizdir.
Dünya'nın titreşimleri yükseldiği içindir ki artık ışık eskisinden çok daha güçlü yansıyor. Sistemdeki bütün pislikler, ikiyüzlülükler, yalanlar ve tümüyle kaosun perde arkası görebilen gözlere açık. Biraz olsun aklını kiraya vermemiş, özgür ruhlu, sağduyu sahibi insanlar bu kukla tiyatrosunda oynanan oyunu her yönüyle görebiliyor, neyin ne olduğunu anlayabiliyor.
Bu aslında son perdesi oynanan bir oyunun final sahnesidir. Sadece oyuncular bu oyunu o kadar uzun bir süredir oynuyorlar ve oyun o kadar bayatladı ki, artık sahneye yeni bir oyun konması zamanı geldi. Ancak bu demode olmuş oyuncular gitme zamanlarının geldiğini bir türlü kabullenmek istemiyorlar ve bu nedenle durum bir nevi esir muhabbetine döndü.
Gitme zamanlarının geldiğini kendileri de çok bildikleri için, giderken tiyatroyu yakmak, kendileriyle birlikte izleyicilerin de başını yakmak istiyorlar ama nafile. Bu, aslında hepimizin sınavı. İster oturur bu bayatlamış oyunun bir parçası olmayı kabul eder, hatta oyunun bir parçası olur, başınızı yakarsınız, isterseniz de sahneye konacak olan yeni oyunun bir parçası, yeni oyun kuruculardan olur, birleşerek yepyeni bir oyun çıkarırsınız.
Seçim karanlıkta kalmak veya aydınlanmak arasında sizin tercihiniz, Üçüncü bir ara seçenek artık yok. Yalnız hem aydınlanmayı seçiyorum deyip hem de duygu, düşünce ve davranışlarınızla hala karanlık enerjinin bir parçası olmaya, bu bayatlamış oyuna hizmet etmeye devam edemezsiniz, değişmeniz gerekir. Aksi olsa olsa kendinizi kandırma olur, başka da bir şey olmaz.
0 comments:
Yorum Gönder