kozmik ışınlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kozmik ışınlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Şubat 2023 Perşembe

MATRIX'İ ÇÖZMEK İÇİN MÜDAHALE EDİLEN OLAYLAR

 


Brezilya'da şimdiye kadar görülen en büyük yağış miktarının neden olduğu sahil şeridi felaketi Güney Atlantik Anomalisi olarak adlandırılan bölgededir - Dünya'nın manyetik alanının zayıfladığı ve jeofizikçiler bunu kozmik ışınlardan yüksek katlı parçacıkların enerjisinin büyük girişine izin veren "bir pencere" olarak görüyor ve güneş rüzgarları.

Orijinal insan DNA'sını aktive eden ve aynı zamanda Gaia'nın Işığın Vücudunu dönüştüren ve bilim insanları tarafından izlenen gezegenin Manyetik Çekirdeğinin hareketini dönüştüren galaktik enerjilerdir.
.
Bu anomali bölgesi, Atlantis'in yıkımında kopan, ancak 2019'da Yükseliş sürecinde restore edilen Miguel Hattı'nın bir bölümünden etkilenen (9/10/11) Ley Line girdabında yer alıyor.
.

31 Temmuz 2017 Pazartesi

JEOMANYETİK, SOLAR ve DİĞER FAKTÖRLERİN İNSANLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ


effects-of-geomagnetic-solar-and-other-factors-on-humans-blog 
26 Temmuz 2017, Science of the Heart
“Dünyadaki tüm biyolojik sistemler, geniş aralıktaki frekansların yükselip alçalan görünmez manyetik alanlarının dışsal ve içsel ortamına maruz kalır. Bu alanlar her hücreyi ve çevrimi az veya çok etkileyebilir.” – İnsan Süjelerde İnsan Otonom Sinir Sistemi Ritimlerinin Jeomanyetik Aktivite ile Senkronizasyonu; Uluslararası Çevresel Araştırma ve Halk Sağlığı Dergisinde yeni yayınlanan bir araştırma.
 Yukarıda belirtilen araştırmayı yöneten ve bu ay yayınlayan araştırma ekibi, insan otonom sinir sisteminin çevresel etkilere nasıl tepki verdiğinin bilimsel topluluk anlayışına daha ileri kanıtlar ekledi. Bu araştırmada, o etkiler diğer faktörler arasında, solar ve jeomanyetik aktivitedeki değişiklikler, kozmik ışınlar ve Schumann rezonansları olarak bilinen frekanslardan kaynaklandı.
HeartMath Enstitüsü Araştırma Yöneticisi Dr. Rollin McCraty tarafından yönetilen araştırma ekibi ayrıca, dört haftalık araştırma periyodunda araştırmaya katılanların kalp atım hızı değişkenliği ritimlerinin birbirleriyle dikkate değer şekilde senkronize olduğunu buldu. Bu, tüm katılanlar ayrı yerlerde olmasına rağmen gerçekleşti.
“Bir çok nedenle bu çalışma eşsizdi: birincisi, normal günlük yaşamlarını sürdüren bireyler grubunda 31 – günlük periyotta HRV’nin (kalp atım hızı değişkenliği) sürekli izlenmesini kullandı. Sonra, tesadüfen solar, kozmik ışın ve manyetik ortamda bir sayıda dinamik değişimler gerçekleşti; bu, grubun bu çeşitli değişimlere nasıl tepki verdiğini inceleme fırsatı sağladı.”
Araştırmanın merkezi odağı yukarıda sözü edilen çeşitli faktörlerin otonom sinir sistemindeki etkileri hakkında yeni veriler elde etmek iken, araştırmacılar bu verilerin ve gelecekteki ilgili bulguların en sonunda insan sağlığına ve sıhhatine faydalı olabileceğini umuyorlar.

18 Mart 2016 Cuma

GALAKTİK KOZMİK IŞINLAR EŞİ GÖRÜLMEMİŞ SEVİYELERDE HIZLANIYOR


galactic_cosmic_rays_from_milky_way
Mitch Battros
 18 Mart 2016
Samanyolu’nun merkezinde, yeni bir keşif daha önce hiç gözlenmemiş olan enerjilerdeki bu kozmik radyasyonun kaynağını ilk kez ortaya seriyor. Galaksimizin merkezi yüksek enerjili kozmik ışınlar üretme kapasitesine sahip bir çok nesnenin yuvası, özelde süpernova kalıntısı, pulsar rüzgar nebulası ve muazzam yıldızların sıkıştırılmış kümesi.
Bugün yaklaşık 100 teraelektronvolt (TeV) enerjisi olan kozmik ışınların, süpernova kalıntıları ve pulsar rüzgar nebulası gibi nesneler tarafından galaksimizde üretildiğini biliyoruz. Ama, teorik görüşler ve Dünyaya erişen kozmik ışınların direkt ölçümleri, galaksimizdeki kozmik ışın fabrikalarının en azından bir petaelektronvolt (PeV) parçacık sağlayabileceğini gösteriyor. Son yıllarda bir çok multi – TeV hızlandırıcılar keşfedilirken, en yüksek enerjili galaktik kozmik ışınların kaynaklarının arayışı şimdiye kadar başarısız oldu.
Ancak, Felix Aharonian (MPIK, Heidelberg ve DIAS, Dublin), “Samanyolu Galaksimizin merkezinde yerleşik olan, Sgr A adıverilen süper kütleli kara delik PeV protonlarının en akla yakın kaynağıdır” diyor; ekliyor, “bir çok olası hızlandırma bölgesi düşünülebilir, ya kara deliğin yakın çevresinde ya da daha da uzakta, kara deliğe düşen materayalin bir kısmının ortama geri püskürtüldüğü yerde, böylece parçacıkların hızlanmasını başlatıyor.”
Gamma – ışını emisyonlarının H.E.S.S. ölçümü (Yüksek Enerji Stereosckopik Sistem), merkezi kara delik tarafından hızlandırılmakta olan protonların spektrumunun anlamını çıkarmak için kullanılabiliyor, Sgr A’nın çok muhtemelen protonları PeV enerjilerine hızlandırdığını ortaya koyuyor. Şu sıralar, bu protonlar Dünyada belirlenen kozmik ışınların toplam akışının nedenini açıklayamıyor. “Ama, eğer merkezi kara deliğimiz geçmişte daha aktifse, o zaman bugün Dünyada gözlenen galaktik kozmik ışınların büyüklüğünden sorumlu olabilir. Eğer doğruysa bu, bu esrarengiz parçacıkların kaynağı ile ilgili yüzyıllık eski tartışmayı dramatik bir şekilde etkiler.
(Çeviri: Saffet Güler)