26 Temmuz 2017, Science of the Heart
“Dünyadaki tüm biyolojik sistemler, geniş aralıktaki frekansların yükselip alçalan görünmez manyetik alanlarının dışsal ve içsel ortamına maruz kalır. Bu alanlar her hücreyi ve çevrimi az veya çok etkileyebilir.” – İnsan Süjelerde İnsan Otonom Sinir Sistemi Ritimlerinin Jeomanyetik Aktivite ile Senkronizasyonu; Uluslararası Çevresel Araştırma ve Halk Sağlığı Dergisinde yeni yayınlanan bir araştırma.
Yukarıda belirtilen araştırmayı yöneten ve bu ay yayınlayan araştırma ekibi, insan otonom sinir sisteminin çevresel etkilere nasıl tepki verdiğinin bilimsel topluluk anlayışına daha ileri kanıtlar ekledi. Bu araştırmada, o etkiler diğer faktörler arasında, solar ve jeomanyetik aktivitedeki değişiklikler, kozmik ışınlar ve Schumann rezonansları olarak bilinen frekanslardan kaynaklandı.
HeartMath Enstitüsü Araştırma Yöneticisi Dr. Rollin McCraty tarafından yönetilen araştırma ekibi ayrıca, dört haftalık araştırma periyodunda araştırmaya katılanların kalp atım hızı değişkenliği ritimlerinin birbirleriyle dikkate değer şekilde senkronize olduğunu buldu. Bu, tüm katılanlar ayrı yerlerde olmasına rağmen gerçekleşti.
“Bir çok nedenle bu çalışma eşsizdi: birincisi, normal günlük yaşamlarını sürdüren bireyler grubunda 31 – günlük periyotta HRV’nin (kalp atım hızı değişkenliği) sürekli izlenmesini kullandı. Sonra, tesadüfen solar, kozmik ışın ve manyetik ortamda bir sayıda dinamik değişimler gerçekleşti; bu, grubun bu çeşitli değişimlere nasıl tepki verdiğini inceleme fırsatı sağladı.”
Araştırmanın merkezi odağı yukarıda sözü edilen çeşitli faktörlerin otonom sinir sistemindeki etkileri hakkında yeni veriler elde etmek iken, araştırmacılar bu verilerin ve gelecekteki ilgili bulguların en sonunda insan sağlığına ve sıhhatine faydalı olabileceğini umuyorlar.
Neden Kalp Atım Hızı Değişkenliği?
HRV (kalp atım hızı değişkenliği) kalp atışlarının bitişik çiftleri arasındaki zaman aralıklarda doğal olarak gerçekleşen değişikliktir. İnsan otonom sinir sistemi aktivitesi ve dinamiklerinin gerçek fizyolojik ölçümünü sağlar. Bu nedenle, katılımcıların HRV’i arttığı veya azaldığı zaman, araştırmacılar onların otonom sinir sistemlerinin nasıl etkilendiğini veya değiştiğini de belirleyebiliyorlardı.
Örneğin, bulgulardan biri parasempatik sinir sistemi aktivitesinin, artan solar radyo akışının (solar yüksek frekanslı radyo dalga aktivitesini ölçen bir indeks) ve kozmik ışınların periyotları sırasında güçlendiğini ileri sürdü. (Bazen dinlenme ve sindirme sistemi adı verilen parasempatik sinir sistemi kalp hızını yavaşlatarak, bağırsak ve bez aktivitesini artırarak ve mide bağırsak kanalındaki büzgen kasları gevşeterek enerjiyi muhafaza etmemize yardımcı olur.)
Araştırmacılar yazılarında, “önceki bir araştırmanın da solar radyo akış indeksindeki artışın düşük yorgunluk, artan pozitif etkiler ve zihinsel berraklık ile ilişkili olduğunu, artan solar rüzgar hızının ters etkilere sahip olduğunu bulduğunu not ediyorlar.”
Her bireyin HRV seviyesinin toplam sağlığında kritik olduğunu anlamak önemlidir.
“Yaşa göre düzeltilmiş HRV’nin düşük seviyeleri, nöroaksisteki (merkezi sinir sisteminin ekseni) düzenleyici kontrol sistemlerinin çeşitli seviyelerinde kronik stres, patoloji veya yetersiz işlev yapmayı belirtiyor.”
“Sağlıklı HRV seviyeleri, psikolojik dayanıklılık, davranışsal esneklik ve kendini etkili şekilde ayarlama ve değişen sosyal veya çevresel ortam taleplerine adapte olma kapasitesini, kişinin uyum duygusunu, kendini yönlendirme kişilik karakter özelliklerini ve yönetme fonksiyonlarını kullanmayı gerektiren bilişsel performansı belirtir.”
“Kozmik ışınlar ve HRV değişkenleri arasında, kozmik ışınlardaki artışlara yararlı tepkiyi öne süren kuvvetli pozitif korelasyonlar vardı.”
Kozmik Işınlar: İyi mi, Kötü mü?
Bilim insanların gözlediği çeşitli aktiviteler arasında, kozmik ışınların normal gerçekleşmesi veya zayıflaması vardı. Kozmik ışınlar uzayda ışık hızına yaklaşan hızlarda yolculuk yapan son derece enerjisel atom çekirdekleri veya diğer parçacıklardır. Bu araştırmanın erken bölümleri sırasında, solar rüzgar hızındaki artış nedeniyle normal olarak gerçekleşen kozmik ışın sayılarında keskin bir azalma oldu, “bu azalan HRV ölçümleri ile ilişkili göründü.” Bu önemlidir çünkü, önceki araştırmaya göre, “kozmik ışınlardaki artışlara yararlı tepkiyi öneren, kozmik ışınlar ve HRV değişkenleri arasında kuvvetli pozitif korelasyonlar vardı. Diğer araştırmalar da yararlı etkileri öne sürdüler.”
Schumann Rezonans Gücü ve Kalbiniz
Schumann rezonansları (S) Yerküre – iyonosfer kavitesinin elektromanyetik frekanslarıdır. Küresel yıldırım flaşlarının neden oldukları gibi elektromanyetik impalslar bu boşluğu doldurur ve Schumann rezonanslarını uyarırlar.
Daha sakin manyetik periyotlar sırasında Schumann rezonans gücünün “insanın yavaş dalga kalp ritimlerini senkronize etmede önemli bir rol oynadığı görünüyor. Bu ritimlerin potansiyel önemi şu anda bilinmiyor, ama (en sonunda) insan sağlığını ve sıhhatini daha iyi anlamak için önemli olabilir.”
SRPnin kalp ritimlerini nasıl etkilediğinin tam anlayışını elde etmek için daha ileri araştırma gerekli iken, araştırmanın yazarları bulgularının “artan SRP’nin faydalı etkisini ileri sürdüğünü belirtiyor, ki bu daha yüksek SRP periyotları sırasında azalan küçük tansiyon, büyük tansiyon ve ortalama kan basıncı bulguları ile desteklendi.”
Bu araştırmanın çeşitli jeomanyetik ve solar aktivitenin ve diğer çevresel faktörlerin katılımcılarda gösterdiği pozitif veya negatif etkilerin çeşitli sonuçlarına rağmen, yazarlar sonuçları aşağıdakileri not ederek nitelendirdiler. “Bireylerin Yerkürenin manyetik alanlarına farklı hassaslık derecelerine sahip oldukları ve aynı çevresel değişkendeki değişikliklere zıt şekillerde tepki gösterebilecekleri bulundu.”
“İnsan düzenleyici sistemleri günlük ve mevsimsel iklim ve jeomanyetik varyasyonlara adapte olması için tasarlanmıştır; ancak, solar ve jeomanyetik aktivitedeki ve jeomanyetik fırtınalardaki keskin değişimler bu düzenleyici sistemlerde stres yaratabilir, bu da melatonin/serotonin dengesinde, kan basıncında, bağışıklık sisteminde, üreme, kardiyak ve nörolojik süreçlerde tahrifatlar ile sonuçlanabilir.”
(Çeviri: Saffet Güler)
0 comments:
Yorum Gönder