14 Eylül 2016 Çarşamba

MATRİKS KONTROL SİSTEMİ NEDİR?

 matriks kontrol ile ilgili görsel sonucu
Bu kontrol sisteminin bir kısmını hükümetler, ordu, tıp, finans, medya, eğitim, akademi ve dinlerde görürüz. Bu kurumlar bizim inanç sistemlerimizi ve yaşam biçimlerimizi yönetirler. 
Bu kontrol sistemi içerisinde gizli topluluklar, elit kanbağı, kurumsal birlikler, uluslar arası bankacılar, hükümetin düşünce kuruluşları ve orduya ait gizli/negatif (black ops) operasyonlar ağıdır.
Bazıları bunları gölge hükümet, illüminati ya da yeni dünya düzeni olarak adlandırmaktadır. 
Birçok kişinin Matriks olarak düşündüğü şey bu sosyo-politik makinadır. 
Ancak gerçeklikte bu yukarıda sayılan gruplar matriksin sadece dış kısmını, en kolay kısmını teşkil ederler.
Bunlar sadece bir ağacın dalları gibidir. Ağacın asıl derin kökleri okült, dünyadışı varlıklar ve hiperboyutsal alanlardadır. 
 
Matriksin ötesine geçebilmek için Kontrol Sisteminin, komplonun politik seviyelerinin ötesinde köken aldığı kısımları anlamalıyız. 
Çünkü bunlar aracılığıyla bizlere karşı çok yoğun bir ruhsal savaş yürütülmektedir. 
Bu daha derindeki parçalar arasında ilk olarak Matriks Kontrol Sisteminin merkezi beyni gelmektedir. 
Eskiler buna Demiurge derlerdi.
Demiurge’un evrenin ruhu olduğu söylenmektedir. Yaydığı enerjiyi kuantum seviyede madde, enerji, uzay ve zaman olarak yansıtan enerji formudur. 
Demiurge fiziksel olmayan bir yapay zekadır. Orijinal ve gerçek halinde ise ilahi iradeye göre fiziksellik olarak şekillendirilmiştir. İlahi çerçeveden ayrılıp kendi kendinin yaratıcılığını kullanarak bir parazit haline gelmiştir. Biz şimdi böyle bir evrende yaşamaktayız. 

Demiurge bu evreni soğuk, deterministik bir makineye dönüştüren, lineer zaman illüzyonunu sürdüren bir yapı, bu evrende yaşayanların bilinç seviyelerine bakmaksızın sürekli öğüten bir makine ve kendinde yaşayanları orman kanunları ile yaşamaya zorlayan bir yapıdır. 
Ruhsal olarak boğucu gelen bu durumlar Matriks Kontrol Sisteminin var olmasını sağlar.
Bu durum başkalarının harcanması uğruna kendi kendine hizmet eden bir yaşam modeline öncülük eder. 
Yaşam veren, besleyen bir rahim, bilincin fiziksel deneyim yoluyla evrimi için bir büyüme matriksi olarak tasarlanan yapı ruhsal bir hapishane haline dönüşmüştür. 
Matriksin Demiurge’dan sonraki ikinci kısmını fiziksel olmayan diğer varlıklar oluşturur. 

 
Sınırlı kaynakların bulunduğu bir alanda rekabet, yırtıcılık ve hayatta kalmayı geliştirmiş olan varlıklar bulunacaktır. 
Bu varlıklar ruhsal olarak ölü olup ilahi olanla tüm bağlarını kesmişlerdir. Bizimki gibi yaşamları kendilerinin enerji kaynağı ve eğlencesi olarak görürler. 
En güçlü olanları, Gnostiklerin Arkonlar olarak adlandırdıkları varlıklardır. Burada, Dünyada bizim ruhsal enerjimizi kullanan negatif varlık ağına başkanlık ederler. 
Bu negatif varlık ağı içinde demonlar (şeytanlar, kötü ruhlar), insanın acılarından ve yanlış yola girmesinden kaynaklanan parazitik düşünce formları ve demonların emrinde çalışan hayaletler vardır. 
Tüm bunlar ortalıkta gezinen ve her fırsatta insanın acı çekmesini kışkırtan, asıl olarak açığa çıkan ruhsal enerjiden beslenen varlıklardır.

Bunlar farkında olmadığımız sürece enerjiden beslenen, zihinleri yönlendiren, eziyetçi varlıklardır. 
Bunlar, düşük bilinç hallerindeyken bizlere yanıltıcı senkronisiteleri ayarlayabilirler, kazalara yol açabilirler, hastalıklar ortaya çıkarabilirler, zihinlerimize yabancı düşünceler ve duygular implante edebilirler. 
Hassas, kolayca kırılabilir kişilerde de şizoid belirtileri başlatabilirler.
Matriksin üçüncü kısmında ise insanlığı her alanda manipüle eden ET kolektifleri yer almaktadır.
Bu ET’ler, genetiğimize, tarihimize, inançlarımıza şekil verip gezegenimizin kaderinde tam kontrol sahibi olmak istemektedirler. 
 
Demonların tam aksine bu Etler fiziksel ya da yarı fiziksel olup üstün zeka, psişik yetenekler ve teknolojiye sahiptirler. 
Demiurjik enerjileri kullanarak belirli sınırlar dahilinde teknolojileri ile maddeyi, enerjiyi, uzayı ve zamanı değiştirebilirler.
Etler bu nedenle Matriks Kontrol Sisteminin mimarıdırlar. 
Matriksin dördüncü kısmında çağlar boyunca ET genetik mühendisliğinin bir ürünü olarak ortaya çıkan kendi biyolojimizdir.
Bedenlerimiz öyle bir şekilde dizayn edilmiştir ki algılarımız sadece beş fiziksel duyu ile sınırlıdır. 
Ve bu şekilde yolculuğumuz birincil olarak beden ve egonun yolculuğu halinde geçer. 
Fiziksel dünyayı algılamak kolaydır ancak spiritüel dünyaya ulaşmak ve ona bağlanmak zahmetlidir. 
Hükmen tüm tuhaflıklar kontrol sisteminin lehine üst üste yığılmıştır. 
 
Bir inek çiftliğinde otlamaya yetecek kadar algıya sahibizdir ve kolaylıkla bir çıkış yolu bulamayız. 
Matriksin beşinci kısmında ET’lerin, demonların ve düşünce formlarının kolaylıkla çalışabilecekleri programlanmış insanlar vardır.
Kendi kendilerini bilinçli bir şekilde kontrol edemeyen ve kontrole açık insanlar başka herhangi bir şey tarafından geçici ya da kalıcı bir şekilde kontrol edebilirler. 
Hemen hemen herkes dikkatini kendine vermediği sürece geçici bir şekilde anlık olarak etkilenmeye açık haldedirler. Arkadaşlar, aile üyeleri, komşular, iş arkadaşları, politikacılar, yazarlar ya da ünlüler buna dahildir. 
Derin bir şekilde programlanmış olanlar matriksin kalıcı ajanlarıdır. 
 
Bu kişiler matriksin kiralık şakşakçıları gibi işlev görürler ya da ET ajandasının yürüyen sözcüleri gibidirler ya da statükoyu devam ettiren arka plan karakteri gibi davranırlar.
Tüm bunların hepsi çevremizdeki her yerde ve içimizde var olan kontrolün bir çerçevesini oluşturan kısımlardır. 
Matriks nedir?
Bizi ruhsal olarak uykuda tutmayı amaç edinmiş tüm güçlerin ve mekanizmaların toplamıdır.
Altyazıların çevirisi: Lora Ateş

0 comments:

Yorum Gönder