“Tanrının çocukları geçsin diye denizin ikiye ayrıldığı gün olanlar, gelecekte olacaklarla kıyas edildiğinde çok sönük kalacaktır. Sizi izleyen koruyucularınızın sayesinde tıpkı İlya ve İsa gibi bazılarınız göğe alınacaksınız.
“Kaçınılmaz değişiklikler gerçekleştiğinde dünya nüfusunun sadece onda birinin kalacağı söylenmektedir, ama ille de böyle olması gerekmez. Tüm kehanetler insanın irade ve seçimlerine bağlıdır.
Şu anda bile kişisel pozisyonlar değiştirilebilir ve insanlar kendilerini ışığın prensipleriyle uyumlu hale getirebilirler. Yüce bir Üstat bir zamanlar bunu şu şekilde ifade etmişti: “Kime hizmet edeceğinize dair seçimi bugün yapın.”
“Sonun başlangıcındayız. Her birey ışık için yapılan savaşta seçimini kendi yapacaktır. Artık vakit gelmiştir, geriye ne kadar zaman kaldığını biz de bilemeyiz. Kainattaki her şey alarm halinde beklemektedir.
“Dünya’nın ilk sakinleri ruhtan yoğundular, ama fizik bedenlere henüz bürünmemişlerdi. Yoğunluk sonradan geldi, o dönemde ruhlar Yukarıyla bağlantı halindeydiler. Ardından benliğin kendini ispat etme çabaları geldi. Yasak meyve sembolizmi, insanın yaşam alanına irade özgürlüğünün girişini temsil eder. Kaygısızlığın yerini o dönemde hayatta kalma çabası almıştı. Yukarıyla bağlantı bir süre daha devam etti ve sonra hepten kesildi. İnsan kendi isteğiyle güzelim bahçesinden atıldı.
“O siklustan beri yeryüzüne birçok görevli varlık geldi. Onlar da sizin gibi dünyanın kısıtlılıklarından paylarını aldılar ve karmalar edindiler, evrimleşmiş canlarla birlikte karmik borçlarını ödemiş olacaklar. Ancak kendilerini Tanrıya eş koşanlar ve bunda direnenler ertelenen evrimlerini sürdürmek için başka gezegenlere götürülecekler. Şimdi hasat zamanıdır!
“Artık doğumların azaltılması ve enkarnasyonların kapatılması söz konusudur. Felaketlerin getireceği temizliğe ilave olarak bu da başka bir temizliktir. Geçtiğimiz yıllarda temizliğin hazırlıkları yapılmış ve tüm canlar mühürlenmiştir. Alınlardaki bu mücevher gelecek günlerde ışığın çocukları tarafından görünür hale gelecektir. Alından yayılan bir ışık halinde, aynı güneşin ışımasına benzer şekilde parlayacaktır. Bu aynı zamanda kurtarılacak canları belirlemede bizim için bir kimlik belirleme metodu olacaktır. Kutsal metinlerde yazılı olan kehanet işte böyle gerçekleşecek, “tarlada çalışan iki kişiden biri alınıp öteki bırakılacaktır.” Alınan kişi elbette alnındaki mühürden (ışımadan) tanınacaktır.
“O gün gökte o kadar çok filo olacak ki, gece mi gündüz mü olduğunu anlamak zorlaşacaktır. Bekleyenlere basit talimatlar verilecektir. O gün gelip çatmadan gerekli hazırlıklar yapılmalıdır. Daha önce Amerika’da büyük sıkıntılar olacak, savaş ve ekonomik zorluklar yaşanacaktır. Işık işçilerinin dünyadan alınması, dünyanın nükleer bir savaşın eşiğine geldiği günlere ayarlanmıştır, seçilmişlerin buna katlanmasına izin verilmeyecektir. Birçok Dünya Öğretmeni ve ışık işçisi ana gemilere yerleştirilmiş olacak, kalanlar diğer planetlere götürüleceklerdir. Giderek dünyanın titreşimi o kadar yükselecektir ki, aydınlanmış kişiler yüksek varlıklarla sürekli temasta olacaklardır. Bu değişim, sürekli dua ve meditasyon yanında Yukarıya bağlılıkla oluşur. Işık işçilerinin bedenlerinde kalabilecek fizik yoğunluklar, gemilere alındıktan sonra özel kabinlerde ışık bedenlere dönüştürülecektir.
“Evrende ışıktan yana olmayan ve ışık güçlerini sürekli engellemeye çalışan bir örgüt olduğu unutulmamalıdır. Onları sürekli izlemekte ve gözaltında tutmaktayız. Ana gemilerimizdeki büyük ekranlarda, dünyadaki her canın faaliyetini izleme imkanına sahibiz. Ben Komutan Athena’yım, Venüs’ün sesi olarak geldim!”
Komutan ASHTAR ve UZAY MUKTEDİRLERİ MİSYONU- 2007
0 comments:
Yorum Gönder