26 Eylül 2014 Cuma

Diğer her şey sizi bu konuya getiriyor – Konsey (Mesaj 2)

 Convergence by Catherine Andrews
Arkadaşlar, Konsey bu mesajda bizimle son derece açık ve dobra bir şekilde konuşuyor. Affetmek konusunda pek çok mesaj okudunuz, hem bu platformda hem de başka yerlerde. Ama şimdi Konseye birkaç dakikanızı ayırın, çünkü size biraz daha farklı bir bakış açısı verecekler. Özellikle son cümle, benim içimi okumuş gibi. Seanslarımda buna benzer mesajlar çok sık geliyor. Bana söylenenleri özetlersem: “Sizin kalbiniz kırılmadı, egonuz incindi. Kalbiniz inanılmaz derecede yüce, güçlü ve sevecen, bu olaylardan hiçbiri onu kıramaz. O Yaratan’la paylaştığınız ışığınız, o sizi evrene bağlayan asla kapanmaz portal.”
Mor Alev Dostu, Ron Head ve Konseye çok teşekkürler. Mesajın orijinalinehttp://www.oraclesandhealers.wordpress.com adresinden ulaşabilirsiniz.
 
Her biriniz ve herkes tarafından ele alınması gereken önemli bir mesele var. Bu öyle bir sorun ki, şu anda Yükseliş diye adlandırdığınız yolu tamamlayıncaya kadar, hiç biriniz bundan kaçamayacaksınız.  Aslında bu konu, verdiğimiz tüm mesajlara muhteşem bir final olabilirdi. Ama muhteşem bir final yapmak yerine, artık konuya girelim ve her şeyin bu meseleye bağlı olduğunu ve gerçekten çözülene kadar, sürekli ele alınması gerektiğini, anlamanızı sağlayalım.
Konuştuğumuz mesele, “bağışlamaya olan ihtiyacınız” konusudur.
  1. Sizlerin, başkalarını bağışlamaya ihtiyacınız var.
  2. Yüce Varlık olarak neyi algılıyorsanız, O’nu bağışlamaya ihtiyacınız var.
  3. Ve son olarak da, ama en önemlisi, kendinizi bağışlamaya ihtiyacınız var.
Şimdi; Başkalarını affetmenin ne demek olduğunu, mutlaka anlıyorsunuzdur. Gerçi onları çoktan yargıladınız ve çıkardığınız sonuçtan dolayı da, onları affetmenizin mümkün olmadığını düşünüyorsunuz. Şimdi bunu ele alalım. Önce şöyle bir durun! Onları doğru değerlendirdiğinizi (yargıladığınızı) varsayarak ve bundan dolayı da onları daha fazla düşünmeyerek, kendinize yapılmasını istemediğiniz davranışları, onlara yansıtıyorsunuz. Tabii ki bundan daha fazlası var ama bu açıklama size, Yaptığınız şeyin aslında kendinize zarar verdiğini göstermek için, yeterlidir. Bütünün bakış açısından ele alırsak; Siz aslında, kendinizin ve yargıladığınız kişinin de bir parçası olduğu, BİR’i (ya da BÜTÜN’ü, YARATAN’ı) yargılıyorsunuz.
Aynı durumun, kendinizi yargıladığınızda da geçerli olduğunu, lütfen anlayın. Kendinizden, Sevgi’yi esirgiyorsunuz. Kendinizden, bağışlanmayı esirgiyorsunuz. Hâlbuki Benliğiniz, Bütünün ayrılmaz bir parçasıdır. Ve bunları yapmakla,Yaratan’ın sizi yaratırken berbat bir hata yaptığını söylemiş oluyorsunuz. Ama bu, hiç de öyle değil.
Şimdi de Yüce Varlığı, Yaratan’ı, Tanrı’yı, ya da siz her ne diyorsanız, O’nu affetme konusuna gelelim; Birçok yaşamlarınız boyunca hepinize, Her Şeye Kadir Olan Varlığın sizi, düşüncelerinizden, davranışlarınızdan, yaptıklarınızdan ve söylediklerinizden dolayı, yargılayacağı ve cezalandıracağı öğretildi. Kendinize, “O’nun sizi sevdiğini” söyleseniz bile, yine de O’ndan korkuyorsunuz. Bu böyle değil mi?  Bu konuda, birçok inanç çatışması var. Bir tarafta “Yaratan Sevgi’dir” inancı, diğer tarafta ise “Yaptıklarım (olumsuz davranışlar) ve yapmadıklarımdan (dini öğretiler) dolayı acı çekmem için, O beni cehenneme gönderecek” inancı var. Ama bu kesinlikle böyle değil. Ve bunun neden böyle olmadığı konusunu, bir başka zaman uzun uzadıya tartışabiliriz. Fakat siz şimdilik, öyle olduğuna dair yanlış bir inanışa sahip olsanız da, sizi cezalandıracağına ve sizi cehenneme göndereceğine inandığınız o Yüce Varlığı, (bunları yapacağından! dolayı) bağışlamayı dileyebilirsiniz. Dolayısıyla bu yolculuk süreci içinde, (kendinizi, diğerlerini ve öyle olduğuna inandığınız o İlahi Varlığı) bağışladığınız da, yükünüzün çok daha hafiflediğini göreceksiniz.
Şimdi isterseniz size, “yargılamanın sakıncalarına maruz kalmanızı” engelleyen bir yöntem sunalım. (Yargılamaktan dolayı oluşan yükleri, üstlenmemeniz için.) Öncelikle, ne tür bir davranışın arzu edilebilir veya edilemez olduğunu, ayırt etmeniz gerekiyor. Tabii ki hiç kimse size, tecavüz, cinayet, yağmalama, hırsızlık, dolandırıcılık vs. vs. gibi eylemlerin, arzulanan davranışlar olduklarını söylemiyor. Ama bir eylemin arzulanmayan bir davranış olduğunu kabul etmekle, bunları yapan kişileri içsel olarak yargılamak, çok farklı şeylerdir. Tek yapacağınız şey, kişileri içsel olarak yargılamayı bırakmanızdır. Sizin Yaratan’ınız bile bunu yapmıyor!
Tüm bunlara biraz kafa yormanız için, bugünlük bu kadarı yeterli mi? Biz yeterli olduğunu düşünüyoruz. Öyleyse sizleri, “bu mesajlar neden sizinle aynı rezonansta titreşiyorlar? şayet titreşiyorlarsa, sizi nereye yönlendiriyorlar?” gibi konuları içeren bir sonraki mesajımızı okumaya davet ediyoruz.
Kendinizle Barış içinde olun dostlarım. Siz, hiç kimse tarafından kırılmış değilsiniz. Yapıştırılmaya falan ihtiyacınız yok. Ayrıca, çok da seviliyorsunuz.
Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, Yüksek Benliğinizle daha aktif bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen“Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.
Telif Hakkı©2014 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (http://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir. Copyright © 2014 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included.http://moralev.com/

1 comments:

Yasin Uçar dedi ki...

Bu bilgiler için teşekkürler sizi takip ediyor olacağım iyi çalışmalar :)

Yorum Gönder