14 Mayıs 2015 Perşembe

HATHORLAR – BEŞİNCİ PERSPEKTİF: UZAY VE ZAMANI AŞMA

1556

Bilincin yüksek boyutlarına girmek algılanan zaman ve uzayda temel bir geçişi gerektirir.
Bu, teorik bir perspektif ve pratik bir teknik kullanarak değinmeyi dilediğimiz algıda çok önemli bir değişimdir, pratik teknik bu amaçla yarattığımız ses meditasyonunun kullanılmasını kapsar.

Teori

Yüksek boyutları incelemenin bir çok yolları vardır. Paylaşmayı dilediğimiz şey, boyutları nasıl gördüğümüzün temel şematiği ve sizler yüksek boyutlu gerçekliğe geçtiğinizde karşılaştığınız zorluklardır.
Bedenlenmiş boyutsal gerçekliğiniz (fiziksel bedeniniz), bizim gördüğümüz şekliyle bilincin üçüncü ve dördüncü boyutlarında demirlenmiştir.
Dünyanızın üçüncü boyutsallığına oldukça aşinasınız. Sinir sisteminiz bu gerçekliğe kuvvetli bir şekilde uyumludur. Beyin/zihin/beden kompleksiniz dünyanızın fiziksel gerçekliğine senkronizedir. Temel biyolojik hayatta kalmanız etrafınızdaki uzayda yön bulmanıza bağlıdır. Ayrıca bedeniniz, zihniniz ve bilinciniz zaman algınızda demirlenmiştir.
 
Ancak, yüksek bilinç seviyeleriniz bu kısıtlamalar ile sınırlı değildir. Bunlar uzamsal ve zaman – yönelimli kısıtlamalardan özgürdür. Bunun nedeni yüksek boyutlu bedenlerinizin kütlesinin veya fizikselliğinin olmaması gerçeğidir ve bu nedenle yerçekimi alanlarından etkilenmez.  
Zaman yerçekimi alanlarından büyük ölçüde etkilenir. Dahası, zaman algınız şartlanma ile etkilenir. Yerçekimi alanlarının ve sosyal şartlanmanın kombinasyonu çoğu insan varlıklarında kendilerini uzay ve zamanın kısıtlamalarında mahsur kalmış bulmaları ile sonuçlandı.
Pragmatik olarak konuşursak, “gerçeklik” deneyiminiz, özdeşleştiğiniz titreşim seviyesinin sonucudur. Bilincin yüksek boyutları ile özdeşleştiğiniz zaman, uzay ve zamanın kısıtlamalarından özgür olursunuz ve daha akışkan bir gerçeklikte işlersiniz.
Yalnızca biyolojik gerçekliğiniz ile özdeşleştiğiniz zaman, nereden bakılırsa bakılsın, uzay ve zamanda kapana kısılırsınız.
Bu mesajda, zaman ve uzayın kısıtlamaları ile bağlı olan bu uygarlıkta ve boyutsal gerçeklikte günlük hayatınızı yaşarken, kişisel kimliğinizi algılanan zaman ve uzayın kısıtlamalarından yüksek boyutların özgürlüğüne değiştirmeniz için size bir yöntem sunacağız. 
Ama bu yöntemi vermeden önce, teoriye biraz daha fazla girmemiz gerekiyor.
Onu gördüğümüz şekliyle, zaman dördüncü boyuttur. Bize göre uzay ve zaman çok yakından ilişkilidir. Bilim insanlarınız Einstein’ın kütlesi olan büyük nesnelerin hem uzayı hem de zamanı değiştiren yerçekimi alanları ürettiği teorisini doğruladılar.
Bizim açımızdan beşinci boyut uzay ve zamanın kısıtlamalarının (üçüncü ve dördüncü boyut) dışındaki ilk bilinç boyutudur. Ve beşinci boyuttaki varlıkların kütlesi yoktur ve bu nedenle yerçekimi alanlarının etkilerine maruz kalmazlar.
Beşinci boyut kendi başına fizikselliğe sahip değilken, forma veya nesnelere sahiptir. Ama sizin perspektifinizden, beşinci boyuttaki formlar süreksiz, çok kısa ömürlü görünür – maddeye veya gerçekliğe sahip değildirler.
Beşinci boyuta girdiğiniz zaman, kendinizi hala bir forma (beden) sahip olarak deneyimlersiniz. Ve beşinci boyutta şeyler size şu andaki gerçekliğinizde deneyimlediğiniz formlar kadar katı görünür. Ama uzay deneyiminiz çok daha akışkan olur ve bir referans noktası olarak zaman var olmaz.
Yüksek boyutlara girdiğiniz zaman, tüm problemlerinizin sihirli bir şekilde ve anında çözüleceğini söyleyenler var. Bu bizim deneyimimiz değildir. Sadece zorluklar farklıdır. Fırsatlar da farklıdır, çünkü şu andaki bedenli gerçekliğinizde deneyimlediğiniz gibi siz uzay ve zamanın kısıtlamaları ile sınırlanmış olmazsınız. Bu size daha büyük yaratıcılık fırsatları verir ve biz buna “boyutsal evrim” adını veriyoruz.
Boyutsal evrim çoklu boyutlarda eşzamanlı olarak farkında olma ve işleme yeteneğinin gelişimidir. Üstatlığın bu haline yolculuk gerçekte uzun ve dolambaçlı olabilir, ama direkt deneyim vasıtasıyla spesifik boyutsal bir gerçeklikte yaşamayı kapsar. Örneğin, şu andaki bedenlenmiş hayatınız – boyutsal evrim görüş açısından – üçüncü ve dördüncü boyutların üstadı olma fırsatıdır. Bu aynı zamanda bedenlenmiş bir varoluşu eşzamanlı olarak yaşarken yüksek boyutları deneyimleme fırsatıdır. Bu şekilde yaşanan bir hayat boyutsal evrimi çabuk bir şekilde hızlandırır ve bu mesaj bu radikal var olma şekline girmiş olanlarınız için çoklu seviyelerde bilgi ile kodlanmıştır.
Bizim perspektifimizden, dokuzuncu boyuta kadar insan – benzeri bir forma sahipsiniz. Bilincin her bir ardışık boyutu bir öncekinden daha süptildir (daha az yoğun). Onuncu boyuta girenler için, bildiğiniz şekliyle form tamamen yok olur ve siz daha çok geometrik doğada olursunuz.
Biz onuncu boyuta girdiğimiz zaman, küre oluruz. Bazı insanların sözünü ettikleri fotoğraflardaki orblar olarak görünen küreler değiliz. Fotoğraflardaki veya aldatmacalardakinin tersine, gerçek orblar küresel geometriye sahip olan boyutlararası varlıklardır. Ve bu kürelere daha yakından bakarsanız, bu kürelerin içinde karmaşık labirentlerin olduğu ortaya çıkar. Boyutlararası varlıkların küresel doğası ortak bir özelliktir ve bir çok farklı türde varlıklar bu geometrik forma sahiptir.
Onuncu boyuta girdiğimiz zaman, bazılarımız Aethos dediğimiz şey oluruz, bunu diğer mesajlarda tartışmıştık.
Ama dikkatimizi size geri getirelim. Kollektif olarak insanlık hızla beşinci boyuta çekiliyor. Bu kaçınılmaz evrimsel bir geçiştir, hem tehlike hem de fırsat ile dolu bir geçiş. Siz bu geçişi yaparken karşılaşacağınız zorlukların bir kaçını tartışmayı diliyoruz.
Bu tartışma amaçları için, bu zorlukları üç geniş kategoriye bölmek istiyoruz: 1) bilinçte değişikliklerde doğal olarak gerçekleşen zorluklar, 2) insan yapımı etkiler ve 3) uzaylı müdahalesi.

Doğal Olarak Gerçekleşen Zorluklar

Yüksek boyutlara geçişler, yerçekimine bağlı olan ve olmayan varlıklar arasındaki algıdaki radikal farklılıklardan dolayı problemlidir. Başka deyişle, üçüncü ve dördüncü boyut gerçekliğiniz ve beşinci boyut gerçekliğiniz arasındaki eşikte, algısal farklılıkların “duvarı” ile karşılaşırsınız.
Aslında beşinci boyut gerçekliğini deneyimleyen bazı bireyler akıllarını kaybettiklerini düşünürler. Bunun nedeni algılanan uzay ve zamanın geçici olarak askıya alınmasıdır. Algı yüksek boyutlarda daha akışkandır ve bu boyutlara girdiğiniz zaman kendi yaşamınızın dışında durursunuz. Sanki gerçekliklerden ve dünyasal var oluşunuzun taleplerinden bağlantınız kopmuş gibidir, bu kişisel psikolojinize bağlı olarak yoğun rahatlama veya yoğun stres yaratabilir.
Bilinciniz beşinci boyuta geçtiği zaman kişisel kimliğiniz değişir. Dünyasal var oluşunuz ile alışık olduğunuz şekillerde özdeşleşemezsiniz. Bizim perspektifimizden bu zorluk aslında beşinci boyuta ilk girdiğiniz zaman en zorudur. Beşinciden yüksek boyutlara geçiş doğal olarak daha kolaydır, çünkü siz sınırlamalar olarak uzay ve zamanın ortadan yok olmasına zaten alıştınız.
Beşinci boyuta (ve daha üstüne) geçiş, bu genişlemiş gerçekliği barındırırken günlük hayatınızı yaşama görevini başaracaksanız, sizin payınıza beceri gerektirir.
Kollektif olarak konuşursak, insanlığın gelecekteki yeteneklerinden biri, uzay ve zamanın kısıtlamalar olarak deneyimlenmediği beşinci boyutta eşzamanlı olarak yaşarken, üçüncü ve dördüncü boyutlarda – yani şu anda bildiğiniz şekliyle uzay ve zaman -  yaşama yeteneği olacaktır.
Bu ikili gerçeklik insanlığa yoğun yaratıcı içgörüler ve yetenekler sunacaktır, ama çoğu ilerlemelerde olduğu gibi bir çan eğrisi vardır. Ve en olası olarak bu mesajı okuyan bir çoğunuz bu geçişte insanlığın çoğunluğundan çok daha ileridedir. Bu sizin yabancı topraklarda yaşayan bir yabancı gibi hissetmenize neden olabilir. 

İnsan Yapımı Etkiler

Üçüncü ve dördüncü boyutsal gerçeklikten beşinci ve daha yükseğe geçişiniz insan yapımı veya kültürel etkiler tarafından daha zorlaştırılıyor.
Boyutsal evrim görüş açısından tüm uygarlığınızın gösterişli yapısı illüzyon üzerine kurulmuştur. İllüzyon dünyanızın katı olması ve uzay ve zamanın bilinciniz tarafından etkilenmeyen boyun eğmez gerçeklikler olmasıdır.
Günlük hayatınızda üçüncü ve dördüncü boyutların talepleri ile uğraşmaya biyolojik olarak mecbur edilirken, algılanan uzay ve zamana dikkat etmek bunların yalnızca gerçeklik olduğuna inanmaktan farklıdır.
Yerküresel – temelli felsefi, dini ve siyasi sistemleriniz bu illüzyonun ebedileştirilmesine bağlıdır ve bununla gelişir. Ama bizim fikrimize göre, insan uygarlığı dediğiniz iskambil evler en sonunda çökecek ve çok daha fazla birey kendisini sadece alt boyutsal gerçekliklere yönelen sınırlı hayatlar yaşamaktan özgürleştirdikçe radikal şekilde evrimleşecek.
Şimdi dikkatimizi yüksek boyutlu gerçekliklere geçişinizi olumsuz şekilde etkileyen diğer etkilere getirelim.
Eko – sisteminiz aşağıya doğru spiralleniyor, bu biyolojik organizmaların hayatta kalmalarını çok daha fazla zorlaştırıyor. Bu insanlar dahil tüm hayvan ve bitki yaşamı için yoğun stres yaratıyor. Ekosisteminize tehditlerin bazıları güneş aktivitesi, derin uzaydan gelen gamma ve diğer radyasyon formları gibi kozmik doğadadır. Tehditlerin bazıları Dünyanın kendisindeki değişimlerden gelir, ama ekosisteminizin bozulmasının çoğu insan yapımıdır, buna karbon emisyonları ve okyanusların asitlenmesi dahildir – bunlarla sınırlı değil.
Bunu daha fazla tartışmak için zaman ve uzay almayacağız (özel bir şaka), çünkü bu çok karmaşıktır. Ama gezegeninizin ekolojik gerçekliğinde her şeyin iyi olduğuna inananlar inkar içindeler.
Bu bizi başkalarını güçsüzleştirerek kendilerini güçlendiren güç simsarlarına götürüyor. Bu örnekte, gezegeninizin yaşam formları pahasına gelirlerini sürdürebilmeleri için ekosistem ile ilgili yanlış bilgiler yayan şirketlere değiniyoruz.
Bu insanlık için zeka testidir ve kollektif olarak uyanmazsanız ve manipüle edildiğinizi ve – görünen ve görünmeyen – güç simsarları tarafından kullanıldığınızı görmezseniz, ekosisteminiz bozulmaya devam edecek ve yaşamaya değer olmayan bir gelecek ile yüzleşeceksiniz.

Uzaylı Müdahalesi

Uzaylı müdahalesi dediğimiz şeyin parçasının doğası genetiktir ve Annunaki tarafından yapılan erken genetik tahrifat ile ilgilidir. Bu uzaylı uygarlık kendi azalan atmosferlerinin enerjilerini güçlendirmek için umutsuzca gereksinim duydukları altını çıkarma amacıyla bir köle ırk yarattı. Genetik bir deney yapıldı, dünyadaki erken primatlar madencilik amacıyla işçiler, köleler olarak hizmet etmeleri için Annunaki tarafından genetik olarak değiştirildi. Bu nedenle, biyolojinizin temel genetik kodlamasına “ilahi varlıklar” olarak algıladığınız şeylere boyun eğme ve ibadet etme eğilimi derin bir şekilde yerleştirildi.
Erken insanlar Annunaki’yi (ve bir çok diğer galaktik ve galaksiler arası yolcuları) tanrılar olarak algıladılar, ama bu varlıklar sadece teknolojik olarak çok ileriydiler, yalnızca varlıkları ve eylemleri daha az evrimleşmiş zihinlere sihir gibi görünüyordu.
Üçüncü ve dördüncü boyutsal var oluşun kısıtlamalarından beşinci boyutun ve ötesinin daha büyük özgürlüğüne geçiş noktası, duygusal bir meydan okuma yaratabilir. Bunun nedeni, yüksek boyutlu gerçeklikte deneyimlenen yoğun özgürlüğün geçici olarak kafa karıştırıcı olabildiği gerçeğidir. Bu tür karışıklığa iki faktör neden olabilir; 1) referans noktaları olarak algılanan uzay ve zamanın yok olması, ve 2) Annunaki manipülasyonu.
Kendinizi Annunaki itaat etme ve ibadet genetik kalıbından özgürleştirmediyseniz, yüksek boyutları deneyimlemeniz kirletilebilir.
Bu, boşluğu doldurmaktan – onların iradesine itaat etmenizi ve ibadetinize devam etmenizi besleyecek olan – mutlu olacak çoklu boyutlar arası varlıklar, uzaylı ve diğerlerinin bulunduğu basit gerçeğinden dolayıdır.
Eğer bu sizin seçiminiz ise, o zaman bu sizin gerçekliğiniz olacaktır. Bunu seçip seçmemeniz ile ilgili yargımız yok, ama bu tür bir seçimin talihsiz olacağını düşünüyoruz.
Mesajımızın bağlantı noktası kişisel güçlendirme ve özgürlüktür, bu nedenle beşinci ve daha yüksek boyutlu gerçekliklere girdiğiniz zaman boyun eğmeniz gereken başka varlıklar olduğu ile ilgili uzaylıların ektiği kandırmalardan kaçınmanız için sizi uyarıyoruz. Eğer onurlandırılabiliyorlarsa, onları onurlandırın. Ama birilerine boyun eğmek? Asla!

Ölüm ve Beşinci Boyut

Kimliğinizi beşinci boyuta geçirdiğiniz zaman, bu hayattaki kişisel geçmişiniz bir rüya gibi görünür. Bunun nedeni, bedenlenmiş hayatınızın duyusal çapalarını aşmış olmanız ve tüm geçmişinizin ve bu evrenin tüm geçmişlerinin rüya gibi deneyimlenmesidir.
Derinden genişlemiş bilincin belirli halleri sırasında, yaşamın bu rüya – benzeri doğası direkt olarak deneyimlenebilir. Ama çoğu insan varlıkları için bu deneyim sadece ölüm dediğiniz geçiş ile ortaya çıkar.
Tartışmak istediğimiz iki türlü ölüm vardır. İlk tür ölüm beşinci boyut gerçekliğine geçtiğiniz zaman gerçekleşen psikolojik ve spiritüel metamorfozdur. Bu çoğu zaman bir tür ölüm gibi hissedilebilir, çünkü hayatınızın duyulara – dayanan gerçekliklerine alışkanlık yöneliminiz yok olur. Siz kimsiniz? Hayatınızın anlamı ne? Bu temel var oluş soruları beşinci ve daha yüksek boyutlu gerçekliklere geçişlerle derinden etkilenir.
Ve bu nedenle beşinci boyuta geçen bunu okuyanlarınız için, intikalinizin hisleri tarafından korkutulmamanızı söylüyoruz. Yüksek boyutlu gerçekliğe geçişinizin sonucu olarak içinizde ortaya çıkabilen yaklaşan ölüm hisleriniz, fiziksel ölümünüzün alameti değildir.
Tartışmak istediğimiz ikinci tür ölüm biyolojik gerçekliğinizin (fiziksel bedeniniz) ölümüdür. Ölüm sürecinin son tamamlanmasında artık dışsal dünyadan duyusal girdi almazsınız ve uzay ve zaman deneyiminiz tamamen silinir. Hazır değilseniz bu oldukça kafa karıştırıcı olabilir. Neler olduğunun doğasını anlarsanız, bu oldukça canlandırıcı da olabilir.
Kendinizi tamamen ve bütünüyle yalnızca biyolojik bir organizma olarak tanımlarsanız, ölüm anınız korkutucu olabilir. Ama eğer beşinci boyut gerçekliğinin veya daha üstünün özgürlüğünü önceden tattıysanız, ölüm vasıtasıyla geçişiniz daha kolay olur.
Bizim deneyim ve perspektifimizden, biyolojik ölümünüzün tamamlanmasında, üç portal ile karşılaşırsınız. Birincisi ışık tünelidir. İkincisi bir gurunun veya kurtarıcının enerjileri vasıtası ile açılan portaldır. Üçüncüsü karanlığa götüren portal veya tüneldir.
Işık tüneli bedeninizin merkezinde işleyen, apış aranızdan tacınıza kadar işleyen pranik tüpten üretilir ve tünel benzeri veya tüp benzeri bir kanaldır. Ölüm anında, bilinciniz taç çakranız vasıtasıyla bilincin başka boyutuna açılan bu tünelden yukarı yükselir.
Bu tünelin diğer tarafında parlak ışık vardır ve kendinizi bir akıntının veya nehrin üzerindeki bir köprüde hissettiğinizi bulabilirsiniz. Köprünün diğer tarafında önceki hayatınızdan insanlar, henüz sona ermiş hayatınızdan insanlar olacaktır. Sizden önce vefat etmiş olanları hissedebilirsiniz, buna sahip olduğunuz evcil hayvanlar da dahildir, çünkü hayvan ruhları da bu alemde oturur. Eğer bu insanlarla veya varlıklarla hala çözülmesi gereken tamamlanmamış ilişkiler veya sorunlar varsa, bu ışığa girmek için özlem hissedebilirsiniz ve bu ışığa girerek doğum ve ölüm çarkına yeniden girersiniz ve yeniden enkarne olursunuz – en olası olarak Dünyada enkarne olursunuz.
İkinci portal bir guru veya kurtarıcının kişisel iradesiyle yaratılır. Bu portala girmek sizi derin bir kişisel bağlantı duyduğunuz gurunun veya kurtarıcının titreşim alanına yönlendirir. Ve bu yolda olanlarınız için, bu bilinç boyutuna girmek bu varlıkla birlikte olma derin arzusunun tamamlanması olacaktır. Burada uyarımız gurunuzun veya kurtarıcınızın sadece evrimsel kazanımları ile değil, aynı zamanda onun sınırlamaları ile de tanımlanan bir aleme girecek olmanızdır. 
Üçüncü portal karanlığa açılır. Ve bu portala girmek sizi Boşluğa, her şeyin ondan ortaya çıktığı Hiçliğe götürür. Eğer bu portalı seçerseniz ve kendinizi bu seviyede özgürlük ile baş etmeye hazırladıysanız, bu kozmosun ve ötesinin diğer boyutlarını keşfetmek için özgür olursunuz, yani tüm fiziksel fenomenleri aşan var olma hallerine. Bu var oluş aleminde, seçerseniz diğer gerçekliklerin kaşifi olabilirsiniz.
Bazı bireyler Hiçliğin enginliği ile karşılaşınca kendinden geçerler. Her şeyin potansiyelinde dinlenmek için zaman ayırmak yerine yeni bir gerçekliği seçmek için acele ederler. Geçiş Halleri adını verdiğimiz önceki bir mesajımızda buna değindik.
Ölüm dediğiniz boyutsal geçiş ile hangi portala gireceğiniz ile ilgili yargımız yok. Ama dünyasal var oluşunuzun diğer tarafında yapmak için mecbur olacağınız seçimlere kendinizi hazırlayabilmeniz için, sizi bekleyen şeyleri önceden bilmenizin faydalı olduğunu düşünüyoruz.
Ölüm bir son değildir. Sadece uzay ve zamandaki bir yolculuğun tamamlanmasıdır. Ölüm yeni potansiyel gerçekliklerin habercisidir ve bu gerçeklikleri yaşamınız sırasında yaptığınız seçimler ile ve ayrıca ölüm anınızda yaptığınız seçimler ile yaratırsınız.
Şimdi dikkatimizi bilincinizi yüksek boyutlara girmek ve – algılanan uzay ve zaman sınırlamaları ile kısıtlanmamış – aşkın gerçekliğinizin özgürlüğüne girmek üzere eğitmek için basit bir yönteme çeviriyoruz. Bu yöntem kendi kimliğinizi yüksek boyutlara geçirdiğiniz zaman ortaya çıkan bilinç özgürlüğünü keşfetmek için basit bir ses meditasyonunun kullanılmasına dayanır.
Siz Beşinci Perspektif adını verdiğimiz bu bilinç eşiğini deneyimlerken, gerçeklerden kaçmanın baştan çıkarmasından kaçınmanız için uyarıyoruz. Size bu yöntemi bedenlenmiş var oluşunuzun gerçekliklerinden kaçmak için sunmuyoruz, size beşinci boyut ve ötesine erişim sağlayarak yaşam deneyiminizi güçlendirmek ve zenginleştirmek için bir araç olarak sunuyoruz.
Algılanan uzay ve zamanın kısıtlamaları ile sınırlanmamış, biyolojik var oluşunuzun gerçeklikleri ile birleşen yüksek boyutlu gerçeklikler, boyutsal evrim için güçlü bir katalizör yaratır ve bizim fikrimize göre bu kaçınmak yerine kutlanmalıdır.
Gerçekte, fiziksel ölümünün eşiğinde olup da bunu okuyanlar için, bu ses meditasyonu daha zarif bir geçide girmelerine yardımcı olabilir.

Beşinci Perspektif

Beşinci perspektif, uzay ve zaman tarafından kısıtlanmadığınızın tanınmasıdır. Beşinci boyuta ve oradan daha yüksek boyutlara bir giriş veya bekleme odasıdır.
Bu yalnızca bir düşünce veya bir fikir değil, direkt bir algıdır. Sağ serebral yarımkürenizin uzamsal üstatlık için aktivasyonu ile üretilen içorgansal bir deneyimdir.
Direkt deneyim ile ferahlığın genişlemiş duygusuna girdiğiniz zaman, bilinçte bir değişim gerçekleşir. Hayatınızın, geçmişinizin ve etrafınızdaki tüm fenomenlerin rüya – benzeri doğasının tanığı olursunuz. Algılanan uzay ve zamandan bu özgürlük, bu aşkınlık duygusu bedenlenmiş var oluşunuzun gerçeklikleri ile daha yaratıcı ve zengin kaynaklı şekillerde başa çıkmanızı sağlayabilir ve bu yöntemi vermemizin nedeni budur.
Daha önce uyardığımız gibi, bu bir tür kaçış için değildir. Ama aslında ilerlemeden önce değinmemiz gereken Beşinci Perspektifte bir baştan çıkarma vardır.
Algılanan uzay ve zamanın aşkınlığı olan Beşinci Perspektife girdiğiniz zaman, hayatınız ve etrafınızdaki dünya ile ilgili her şey rüya gibi görünür. Tüm bunlardan kendinizi ayırırsınız ve sanki günlük yaşamınız ilginizi çekmeyen bir dansmış gibi görünebilir.
Eğer bedenlenmiş hayatınızın gerçeklikleri ile meşgul olmadan Beşinci Perspektife kalırsanız, bir baloncuğa girersiniz, ama boyutsal evrim açısından bu tür bir kaçıştan fayda görmezsiniz.
Beşinci Perspektifin baloncuğunda kalmanın çok nadir durumlarda bazı bireyler için en iyi seçim olacağını hayal edebiliyoruz. Ama çoğu insan için Beşinci Perspektif daha derin içgörü ve yaratıcılığa bir atlama tahtası olarak en iyi kullanılır.
Ses meditasyonu ile çalıştığınız zaman, beyninizi/zihninizi Beşinci Perspektife girmesi için eğitiyor olacaksınız. Ses kalıplarının uzamsal doğası beyninizde/zihninizde/bedeninizde Beşinci Perspektife bir kapı açan tepki yaratır ve en sonunda kendinizi genişlemiş farkındalık halinde bulursunuz. Ses meditasyonu ile ne kadar çok çalışırsanız, yetenek o kadar kuvvetlenir. En sonunda günlük aktivitelerinizin ortasında Beşinci Perspektife girebildiğiniz bir yere mezun olursunuz – ve amaç budur.
Hayatınızda zor bir durum ile karşılaştığınız zaman ve eşzamanlı olarak Beşinci Perspektifte kalabildiğinizde, durumun baskısı azalır. Bunun nedeni, bilincinizin durumlara daha az bağlı olduğu gerçeğidir. Biraz “esneklik payınız” olur ve bu içsel özgürlük içinde içinizde yeni yaratıcı içgörüler ve problem çözme yetenekleri kendiliğinden ortaya çıkar.

Meditasyon

Bu meditasyona Dünyalar Arasındaki Köprü adını veriyoruz. Bu, Beşinci Perspektifin özgürlüğünü deneyimlemenizi sağlayan zihinsel bir hali teşvik eder.
Bu ses meditasyonunu kulaklık ile dinlemenizi öneriyoruz, çünkü akustik bilgiler ortamdaki diğer seslerin varlığı olmadan beyninize daha direkt olarak yönlenir.
Dinlemeye başlarken, sadece yoğun bir alan tarafından sarmalanma hissini hatırlarsınız. Bu, beyninizin sağ yarımküre yeteneklerini aktive eden alan tarafından çevrelenme hissidir. Geniş bir alan tarafından sarmalanmış olmayı düşünmek bu potansiyeli aktive etmez. Geniş bir alan tarafından sarmalandığınızı kinestetik olarak hissetmeli veya duyumsamalısınız.
İleri bir bilinç kaşifi iseniz, etrafınızdaki dış uzay ile bedeninizin iç uzayı arasında engel olmadığını duyumsayarak deneyimi derinleştirebilirsiniz. Başka deyişle, bedeninizin sınırları geçici olarak yok olur ve uzaydan başka hiç bir şey olmaz. Ses meditasyonunu dinlerken yalnızca bu zihin halini koruyun. Zihniniz dolanmaya başladığı zaman, onu uzay farkındalığına ve dinlediğiniz seslere geri getirin. Meditasyon tamamlandığı zaman, içinizde olan bitenleri duyumsamak için bir kaç dakika ayırmanızı öneriyoruz.
Bu ses meditasyonunu kullanarak Beşinci Perspektife girme yeteneğinizde ustalaştığınız zaman, mezun olmaya ve bu yeteneği hayat durumlarınızın ortasında kullanmayı keşfetmeye hazırsınız. Bedenlenmiş hayatınızın kısıtlamaları ile yüksek boyutlu gerçekliklerin özgürlüğünün birliği en ilginç paradoksu yaratır ve bu paradoksa girerek boyutsal evriminizi büyük ölçüde hızlandırırsınız.
Hathorlar
20 Nisan 2015

Tom’un Düşünceleri ve Gözlemleri

Bu ses meditasyonunun (Dünyalar Arasındaki Köprü) uzunluğu yaklaşık 12 dakikadır. Ama Beşinci Perspektife girerken (ferahlığı hissetmek) sesleri dinleme yöntemi ile deney yapmaya başlarken, bu ses parçasını tam sürede dinlemeniz gerektiğini hissetmeyin. Bazı insanlar tüm başa çıkabildiklerinin bir kaç dakika olduğunu görecekler ve eğer siz bu insanlardan biriyseniz, rahatlık bölgenize uygun olarak zamanı yavaşça uzatmanızı söyleyeceğim.
Paradoksal olarak bazı insanlar ses meditasyonunun daha uzun olmasını dilerler. Eğer siz bu bireylerden biriyseniz, arzu ettiğiniz kadar tekrar dinleyebilirsiniz – bir noktaya kadar. Eğer hayatınızda yapılması gereken işleri yapmayı bırakırsanız, aşırıya kaçtığınızı ve biraz ara vermeniz gerektiğini düşünürüm. Tüm bunlar denge ile ilgilidir.
Bu ses dosyasının linki yorumlarımın sonundadır.
Bu ses parçasını dinlemek veya Beşinci Perspektif ile deneyler yapmak araba kullanmak veya makine çalıştırmak gibi uyanık olmayı gerektiren durumlarda tavsiye edilmez, çünkü bu ikisinin birleşimi oldukça zihin değiştiricidir. 
Elevatron‘u dinlemiş olanlarınız kuvvetli benzerlikleri fark edeceksiniz ve bu temel armoniğin ne ile ilgili olduğunun duygusunu elde etmek için, önceki Hathor mesajı Kaotik Düğümlerin Yükselmesi ve 3-B Gerçekliğinin Parçalanması’nı okumanızı öneririm. [http://www.kosulsuz-sevgi.com/yeni-eklenen-mesajlar/hathorlar-kaotik-dugumlerin-yukselmesi-ve-3-b-gercekliginin-parcalanmasi/]
Teknik Bir Not: İki ses meditasyonu arasındaki teknik farklılıklar hakkında meraklı olanlarınız için, Dünyalar Arasındaki Köprü, Elevatron‘un uzatılmış bir versiyonudur, doğal olarak sakinleştirici etkilerini güçlendirmek için EQ kontur eklenmiştir. Meditasyon ile çoklu yerleşimlerle çalışarak, bu ses parçasının Beşinci Perspektifi elde etmekte yardımcı olarak oldukça etkili olduğunu hissediyorum.
Bu mesajda Hathorlar önceki iki mesajlarına değiniyorlar. Aethos ve Geçiş Halleri. Bu iki mesajı okumanın faydalı olacağını düşünüyorum, özellikle Geçiş Halleri. [http://www.kosulsuz-sevgi.com/yeni-eklenen-mesajlar/hathorlar-aethos-ve-bilincin-ikili-olmayan-halleri/] ve [http://www.kosulsuz-sevgi.com/kanal-mesajlari/hathorlar/bilincin-gecis-halleri-2/]
Deneyimli Zihin Kaşifleri Beşinci Perspektife oldukça kolay girebilecekler. Eğer içsel dünyanızın keşfedilmesinde yeniyseniz, Beşinci Perspektif biraz yabancı görünebilir, çünkü bir çok insanın günlük gerçeklik algısına çok katı karşıt durur. Ama Beşinci Perspektif temelde bir beyin becerisidir, beyninizin sağ yarımküresinin uzamsal zekasını aktive etme yoludur.
Ve sağ beyniniz vasıtasıyla içsel uzayın enginliğini keşfedebileceksiniz. Bu beyin becerisinin sonucu görünürde zihnin egzotik hali iken, herhangi beyin becerisi gibi geliştirilebilir. Bu zaman ve yöntem ile deneyim gerektirir.
Ses meditasyonu ile çalıştığınız her seferinde, Hathorların önerdiği gibi, beyninizde yeni nörolojik devreler oluşturuyor olursunuz, bu en sonunda Beşinci Perspektife girmenizi ve gerçek üstatlık ile uzay ve zamanı aşmanızı sağlar – daha önce bunun gibi bir şeyi hiç denememiş olsanız bile.
Sır tekrarlamadır. Ses meditasyonu ile bağlantılı olarak Beşinci Perspektif ile ne kadar çok çalışırsanız, beyniniz bu olağandışı ve zengin kaynaklı zihin halini üretmekte o kadar etkili olur.
Dünyalar Arasındaki Köprü ses meditasyonunu dinlemek ve/veya indirmek için Buraya tıklayın. Click here  (yazının üzerine tıklayın)
©2015 Tom Kenyon   Tüm hakları saklıdır  www.tomkenyon.com
Ücret almadığınız, herhangi bir şekilde değiştirmediğiniz, yazarın ismini ve tüm bu telif hakkı uyarısını belirttiğiniz sürece bu mesajı kopyalayabilir ve herhangi bir ortamda paylaşabilirsiniz. Dünyalar Arasındaki Köprü ses meditasyonu ve Dinleme bölümündeki tüm ses dosyaları yalnızca kişisel kullanımınız içindir. Yazarın yazılı izni olmadan her hangi bir websitesine konulamaz, paylaşılamaz veya herhangi bir kayıtta kullanılamaz.
(Çeviri: Saffet Güler)

0 comments:

Yorum Gönder