ONLAR BURADA - BÖLÜM 5 - BOYUTLAR

  Bu gezegendeki tüm boyut seviyeleri aslında şu anda buradalar ve birbirleriyle iç içeler. Bu boyutların birbirlerinden yegane farkı sahip oldukları dalga boylarındaki farklılıktır. Dalga boyu tüm evren için bir anahtardır. Biz dalga boyları tarafından meydana getirilmiş bir gerçeklik içinde yaşamaktayız. Şu an içinde bulunduğumuz üçüncü boyutun dalga boyu 7,23 santimetredir.


          Nasıl ki müzikteki notalar birbirinden farklıdır, dalga boyları da neredeyse tam onlara benzer biçimde birbirlerinden ayrılırlar. Gamdaki tüm notalar birbirinden farklıdır, notaların dalga boyları birbirine benzemez. Piyanodaki her oktav için sekiz beyaz beş siyah tuş bulunur. Bunlarda piyanoyu çalan kişinin gam oluşturmasını sağlar. On üçüncü nota aslında bir sonraki oktavın ilk notasıdır ve bu oktavlar her yöne doğru birbirlerini takip ederek ilerlerler. Nota aralarında ve geçişlerinde armonik geçişler olur bunlara boyutsal terminolojide üst ton adı verilmektedir. Bu televizyon kanallarını değiştirme işleminde oldukça benzemektedir. Uzaktan kumandayla bir kanalı değiştirdiğinizde yaptığınız şey farklı dalga boylarını seçmekten başka bir şey değildir.

          Tıpkı iki nota arasında olduğu gibi boyutlar arasında da boşluklar vardır. Oktavlar arasında da daha büyük boşluklar, duvarlar da diyebiliriz, vardır. Ayrıca her bir boyut birbirinden doksan derecelik bir devir gerçekleştirebilseydiniz, bu dünyada gözden kaybolur hangi boyutun dalga boyuna geçtiyseniz o boyutta belirirdiniz. Gözünüzün önünde gördüğünüz cisimler girdiğiniz boyutun dalga boyuna uygun olarak değişirdi. Bu gezegen bir çok dünyaya sahip, hepsi tam burada ama bizim bilincimiz yalnızca belli bir dalga boyuna ayarlanmış. Bu arada gerçekte bizler aynı anda çok boyutsal seviyede bulunuyoruz ve her bir seviyedeki deneyimlerimiz tamamıyla birbirinden farklıdır.

          Örneğin; eğer şu anda ulaşma yolunda olduğumuz bir üst seviyede bulunsaydık düşündüğümüz anda gerçekleştiğini görürdük. Burada, üçüncü boyutta, tam aksine, zamansal kısıtlanmamız söz konusudur. Her ne kadar hayallerimiz bize bir şeyler sunsa da, bu boyutta onların gerçekleşmeleri pekte hızlı olamıyor.
           Bu bir boyuttan diğer boyuta geçebilmeyi anlama anahtarı yıldız biçimli iç içe geçmiş bir sekizyüzlünün ( hedron) oluşturduğu manyetik alanı kavrayabilmektir. Bu manyetik alan bizim bedenlerimizin etrafındadır.

            MERKABA
Bir yıldız sekizyüzlüsü ( hedron) iç içe geçmiş 2 sekizyüzlünün oluşturduğu bir şekildir. Bu şekil aslında Davut yıldızına1 oldukça fazla benzemekle birlikte üç boyutlu bir şekildir. ( Şekil. 5-1) Bu iç içe geçmiş iki sekizyüzlü erkek ve dişi enerjilerinin birlikte kurduğu kusursuz dengeyi göstermektedir. Ön tarafta bulunan sekizyüzlü erkek, arka yüzden kalan ise dişidir. Bu yıldız sekizyüzlüleri yalnızca bedenlerimizin değil her şeyin etrafında bulunurlar.
Bedenimizin içinden geçerek bu sekizyüzlülerin en üst bölümüne bedenimizi bağlayan bir de tüp vardır. Bu  tüpü kullanarak nasıl nefes alacağımızı öğrenmek, bu enerji alanında uyumlu devinimler yapabilmek, merkabaya  – yükselme aracı –  oluşturur.

.....................................................................................................................................................................................................................................................................
Şekil 5-1: Yıldız sekizyüzlüsü ( tetrahedron)
1. Davut Yıldızı Museviliğin Simgesi Yıldız Ç.N.
Fiziksel, düşünsel, duygusal bedenlere sahibiz ve bunların tümü ayrı yıldız tetrahedronuyla kuşatılmıştır. Bu üç benzer alan birbirlerini son derece yoğun biçimde etkilerler. Aralarındaki tek fark fiziksel bedenin etrafındaki alan kilitlenmiştir, dolayısıyla dönmemektedir. Merkaba zıt yönde dönen alanların oluşturduğu enerjiden doğar. Düşünsel yıldız tetrahedron alanı elektriksel bir yapıya sahiptir, erkektir, sola doğru döner. Duygusal yıldız tetrahedron alanı manyetik bir yapıya sahiptir, dişidir ve sağa doğru döner. Bu ikisi özel bir geometrik oranla akla, kalbe ve fiziki bedene bağlıdır ve kritik dönüş hızları merkabayı oluşturur.

Mer sözcüğü ters yönlerde dönen ışık alanlarını, Ka ruhu, Ba ise bedeni ya da gerçekliği gösterir. Yani Mer-Ka-Ba zıt yönlerde dönen ışık alanının ruh ve bedenle kuşatıldığı bir araçtır. Merkaba bir zaman–mekan aracıdır. O bütün her şeyin yaratıldığı, bedenlerimizi kuşatan geometrik bir imgedir. Bu imge belkemiğimizin ucundan başlar ve ilk oluştuğu anda sekiz hücre boyu kadar küçüktür. Zaman içinde genişler ve 165 cm çapına kadar ulaşır.
Ayrıca merkabanın ışığının bu zıt yönlü dönüş alanı bir zaman-mekan aracı oluşturur. Bir kere bu alanları nasıl harekete geçireceğinizi öğrendikten sonra, merkabanızı kullanarak tüm evrende yolculuk edebilirsiniz.
Dünyada yaşayan insanların büyük çoğunluğunun merkabası fonksiyonel değildir. Drunvalo bu gezegendeki yaklaşık 2000 insanın merkabasının işlevsel olduğunu, yaklaşık 8000 ileri ( tekamül etmiş– aydınlanmış) ustanın da Dünyanın diğer bilinç seviyesinde yaşadıklarını söylüyor.  

               Melkisedek
Her ne kadar merkabayla farklı boyutlara seyahat edebilseniz de, eğer bilinciniz korkunç hızla başa çıkacak kadar gelişmemişse gittiğiniz yerde kalamazsınız. Ancak belli kişiler, tüm boyut düzeylerinde hareket ederken bilinçli kalabilirler.
Tüm 144 boyut seviyesinde ( on iki boyut ve her birinin on iki armonik üst tonları) kararlı ve bilinçli kalabilmeyi öğrenme yöntemi, bu kişilere büyük duvarı nasıl aşacaklarını ve bir sonraki oktava nasıl geçeceklerini öğretir. Sonra, kişi diğer tarafa geçer ve büyük resmi görür. Gerçeğin farkına varıldıktan sonra bu işlem artık sürekli tekrarlanabilecektir.
Bu noktada artık karar vermesi gerekecektir. Ya yaradılışın ötesine geçip kaynağa ulaşacak. Ya da burada kalacaktır. Eğer kalırsa Melkisedek adını alır. Bu durumda yaşam onları boyutsal sorunların giderilmesi için kullanır.
Şu anda galakside yaklaşık on milyon, Dünyada ise beş Melkisedek bulunuyor.