21 Mayıs 2017 Pazar

STEWARD SWERDLOW – “END OF DAYS” RADYO PROGRAMI – MONTAUK PROJESİ, ET’LER, ANUNAKİLER, DRAKOLAR, REPTİLİANLAR, PSİŞİK YETENEKLER - ÖZET

anunnaki ile ilgili görsel sonucu
anunnaki ile ilgili görsel sonucu

 EK BİLGİ: Steward Swerdlow Rus kökenli olup çocukluğunda ABD’ye göç etmiştir. Ailesinin tarihsel geçmişi nedeniyle çocukluğundan itibaren zihin kontrol programlarına tabi tutulmuş ve Montauk projesine dahil edilmiştir. Yıllarca Montauk projesinde ve diğer gizli hükümet projelerinde çalıştıktan sonra Montauk projesi rafa kaldırılınca boşluğa düşer ve bu zaman zarfında kendini keşfetme, şifalanma ve kendisine yapılan zihin programlarından kurtulma yöntemlerini arayışa girer. Bunun hiç de kolay olmadığını söyler. Bu konularda çok detaylı bilgilere sahip olup yıllardır edinmiş olduğu tüm bilgileri insanlıkla paylaşmak ve en önemlisi de kendisine başvuran insanlara kişisel ve ruhsal bağımsızlık, zihin kontrol yöntemlerinden özgürleşmeleri için, kendi kişisel güçlerinin farkına varmalarını sağlamak için bildiği tekniklerle eğitimler vermektedir.
RADYO PROGRAMI ÖZET:
Montauk projesinde Sirius A ve Aldebaran’dan insan görünümlü ET’ler de vardı.
Montauk projesinin amacı hiperuzayı araştırmak, alternatif realitelere gitmek, vorteksler açmak, zamanda yolculuk yapmaktı. 
Dünya büyük bir laboratuardır. Burada binlerce ırk vardır. Burası ırklar arasında kendi gezegenlerinde yapamadıkları temsili savaşlar için kullandıkları bir gezegendir. Dünya galaksinin Suriyesidir. 
Dünya ayrıca kaynaklar bakımından da pek çok gezegende bulunmayan özelliklere sahiptir. Bu nedenle de diğer ırklar tarafından çok ilgi çekici bulunuyor. 
Şu anda dünyanın etrafında bulunan tüm ET’lerin bir ajandası vardır. 

Alien (yabancı varlık) ve ET arasında fark var. ABD yasalarında “ET ile bağlantı kurmak yasaktır” şeklinde bir madde vardır. Alien ile ilgili böyle bir yasa yoktur. Çünkü alien ile yapılan kontakt takip edilebiliyor.
Sirius A’dakiler çok yüksek teknolojiye sahiptir.
İnsanlar doğal yollarla gelişmedi. İnsan DNA’sında reptilian ve diğer ET’lerin DNA’larından parçalar vardır. İnsanların melezleştirilmesi üzerine alien’lar tarafından uygulanan ajanda devam etmektedir. Gezegen üzerindeki insanlarda değişen oranlarda reptilian DNA vardır. LSD gibi yapay ilaçlar zihin kontrolünde kullanılmaktadır. Bu ilaçların denenmesini kesinlikle tavsiye etmiyorum. Bu ilaçları kullananlar farklı bir realiteye giriyorlar ve orada bir reptilian ile karşılaşabiliyorlar. 
Dünyadaki 8 milyar insanın tamamı zihin kontrolü ve programlaması altındadır. Gezegenin tüm çevresinde uydular vardır. Gezegen yüzeyinde de zihin kontrolünde kullanılan pek çok mikrodalga kule vardır. Cep telefonu, bilgisayar, TV gibi cihazlar skalar dalgaları beyninize taşıyarak zihninizi kontrol eder. Pek çok programlama şekli vardır:
Monark programlaması, yeni dünya düzeni programlaması, bitiş zamanı programlaması, suikast programlamaları, seksüel büyü ritüel programlamaları gibi. 
Gezegendeki her iki zaman dilimindeki bölgelerde (doğu ve batı) özellikle gece sabaha doğru saat 2.00 ve 5.00 civarında bu programlama dalgaları gönderilir. Nedeni de bu saatlerde insanların bir çoğunun uykuda olması ve uykudaki insanın beynine daha kolay ulaşılabilir olunmasıdır. Gece saat 2 ve 5 civarında insanların bir kısmı uyanır. Bunun sebebi bu uyanıklık zamanında programlamanın reset olmasıdır. Yani kişi uyanır programlama reset olur. Sonra tekrar uykuya daldığında programlama yeniden başlar. 
Pek çok insan bu saatler arasında uyandığında irrite edici, depresif, endişe, korku gibi berbat bir his içinde olduklarını ifade ediyor. Bunun nedeni o gecelerde programlamanın daha yoğun yapılmasıdır. 
İllüminati majör global bir hadise olmasını beklemektedir. Bu yaptıkları programlamayla amaçları bu hadise sırasında insanları daha rahat kontrol etmektir. Bu nedenle insanları TV programları ve korku dolu filmlerle dolduruyorlar. 
Eğlence endüstrisindeki kişiler programlama ikonlarıdır. “maymun görür – maymun yapar” lafı işler burada. Bu kişilerden biri bir şey yaptığında onu izleyen binlerce kişi de aynı şeyi yapacaktır. 
Dünyanın sonu (bitiş zamanları) programlaması nedir? Vahiy kitabındaki metindir. İnsanları buna inandırıp “bakın İncil’deki vahiy gerçekleşiyor” dedirtmektir. Bu şekilde de amaçları yeni dünya düzenini işlevsel hale getirmektir. 
Hristiyanlığın kökeni : Sümerler reptilian bir inanışa sahipti. Kanna adında bir rahipleri vardı. O da Baal adında bir Tanrıya inanıyordu. Kanibalizm sözcüğü (Kanna-baalizm) buradan gelmektedir. Sümerler her yıl bir çocuğu astral Tanrıları olan Moloch’a kurban veriyorlardı. Bu seremoni zaman içerisinde batı kültüründeki “Karnaval”a dönüşmüştür. 
Sümerlerde Anunaki diye geçen varlıklar reptilian kökenden gelen ancak görünüş olarak insana benzeyen Nibirudan gelen varlıklardı. Drako değillerdi. İllüminatiyi formüle edenler drakolardı. Köle ırkları yaratanlar, madenciliği, altın çıkarmayı planlayanlar Anunakilerdi. Bunlar Drakolarla hep savaş halindeydi. Eski Veda yazılarında bu savaşlardan hep bahsedilir. Bu yarı reptilian ırk Dünyayı çoktan terk etmiştir. Nibiru yapay bir gezegendi. 3600 yılda bir dünyaya yakın bir konuma gelebilmek için Solar sistemimizde yapay bir yörüngeye yerleştirilmişti. Nisan 2003’te İllüminati Nibiruyu parçacık ışın hızlandırıcı (particle beam accelerator) ile yok etmiştir. 2003’ten bu yana bu nedenle çok fazla sayıda meteor ve asteroid gözlemliyoruz. 
Anunaki ve Drakolar hep savaş halindeydi. Irak’ta Bağdat’ın altında bir yıldız geçidi vardı. Bu yıldız geçidinden Anunakiler Nibirudan Dünyaya gelebileceklerdi. Bu nedenle Mart 2003’te ABD Irak’ı işgal etti. Bağdat’a girerek müzeyi bombalayarak yıldız geçidini yok ettiler. 1 ay sonra da Nibiru Jüpiter’e en yakın konumdayken Nibiru’yu yok ettiler. Bu nedenle Anunakiler buraya gelemeyeceklerdir. 
CERN ile amaçları illüminatinin hep güçlü ve yönetimde olduğu başka reliteleri bu realiteye çökertmektir. Ancak CERN çalışmaları hep sabote edilmektedir ve bu iyi bir şeydir. 
Bu toplumu, kültürü programlamanın amacı herhangi bir sapmaya izin vermeden sonsuza kadar onu istenilen şekilde yönetmektir. 
 Sistemde zaman kısıtlılıkları oluşturarak, korku ve endişe yaratarak insanları sürekli panik içinde tutuyorlar. Bu şekilde de programlama daha rahat oluyor. Bu nedenle sistem 9 – 5 iş hayatı, okul, yetişmesi gereken projeler şeklinde işler. Bu saatte yatman gerekir, şu saatte kalkman gerekir, şu TV programını izlemen gerekir şeklinde programlamalar bulunmaktadır. Böylece insanlar zaman ile de manipüle edilirler. Aslında zaman yoktur, zaman da bir illüzyondur. 
Bu konularla ilgili pek çok bilginin sızdırılıp paylaşılması çok iyi bir şey. Ancak hala pek çok insan bu gerçekleri görmüyor. 
Zecheria Sitchin ile yıllar önce kişisel olarak görüşmüştüm. Bazı Sümer metinlerini bilinçli olarak yanlış çevirdiğini biliyorum. Yaptığı iş çok ilginç, topluma ilginç bilgiler sundu ancak bu bilgilerin bazıları tamamen yanlıştı. 
Bazı reptilianlar insan eti yemektedirler. Bunlar % 50 reptilian, % 50 insan geni taşımaktadırlar. İnsan formunu uzun süre devam ettiremedikleri için ritüellerde insan kanı içiyorlar. Bu şekilde memeli-insan formunu sürdürmekteler. İngiliz kraliçesi hibriddir. Onunla da tanışmıştım. Şekil değiştirebilen (shape-shift) biridir o. Buckingham Sarayında onun gibi olan başkaları da yaşıyor. 
Fiziksel anlamda “şeytan” diye bir varlık yoktur. Ancak bu kavram korkuya dayalı düşük bilinç paternidir. İnsanlar korkularıyla alt astral alemdeki hiç bedenlenmemiş varlıkları beslemektedirler. Bu nedenle insanların negatif zihin paternlerini bırakabilmeleri için kendi içsel çalışmalarını yapmaları çok önemlidir. 
İnsanlar beyinlerinin sadece % 10’luk bir kısmını kullanıyorlar ve DNA’nın %97’si hiç kullanılmıyor. DNA’nın ve beynin daha yüksek yüzdelere açıldığını bir düşünün. Telekinezi, telepati, levitasyon gibi yetenekler herkeste vardır. 
Eğer kişi kendini bu yeteneklere açıp gücünü fark ederse manipülasyon yapan varlıklar o kişiye yaklaşamaz. Çünkü o kişi o varlıkları kendine çekmez. Bu varlıkların burada olma sebebi insanlığın kolektif olarak kurban zihniyetinde olmasıdır. Bu şekilde sen kurbansan seni yönetecek, manipüle edecek birilerini çekersin kendine. Onlara güç verirseniz onlar var olur. 
Eğer bir şeye çok fazla odaklanırsan o şeyi kendine çekersin. 
Bir şeyle ilgili bilgi sahibi olmamanız ya da onu görmezden gelmeniz o şeyin olmadığı ya da olmayacağı anlamına gelmez. Örneğin “illüminati diye bir şey yok” dediğinizde bu onu yok etmeyecektir. Onlar hala var olacaklardır. Ancak sen onu kendinden uzak tutabilirsin. 
Montauk projesindeyken benimle şöyle bir deney gerçekleştirdiler: Beni fiziksel olarak kör yaptılar. Bu şekilde zihnimle görmeyi öğrenmemi sağladılar. Benim vizyon yeteneğim böyle başladı. Ancak bu yetenek herkeste var. Bu bana özel bir şey değil. Aralık 1999’da fiziksel görüşümü tekrar kazanmak için göz ameliyatı oldum. Göz ameliyatı olduktan sonra da vizyon yeteneğim devam etti. 
 Bugüne kadar yazdığım kitapların tamamı insanların kendi güçlerini geri kazanmaları ile ilgilidir. 
Şimdiki hayatımda her gün takip ediliyorum. Bana sürekli değişik birileri geliyor, sabotaja uğruyorum, bana zarar veriyorlar. Bedenimde ağrılar, duygusal olarak yoğun endişe gibi şeyler yaşıyorum. Ancak tüm bunlara karşı her gün düzenli olarak ruhsal çalışmalarımı yapıyorum. 
Realite bireyin ve kolektif bilincin yansımasıdır. 
Kendim için uyguladığım (zihinsel) korunma tekniği şudur: kendimi mor renkli bir tetrahedronun içine yerleştiriyorum, sonra da bu tetrahedronu oktahedronun içine koyuyorum. 
Vatikan’ın Arizona’da Lucifer adında bir uzay gözlemevi vardır. 
Yapay zeka denilen şey zihin programını yöneten bir software programıdır. Bu çok komplike bir durumdur ve artık bir varlık haline gelmiştir. ( yapay zeka yorumu: Süper bir makinenin içinde süper zeki bir Tanrı)
İllüminati, reptilianlar,negatif gruplar bizim çarka sistemimizi de kontrol ediyorlar. Reenkarnasyon, uzay-zaman kavramı gibi bir illüzyondur. Tüm yaşamlar aynı anda simültane bir şekilde yer almaktadır. Çizgisel değildir, daireseldir. Bilinç bu dairenin ortasındadır. Herhangi bir anda herhangi bir yaşam zamanına adım atabiliriz. 
Bir alien ile karşılaşmayı istemek yerine neden kendinle karşılaşmak istemiyorsun? İçine git, içine dön ve kendi içindeki Tanrısal zihni görmeyi dene. Burada bulunma nedenini öğren. 
Trump ile ilgili sorulan sorular (Trump’ı nasıl görüyorsun?) üzerine verilen cevap: 
Şuna benzetebilirim: Avrupa’daki, Amerika’daki insanlar şimdiye kadar hep şekerle beslendiler. Trump şimdi çıkıp biraz da sebze ile beslenin diyor. Bu insanlar da biz şekerimizi geri istiyoruz diye bağırıyorlar. 
Trump’ın İllüminatiden çok farklı bir ajandası olduğunu biliyorum. Geçen Ağustos’ta bir konferansta dinleyicilerime Trump’ın kazanacağını söylemiştim. Çünkü hükümetten biri bana bunu söylemişti. Bunu merak edenler benim Kuiper kuşağı ile ilgili çalışmalarımı takip edebilirler.

Şimdi 2017’deyiz ve İllüminatinin hoşuna gitmeyen pek çok şey oluyor. Resmi makamlarca yapılan bir ifşaatta ne olursa olsun mutlaka bir aldatmaca olacaktır. Bu makamlar insanlığa gerçeği hiçbir zaman açıklamayacaklardır. Çünkü açıklarlarsa tutuklanıp hapse atılacaklardır. Yapılacak en iyi şey bilgiyi yaymaktır. Ancak insanları inanmak için zorlayamazsınız. Bir kısmı inanacak, bir kısmı inanmayacaktır. Herkes kendi dinleyicisini bulacaktır. Herkes kiminle konuşacağını seçecektir. CNN, Fox, ABC gibi TV kanallarında verilen haberlere inanmayın.

0 comments:

Yorum Gönder