7 Aralık 2012 Cuma
GALAKTİK İNSAN - Virginia Essene ve Sheldon Nidle - Bölüm 2
Foton Kuşağı
Washta ve diğer iki Sirius Konseyi üyesi şimdi, halen Dünya'ya yaklaşmakta olan hem fiziksel hem de spritüel müthiş bir olayı aktaracaktır. ( Washta, yeni bir Siriuslu yükselmiş üstat olarak eğitim gören galaktik bir varlıktır. Kendisi bu kitap projesini tamamladıktan sonra, tam bir yükselmiş üstat konumuna terfi edecektir.) Ona bu bilgilerin sunuluşunda, bilim ve tarih konusunda iki Siriuslu uzman, Aumtron ve Teletron da katılacaktır; ancak kitap boyunca konseyin tek konuşmacısı Washta olacaktır.
Sizinle, güneş sisteminizin, şu anda belirsiz olan ve büyük bir olasılıkla 1996'dan sonra yer alacak bir tarihte foton kuşağı denen çok büyük bir ışık bölgesine girmek üzere halen dengede tutulmakta olduğu gerçeğini paylaşmak üzere burada bulunuyoruz. Bu foton kuşağı -bu muazzam ışık kütlesi- sizin yeniden tam bilinçliliğe dönüşünüzü ve DNA'nızın ve çakra sisteminizin tam değişimini (transformasyonunu) sağlayacak vasıtadır. Bu inanılmaz değişiklikler sadece sizi değil, gezegeninizi ve güneş sisteminizi de ebediyen değişime uğratacaktır. Çünkü foton kuşağı, güneş sisteminizi üçüncü-boyuttan beşinci-boyuta, yani daha yüksek bir boyuta aktaracak, gezegeninizin güneş sistemi içinde yeni bir konuma, Sirius yıldız sistemine daha yakın bir konuma geçmesini sağlayacaktır. Bu noktada şöyle sorular sorabilirsiniz: Bu foton kuşağı nedir? Niçin onun hakkında daha önce bir şeyler işitmedim? Eğer o bu kadar önemliyse neden bilim adamlarımız bu konuyu tartışmıyorlar?
Foton ışın parçacıklarından oluşan muazzam bir halka, dev bir simit şeklindeki bu foton kuşağı bilim adamlarınız tarafından ilk kez 1961 yılında uydu vasıtasıyla ve Pleiades yakınında görülüp keşfedildi. (Bkz. Şekil 1: Foton Kuşağının Şekli.) Bu kitap boyunca biz genelde, Dünyanız'ın foton kuşağına girmekte olduğundan, bazen de foton kuşağının Dünya'ya doğru yaklaşmakta olduğundan söz edeceğiz. Gerçek şu ki güneş sisteminiz ve foton kuşağı birbirlerine doğru yaklaşmaktalar.
Bir foton ışık parçacığının ne olduğunu bilmeyenler için, onun bir anti-elektron (pozitron) ve bir elektron arasındaki çarpışma sonucu oluştuğunu söyleyebiliriz. Bu anlık çarpışma iki parçacığın birbirini yok etmesine yol açar. Bu çarpışmanın sonucunda ortaya çıkan kütle, tamamen, fotonlar yada ışık parçacıkları olarak bilinen enerjiye dönüşür. Bu yüzyılın ilk çeyreğinde, bir İngiliz fizikçi olan Paul Derac, her bir parçacığa karşılık olarak, onun aynısı olan bir anti-parçacık bulunması gerektiği kuramını ileri sürdü. 1932 yılında, -1936'da Nobel Ödülü kazanmış olan- Dr. Carl David Anderson, bu parçacıkların ilkini -pozitron ya da pozitif elektronu keşfetti. 1950'lerde ise anti-protonlar ve anti-nötronlar artık bilim adamlarınız tarafından keşfedilmişti.
Bu keşiflerin önemi sadece, onların Derac'ın kuramlarını kanıtlaması değildir. Daha önemlisi, burada yeni ve benzeri görülmemiş bir enerji formu dünyalı bilim adamları tarafından keşfedilmiştir. Bir anti-parçacık ile bir parçacığın çarpışması (örneğin bir anti-proton ve bir protonun çarpışması) sonucu ortaya çıkan bu enerji, foton enerjisi olarak bilinir ve bu gelecekte tüm enerji gereksinimlerinizi karşılayan ana kaynak olacaktır. Aslında, bu gezegenin gireceği yeni enerji çağı, "Foton Enerji Çağı" olarak adlandırılabilir.
Foton kuşağı ilk defa 18. Yüzyıl başlarında ünlü İngiliz astronomu Sir Edmund Halley tarafından, Pleiades üzerinde bir dizi inceleme yaptığı sırada keşfedilmişti.
Halley, Newton'un gezegensel devinim yasalarını kanıtlar görünen Halley Kuyrukluyıldızı'nı keşfetmesiyle ün kazanmıştır. Halley, Pleiades yıldız grubundaki en az yıldızın, klasik çağda çeşitli Yunanlı astronomlar tarafından kaydedilmiş konumlarında olmadıklarını keşfetti. Halley'in zamnında bu konum o kadar çok değişmişti ki Yunanlılar'ın ya da Halley'in yanıldıklarını söylemek mümkün değildi. Bu yüzden Halley, Pleiades'in düzenli bir devinim sistemi içinde ilerlediği sonucuna vardı.
Bu kavramı, yüz yıl sonra Frederick Wilhelm Bessel tarafından yapılan bazı dirayetli gözlemler sayesinde doğrulandı. Bassel, Pleiades'deki tüm yıldızların, her yüzyılda yaklaşık 5.5 saniyelik bir kavisle düzgün bir kavisle düzgün bir biçimde hareket ettiklerini keşfetmişti. Paul Otto Hesse de Pleiades'i inceledi ve Pleiades'deki yıldızların devinimine tam bir dik açıda (90 derecede), dev bir simit şeklinde, yaklaşık 2000 güneş yılı ya da 759.864 milyar mil kalınlığında bir foton kuşağının bulunduğunu gördü. Bessel ve Hesse'nin Pleiades hakkındaki gözlemlerinin sonuçları doğrudur ve Dünya'nız şu anda bu foton kuşağı ile 24.000 ila 26.000 yıllık bir devreyi tamamlıyor.
Dünya artık bu foton kuşağına gireceğinden, bunun insan uygarlığınız için ne anlama geldiğini bilmeniz gerekiyor. Birçok astroloğunuz, yine birçok bilim adamınız ve tarihçiniz gibi, önünüzdeki bin yılın insanlık için yeni bir çağın başlangıcını işaret ettiğine inanıyor. Dünyalı astrologlara göre bu yeni çağ, Kova Burcu Çağı'dır ve bu biliminizde, teknolojinizde ve bilincinizde büyük değişikliklerin yaşanacağı bir zamandır. Bilim adamlarınıza ve tarihçilerinize göre ise bu, uygarlığınızın sosyal ve siyasal yapılarının kaldıramayabileceği büyük zorlukların yaşanacağı bir çağdır. Her durumda, bu şimdi yeni ve harika bir çağın ya da yok oluşunuzun başlangıcı olarak görünebilir. Soru hala ortada durmaktadır -foton kuşağına yaklaşıyor olmanız bu senaryolarda hangi rolü oynayacaktır?
Bu soruları yanıtlamak için foton kuşağının kendisine bakalım. (Bkz. Şekil 2: Foton Kuşağının Bir Kesiti.) Foton kuşağı üç kısma ayrılabilir. Önce kör bölgeden geçeceksiniz. Bu işlemin tamamlanması kabaca 5-6 gün alacak ve bu sürenin 3 günü tamamen karanlıkta geçecek. Bunu takiben, kuşağın ana bölümüne gireceksiniz ve bitmeyen bir gün ışığı yaşayacaksınız; yani gece hiç olmayacak, günün 24 saati gündüz olacak. Bu yolculuk genellikle 2000 yıl sürer ve güneş sisteminizin yine 5-6 günlük bir süre içinde kör bölgeden geçerek foton kuşağının öteki ucundan dışarı çıkışıyla sona erer. (Bkz. Tablo 1: Foton Kuşağındaki Deneyiminiz.)
Bununla birlikte, En Yüce Yaratıcı Güç (Tanrı), bu devrede güneş sisteminizin boyutlararası bir "kurtarma baloncuğu"na girmesine karar vermiştir. Bu "baloncuk" güneş sisteminizi iterek, beşinci-boyut yoluyla foton kuşağının dışına çıkaracak ve Sirius yıldız sisteminde üç ışık yılı uzaklıkta bir konuma ( şu anda Sirius, Dünya'dan yaklaşık 8.3 ışık yılı uzaklıktadır) geçirecektir. Bu baloncuğa 2012-2013 yılı civarında ulaşacaksınız. Bu devre bitip de o baloncuğa ulaştığınızda ise 24 saatlik gündüz deneyimi sona erecek ve yeniden yaklaşık 12 saat gündüz / 12 saat gece programına geri döneceksiniz.
Az önce söylediğimiz gibi, foton kuşağını kuşatan ve "kör bölge" denen muazzam bir engel (bariyer) vardır. Eğer bu kör bölgeyi görebilseydiniz, onun gerçekten müthiş bir enerji-basıncı bölgesi içerdiğini görecektiniz. O manyetik alanların çok sıkıca birbirine bağlı olduğu bir yerdir, öyle ki herhangi tipte bir üçüncü-boyut manyetik alanının değişime uğramadan onun içinden geçmesi olanaksızdır. Bu olgu, Dünyanız'ın ve Güneşiniz'in manyetik alanının yeni tipte bir boyutlararası manyetizma dönüşmek zorunda olduğu anlamına gelir. Bundan dolayı, Dünya'nın elektriksel, manyetik ve yerçekimsel alanlarının değişmesini beklemelisiniz. Böyle bir değişiklik şu anda meydana geliyor.
Yirmi-otuz yıldan beri, Dünya'nın manyetik alanı derece derece, neredeyse sıfıra doğru azalıyor. Birçok Dünyalı insan, bu fenomeni bu yüzyılın sonunda büyük bir kutup değişiminin meydana geleceğinin kanıtı olarak kullanıyor. Ancak, bu konsey ve bu konseyin Siriuslu bilim adamları bir kutup değişiminin meydana gelmeyeceği konusunda size güvence verebilirler! Dünya'nın manyetik alanındaki bu değişiklik foton kuşağının güneş sisteminize yaptığı basıncın bir yan ürünüdür.
Foton kuşağı tamamen tezahür ettiğinde hiçbir elektrikli aygıt çalışmayacaktır. Böyle bir gelişme, Dünya foton kuşağına girdiğinde ne pillerin, ne de elektrik devrelerinin çalışacağı anlamına gelir. O zaman, eski elektrikli aygıtlarınızı çalıştırabilmek için yeni bir enerji biçimine -foton enerjisine- ihtiyacınız olacak.
Kör bölgeye yaklaşırken meydana gelmesi beklenen bir başka büyük gelişme de, gezegenin atmosferindeki ve yüzeyindeki basıncın artmasıdır. 1960'lardan gününüze dek uzanan depremsel (sismik) faaliyetlerdeki artışın da işaret ettiği gibi, bu basınç durumu da gerçekleşmeye başlıyor. Dünya halen gezegenin her yanındaki depremsel faaliyetlerin arttığı bir devrede bulunuyor. Aynı şey yanardağların faaliyetleriyle ilgili olarak da söylenebilir. Ayrıca, hava koşullarınızda da, geleneksel su devrelerine basınç yapan çarpıcı bir değişiklik olmuştur. California'da, Sahra-Altı Afrika'da ( Sahal ), Güney Orta Hindistan'da ve Şili'nin kuzey bölgelerinde görülen kuraklıklar, bu olayın ( fotonun ), jet akımını ve okyanusların iç akıntılarını nasıl değiştirdiğinin örnekleridir. Buna ek olarak, 1970'lerin başında ortaya çıkan ozon delikleri, kısmen foton kuşağının yaklaşmasının neden olduğu bir başka kritik değişikliği işaret etmektedir. Daha da önemlisi, yaklaşan bu olay, güneş lekesi devresini ve hatta Güneş'in tüm yüzey ısılarını derinlemesine değiştirerek güneş sisteminizide etkilemiştir. Şimdi Güneş'e bir göz atıp ona ne olduğunu görelim.
1987 ve 1988'de Siriuslular, foton kuşağının güneş sisteminizi ters bir biçimde etkilememesi için Güneş'in süptil bedenlerinin kutbiyetini değiştirdiler. Önce, Güneş'in süptil bedenlerinin kutbiyetini, onları, Zamanın Efendileri (Tanrı'nın, bu fiziksel evrenin sürekli yaratılışıyla meşgul olan yaratıcı-denetleyici gücü) tarafından yaratılan yeni (ızgara biçimindeki) enerji hatları sistemiyle yeniden uyum içine sokarak değiştirdik. Bu Dünya'nın foton kuşağına güvenli bir biçimde girmesini sağlayacaktır.
Sonra, Galaktik Federasyon'un bilim adamları, Güneş'in yenş süptil beden ayarına daha kolayca uyum sağlayabilmesi için, güneş-lekesi devresinin zamanlamasını değiştirdiler. Güneşsel uyumu yaratmak amacıyla, sonuçta farklı türde bir Güneş üretmiş oldular. Bu yeni Güneş, güneşsel yanma faaliyetinde bir artış ve genel bir yıldızsal soğuma ile karşılık verdi. Bu eylemin başarıyla tamamlanması sonucunda, güneş sistemi üzerindeki büyük basınç hafifletilmiş oldu. Eğer bu boyutlararası kutbiyet değiştirilmeseydi, Güneş foton kuşağının "kör bölgesi" tarafından yok edilir ve Dünya da buharlaşır giderdi. Böylece, Dünya'nın foton kuşağına girişi yaklaştıkça, Güneş'in önemli ölçüde değişime uğradığı ve artık foton kuşağına başarılı bir biçimde girebileceği gerçeğini aklınızda tutarak içinizi rahatlatabilirsiniz.
Güneş'in foton kuşağına direkt ve güvenli biçimde girebilmesi için yeniden ayarlanmasının iki nedeni vardı. Birincisi, foton kuşağı, Güneş'in ona, doğru ve uygun bir pozisyonda girmesini gerektiren boyutlararası bir olaydır. (Güneş nispeten düşük bir faaliyet düzeyinde olmalı ve kendini foton kuşağına girişin gerektireceği hızlı değişikliklere kolayca ayarlamalıdır. ) İkincisi, Dünya gözlenmeli ve gezegeninizin boyutlararası enerji bedenlerini, "kör bölgeye" girmeden önce ve girdikten hemen sonra yer alacak hızlı değişikliklere ayarlayacak işlemler yerine getirilmeliydi. Bu değişiklikler ve düzeltmeler boyutlararası bir hologram kullanırak gerçekleştirilmiştir.
Bu boyutlararası ışık zarfı (hologram), Güneşiniz'in çevresine, güneş sistemini foton kuşağına göre doğru biçimde ayarlamak ve ayrıca Dünyanız'ın foton kuşağına düzgün biçimde girişini sağlamak üzere yerleştirildi. Bu hologram daha sonra, güneş sisteminizi bizim yıldız sistemimize, Sirius'a yakın yeni konumuna taşımakta kullanılacaktır. Böylece, gezegeninizin hologramını Güneşiniz'i ve güneş sisteminizi de kapsayacak şekilde genişleterek Güneş'in giriş alanlarını ayarlamamız gerekiyordu. Bu ayarlama, hem foton kuşağına hem de bu galaksideki yeni konumunuza güvenli bir biçimde girmenizi sağlayacaktır. (Bkz. Şekil 3: Sirius ve Sizin Güneş Sisteminiz.)
Bu operasyon, vurgulamak istediğimiz bir dizi çok önemli işlem yoluyla başarıldı. İlk önce Güneş'in kutbiyeti değiştirildi. Sonra, Galaktik Federasyon çeşitli atmosferik araştırma gemilerini ve özel olarak hazırlanmış denetleme takımlarını (gruplarını) konumlandırdı ve bu gruplar faaliyetlerini Dünya'nın boyutlararası hologramının faaliyetleriyle birleştirdiler. Onların tüm amaçları, ozon deliğini gözlemleyip, onun gezegeninizdeki yaşamı tehlikeye düşürmesini önleyecek önlemleri almaktı. Buna ek olarak, bu gemiler ve onların takımları (görevlileri), gezegeniniz ve güneş sisteminiz foton kuşağının kör bölgesine yaklaştığı sıralarda Dünya'da meydana gelebilecek büyük yer ve kıta hareketlerini gözlemleyebilir ve gerektiğinde müdahale edebilirler.
Yine de siz Dünya'da yaşayanlar foton kuşağına girecek ve kör bölgede elektromanyetik alanlarınızı yitireceksiniz. Daha önce de açıkladığımız gibi, bu, foton kuşağına girdiğinizde artık elektrikli donanımınızı kullanamayacağınız anlamına gelir. Bundan dolayı, yeni yerçekimsel ve elektriksel alanlar oluşturulurken, sizler hayatlarınızdaki bu büyük değişikliğe hazırlanmaya başlamalısınız. Size bir kayıp gibi görünen şey aslında foton enerjisi alanlarının atom-altı düzeyde değiştirilmesini ve bunların Güneş sisteminizin temel enerji işleticileri olmasını sağlayacaktır. Tüm atomlar ve moleküller değişime uğrarken, siz Dünya insanlarının doğası da çok değişecektir. Şimdi olduğunuzdan tamamen farklı, heyecan verici bir biçimde gelişmiş olacaksınız.
Bu yüzden, şimdi tüm foton kuşağı senaryosunu gözden geçirip neler olacağıyla ilgili bir fikir edinelim. Daha önce belirtildiği gibi, bu büyük olasılıkla 1996'dan sonra yer alacak bir zamanda vuku bulacak. Eğer bir değişiklik olmazsa, şu anda görüldüğü kadarıyla, gezegeniniz kör bölgeye yaklaşırken -ve güneş sisteminiz bu bölgeye dalarken- büyük bir karanlık alan deneyimleyecek. Aniden, alaca karanlık düzeyi yerini tam karanlığa bırakacak. Bu, sanki tüm gezegen dev bir dolaba atılıp, kapı da arkanızdan kapatılmış gibi olacak. Güneş gözden kaybolacak ve siz zifiri karanlık gökyüzünde yıldızları göremeyeceksiniz. Kör bölgenin basıncı, sıkıştırması güneşin ve yıldızların ışığını tamamen yok edecek ve gündüz aniden geceye dönüşecek. (Bkz.
Tablo 1: Foton Kuşağındaki Deneyiminiz.)
Bu tam karanlıkla birlikte, kör bölgeye girdiğinizi anlayacaksınız ve değişim-dönüşüm süreci başlayacak. Bu tam karanlığın yarattığı şoku kabullenmeye başlarken, bir başka şeyin de vuku bulduğunu farkedeceksiniz. Sadece siz karanlıkta kalmamışsınızdır, elektrikli aygıtlarınız da artık çalışmamaktadır. Düğmeye bastığınızda elektrikler yanmayacak. Arabalar çalışmayacak. Böylece, artık tamamen yeni bir dünyada olacaksınız. Ancak, tüm bu inanılmaz zorluklara rağmen bedenlerinize harikulade bir şeyler olacak.
Gezegenin elektriksel ve manyetik alanları çöktüğünde, bu aynı zamanda Dünya'daki tüm atomların değişmesine de izin verecek. Bedeninizdeki atomlar yeni bir beden -yarı eterik bir beden- oluşturmak üzere değişecek ve bilincinizi kuşatan perde kalkacak. Artık sınırlı üçüncü-boyut realitesinde yaşıyor olmayacaksınız. Sizler artık galaktik ışık realitesinde yaşayan insanlar olacaksınız. Artık, insan ırkı olarak bu galaksiye bilginizi yaymak ve koruyuculuğunuzu sunmak için Lyra takımyıldızını terk ettiğinizden bu yana sahip olmanız niyetlenen fiziksel ve psişik yeteneklere sahip olacaksınız. Artık beşinci-boyuta, yani "yuvaya dönüş" süreciniz başlayacak.
İkinci gün atmosfer sıkışmaya başlayınca, kör bölgenin Dünya'nın yerçekimi alanı üzerinde yaptığı basıncın etkisiyle sıkıştığınızı ve şiştiğinizi hissedeceksiniz. Ancak bu şişkinlik iki gün sürecek.
Atmosferiniz sıkışıp basınç yaptıkça ve tüm maddeler bu basınç yüzünden yoğunlaştıkça, en büyük tehlike nükleer maddelerden kaynaklanacak, çünkü hem nükleer zincirleme reaksiyon olasılığı hem de atom çekirdeği parçalanabilen maddelerin muazzam ve öldürücü radyoaktif patlamaları olasılığı hala olacaktır. Nükleer enerjinin atmosferik basınç sonucu sıkışması, bu patlamalara ya da nükleer zincirleme reaksiyonlarına ek olarak muazzam yangın fırtınalarına da yol açabilir. Bundan dolayı, bu nükleer tehlikeleri önlemek için Galaktik Federasyon, teknik gemilerin ve personelin gezegeninize inişine izin verecektir.
Hissedeceğiniz sonraki değişiklik, Güneş'in tamamen ortadan kaybolmasının yol açtığı soğuk olacaktır. (Bu çok büyük bir ısı düşüşü- bir tür Buzul Devri soğuğu- olacaktır.) Bu durum, Güneş'in boyutlararası kutbiyeti değişmekte olduğundan ve bu onun sıcaklığının Dünya'nın yüzeyine ulaşmasını önleyeceğinden vuku bulacaktır.
Değişimin üçüncü gününde, şafak sökmesini andıran hafif bir ışığın gezegeninizi kuşatmaya başladığını göreceksiniz. Ondan sonra "foton etkisi"nin başlangıçlarını deneyimleyeceksiniz. Bu foton etkisi çok önemlidir, çünkü o sizin yeni bir enerji kaynağına sahip olmanızı sağlayacaktır. Bu yeni enerji kaynağı, gezegeninizin fosil yakıta olan bağımlılığına son verecektir. Bu ayrıca uzay yolculuğu yapabilmesine de olanak verecektir, çünkü fotonla işletme teknolojisi Galaktik Federasyon'a ait uzay gemilerinde kullanılan güç sistemidir. Üçüncü ve dördüncü günden itibaren, henüz zayıf da olsa, foton enerjisiyle ilk kez tanışacaksınız.
Dördüncü gün çabuk sona erip de beşinci gün başladığında, iklim ısınmaya başlayacak ve yeniden parlak ışığa kavuşacaksınız. Üçüncü günün sonuna doğru başlayan foton etkisi artık tamamen hakim olacak. Artık foton-ışını enerji donanımını kullanabileceksiniz. Dünyanızdaki her canlı artık foton kuşağının ana kısmından akan fotonlar tarafından canlandırılıp zindeleştirilecek. Yeni bir bedenle yeni bir çağa girmiş olacaksınız. Şimdi, foton etkisiyle psişik yeteneklerinizin çoğalıp güçleneceği sonraki aşama için hazırsınızdır. Bu foton enerjileri sadece sizin bedeninizin enerjiyi azami verimlilikte kullanmasını sağlamayacak, onlar ayrıca evlerinize ve endüstrilerinize de enerji sağlayacak. Foton çağına girmiş olacaksınız! Uzay yolculuğu artık çok basit ve tercih edilen bir yolculuk türü olacak.
Bir kez foton kuşağında yaşamaya başlayınca, artık tamamen-gerçekleştirilmiş bir uzay çağında olacaksınız. Foton ışını enerjisinin sağladığı güçle, yıldızlar ve diğer gezegenler çok geçmeden bir kentten diğerine yapılan yolculuk kadar yakın görünecekler. Bu yeni enerji ile, Sirius ya da başka herhangi bir yakın yıldıza yolculuk yapmak, şimdi California'dan NewYork'a yolculuk yapmak kadar kolay olacak. Buna ek olarak, dünya-dışı varlıklar ya da uzaylılar diye adlandırdığınız, bu geçiş devresinde size rehberlik ve danışmanlık yapan ağbileriniz ve ablalarınız da artık aranızda olacaklar.
Uzaylı ailenizin dönüşü, Dünya'nın evrenle uzaysal ilişkisinde önemli bir değişikliği işaret eder. Foton kuşağına girişinizi kontrol eden Zamanın Efendileri, gezegeninizin hem bilinçte hem de fiziksel ilişkide bir değişim geçirmesini ve ayrıca daha yüksek bir boyuta geçişini sağlayacaklar.
Büyük ölçüde üçüncü-boyutsal olan bir dünyadan beşinci-boyutsal bir dünyaya geçiş müthiş bir armağandır, çünkü bu değişimin bir sonucu olarak siz Pleiades kontrolünden çıkıp Sirius etkisi altına gireceksiniz. Bu beşinci-boyutsal realite, sizin Sirius'a daha yakın olacağınız, Lyra / Sirius kültürünü benimseyeceğiniz ve 25.000 yıl önce Lemurya zamanında olduğu gibi, artık Sirius koruması altında olacağınız anlamına gelir. (Bkz. Şekil 4: Sirius Yıldız Sistemi.)
Dünyanızın gerçek tarihini inceledikçe, Galaktik Federasyon'dan, beşinci-boyutun size sağlayacağı bu yeni uzaysal ilişkiyi nasıl kullanacağınızı da öğreneceksiniz. Evet, toplumunuz iki bin yıldır çeşitli dinlerin kehanetlerinde bildirdiği, tarif edilemez güzellikte bir Altın Çağ'a yaklaşmaktadır.
Gelen bu Altın Çağ, her Dünya insanının, olması murat edildiği gibi olma fırsatına sahip olacağı bir çağdır. Bu, siz insanların en sonunda gezegeninizin gerçek tarihini anlayacağınız ve yitirmiş olduğunuz tam bilinçlilik yeteneklerinizi yeniden kazanacağınız bir zamandır. Yaklaşan foton kuşağı -bildiğiniz haliyle- şimdiki uygarlığınıza son verecektir. Dahası, foton kuşağının gelişiyle birlikte, (Atlantis Uygarlığı son bulduğundan beri mevcut olan) sınırlı bilinç ve olumsuz hiyerarşik devlet kontrolü sona erecektir. En sonunda, sizi gerçekten harika zamanlara götürecek küresel bir Balık Burcu Çağı uygarlığının son devresinde bulunuyorsunuz. (Bkz. Tablo 2: Dünya Üzerindeki Galaktik Etki.)
İleride gireceğiniz yeni ve harika zaman tam bilinçlilik potansiyelinizi yeniden kazanmanızı sağlayacaktır. Bu olgu, Kutsal Kitap'ta yer alan vahiylerde kehanet olarak bildirilmiştir; ve bu, gezegeninizde bulunan tüm canlılarla konuşup birlikte yürüyeceğiniz bir çağdır. Bu sizin, Dünya'nın Spritüel Hiyerarşisi ile bir olacağınız bir zamandır. Bu ayrıca, Dünyanız'ı birlikte korumak için, memeli deniz yaratıklarıyla ve -en sonunda onarılmış- güneş sisteminizle işbirliği içinde çalışmaya geri döneceğiniz bir zamandır.
Sizler ayrıca, gerçek benliğinizi keşfetmenin eşiğindesiniz ve gerçek benliğiniz birçok psişik yeteneği kullanmaya muhtedirdir. Evet, telepati, telekinezi, duru-işiti, duru-görü gibi psişik yetenekler her insanın geçmişten kalan mirasıdır. Ayrıca, birbirinizle nasıl empatik olarak (birbirinizin duygularını anlayarak) ilişki kurulacağı ve bu doğru insan ilişkilerinin toplumunuzu barışçıl ve şefkatli bir biçimde yönetmede yapıcı uygulamaları nasıl belirleyeceği hakkında yeni kavramlarında mirasçısısınız. Bu kişisel ve toplumsal değişikliklerle birlikte, güvenlik içinde bilinip uygulanabilecek yeni teknolojiler ve yeni bir bilim de gelecek. Aslında, tüm bir yeni gezegen, tüm bir yeni galaktik uygarlık tüm bir galaktik insan doğmak üzeredir.
Dünya insanları olarak sizler, Lemurya'da yarattığınızdan bile daha iyi olan, muhteşem bir devir yaratmaya hazırsınız. Bu güneş sistemindeki Spritüel Hiyerarşiye yardım ederek, Dünya gezegenindeki ve güneş sisteminizdeki diğer gezegenlerdeki tüm yaşamın gerçek koruyucuları olmayı içeren ruhsal odağınıza geri döneceksiniz.
Ama anlamanız gereken önemli bir nokta var. Siz gelecekte, bizim Dünyanız'a "ilk temas" inişlerimizin yol açacağı büyük değişikliklerin ve yeni başlangıçların eşiğindesiniz. Spritüel Hiyerarşi ve Siriuslular'ın kuracağı ilk temas, tüm güneş sisteminizin Galaktik Federasyon'da yer almasını mümkün kılacaktır, böylece sizler az önce tarif ettiğimiz gibi galaktik bir uygarlık olacaksınız. Burada, Dünya'da uygulanan bilgelik ve sevgi yoluyla, gelecekte bir zamanda bilginizi diğer yıldız sistemleriyle paylaşabileceğinizden emin olabilirsiniz -ve böylece bu paylaşma Tanrı'nın daima genişleyen gücü ve mevcudiyeti içinde sürer gider. Sizler gerçekten de şaşırtıcı ve harika bir zamanın eşiğindesiniz.
Buraya dek verilen bilgilerle ilgili birçok sorunuz olabilir. Sonraki bölümde, Virginia, Washta ve Sirius Konseyi'ne Foton Kuşağı bilgileri hakkında birçok soru sormaktadır.
Labels:
Foton Enerji Çağı,
Foton Kuşağı,
Pleiades
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 comments:
Yorum Gönder