1 Aralık 2014 Pazartesi

PLEİADESLİLERDEN MESAJ

6233_521016867908953_1446238267_n
Christine Day kanalıyla
1 Aralık 2014
Sevgililer, sizi selamlıyoruz
Perdelerin ötesinde, Yeni Yıl demirlenirken yükseltileceksiniz.
Dünya gezegeninin tarihinde ilk kez, ışığın ve sevginin spesifik saf frekansını taşıyan enerjinin aydınlanma dalgaları serileri olacak.
Bu dönüştürücü enerji kalbiniz için tasarlanmıştır, kalbin enerjisel alanını genişletir ve kalbinizin hücrelerine demirlenir, boyutsal bir açılış yaratır. Kalbin bu boyutsal açılışı sizlere kaderinizin, kalbin kaderinin bir parçası olan kutsal ittifakları hatırlamanıza erişim sağlar. Yuvaya dönüşün enerjisini taşır, size verilen kutsal vaadin gerçekleştirilmesini.
Bu kutsal ittifaklara yeniden bağlanmak kalbinizin arzusunun parçasıdır. Bir çiçeğin güneşe açılmasına benzetilebilir. Bir çiçeğin doğal olarak güneşe nasıl açıldığını biliyorsunuz, taç yapraklarını dışarı doğru açar, tamamen alıcı olur. Şimdi yapmanız gereken budur, geriye dönmeyin, sadece bırakın ve bu doğal kutsamayı alın.
Kutsamalar
Pleiadesliler

KRYON: BİLİNCİN FİZİĞİ

consciousness1





Selamlar sevgililer, ben Manyetik Hizmetten Kryon’um. Bu iletişim biraz farklı olacak. Geleceğinize bir bakış ile ilgilidir, “gelecek” teriminin tanımlanması zordur, çünkü zamanın herhangi bir uzunluğunu kapsayabilir. Bu yakın olan gelecek ile ilgili değil, genelde gezegenin geleceği ile ilgilidir. Bu, partnerimin sıkıntıya düştüğü türde bir kanallıktır, çünkü çoğu zaman aktarılan şeyler onun üç boyutlu beyninin kapsamının dışında aktarılmaktadır. Bu tür mesajları bazen iki kopya olarak alır, hatta bazen de üç. Aynı zamanda sizinle konuşur, verdiği mesajı güçlendirebilmesi için diğer mesajları alır. Mesajı yazıya döktüğü zaman aynı şey gerçekleşir. Üç boyutlu bir beyne çok boyutlu bir mesajı verirken yapabildiğimiz en iyi şey bu, bu nedenle o bazen çabalıyor ve onun için çok şifreli ise, geri dönüp tercümeyi tekrar veriyor.
Bu, bir çok kez gözden geçirmeyi dileyeceğiniz türde bir mesajdır. Daha sonra, şeyler birazcık değiştikten sonra açabilmeniz ve daha tam olarak anlayabilmeniz için bir zaman kapsülüne koyabileceğiniz türde bir mesajdır. Şimdi verdiğim bilginin parçaları ve bölümleri daha önce üstü kapalı anlatıldı, ama şimdi daha büyük bir resmi çizmek istiyoruz.

28 Kasım 2014 Cuma

Miranda Sirian (Atın çağ enerjileri ve misyonu)

 

Ben Sirius Misyonu Ailesinden Miranda Sirian ve siz galaktik kardeşlerimi sonsuz sevginin ilahi ışığı ile selamlıyorum. Bu gün sizlere Altın Çağ enerjileri ve misyonu hakkında ışık tutmak istiyoruz. Öncelikle tezahür konusundaki büyük farktan söz etmek istiyorum ki bu fark sizin eski ile yeni arasındaki uçurumu daha iyi görmenizi sağlayacaktır.

Sevgili bireyler eski enerjiler ‘’kişisel’’ olarak bütünleşmeyi amaçlıyordu bunun için kendinize odaklanmak içsel dönüşüm ile öz’e dönmek önemliydi. Bireysel öz’güveninizi yakalamanız açısından tazahürler bireysel çıkarlara hizmet ediyor gibi görünebiliyordu ki bunun amacı öz’benlikten kopan katılımcı irade gücünüzü yeniden keşfetmek ve ‘’öz’’ ile birleşerek, tanrısal benliğinizle yeniden bağlanmak ve bütünlüğün ilk adımını görebilmeniz eski enerjilerin misyonuydu. ‘’Ben benim’’ mantrası bu enerjiler için tam da uygun olan düşünce çekirdeğini oluşturuyordu. Bu aşamadan sonra yeni enerji ile ‘’ben benim’’ düşüncesi bütünlük misyonuna kavuşarak ‘’Ben dünyayım’’ düşüncesi ile dünyayı tamamlamak amacını taşımaktadır ki misyonlarınız ‘’bütün’’ için gayretlerinizle yeni enerjiler ile desteklenmektedir. Bu anlamda eski umutlarınız veya planlarınız ‘’bütünlük’’ arz etmelidir ve yeni enerjiye uyumlu olmalıdır. Daha önceki tezahürleriniz ‘’kendi’’niz için öz iradeye kavuşmak için desteklenirken şimdi ki enerjiler ‘’bütün’’ için ‘’bir’’lik iradesine kavuşmak için desteklenmektedir.

Yaratan’ın Hayırları ve Işığı üstünüzde olsun… – Konsey (Mesaj 9)

 Autumn Love by Johanna Wright
Arkadaşlar, dün Amerika’da Şükran Günüydü ve bu mesaj da Şükran Günü vesilesiyle veriliyor. Burada Şükran Günü tarihinden ve nasıl ortaya çıktığından konuşmayacağım, insanlık tarihindeki pek çok olay gibi o da tartışmalı… Ama dün “bizim teşekkür ettiğimiz özel bir gün var mı?” diye düşünüp etrafımdakilerle konuşurken aslında bu duyguyu yaşadığımız bir gün bulamadım. Evet, örneğin öğretmenlere teşekkür ettiğimiz bir öğretmenler günü var, anneler günü var, vs,… Ama gerçekten hayata şükrettiğimiz bir gün olmadığı sonucuna ulaştık. Kime bayramlar hakkında ne düşünüyorsunuz desem, yılda iki defa gelen o “zorunlu” tatili aslında pek de sevmediklerini anladım. Ve elbette o arada benim traji-komik diyebileceğim bir şey oldu!
Anlatayım; ABD de yıllardır tartışılan konulardan birisi, Perşembeleri kutlanan Şükran Gününün ardından Cumaları bütün mağazaların büyük bir indirime gitmesi ve insanların birbirini neredeyse ezerek  alışveriş etmelerinin Şükran Gününün getirdiği duyguların sihrini bozması. O güne “Black Friday” deniyor. Tam biz bunu konuşurken telefonuma bir mesaj geldi. Türkiye’de hemen hemen bütün büyük şehirlerde ve kasabalarda olan bir zincir mağaza “Black Friday” indirimi yapıyormuş ve bugün bizi ona çağırıyorlar! Türkiye’ye “Teşekkür etme günü” gelmedi ama indirimi geldi! 

27 Kasım 2014 Perşembe

AMON YÜKSEK KONSEYİ MESAJI

 

Bir Atantisli'nin elektro manyetik enerjisi, şimdiki evrim insanımızın 7000 kişisi'nin elektro manyetik enerjisi'ne denktir.
Sizlerin elektromanyetik enerjilerinizi şimdiki 7000 insanın toplamını tek bir kişide oluşmasını sağlamak için çalışmalarımız, planetinizin 600 enerji noktasında gezen gemilerimizin radarlı dedektörleri,yüksek frekaslı bireyleri aramaktadır. Bulunduğunda yüksek teknoloji yansıtıcılırımızla o kşinin alabileceği doğrultuda bilinci yansıtmakayız.

Yalnız,bilinç düzeyini yükseltme çalışmalarımıza tabi olan insan bedeni türlü duyusal açılardan çelişkili dönemlerinde güçlü iradi ile dünyasal dramalarıyla başa çıkmanın kolay olmadığını gözlemlemekteyiz.

Bu döngüsel dönemleriniz'de Birleşen yüksek bilinç çemberleri dahilindeki dostlarımıza, yaralarını ve dramlarını bir nebze hissetmeden yollarında devam etmelerini öneriyoruz.

Bu yükseliş ve evrim yolculuğunuz'da içinizde daimi sevgi bahçelrini çoğaltmanızı, birleşen gönülerin gücüyle sevgii alanında oluşan manyetik girdap faunusunun birbirnizin enerjisini bibirinize geçireek kişisel manyetik potansiyeliinizi çoğalttığınızı daima hatılayın.

Bu oluşumların sağlıklı oluşabilmesi için tamamen saf alanda yol alarak sevgiyi ön planda tutmanızı, benlik duygunuzu yitirmenizi, ve tamamıyla heplik duygusuyla hep in içindeki RAB'in tecellisini deneyilemeniz gerektiğini bilmenizi istiyoruz.

Kanal İlker Öncel

Baş Melek Gabriel (Cebrail)’den Sevginin Yüzleri (11): SİMYA

 the shaman
Değerli Sevgililer,
Bugün sizlere, “Simya” olarak adlandırılan, Sevgi’nin diğer bir niteliğinden bahsetmek istiyorum. Yaşam yolculuğunuzda karşılaştığınız her zorluk, her seferinde sizi bir seçim yapma durumunda bırakır. Böyle bir durum karşısında, ya olmadığınız bir kişilik sergilemeyi seçersiniz, ya da bu olumsuz eğiliminizi Sevgi’yle olumluya dönüştürürsünüz. Sevgi’nin bu “dönüştürücü” niteliği Simyadır, Sevgililer. Günlük yaşantınızda karşılaştığınız herhangi bir zorluk, aynı zamanda insani duygularınızı yüksek (ilahi) duygulara dönüştürmek için bir fırsattır. Ve bunu yaptığınızda, Simya olarak bilinen niteliği uygulamış olursunuz.
Simya niteliği, bir şeyleri daha yüce ya da daha iyi bir şekilde yeniden yaratmak için zihninizi, düşüncelerinizi ve duygularınızı bilinçli olarak kullanma yetisini içinde barındırır. Herhangi bir uyumsuzluk veya anlaşmazlık ortamında uygulanan Simya niteliği, o ortama huzur ve barış getirir. Kin ve nefretin olduğu bir yerde, bağışlama niteliğini ortaya çıkarır. Öfke ve kızgınlık duygularını, uyum ve ahenk duygularına dönüştürür.Kısacası, “kurşun” gibi olan alt titreşimlerin duygu ve düşüncelerini, “altın” gibi olan Sevgi’nin yüksek titreşimlerine dönüştürme imkânı, yaşamınızın her anında mevcuttur. Aslında her biriniz bu niteliği, günlük yaşantınızda uyguluyorsunuz. Sadece yaptığınız bu işlemi “Simya” olarak adlandırmıyorsunuz. Oysa yükseliş yolunda olan bir bireyin, çoğu zaman olumsuzu olumluya dönüştürmek için uyguladığı yöntemi Simya olarak tanımlamak, çok yerinde olur.

26 Kasım 2014 Çarşamba

UYANAN İNSAN İLKER ÖNCEL

BAŞ MELEK JOPHİEL, İLKER ÖNCEL KANALI İLE

 
Üç Vehçesiyle dünyada yaşam süren insa ırkı,demiştik ki ( meleksel vehçesi,ruhsal vehçesi, ve madde bedeni)ile yaşarken güneş sisteminiz3. Boyut sarmal tünelinde ilerliyordu.

İnsanlık, 4.boyut zaman tüneline giren güneş sisteminizde artık 4. kimliğini (vehçesini) eline alma zamanı geldi.
Bu 4. vehçeside insan ırkının TANRISAL BENLİĞİdir. Ancak 4.vehçesi olan tanrısal benliğini eline almış, gönüllerdeki sevgi ışığını keşvetmiş bireyler, birlik bilincinide keşvetmeye başlayacaktır.

İnsanların 2 sarmallı DNA'ları iki şerli olarak bir araya gelip 12 sarmallı bir DNA'ya sahip olacaklar. Bu olay sırasında tüm insanların chakra'ları açılacak ve duyuları ve algılamaları artacak. Herkes birbirinin düşüncesini okuyabilecek. Bu ilk önce kısa süren bir kaosa neden olacak fakat daha sonra herkes bir düşünce birliği halinde bir araya gelerek, önyargının, yalanın ve kötü düşüncelerin olmadığı bir ortama geçilecek. İnsanlar birbirinin auralarını görebilecekler.

12 sarmallı DNA'ya geçiş sonrası insanlarda hiçbir hastalık kalmayacak, hasta olanlar kendilerini ve birbirlerini iyileştirebilecekler. İnsanlar ölümsüz olacaklar. Ölüm olayı ise fiziksel dünya'da kalmaktan vazgeçip başka bir boyuta geçmeye karar verme şeklinde olacak. Yani, dünya'da sevgiyi keşveden gönüller 4. vehçelerini tanrısal benliklerini keşvedenler, (kalmayı seçenler)- ölmeye- (başka boyuta gitmeye) karar verenlerin ortadan bir anda kaybolduğunu fark edecekler. 

Fiziksel dünyanızda kalmayı seçen insanların ışık bedenleri olacak ve bu cennete benzeyen ışıklı dünyada çok güzel vakit geçirecekler.

12-12-2012 de Foton kuşağına giren planetinizde, Foton enerjisi keşvedilecek.

İlk önce Foton enerjisi bedenlere insiye olacak. Bedenlerinizin frekanlarını yükselterek foton ışığına uyumlanmalısınız. İlker,in bedeninden geceleri deniz suyuna girdiğinde yansıyan foton ışığının aynısını gözlemlemeye başlıyacaksınız.Bu sacdece başlangıç, Uzay araçlarının yakıtı olarak kullanılan Foton enerjisi teknolojinize girecek. Bu dünyanızın firekansından çok daha yüksek frekansa sahip olan foton enerjisi. Kişisel meziyetlerinizi ortaya çıkartmanızda kullanacağınız enerjidir.
Ark Angel JOPHİEL
Kanal:İlker Öncel

https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10152860899924605&set=gm.1485431251720398&type=1

Melekler: Alışılmışın dışına çıkın

 try
Sevgili Dostlarımız, sizleri çok seviyoruz
Sizler için yeryüzünde mutlu ve rahat bir yolculuğu kesinlikle diliyoruz, ama bazı zamanlar var ki, zihninizde “rahat” ve “güvenli” gördüğünüz şeylerin dışına çıkmanızda büyük fayda var. Bazen, bazı şeyler size doğru hissini verir, aklınıza yatar, doğru görünür, ama kendinizi biraz daha farklı görmenizi gerektirir, hayatla biraz daha farklı dans etmeniz, ya da farklı bir bakış açısına açılmanız gereklidir.
Sizin yeryüzünde söylediğiniz bir şey var: “Eğer her zaman yaptığınız şeyi yaparsanız, sadece her zaman elde ettiğiniz sonuca ulaşırsınız.” Her biriniz düşünebileceğinizden çok daha becerikli, zeki, yaratıcı, güzel, ve sevgiye yeteneklisiniz. İçinizde Tanrı’nın kalbinde doğmuş bir güç taşıyorsunuz. İçinizde taşıdığınız ışık sevginin ta kendisinden geliyor. Evrendeki bütün bilgiye erişiminiz var, eğer doğrudan ulaşamıyorsanız, ve biz burada gülüşüyoruz… bu modern zamanlarınızda… internetiniz aracılığıyla o bilgilere ulaşıyorsunuz!

25 Kasım 2014 Salı

Cennetten Mektuplar #5106 – Sadece ileri gidin

 And the road goes on forever
Bu mesaj Mor Alev Dostu tarafından çevrilmiştir, kendisine çok teşekkür ederiz.Orijinalini http://heavenletters.org/ da bulabilirsiniz. Gloria Wendroff’a da teşekkürler.
Tanrı dedi ki;
Bazı evlatlarım genellikle, yaşamın bundan sonra kendilerine neler getireceğini yana yakıla merak ediyorlar. Bu gayet iyi bir şey! Sabırsızlıkla beklediğiniz geleceğinize yönelmenin en doğru yolu budur. Çünkü bu tutumunuzla, olan biteni basitçe ardınızda bırakıyorsunuz demektir. Yani bunu böyle yaparak, geçmişinize bağlı kalmadığınızdan bahsediyorum.
Bazı evlatlarım ise, geçmişte yaptıkları veya yapamadıkları eylemlerden dolayı vicdan azabı, üzüntü ya da pişmanlık duyguları tarafından ele geçirilmiş durumdalar. Çoğu zaman, “Keşke bazı davranışlarımı veya sözlerimi geri alabilsem… Bunun nasıl yapılacağını bir bilsem… Keşke bunun bir yolu olsa…”dedikleri çok fazla pişmanlıkları ve zihinlerini kemiren düşünceleri var. Geçmişe geri dönüp bazı şeyleri silmenin veya eklemenin tek yolu, her şeyi olduğu gibi geçmişte bırakmak ve geleceğe doğru ilerlemektir. Geçmişin izinden gidilmez! Sadece ileriye doğru yürünür!
Geçmişin sayfalarını kapatarak, onları arkanızda bırakın. Yaşamınızı, pişmanlıklarla besleyemezsiniz. Pişman oldukça, vicdan azabı duydukça, tövbe ettikçe, kendinizi çok daha derinlere gömmüş oluyorsunuz. Sonra da bu nedamet duygusu, tek dayanağınız haline geliyor.

24 Kasım 2014 Pazartesi

Ya evrende sizden başka kimse yoksa? – Taryn Crimi aracılığıyla Melek Rehberler

 Ubuntu human circle
Arkadaşlar, bugün Melek Rehberlerle biraz derinlere dalıyoruz. Dün “Yükseliş” in anlamından bahsetmiştik, bugünse gerçekten “Bir” olmanın anlamına bakıyoruz. İnanıyorum ki, bu kavramı tam olarak derinden anladığımızda ve ruhumuzda hissettiğimizde etrafımızdaki her varlığa çok daha büyük bir merhamet ve sevgiyle bakmaya ve saygıyla davranmaya başlayacağız. Böylece, zıtlıkların ve ayrımcılığın kendiliğinden kaybolmaya başladığını göreceğiz. Evet, bugün bir Pazartesi, sizlere bol para, aşk ve seyahatler söz veren bir yazı yayınlasam belki çok daha popüler bir şey yapmış olacağım… Ama burası Mor Alev Blogu ve blog artık bu bilgilere hazır olduğumuzu düşünüyor.
Ayrıca, bir de şunu düşünün: Bana sıklıkla dış etkenlerden şikayet eden mesajlar gönderiyorsunuz, kimi eşinin ailesinden, kimi iş yerinden, kimi kendi kardeşinden, arkadaşlarından, vs… şikayet ediyor. Şikayet edilen dış etkenler saymakla bitmiyor. Bu kişilerin tamamen size ait parçalar ve sizin yansımanız olduğunu kabul ederseniz, nasıl hissedersiniz? Dün çok güzel bir söz okudum: “Bir yumurta dışarıdan kırıldığında ölür, içeriden kırıldığında ise yeni bir hayat doğar.” İçeriden doğru çalışmak, kendi inanış, bilgi ve davranış şekillerimizi yeniden yaratmak mutluluğa giden en kısa yol olarak görünüyor. İşte o zaman kalıbımızı kırıp, yeniden doğacağız.

23 Kasım 2014 Pazar

Neden “Yükseliş” hakkındaki inanışlar birbirinden farklı?

Christian Schloe 2Sevgili Okuyucularım,
Burada Yükseliş yolunda olduğumuzdan, nasıl yükselebileceğimizden oldukça sık bahsediyoruz ama Yükseliş’in ne olduğu konusunda çok fazla konuşmadığımızı fark ettim. Sizlere kendi fikrimi açıklamak isterim:
Belki de, “Yükseliş” kelimesini kullanmak yerine “Alçalış” kelimesini kullanmalıyız, çünkü bize çok yükseklerdeymiş gibi gelen cenneti bu dönemde dünyamıza “indirmek” üzere burada bulunuyoruz. Eksiksiz her birimiz en “yükseklerden” gelen varlıklarız ve burada daha ağır ve yavaş enerjilerin bulunduğu 3 boyutlu fiziksel yaşamı deneyimliyoruz. Tanrı’nın kalbinden kopup gelmiş olan bizler, nasıl eksik, düşük, hatalı varlıklar olabiliriz ki? İşte bu yüzden, sürekli olarak bize “kim olduğunuzu hatırlayın” deniliyor. Böylece artık sonuna ulaştığımız 3 boyutlu zıtlık ve ayrımcılık deneyini tamamlayıp, bir başka deneyi başlatabiliriz. Bu, bize bildirildiğine göre evrende ilk olacak bir durum: Yüksek boyutlarda fiziksel yaşam ve yükselişi fiziksel hayata veda etmeden başarmak!
Ben çalışmalarım sırasında çok rahat boyutlar arası gezebildiğimizi fark ettim. Aslında bunu her gün yapıyoruz, sadece fark etmiyoruz. Bu bilgiye geçenlerde şöyle bir değindiğimde bazı tepkiler aldım, sanki bir boyuttan diğerine geçince geri dönülmez, orada kalırmışsınız ve bu boyuta açılan kapılar kapanırmış gibi inanışlar var. Ben kişisel olarak bunun böyle olmadığını biliyor, deneyimliyor ve buna inanıyorum. Aynı bilgi Baş Melek Michael, St. Germaine, Arkturuslular gibi pek çok ışık varlığı tarafından da onaylanıyor.
Peki, Yükseliş hakkında bunun dışındaki inanışlar ne olacak? Aslında Brenda Hoffman’ın rehberlerinin aşağıda verdiği mesaja göre, o inanışlar da doğruluk taşıyor. Yükseliş çok kişisel bir olgu, kişisel bir deneyim. Sanırım, yükselmenin “yeryüzünde sevginin beden bulmuş hali olmamızdan” başka bir kuralı olmadığından, kalıplar içinde yaşamayı öğrenmiş bizlere böylesi özgürlük biraz tuhaf geliyor ve aklımız karışabiliyor. İşte o yüzden bu mesajı elimden gelen en kısa zamanda tercüme edip yayınlamak istedim.
Hepimiz kendi ruhlarımızın neye ihtiyacı olduğunu biliyoruz, bazen yardım almayı, bazen de bu yolda bildiğimiz gibi yürümeyi tercih ediyoruz. Her iki seçenek de geçerli. Her ikisi de faydalı. Her zamanki gibi, kalbimizi dinlemek yapabileceğimiz en doğru şey.
Brenda Hoffman ve rehberlerine çok teşekkürler. (www.LifeTapestryCreations.com)
Mor Alev
Sevgililer,