31 Ekim 2015 Cumartesi

"TERRA OPERASYONU"

 
sevgili Dostlar,
Ankara' dan sevgili dost Atilla, "TERRA OPERASYONU" adı altında İngilizve bir WEB Sitesi ile karşılaşıyor ve ilgisini çekiyor. Amerika'dan sitede yer alan iki kitabı istetiyor. Ve kitapları okuduktan sonra, özet halinde tercüme ederek bana da ulaştırıyor. Ben de onunda önerisiyle ve o n l a r ın da onayıyla sizlerle paylaşıyorum.
Aynen o n l a r ın seslenişleri için olduğu gibi lütfen, KENDİ BİLİŞİNİZ VE MUKTEDİRLİĞİNİZ içinden ve gönül terazinizde tartarak ele elın...Dilerim sizlere hayrı olur...Sevgiler ys
------------------------------------------
Okuduğum kadarıyla, Onların seslenişleriyle çok paralel, yer yer aynı, aşırı benziyor. Bu nedenle, artık, bütünlüğümüze yollayabilirsin diyorum. Arzu ettiğin Yazar hakkındaki bilgi şöyle:
“ Sara Lyara Estes, internette bilinen adıyla “Lyara”, Zooloji alanında üniversite okudu. Bilgisayar Teknolojileri üzerine Master yaptı. Şifacılık ve enerji sistemleri üzerine 1200 saatlik eğitim aldı. 1981 Martında yatak odasında İsa’yı gördü: İsa ellerini kafasına koydu ve Terra Operasyonu mesajları ve misyonu ile sonuçlanacak yolculuğu başladı. 28 Haziran 1999da “ölmekte olan Dünyaya odaklanmak yerine, insanları gelecek günler için bir umut olacak, bir vizyon öneriyoruz” cümlesiyle başlayan bir vizyon gördükten ve iki gün sonra da “ sana vereceğimiz mesajları alıp, insanlarla paylaşmaya istekli misin” ile Terra Operasyonu mesajları başladı. Kendisinin pek çok makalesi bulunmaktadır. Terra Operasyonu mesajlarının yayınlanmış 2 kitabı vardır. Üçüncü kitap www.operationterra.com sitesinde okunmaya hazırdır. Kendilerini, Cennetin Ev sahipleri olarak niteleyen yüksek bilinç grubunun verdiği mesajlar, sitede yer almaktadır.”
Sevgiler ATİ 



TERRA OPERASYONU -1 (30.6.1999)
Başlangışta bu gezegen, belli bir kaderde yol alması için tasarlandı. Onun yaratıcıları (“elohim” – İlahi plan diye çevirmek en doğru- gerçekliğin bu sektörünü yaratmak için birleşmiş zeki varlıklar) “çeşitlilik içinde uyum” oyununun oynanabileceği, zengin bir çevreye sahip bir gezegen hayal etmişlerdi. Ancak kendilerini bu örnek gezegene yerleştirme fırsatını gören başka varlıklar da vardı ve bunu başardılar, sonuç olarak gezegenin esas tasarımı iptal edildi ve gezegen tamamen farklı bir gündeme sahip oldu.
İlahi Plan ne zaman kendi ifadelerini fiziksel plana yansıtmaya ve esas planı yürütüp, asıl gündemi yakalamaya çalıştılarsa, bu tecavüzcüler onların gayretlerini zayıflatıp, gezegeni kendi amaç ve hırslarını gerçekleştirmek üzere yönlendirdiler. Çevrenizde gördüğünüz Dünya, bu etkileşimin sonucudur. Sayıca az sayıda varlık sevgi ve gezegene sorumluluk üzerine kurulu orijinal standartlara bağlı kaldı, pek çoğu kendi çıkarlarını bütünün üstüne koyup herkese ve her şeye zarar verecek şeyler yaptılar.
Ancak simdi, gezegenin orijinal kaderi planına çekilmesi zamanı gelmiştir. Onun üzerindeki çeşitliliğe ve güzelliğe zarar verecek davranışların sonlanma zamanı gelmiştir. Bu kelimeleri duyanlar, kendilerinden çok daha fazlasını kurtaracaklardır. Onlar, gezgen o muhteşem haline yükseldikten sonra, “Yeni Dünya” ,TERRA’ YA, yerleşmek için aday olacaklar ve cenneti Dünyada kurmak için gezegenle beraber çalışacaklardır.
Çok kısa bir zaman sonra gezegenin kendi kaderi ile buluştuğunu göreceğiz. Her şeyin zamanı vardır. Herşeyin bir mevsimi varsa, şu anda Sonbahardayız. Her yaşam formunun gelişmek için binlerce yılı oldu. Ancak artık kendilerini desteklemeyen durumdan ötürü, pek çok varlık türü gezegenden ayrılmaktadır.
Gezegenin, üstünde yaşam formalarına ihtiyacı yoktur. Üzerinde sadece maden-mineral krallığı olan, pekçok gezegen vardır. En iyi niyetli bir şekilde bile “gezegeni kurtarmaktan” bahsetmek, kendini beğenmişliktir. Gezegen kendi başına gayet güzel yaşayabilir. Ama o bilinçli bir varlıktır ve gezegenin ruhu enkarnasyonunun bir kısmını fiziksel gerçeklikte yapmak için antlaşma yapmıştır. Gezegen kendi kader yolunda giderken, çok çeşitli türlere ev sahipliği yapmayı, onlarla etkileşim içinde olmayı ve desteklemeyi Kabul etmiştir. Bu ana kadar, gezegen , bedenine yapılan bütün tacizlere karşın, sabırla insanların kendilerinin yaşamasını sağlayana ne yaptıkları mesajını almalarını beklemiştir.
Dünyanın Su’yu, havası ve toprağı olmadan yaşam mümkün değildir. Virüslerin, bakterilerin bile suya ihtiyacı vardır.Herşey kendisini fiziksel planda destekleyen ve bilgilendiren bilinç Matrix’inde ihtiyaç duyduğu şeyleri yaratıncaya kadar, fiziksel bakım-beslenmeye gereksinim duyar. Ama insanlar yaşamak için körlemesine, sonucunu hiç düşünmeden kendilerine yaşam veren ve destekleyen o matrix’e zarar vermektedirler. İnsan türü gezegende her cins ile bir rekabet halindedir-hayvanlarla, bitkilerle, kuşlarla ve başka insanlarla- ve yaşamak için bağımlı oldukları gezegeni soymakta, yağma edip tecavüz etmektedirler.
İnsanlığın tükettiği ve kullandığı her şey gezegenden elde edilmektedir. Ve katliam hala devam etmekte, okyanuslar zehirlenmekte, ormanlar düşmekte, yağmur yetmediğinde yeraltı suları yüzeye pompalanmaktadır. Bu durmazsa geriye hiçbir şey kalmayacak ve tükenen kaynaklar için birbiriyle savaşan insanlık, yavaş ve çok kötü bir sonla karşılaşacaktır. Çok az kişi bunu umursamaktadır. Kanun koyucuların kendi gündemleri vardır: Süreci bu noktada değiştirebilecek yeterli kuvvet yoktur.
Şimdi, biz sizi uyarıyoruz ve aynı zamanda bir söz veriyoruz. Bu cümleleri duyanlar için bilet, Kalbinizdeki aşktır. Aşk ile filmlerinizdeki ya da romanlarınızdaki romantik aşk duygusunu kastetmiyoruz. Aşk’la, korkunun yokluğunu, Yaratana güveni ve birisinin gerçek için hayatını ortaya koyma isteğini kastediyoruz. Kısa bir zaman içinde sadece bu özellikler, biniş bileti için gerekli şeyler olacaktır. Çok büyük bir değişim dalgası hazırlanmaktadır. Gezegenin kaderi ile bağdaşmayan her türlü insan eseri temizlenecek ve büyük arınma dalgası esecektir.
İlahi Plan buradadır. Onlar yolu aydınlatmak, değişim enerjilerini demirlemek ve yeni çağın doğmasına yardımcı olmak için İnsan olarak bedenlenmişlerdir. Temizlenme süreci bir süre için, Dünya üzerinde yaşamayı neredeyse imkânsız kılacağından, Terra’nın sakini olacakları tahliye etmek gerekmektedir. Tahliye edilenler, yeni Dünya, Terra’da kolonileşmek üzere, fiziksel bedenleriyle başka bir bölgeye alınacaklardır.
OPERATION TERRA

2- GERCEK INSAN OLMAK (1.7.1999)

İnsan olduğunu sandığınız şey aslında müdehalecilerin değiştirdiği bir hibrit yaratıktır. Başlangıçta Adem tohumu tam ve bütündü. Yaşadığı her nereyse onun koruyucusu olmak üzere tasarlanmıştı. Kendisinden başka olanları da gözetmek ve sevmek gücü ile düşünce gücü vardı. Akaşik kayıtlara ve yüksek boyutlara ulaşmasını sağlayan eşsiz bir genetik yapısı vardı.

Müdehaleciler de başlangıçta aynı tohumdandılar ama sapkınlık yavaş yavaş ilerledi. Nasıl olduysa, başkalarını sevmek ve gözetmek yeteneği bozuldu ve yerini korkuyla sonuçlanan yalnızlık duygusuna bıraktı. Bu korku hali içerisinde, herşey ve herkes tehdit eden, dolayısıyla kontrol edilmesi veya üstesinden gelinmesi gereken bir düşman olarak algılandı.

Adem ırkının original tasarımının bu şekilde bozulmasından sonra karanlık bir spiral açılmaya ve Kaynak Yaratıcının Işığını kesmeye başladı. Baba’nın pekçok dünyasına yayıldı ve bu bozulma gitdiği heryere kaosu götürdü.

Yaşam gücü presipte düzenleyen güçtür. Düzensizliği önleyecek şekilde hareket eder. Herhangi bir sistemde, o sistemle devam edemeyen bir enerji varsa, çözülür ve yapıtaşlarına ayrılır. Her sistemde bir düzenleyici güç yoksa, bir form da yoktur. Evrim gitgide daha komplex yapılar ve komplexliğe doğrudur. Düzensizlik ise karşı-evrimcidir. Komplex sistemlerden basite yönelir. Bu anlamda Düzenleyici Güç ile Düzensizlik Gücü birbirinin kaşıtı, dengeleyicisidir. Düzenleyici Güce, Yaşam Gücü, diğer Düzensizlik Gücüne ise Ölüm Gücü diyebiliriz.

Müdehalecilerin yaptıklarına bakarsak yaşam gücünün aksine hareket ettiklerini görebiliriz. Onların Temel faaliyeti ayrılık tohumu ekmek, birlikte çalışmak yerine rekabet etmek ve genelde girdikleri sistemi parçalamaktır. Adem tohumu kendisini “bütündeki birey” olarak konumlarken, müdehalecilerin Temel ilkesi “herşeyin üstünde olan Kendisidir “.

Yaratıcı, yaratımı kendisini yansıtması için yaratmıştır.Yaradan, yaşam gücünün kaynağı, ve Zihin matrixini çalıştıran ve şekil veren düzenleyici güçtür. Müdehaleciler orjinal tasarımı bozdukları için bize herşeyi asıl İlahi haline döndürme görevi verilmiştir. Dünyanın durumunda ise gezegeni ve üzerindeki canlıları, kader planlarındaki orjinal hallerine döndürme..

Gerçek İnsan yaratılışta özel bir durumdur. Yaradanın pekçok yönünü taşır. Eğer Dünya aslına dönüyorsa, yakında “Galaksinin Bahçesi” olarak ortaya çıkacak demektir. Ve gerçek insanlar da onu koruyan “Bahçıvanlar” olacaklardır. Operation Terra Dünyayı doğru kader yoluna döndürmeyi amaçladığı için, insanların da Gerçek İnsan olmaları için asıl hallerine döndürülmeleri gerekmektedir.

Bu ne demektir. Bunu anlayabilmek için, neyin değiştiğine bakmak gerekir. Bütün bedensel işlemin kodlarını taşıyan DNA’nın yeniden düzenlenmesi ve orjinal Işık frekansını tutacak seviyeye geri yükseltilmesi gerekmektedir. Müdehaleciler tarafından yerleştirilen “Gölgelerin” temizlenmesi ve DNA’da taşınan ölüm, hastalık, ayrılık gibi düşünce formlarının yıkıcı etkisinin giderilmesi gerekmektedir. DNA’nın şu anda kullanılmayan, tam bilinçlilik bilgisini taşıyan bölümleri devreye alınmalıdır. Varlıkların Işık bedenleri görülseydi, Kaynağ’a kadar uzanan ve herşeyi birbirine bağlayan bir Işıktan iplikçikler ağı olduğu görülürdü. Bu bağlantılar Çakralar ve Akupunktur Meridyenleri olarak bilinen, bedenin subtil enerji kanalları vasıtasıyla yapılmaktadır.

Bu enerji kanallarını düzenleyip tam devreye almak için temizlenme işlemi gerekmektedir. Bunun kaynağı da belli frekanslarda Ses ve Işık uygulamasıyla, kaybedilen bağlantıların yavaş yavaş yeniden sağlanmasıdır. Dünyada Ses ve Işık tekniklerini kullanan pekçok şifacı bulunmaktaysa da, bir çeşit “kalıntının” herşeyden ve insanlardan temizlenmesi onların kapasitesinin üsündedir. Operasyonun büyüklüğü herhangi bir bireyi veya örgütü aşmaktadır. Geçmiştekinden çok daha fazla ve yoğun Işık ve Ses enerjisinin verileceği zamanlar gelmektedir. Bunun etkisi gezegenin ve üstündeki canlıların orjinal halleri ile uyumlu olmayan şeylerin titreşimle gevşetilip salınmasıdır. Ultrason ile temizlenmeyi bilirsiniz, bu işlem ona benzemektdir.

Ultrason temizlemede, kirlenmiş mücevher, temizleyici çözelti ile dolu bir küvete konur. Yüksek frekanslı ses dalgaları çözeltiden geçer ve kir’i titreşimle gevşeterek mücevher yüzeyini bırakması sağlanır. İşlem son derece güvenli ve değerlidir.

Her yaşam formu, Yaradanın tacındaki bir mücevherdir. Orjinal kopyaya dönülmesi için bir emir bütün yaratılışa gönderilmiştir. Orjinal ile uyumlu olmayan herşey yeniden düzenlenecektir. Yaradanın ışığının mücevherden yansımasını önleyen bütün kirler, Aşk ve Yüksek frekanslı ses banyosunda temizlenecektir.

Kaynağın enerjisi çok güçlü olduğundan direct olarak kullanılamaz. Bir dizi Lens ve Trafo ile gücü düşürülmelidir. Enerji istenen sonucun elde edileceği seviyeye kadar azaltılmaktadır.

Okuyucu olarak siz ve gezegendeki her yaşam formu, yıllardır bu Aşk banyosunu almaktasınız. Enerjilerin seviyesi yavaş yavaş artmaktadır. 2x2=4 ve 4x2=8 .. 4 den 8e artış büyük değildir. Ama 8 adım sonra toplam 256 olur. Sonra 512 ve 1024.. Başlangıçtaki artış küçük iken, sonraları çok büyük miktarlara ulaşmaktadır. Eğer bu noktaları çizecek olursanız, bir noktadan sonra eğrinin dikleşip, sonsuza yöneldiğini görürsünüz.

Şu anda tam olarak o durumdasınız. “Kritik bölgedesiniz” ve üstünüze yağan ve hızla artan enerjilerin etkilerini izlemek dışında hiçbir şey yapamazsınız. Televizyonlara, gazetelere bakarsanız her şey eskisi gibi devam etmektedir. Okul çocuklarının arkadaşlarını vurması, hava durumunun garipliği, yangınlar, fırtınalar ise yoldaki tümsekler gibi görülmektedir. Ancak alttaki subtil değişiklikler, haber olmamaktadır. Çocukların birbirini öldürmesi, gerçekte olanın dışa vurumudur. Dünyanın orijinal kopyasıyla uyumlu olmayan her şey, Dünya sisteminin dışına atılmaktadır. Bu davranışlar çok uzun zamandır örtülü hareket eden hastalık ve ölümlerin altta yatan nedenlerinin dışa vurumudur. Bunun sonuna gelinmektedir ama sistemi terk etmeden yüzeye çıkmaları gerekmektedir. Yaranın iyileşmeden önce, içindeki iltihabın dışarı akması gibi.

İnsanlar garip şeyler olduğunun farkına varmaya başladılar. Belki konuşmaya çekiniyorlar veya gündelik aktiviteler zihinlerini meşgul ediyor. İlgilerini başka şeyler çekiyor ve şu-bu için endişe ediyorlar ama asıl endişe yüzeyin altında onları kemiriyor. “Neler oluyor” üzerine endişeleniyorlar, ama bunu başkalarıyla konuşmuyorlar dolayısıyla başkalarının da aynı şeyi yaşadığını bilemiyorlar. Medyanız sizi eğlendirmenin farklı şekillerini arıyor. Romalıları hatırlar mısınız? “Ekmek ve Arena” .. Toplumu infialden böyle uzak tutuyorlardı. Onları besleyip, eğlendirerek. Ama arenalarında insanla insanı, insanla hayvanı dövüştürüyorlardı. Bugünden çok farklı değil.

Ama şimdi o yeterli olmayacak. Işık ve ses arttıkça, her şey yoğunlaştıkça, gezegeni süpüren dalgalarla baş etmeye çalışan halkı eğlendirme çabası, arka planda kalacak. Bilgisayar teknolojisinde bu biraz görülmeye başlandı, dediğimiz gibi artış geometrik olacak. Bu döndükçe hızlanan, hızlandıkça açılan bir spiraldir.

Bazıları değişimi reddedecek. Değiştirmektense kavga etmeyi tercih edenleri bilirsiniz. Gerçekten bazıları, değişmektense ölmeyi isteyecek. Pek çok kişi bu yolu seçecek. Bilinki bu kimsenin yanlışı değildir. Onların planı böyledir. Ruhları, bu bedene gelmeden önce bu kararı vermiştir. Sadece bu bedeni bırakıp başkasını alacaklar ve derslerine devam edeceklerdir. Çok da büyük bir olay değil: hepiniz binlerce yıldır yapıyorsunuz.

Diğerleri uzun yıllardır değişimi kucaklıyor. Teslim olma dersini öğreniyorlar. Karşı koymak yerine, yaşamın yönlendirmesini ve bu seçimin sonuçlarını kabul etmeye karar verdiler. Suçlamak yok. Onları, Televizyonlarda, Magazin dergilerinin kapaklarında görmüyorsunuz. Ama dünya sahnesinde yerlerini almaya hemen hemen hazırlar. Bunun için çok uzun zamandır hazırlanıyorlar ve gerçek insan formunun ilk sahipleri arasında olacaklar. Onlar, değişimin kabul edilmesi ve geçişin mümkün olduğu kadar şefkat dolu olması için insanlara yardım edecekler.

Aktarılan Aşk’ın miktarı, sizi hayrete düşürür. Yaratanın Krallığındaki bütün seviyelerde pek çok varlık, bu geçişte size yardımcı olmak için bulunmaktadır. Onlar kendi kalplerinden sizin kalbinize daha fazla aşk akması için geçiş kapı’larını açık tutmaktadır. Onları görebilseydiniz, sayılarını bilebilseydiniz, ne kadar değerli olduğunuzun heyecanıyla dolardınız. Sizdeki gölgeler ne kadar güçsüz, ne kadar küçük olduğunuza sizi inandırdığı için bu durum oluşmuştur. Müdahaleciler sizi kendi amaçları için kullanmak üzere, size bunu yapmışlardır.

Ancak siz, Yaradılış tacındaki bir gerçek mücevhersiniz. Yaratanın ışığını yansıtmaktan ve parlamaktan sizleri alıkoyan her şeyin sizden atılması için, Sizlere yüksek ses frekansını vermeye geldik. Sizi, AŞK banyosuna koyuyoruz. Yapmanız gereken tek şey hediyeyi kabul etmek ve buna teslim olmaktır. Gerçek İnsan olmak için, ne kadar güçsüz ve küçük olduğunuz fikrinizde ölmek zorundasınız. Kaynağa bağlanan Işık iplikçiklerinizden size akan bilgiyi kabul etmek zorundasınız. Sizin önemli olduğunu zannettiğiniz şeylerin, büyük yalanın bir parçası olduğunu keşfettiğinizde, duygularınızla uğraşmak durumundasınız. Ama yardım çok. “Bırak gitsin, bırak Tanrı dolsun”, erişmeniz gereken teslimiyet seviyesini gösteren güzel bir söz.

Bizler Aşk’ı, korkusuzluk, Yaratana güven ve gerçeği arama isteği olarak tanımlıyoruz. Aşkın bu tanımına dayanarak, utanç ve suçluluk duygusunu bırakıp, olduğunuz aşk’ı almak için gerçek durumunuza ilerlemenizi istiyoruz. Size yardım için buradayız.

Amen . Biz, Cennetin Ev sahipleri ..


TERRA OPERASYONU–3:

KORKU’YU BIRAKMAK (2.7.1999)

Bu mesajda size şu anda Dünyada oynanan oyunun bir resmini çizeceğiz. Müdahalecilerin çalışmaları sebebiyle enerjiler birbirine karışmıştır. Biz bunları birbirinden ayırma ve her birinin doğru hedefe ulaştırılması ile görevlendirildik. Eğer mucize gibi görünen garip şeylerin olduğunu görürseniz, bilin ki bizler perde arkasında iş başındayız.

Hava durumu zaten trajedik şekilde değişmektedir, seller, hortumlar, fırtınalar ve garip mevsimsel değişikliklerde bunu görüyorsunuz. Ancak bu, insanların düşünce ve eylemlerini emen Gezegenin, negatif enerjiden kurtulma çabasından başka bir şey değildir. Sadece, insan eylemlerinden kalan toplu kalıntıları atıp, böylece frekansını yükselterek, kaderindeki buluşmayı gerçekleştirecektir.

Başka yollarla da “sallanmaya” başlayacaktır. Güneşin yardımıyla “Ateş’i” çıkacak ve insanda ateşin yaptığının aynısını, o ateş, gezegen yüzeyinde yapacaktır. Ateşin amacı bütün yabancı işgalcileri yakmak ( insan vücudundaki, bakteri-virüs gibi) ve dengeyi kurmaktır. Hava durumundaki değişiklikler, Dünyanın hastalıklarından kendisini temizlemesinin başlangıç belirtileridir.

Bu süreçte başka belirtiler de görülecektir. Toksinleri atan bir deride kabarcık oluşması gibi, Volkanik ve Jeo-termik patlamalar da olacaktır. Bazı bölümlerin birbirleriye karşılaştıkları yerlerde biriken gerilimi atmak için, insanın soğuktan titremesi gibi depremler olacaktır. Güneş sisteminin geçtiği yerlerdeki enerjilerin etkisi hissedilecek ve yoğun Güneş patlamaları görülecektir. Bütün bunlar, Dünyanın Terra istasyonuna ulaşmak için yapması gereken temizlenme ve arınma işlemleridir.

Bu zamanlarda Dünya yüzeyindeki her şey bunlardan etkilenecektir. Kaçınma imkânı yoktur. Şu anda yapay korunma araçları olanlar, bu araçları kaybettiklerini göreceklerdir. Her şey ve herkes etkilenecektir. Ancak içlerine dönenlere yardım vardır. Her birinizin içinde Kaynak’a bağlanmanızı sağlayan bir merkez vardır. Fiziksel gözle görülmez, hissedilir, ama oradadır. Meditasyon yapanlar bu hissin neye benzediğini bilirler. Bedenin belli bir bölgesinde değildir. Daha çok genişleme ve huzur hissidir. Meditasyon yapmıyorsanız, başlamak için iyi bir zamandasınız. Basit olarak, nefes alış ve verişinize dikkatinizi verin, nefesi takip edin, zihniniz başka şeye kaçarsa, tekrar nefese odaklanın. Bundan daha fazla bir tekniğe ihtiyacınız yok. Hep aynı yerde ve aynı saatte meditasyon yaparsanız alışkanlığa dönüşmede yardımcı olur. Bu şekilde sadece rehberlik ve sezgi almazsınız, aynı zamanda yeniden bağlanan Işık iplikçikleriyle gelen bilgileri de almak için pozisyon almış olursunuz.

Hatırlayın, gelmekte olana hazırlanma imkânı yok. Görevli olduğunuzu düşünüyorsanız, bilgi akışında olduğunuz daha yüksek-kaynakla ilişkinizi kesin. Egonuz, bedenin korunması için programlanmıştır. O, korku ile harekete geçer. Güvenli bir yerde meditasyon yapın ve sadece dinleyin. Geleceğini bilmediğiniz bir şeye hazırlanamazsınız. Bu gelen Dünya felaketleriyle baş etmek için, nerede, ne zaman, nasıl olacaklarını bilmiyorsunuz. Eğer Kaynağa bağlanırsanız, yapmanız gerekene yönlendirilirsiniz. Korku ile harekete geçerseniz, zayıf seçimlerde bulunur, ektiğiniz şeyi biçersiniz, korktuğunuz şey başınıza gelir. Rezonans kanunu gereğince, korktuğunuz şeyi çekersiniz.

Şimdi, Sizi korkutuyor muyuz? Güzel. Korku yükselir yükselmez, onu köklerine kadar izleyin ve o kökleri kaldırın. Bu, işin, üzerinde sizin çalışmanız, pazarlığı sizin yapmanız gereken tarafı. Hatırlarsanız, Biz Aşk’ı, korkunun yokluğu, Yaratana güven ve gerçeği bulmak için yaşamınızı gözünüzün önüne sermek olarak tanımlamıştık. Bütün bunlar el-ele gider. Ya korku içindesinizdir ya da Aşk içinde. Her an bu seçimi tekrar tekrar yapmanız gerekir. Bir doğum olacağı zaman, doğum anı yaklaştıkça, annenin ağrısı da artar. Dediğimiz gibi, katlanarak artan değişim hızının görüldüğü Kritik Noktaya ulaşmaktasınız. Dolayısıyla, Nefes almayı hatırlayın. Meditasyona, sakin zamanlara en yüksek önceliği verin ki, korkularınızı kökünden söküp atabilesiniz. Kalplerinde sadece sevgi olanlar –korku değil- yükseleceklerdir. Korkunun frekansı, Yeni Dünya Terra ile uyumlu değildir. Terrada yaşlanma, hastalık veya ölüm olmayacak. Bütün bunlar ifade edilmeyen korkuların sonucudur.

En kuvvetli korku, ölüm korkusudur. Her korkunun altında, ölüm korkusu yatar. Pek çok gizli korku, şu yada bu şekilde toplumsal olarak kabul edilmemekle bağlantılıdır. Bu, İlkel toplumlardaki toplum desteğini kesmek veya açlıktan ölüme mahkûm etmeğe kadar giden toplumdan dışlanmaya denktir. Bu korku, Kaynağa bağlandığınızı hissettiğiniz zaman kaybolur. Gereken huzur ve güveni içinizde taşırsınız, böylece dışarıda olanlar tarafından idare edilmezsiniz. Sizin gibi düşünenleri bulup düzenli olarak grup meditasyonları yapın. Daha büyük bir hareketin, Kaynağa dönüşün bir parçası olma hissiniz güçlenecektir.

Müdahalecilerden ve onların bu gezegene ve üzerindeki her şeye nasıl bir planla müdahale ettiklerinden bahsetmiştik. Bu basit uygulamalarla, onların yaptığı her şeyi kabul etmemeye başlayacaksınız. Size çok fazla bir şey yapmıyor gibi gelebilirsiniz ama bu güçlü bir isyandır. Hükümetlerinin değişmesini kızgınca isteyenler, çabalarını yanlış yöne yöneltiyorlar. “ Yukarısı nasılsa, aşağısı da öyledir” sözünü bilirsiniz. Bunun ikinci kısmı “ içindeki nasılsa dışarısı da öyledir”. Dünyanın sizin için güvenli bir yer olmasını istiyorsanız, kendi içinizde güvenli bir yer yaratmalısınız. Dışarıya yansımadan önce içinizde değişim olmalıdır.

Hepinizin Gerçeğin Savaşçıları olma potansiyeli vardır. Gerçek şu ki, ölmeniz gerekmiyor, sizi her şekilde tatmin eden verimli ve uzun bir hayat yaşayabilirsiniz ve Kaynaktan asla ayrılmadınız ve ayrılmayacaksınız. İsa, sizden asla ayrılmadı ve yeniden dönmeyecek. Dünyanızdaki pek çok gelenekte var olan “ikinci geliş” inancı, sadece Kaynağa bağlı olmamanın, ayrılığın ifadesidir. Geliş sizinle ilgilidir: gerçekten kim olduğunuz –Yaratanın bir ifadesi- uyanışına geliyorsunuz ve de gerçek doğanız ve durumunuza. Siz, “ikinci geliş’siniz”, çünkü kaderiniz, çok önce olduğunuz hale geri dönmektir. Dışarıda bir kurtarıcının olduğu düşüncesi, Büyük Yalanın bir parçasıdır. Sadece bir Kaynak vardır. Sadece BİR YAŞAM, Yaradılışın her bir şekliyle, yaşanmaktadır. Yaratana, kendinizle ulaşabilirsiniz ve Yaradan’la bir olduğunuz zaman, kim olduğunuza da bileceksiniz.

Amen. Biz Cennetin Ev sahipleriyiz.



TERRA OPERASYONU

4- GEÇİŞİNİZİ DESTEKLEMEK ( 3.7.1999)

Bugünkü mesaj, Sizi eviniz olarak gördüğünüz bu paylaşılan gerçeklikten çıkaracak farklı çıkış yolları üzerinedir. Hepinizin şimdi tek bir resim gördüğü doğrudur ama bu yavaş yavaş değişecek. Önce kolayca fark edilmeyecek, ama zamanın geçişiyle, değişiklik artarak fark edilecek. (* burada “ the passage of time” terimi kullanılmış : zaman koridorunda veya zaman pasajında fark edilecek gibi de tercüme edilebilir *)

Çok fazla sayıda insan “ölüm” dediğiniz kapıdan (* portal *) geçecek. Az sayıda insan ise Terra’ya nakledilmek için gereken özellikler sahip olacak. Bunları biz, fizik bedenleriyle tahliye edeceğiz. Ötekiler, onların hala aynı gezegende yaşadığını zannecekler ama realiteler birbirinden ayrılacak ve farklı zaman kuşakları ortaya çıkacak. Herkesin farklı bir zaman kuşağı olacağından, pek çok kişi ortadan kaybolmuş gibi olacak. Ancak o kadar çok olay olacak ki, bu açık görünmezlik nadiren fark edilecek. Gündelik hayatın zorlukları ile çok fazla uğraşıyor olacaklar. Biz şimdi, yolu Terra olanların tecrübelerini anlatacağız.

Aynı kader yolunu paylaşan insanlar birleşmeye başlayacaklar. Bu bütün zaman kuşakları için geçerlidir : denk frekansların rezonansı ikesi gereğince “herkes benzerini bulur”. Yabancı kişiler olarak tanıştıklarını, aynı evdenmiş gibi görmeye başlayacaklar. Geçmişten çok iyi tanıdıklarını ise birdenbire faklı dilleri konuşyormuş gibi hissedecekler.

Gerçekten de öyle. Dil semboliktir, farklı kültürlerin farklı sembolleri vardır. Her grup diğerinden gittikçe ayrılacak. Çekme veya İtme gibi olacak. Bazı kişilere çekildiğinizi hissederken, diğerleriyle bağınızın koptuğunu göreceksiniz. Kimseye tamamen tarafsız olamayacaksınız. Sadece BİR YAŞAM olmasına rağmen, hala o BİR yaşamın her bir ifadesinin eşsiz/tek veçhesi vardır ve bunun için aynı anda hepsiyle tanımlanmak yerine büyük aile gruplarına yönelinecektir.

Kaderi Terra olanlar, bu Mesajlarla kuvvetli rezonans hissedecekler. Söylenen her şeyi anlamasalar bile, içlerinden doğru olduğuna dair güçlü bir titreşim alacaklar. Kendinizi ya evet derken yada iterken bulacaksınız. Arası olmayacak.

Yolu Terra olanlar, 3 dalga şeklinde bu metinlere çekilececktir. Birinci dalga, Ruh seviyesinde yeni Dünyanın mimarları, inşa edicileri arasında olmak kararını veren Lider olanlardır. Onların Ruhları, bu görev için teçhizatlanmıştır. Bütün bu kararlar Ruh seviyesinde verilmiştir. Bunu ne yapsak daha fazla vurgulayamayız. Kimse Terra’ya gitme hakkını kazanamaz. Kişi, Ruhunun bir kısmının uygun ifade ve deneyim alanı isteğiyle Terrayı seçmiştir. Gerçek özgür irade, her şeyin bilindiği Ruhsal seviyede vardır. Gözü bağlı bir kişiden dersinin çizilmesini istemek gülünçtür ve beden içerisinde Yaradanla Birlik durumuna daimi olarak erişmemiş herkesin, aslında gözleri bağlıdır. Sadece tam olarak uyananlar ve kendi ruhları ile aynı hizada olanlar yapılan seçimin mantığını bilebilirler. Henüz tam bilinçli değilsiniz, ama bu geçiş aşaması tamamlanmadan olacaksınız.

Terra yolculuğunu yapmak için, uygun titreşim seviyesine sahip olmayan her şey, sizden çıkarılacaktır. Frekansınız arttıkça, Varoluşun daha yüksek seviyelerine ulaşabileceksiniz. Bu başladığında size garip gelecek, çünkü Yüksek Realiteler sizin alışık olduğunuz gibi katı değillerdir. Daha çok, katı sınırları olmayan bir “sıvı” gibidirler. Eğer bir bilinç-akışı yazısı okumuşsanız veya şeffaf rüya görmüşseniz, neden bahsettiğimiz hakkında bir fikriniz olabilir.

Yani aynı anda iki ayrı şeyi deneyimleyeceksiniz. Terra ile uyumlu olmayan şeylerin atılması ve bir sonraki realitedeki şeyleri gerçekleştirme yollarının ortaya çıkışı. Önce onlar size tuhaf gelecek ama nefes alırsanız ( ve nefes almaya devam ederseniz) ve realite hakkındaki fikirlerinizin gitmesine izin verirseniz, daha kolay atlatabilirsiniz.

Terra’da “yeni başlayanların Zihni” ile düşüneceksiniz. Önce olanları referans almadan, gitmek istediğiniz yeri planlamadan, olduğu gibi gideceksiniz. Her bir hareket her ikisinin, hem önce olanın, ve daha sonra olacak olanın tohumunun bir sonucu olacak. Her an, tamamlanması için gerken ne varsa onu içerecek, ama hangi yola gittiğinizi size söyleyen bir dış referans olmaksızın akan daimi bir hareket olacak. Bütün süreciniz, merakınızdan başka hiçbir şeyin sizi yönlendirmediği, bir gerçeklik yaratımı olacak. Adeta “ bu yoldan, bu yoldan” diye size işaret eden görünmez bir el olacak ve siz teredüt etmeden o yoldan gideceksiniz. Çünkü iç sesiniz bunu yapmanın doğru olduğunu size hissettirecek. Nereye gittiğinizi veya sonuçlarının ne olacağını sorgulamayacaksınız. Tam bilinçli, neyin olması gerektiğine veya kim olduğuna dair sabit bir fikri olmayan ve an’ın içinde daima kendisini keşfeden uyanık, güvenilir birisi olacaksınız.

Bazı şekillerde bildiğinizden farklı olmayacak. Ruhsal yolda ileri gidende, daha az bir ben algısı olacak. Nasıl ve kim olmanız gerektiğine dair aldığınız bütün eğitimi bırakacak, yerine, deneyimlediği her an içinde tamamen güvenilir, şımarmamış bir çocuk kadar masum olacaksınız.

Gelecek, şimdi ve geçmişte olanlarla ilgili hatırlamada zorluk çektiğinizde, hafızanız gitmeye başladığında, bunda bir yanlışlığın olmadığını size söylemek istiyoruz. Daha az plan yapacaksınız, çünkü bir plan yaptığınızda olayların değiştiğini görecekiniz ve bir sonraki dönüşü ikinci kez tahmin etmenin yararsız olduğunu fark edeceksiniz. Bu olması gerekendir. Ruhunuzun istediği gibi daha güvenilir oluyorsunuz, ve sadece şartlı tepkilerinizi atıyorsunuz.

Vücüdunuzda olmayacak yerlerde, görünüşte bir mantığı olmaksızın ortaya çıkıp kaybolan garip hisler duyacaksınız. Bazı yerlerde surpriz yumuşaklık, hassaslık hissedebilirsiniz. Bütün bunlar enerjinizin temizlenip, düzeltildiğinin işaretidir. Kablolarınız bir süredir karışmıştı. Şimdi de devreleriniz onarılıyor ve yaşam yeniden akmaya başlıyor. Bu olduğunda, durgun enerjinin bulunduğu blokajlı bölgelerde kendisini sıcaklık veya ağrı olarak dışarı vuran tıkanıklık hissedecaksiniz. Bu noktalara parmaklarınızı dokunarak süreci kolaylaştırabilirsiniz. Sadece enerji blokajının çözülmesini isteyerek yumuşakça dokunun ve bırakın enerji yavaşça oraya aksın. Tecrübe ettikçe, enerjinin hareket ettiğini ve akışa geçtiğini hissedeceksiniz.

Meditasyonun öneminden bahsetmiştik. Kaynakla düzenli bağlantı için yar ve zaman ayırmanızın ne kadar önemli olduğunu anlatamayız. İster bunda yeni olun, ister eski, içinizi dinleme alışkanlığı geliştirmeniz çok önemlidir. Yaşamınız, içinizde yavaşça sizinle konuşan iç suflörünüzü işitmenize bağlıdır. Devam ettikçe bu yeteneğinizi geliştirecek teknikler vereceğiz ama şimdilik sadece varmanız gereken yere gitmeniz için başka her şeyden daha önemli olduğunu hatırlatalım.

Meditasyona ek olarak, Kendinizi yeterince Sevmeyi ve Aziz tutmayı ruhsal yaşamınızın merkezi yapmak çok önemli. Yaptığınız her şey bunu desteklemelidir. Bu evinizde gizli bir köşe yapmanızı gerektiriyorsa yapın. Kaderinize erişmek için –resim, mum, mobilya, kumaş- görsel olarak hatırlatma yapacak her şeyi kullanın. Daha fazla zaman için aktivite dolu yaşamı sadeleştirmeyi, yolunuzu temizlemeyi isteyeceksiniz. Banyo’lar daha alıcı olmak, dinlenmek için iyidir. Bitkisel yağlar yardım eder. Dikkatinizi içinize çeken her şey yardımcıdır. TV’yi kapatmak da büyük bir yardımdır.

Bu zamanda size seslenmemizin sebebi, sıradan Dünya insanından, muhteşem yaratık –Kainat’ın Çocuğuna- geçişinizde size yardım etmektir. Bütün bu mesajlar gerçekten önemli olana sizi yönlendirmek arzusunu taşımaktadır. Bütün eylemler, düşünceler ve niyetler, ki hepsi tam üstatlığa dönüş için destektir, sadece Terra’ya yerleşecek olanlar içindir.

Dünya planında işler büyüdükçe, dikkatinizi kaçıracak pek çok şey olacaktır. Her çeşit dram yaşanacaktır. Eğer dramlara yakalanmamak için araya mesafe koyarsanız, Terra’ya geçişiniz daha yumuşak olacaktır. Medyanız dram yaratmakta ustadır. Dram, satar. Korumaktan ziyade tüketime dayalı olan bir Dünyada, trajediler insanı aşağı çekmek için büyük rol oynamaktadır. Her şey parçalanıyor gibi görünecek ve hissedilecektir. Kafası kesilmekte olan tavukların feryat etmeleri gibi, kendisini tehlikede veya risk altında hissedebilirsiniz. Ama siz tavuk değilsiniz. Sizler, Kartal’sınız. Süzülerek yükseleceksiniz. Başkaları yerde kırıntıları gagalarken, siz ziyafet masasında yerinizi alacaksınız. Bunu şimdi anlatıyoruz, çünkü yakında algı ekranlarınız trajedi ile dolacaktır. Dramla bağınızı kopartın. Her şey göründüğü gibi değildir.

Vücudunuzun temizlendiği gibi, Dünyanıza da aynısı yapılacaktır. Her şey İlahi Düzen dahilinde ve olması gerektiği gibidir. Dünyanızın bedeni bölgesel temizlenmeyi yaptıkça, oradaki donmuş düşünceler açığa çıkar. Gözlerinizin önünde oynanan insan deneyimi, sizin klasik yaz piyeslerinizin biraz farklı bir gösterimidir. Kendi alanınızı yaratmayı unutmayın ve histeriye yakanmayın. Hortumun gözü gibi, fırtınanın ortasında sakin kalın. Bunu kimse size sağlayamaz. Yardım alabilirsiniz ama almak için iç sığınağınızda olmalısınız. Eğer istiyorsanız bırakın fiziksel duyularınız çevrede olanları görsün, işitsin ama duyularınızı derininizdeki “siz’e” çekin. Kendinize verebileceğiniz kadar sessiz zaman verin. İçinizi dinleyin, dinleyin, dinleyin. Artan kaosun gürültüsünden uzak durun. Gürültü arttıkça, siz daha da sakinleşin. Medyanın her çeşitinden uzak durun. Dışarıda korkudan, kaostan başka bir şey yok. En ilginç insan hikayelerinin merkezinde bile birbirinden yabancılaşma hissi vardır. Başkalarının yaşamını mikroskop altındaki mikroplar gibi inceliyorlar. Sizin trajediye yakalanmanız için duyguları yükseltiyorlar. Manipule edilmiş gerçeklikten kendinizi kurtarın. Günün haberleri için, içinize dalın. Bilmeniz gerekeni, içinizdeki istasyonun anlattığını göreceksiniz.

Amen. Biz, Cennetin Ev Sahipleri..


TERRA OPERASYONU

5- BİR TERRA TURU (4.7.1999)

Bugün sizi bir Terra turuna almak istiyoruz ki böylece hedefiniz hakkında bir fikriniz olsun ve Terra topraklarında kendisini ifade eden varlıklara dönüştükçe kendinizdeki değişimleri fark edebilin. Turumuza Terra’yı göğündeki mavi inci gibi gördüğünüz uzaydan başlayalım. Ona baktığınız anda aşkla dolarsınız. Hayal edebildiğinizin ötesine parlayarak, dünyasal olmayan bir ışık yayar. Fiziki gözler mavi-beyaz bir yıldız gibi görebilir ama gerçekliğin ince seviyelerini görenler için neşeyle ışık yayar ve aşk frekansında çalışanları kucaklar.

Ondan gelen sıra dışı ışık akımları yansıma değildir, ışığı yayımlamaktadır. (hepiniz de ışık yayanlardan olacaksınız). Bir ses duyarız. Kürelerin müziğidir, aşkın. Kozmosdaki yeri ile tam uyumlu olan her gezegenin çıkardığı sestir bu. Şu anki zihninize göre tam bir cennet sesidir. Orada olduğunuzda cenneti yaşayacaksınız : şu anki gölgeli farkındalığınız bir an için cennette olduğunuzu deneyimleyecek.

Yaklaştıkça gezegenin yüzeyinde bulunan her şey bizi çarpacak: ağaçlar, kuşlar, okyanuslardaki balıklar, hatta havanın kendisi huzur, barış ve güzellik yayıyor. Çeşitlilik içinde Uyum temasının taçlandırılmasıdır bu. Bu realitedeki her atom tam bilinçlidir, başka her atomun farkındadır ve bütünle bilinçli işbirliği yapmaktadır. Sanki pek çok sses muhteşem bir şarkıda birleşmişlerdir.

İşbirliğinin ne kadar yaygın olduğunu göstermek bakımından, gelecekte bir an yanından geçmekte olduğunuz ağacın meyvesını canınızın çektiğini varsayın. O ağaç o anda çiçek açar ve meyvesini öyle şekillendirir ki, meyve mükemmel bir olgunlukta elinize düşer (aslında bu tür şeyler şimdi de olmaktadır ama hat’ta çok parazit olduğundan farkına varamıyorsunuz, her şey daima mükemmel bir şekilde koordine edilmiştir ve edilmektedir). Terra’da her şey sınırlanamaz mükemmelliğin bir ifadesidir. Her şey en üst fiziksel ifadeye doğru büyür ve yükselir.

Burası fiziksel bir dünyadır. Şimdi yaptığınız şeylerin benzerlerini orada da yapacaksınız ama en mükemmel şekilde. Hala yemek yiyecek, sevişecek, uyuyacak, meditasyon yapacak, yani sizi mutlu eden şeyleri yapacaksınız ama sizden bir şeyler almaya çalışan ekonomik sistemin koşulları ile sınırlandırılmadan. Terra’daki mükemmel işbirliğinde, her parça diğer parçaları destekler. Yoksulluk, hastalık ve ölüm yoktur. Bir meyveyi yediğinizde sizinle birleşir ve siz olur, yani ölmez sadece form değiştirir.

Hepiniz ölümsüz varlıklar olacaksınız. Form da değiştireceksiniz ama bunu ölüp-yeniden doğma ihtiyacı duymadan yapacaksınız. Olgun bir formdan diğerine geçiş yapabileceksiniz. Terrada doğan çocuklar da olacak. Aileler olacak. Ama doğan çocuklar, 3. Boyuttaki araçları ölen ve 4. Boyut varoluşu için gerekli niteliklere sahip ruhların projeksiyonları olacak. Birkez 4. Boyuta doğduklarında, bir daha asla tekrar ölmeyecekler. Sadece hizmetin ve deneyimin başka gerçekliklerine taşınacaklar. Terra’daki üretim hızı, bütünle uyumlu olarak ayarlanacak. Bütünle uyumlu olmadan tek bir yaprak, meyva, çocuk gelmeyecek. Fazla yada eksik hiçbir şey olmayacak. Ve Tam zamanında olacak.

Önceki mesajda dediğimiz gibi içsel bilişiniz neyin doğru olduğunu gösterecek. Terra bütün formların, onun bir parçası gibi mükemmel çalıştıkları dev bir organizma gibi çalışacak.

Bazı şeyler bildiklerinizin daha mükemmel şekilleri, yükselmiş şekilleri gibi gelecek. Sevişeceksiniz ama doğru an gelmemişse çocuk yapılamayacak. İstenmeyen sonuç korkusu olmadan seksüel ifadenizi özgürce keşfedeceksiniz. Terra’da ölüm yada hastalık olmayacak, istenmeyen durumlardan korunma ihtiyacı olmayacak. Her şey bütünle uyum içinde gelişecek. İstediğiniz her şeyi yaratabileceksiniz ama Siz sadece bütünle uyum içinde yaratmayı isteyeceksiniz.

Terra, Galaksinin bahçesi, Galaksinin çeşitli kültürlerinin birbirlerinden çok farklı biçimlerde olan başkalarıyla uyum içinde yaşayacağı bir “okul” olacak. Terra yaşamı için gerekli niteliklere sahip olan her çeşidinden varlığın oluşturduğu farklı topluluklar olacak. Her topluluk kendi kültürel tercihlerini yaşayacak. İsteyen herkes bu farklı “köyleri” gezip, Galakside var olan farklı kültürel renkleri deneyimleyebilecek ve onların birbirleri ile nasıl uyum ve barış içinde olduklarını görecek.

Terra, Galaksinin, en azından onun pozitif 4. boyut bölümünün, tacındaki mücevheridir. Burada enerjisi Terra’ya uygun olmayan yaşam formlarının girmesini önleyen frekans engeli bulunmaktadır. Hastalık yapan organizmaların olmama sebebi budur. Düzensizlik ve ölümle çalışan negatif kutup ifadeleri ve bu organizmalar, düşük frekans varlıklarıdır. Negatif kutbu seçenler, hastalık ve ölüme sürükleneceklerdir. Ama onların yaşamak için kendi Dünyaları olacaktır. Terra onlar için müsait olmayacaktır.

Peki siz kendi kendinize ne yapacaksınız ? Çok seyahat edeceksiniz. Bir topluluktan başkasına ve Galaksinin bir bölgesinden diğerine.. Terrada trajedi olmayacak. Şu anki durumunuza göre çok uysal olacak. Dağ olmayacak çünkü dağlar, toprak tabakalarının çarpışması ve gerilimi ile oluşur. Yüzey düz ve çok güzel bahçelerle kaplı olacak. Atmosfer bile dengeli olacak. Yumuşak yağmurlar olacak, şimşek olmayacak. O tür görüntülerin olduğu başka yerlere, yalnızca heyecan tatmak için gideceksiniz. O Gezegende yada başkasında sizi mutlu eden ne ise onu özgürce yapacaksınız.

Sizin kendi bireysel yolunuz veya deneyiminiz hakkında ayrıntılı konuşamayız çünkü her biriniz eşsiz ve tek’siniz. Tercihleriniz de size özgü ve tek’tir. Kendi yaşamınızın tam doğasını yaşayacağınız genel terimlerle konuşabiliriz. Yaradan bile surpriz yapılmasından hoşlandığı için, bu, gerçekliğin bütün seviyelerinde geçerlidir. Yaradanın, çok sayıda form içinde, kendisiyle saklanbaç (*saklan-ara-bul*) oynamasının sebebi budur. Daima ortaya serilen bir gizem olacak ama kimse sonuna ulaşamayacaktır. Yaratılış sürekli kendisini doğurduğu için tecrübe edilecek olasılıkların sonu yoktur. Fraktal tasarım gibidir. Fraktalın her parçasında yine kendi şekli ortaya çıkar ve aynısını yapmaya devam eden öteki parçalarını büyütür. Yaradan da fraktal gibi yaratır. Bütün olasılıklara izin veren en basit ifadedir. Yaratılıştaki her nokta fraktaldaki tohum gibidir. O tohum, Yaradanın kendisini sonsuzca ortaya çıkardığı, yeni dallar yarattığı bir yer olur.

Sizin her biriniz, bu tohum noktasınız, gerçekliği ortaya çıkaran bir birlikte-yaradansınız. Bunları daha sonra yine anlatacağız. Sonunda, bilmeden yapacaksınız ama önünüzdeki geçişte sizi destekleyecek şeyleri kalbinizde ve aklınızda tutmanız için sizlerle paylaşıyoruz.

Her mesaj bir öncekinin üzerine bir spiral gibi çıkacaktır. Evrimin şekli spiraldir (Karşı evrimin şekli de spiraldir ama sonsuza yayılacağına, sonsuzca küçülür, küçülür ve öyle bir nokta haline gelir ki ya tamamen yok olur yada yeniden büyümeye başlar). Gelen ışık frekanslarına verdiğiniz tepkiye göre günlük yaşamınızdan yükseleceksiniz. Randevu saatinde bunu yapabilmek için kendiniz inşa ediyorsunuz. Bu hücrelerinizde kodludur, hücre hafızanızda bulunmaktadır. Bu nedenle, Terra’ya giden yolu kazanamazsınız. Şu anki bedeninize girmeden önce, hedefiniz için tercihinizi yaptınız. Eğer birileri yol işaretini kaçırıyorsa veya mesajları almıyorsa, bunu onun ruhunun yaptığı bir seçim olduğunu düşünün. Tesadüf-kaza yoktur. Her şey varlığınızın en yüksek seviyelerinden kontrol edilmektedir, ama dediğimiz gibi, Yaradan surpriz yapılmasını sever, ortaya çıktığında göreceksiniz ki sadece yapmayı planladığınız şeyi gerçekleştiriyorsunuz. Yaşam sürekli ortaya çıkan bir yolculuktur ve bu durum Terraya vardığınızda değişmeyecektir. Kendi eşsiz ifadenizi keşfetmeye devam edeceksiniz ama bütünle bilinçli bir uyum içinde. Kendi yaratıcı güdüleriniz ve merakınız sizi teşvik edecek. Ne mükemmeliyet tarafından uyuşturulmuş ne de can sıkıntısından ölecek gibi olacaksınız. Aksine en sonunda yaratmada tamamen özgür olacaksınız ve yarattığınız da Yaradılışın size ait olan bir dalı olacak.

Sizden barış, onur ve kutsama ile ayrılıyoruz. Amen . Biz, cennetin ev sahipleriyiz.

TERRA OPERASYONU

6- REALİTELERİN BİRLEŞMESİ (5.7.1999)

Bugün “eve dönüş” ve tam bilinçliliğe seyahatinizde tecrübe edeceğiniz bazı şeyler hakkında konuşacağız. Şimdi gerçekten evinize, gerçek Benliğinize geri dönüyorsunuz ve bu yüksek realiteler sizlere açıldıkça, başkalarına açıklayamayacağınız tuhaf şeylerle karşılaşacaksınız. Size onlar nomal gelecek ama sosyal şartlandırma, onları “tuhaf” olarak etiketleyecek böylece bu konuda bazı korkularınız olabilecek. Korkunun ötesine, sevgiye geçmekten bahsetmiştik, bugün de aslında korkacak bir şey olmadığını söylüyoruz. Sadece bu et’ten elbiseyi giymeden önceki yolunuza dönüyorsunuz.

Başlangıçta her şey Komik bir “ çorba” gibiydi. Her şey tanımlı bir formu olmayan bir “sıvıydı”. bilim adamlarınız elektromanyetik alanları kullanarak plazma yarattıkları zaman bu “çorbaya” yaklaştılar. Çorba, zeki enerji alanıdır ama bir şekli yoktur. Bu zeki çorbadan bütün formlar ortaya çıktı: var olduklarını biliyorlardı ama kendilerini yansıtamıyorlardı. Bu durum, varlık düzeninde daha sonra görüldü.

Çorbada her şey bir potansiyel halindeydi. Onları göremiyordunuz, çünkü potansiyel olarak varlardı pek çok olasılığın içinde bir olasılık.. Fraktalları dün hatırlatmıştık. Mesela “kahvaltıda ne yiyeyim” kararını ele alalım. Kahvaltıda pek çok şey yiyebilirsiniz. Evinizde bir şeyler hazırlayabilirsiniz veya restoran gidip menüden de seçebilirsiniz. Pek çok olasılık vardır. Bunlar karar noktalarıdır. “Evet” , “Hayır”, “Belki’nin” dışında pek çok olasılık vardır. Her bir karar, başka bir karar noktasına götürür. Neyse, bu “kahvaltı” kararınızın bir parçası olarak yumurta yemeye karar verdiğinizi varsayalım. Şimdi başka bir karar noktasına gelirsiniz : Yumurtayı nasıl pişirirsiniz ? “çırpılmış” , “ çılbır”, “rafadan” veya “çok pişmiş” .. O kararı aldıktan sonra da başka kararlar önünüze çıkar. Yumurtayla beraber ne yersiniz ? Ve bu karar, yumurtayı nasıl pişirdiğinize bağlıdır. Çırpılmış yumurtaya belki soğan, süt katabilirsiniz. Pişmiş yumurtaya karabiber, tuz.

Bu örnek, olası bir kararlar kümesinin sizi nasıl başka olası kararlar götüreceğini gösterir. Bilgisayar programcıları bunları “mantık dalları” olarak tanımlar. Bu yoldan (çırpılmış), şu yoldan (rafadan) veya o yoldan (çok pişmiş) gidebilirsiniz. Sonra birisi diğer kapıları dışlayarak bir kapıyı seçtiğinde, öteki dallar ortaya çıkar. Fraktal tasarım grafiklerinde bu kolayca görülür.

Başlangıç noktası, değerler belli sınırlar içinde kalmak kaydıyla, sonsuz dallar üretir. Fraktalar sonsuza kadar devam edebilir. Yaradılışın Kozmik Çorbadan kendisini ortaya çıkarma şekli budur. Hemen bir dizi olasılık veya potansiyeli ifade eden dallar oluşur. Her zaman var olan olasılıkların içinden birisi için karar verilir, o karar noktası da yeni bir dizi olasılığın başlangıç noktası olur. Bir dizi olasılığın içinden her şey böyle başlamıştır. Dolayısıyla, başlangıç noktası özetlenir. Buna “tekrarlama” denir. Matematikçiler tekrarlama ile komplex problemleri çözer.

Yaratılışta tekrar serileriyle (sikluslar), sonsuz sayıdaki karar noktası veya dalları keşfedilir. Peki diğer noktalara, dallara ne olur? Yaradan onları da açar. Ama çırpılmış, rafadan, çok pişmiş yumurtaların hepsini nasıl tadabilirsiniz ? Yaradan bu sorunu, bütün seçenekler için ayrı bir realite yaratarak çözer. Sizin bir ifadeniz “çırpılmış yumurtayı” seçerken, “sizin” öteki seçenekleri seçen başka ifadeleriniz de var olur ve hepsi kahvaltı yapmaya devam ederler, ederler, ederler…

Fraktal tasarima bakarsanız Yaratılışına nasıl ortaya çıktığını anlarsınız. Her dal, başka bir dala götürür. Tecrübe edecek ne kadar farkındalık noktası varsa, o kadar da realite vardır. Bütün olasılıkları yaşayacak kadar çok sayıda “Siz’in” ifadeniz vardır. Siz, Yaradanın bir ifadesisiniz. “İfade eden Yaratıcı” olduğunuzu söyleyebilirsiniz. Yaratıcı (Yaratıcı varlık), belli sınırlar veya parametreler içinde aslında sonsuz sayıda olan BÜTÜN dalları deneyimlemek (veya keşfetmek) ister. Biz bu sınırlara “Evrensel Kanunlar” deriz. Bunlar sizin hükümetlerinizin kanunları gibi değildirler. Varlığın bütün seviyelerinde, yaratılan bütün realitelerde geçerlidirler. Bu kanunların belli frekans bantlarına ( yoğunluklara veya bazılarınızın dediği gibi “Boyutlara” –ki yoğunluk daha doğru bir terimdir) uygulanan alt-grupları vardır, ama gerçek “Evrensel Kanunlar” bütün evrende geçerlidir. bilim adamlarınız bütün teorileri birleştiren, bütünü daha da kapsayan teorileri araştırmaktadır. Evrensel Kanunlar, bütün Yaratılışın sadeleştiği Büyük Birleşik Kanununun alt-kanun gruplarıdır. Onlar bütün maddesel maddelerde kodludurlar ve tam ayarlı bir zihin ile erişilebilirler.

Şu an kendinizi bir “Deri Çanta” olarak deneyimliyorsunuz. Ama ondan çok daha fazla olan bir siz vardır. Gerçek “Siz” , Yaradanın kendini tanımlamasından “ayrıldığında” veya sizin ruhunun yaratıldığında ortaya çıkan potansiyellere ait karar dallarının hepsinde, aynı anda, kendisini ifade etmektedir. O, Yaratıcıdır, Yaradanın bütün yönlerini taşır, ama aynı zamanda Yaradandan biraz farklı bir şekilde kendisini deneyimlemektedir. O Yaradanın daha bir bireyselleşmiş veya özellikli bir veçhesidir. Bazen orijinal numune (* archetype *) de denilen o, belli konularda “uzmanlaşmıştır”. Ancak, Evrensel kanunların parametreleri içinde, bu bireyselleşmede bile ortaya çıkan sonsuz sayıda potansiyel vardır. Yani pek çok realiteyi keşfeden çok sayıda “yaşamlar” yarattığınızdan, Ruh seviyesinde bayağı meşgulsunuz. Aslında bu realiteleri keşfetmek için kendinize milyarlarca yıl vakit verdiniz ama şimdi bu döngü sona ermektedir. Yeni yaratılışı çizmek için eskisini ekrandan silmek, “Yenilenme” tuşuna basma zamanı gelmiştir.

Siklus’lar kısmını başka zamana bırakalım. Şimdilik mümkün olan bütün olasılık kümesinin tüketilmeğe yakın olduğunu bilin: o yaşamların sonlanma zamanı gelmiştir ve bu küme, başka bir küme için kapatılacaktır. Tiyatro oyunu bittiği zaman sahne boşaltılır. Sahnenin şu an durumu budur. Sahne kapatılacak ve yerini bir başkasına devredecektir. Keşfedilen bütün paralel realiteler sona erecek ve başka bir olasılık kümesi için yeni yerleştirme noktası olacaktır. Her zaman işlemin başlangıcını işaret eden, tek bir tohum noktası vardır. Aynı zamanda bu sürecin mantıklı bir son noktası da vardır. Bunlara ALFA (Başlangıç) ve OMEGA (Bitiş) dersiniz. Neredeyse Omega noktasındasınız ve yakında yeni bir Alfa Noktasını deneyimlemeye başlayacaksınız. Arada hiçbir şeyin olmadığı bir SIFIR noktası vardır.

Belki şimdi, zamanın tamamında var olmayacağınızı öğrenmek sizi şaşırtmıştır. Aslında pek çok kez bir saniyeliğine yanıp, söndünüz (*göz kırpıp, açtınız*). Sinema filmleriniz de ayrı film karelerinden oluşur, hareket etmez, ama salondaki perdeye yansıtıldığında parlayıp sönen o kareler hareketli görünürler. Sizin katı ve sürekli görünen realiteniz de aslında durağan resimlerden –hologramlardan- oluşmuştur, öyle çabuk parlayıp sönerlerki bu sönme zamanlarını algılamaz, devamlı akan bir realite görürsünüz. Devamlı değildir, dolayısıyla Sıfır Noktası yeni bir şey değildir ama temsil ettiği şeyden ötürü anlamlıdır.

Bir çerçeveden diğerine basit bir hareket yerine bu Sıfır Noktası, “Kuantum An’ı” olarak tanımlanan başka bir deneyim realitesine atılan dev bir adım olacaktır. Yaratılış sonlanacak ve bir sonraki “çerçevede” yeniden yaratılacaktır. Yeni olasılık “kümesiyle” yeniden tohumlanacaktır. Alfa Noktası ile Omega Noktası arasındaki anda, hiçbir “şey”, hiçbir yerde bir realite tezahür etmeyecektir. Sadece Yaradan, bütün her şey onda saklı bir potansiyel halinde, mükemmel dinlenme halinde olacak..

Şimdi deneyimlediğiniz “siz”, aslındaYaradanın ifade edilen kısmı olan “Hep olanda” (* All that is *) bir farkındalık noktasısınız. Keşfedilen dallara bağlı olarak, sonsuz sayıda bu gibi noktalar vardır. Ancak Omega Noktasının öteki tarafında yaratılmak üzere olan yeni “kümenin” “tohumu” olacak sadece BİR “Siz” olacaktır. Öyleyse, öteki bütün realitelerde kendisini deneyimleyen diğer “sizlere” ne olur? Bir yaşam sonlandığında olduğu gibi, sizin Ruhunuza geri dönüp birleşecekler. Ama bu satırları okuyan “siz”, yeni realiteye geçen olacak, yani ruhunuzun gözleriyle “görmeye” başlayacaksınız. Sizin diğer kısımlarınızın veya veçhelerinizin keşfettiği öteki realiteleri gitgide daha fazla görmeye başlayacaksınız. Bu mesajı okuyan “sizin” bakış açısına göre, o öteki ealiteler sizinle birleşiyor veya sizin oluyor gibi gelecek.

Kültürünüzde veya literatürde bunu size açıklayabilecek hiçbir şey yoktur. Size bu mesajları vermemizin sebebi şu anda neler olduğunu ve “delirmediğinizi” söylemektir. Hatırlayın, nefesinizin farkında olmanızı söylemiştik. Nefesinize şimdi dikkat edin. Şimdi, derin bir nefes alın. Farkı hissedin.

Bu bilgiye Egonuz yada kişiliğinizden gelen “ama, ama, ama” tepkisi sınır koyar. O söylediğimiz şeylerin büyüklüğü karşısında yaramazca protesto etmektedir. Egonuz bedeniniz ve ruhunuzu bir arada tutmak için tasarlanmıştır, dolayısıyla kulaklarınız “son” kelimesini duyduğu an korku olarak ortaya çıkan “koruma modu” devreye girer. Algılanan tehlike durumu değerlendirilip, tanımlanıncaya kadar bütün sistemler “kırmızı alarma” geçer, nefes hızlanır, sığlaşır. Nefesinizin hızlandığını, sığlaştığını hissettiğinizde, derin nefes alın, egonuza ve vücudunuza güvende olduğu mesajını gönderin. Bu çok önemli. Kendi kendinizin güvenlik duygusunu yaratmayı öğrenmelisiniz, çünkü başka türlü korku merkezinden gelen tepki ile hareket eder, kötü kararlar verirsiniz. Yaratılışın bu siklusu tamamlandığı için size hediye edilen değişikliklere uygun tepkiyi gösteremezsiniz.

Paralel realiteler, birleşecektir. Bir süredir bunu zaten yavaşça yapıyorlar ama bu süreç hızlanacak. Bunların hepsi Omega Noktasına yönlenecek, Sıfır Noktası üzerinden Alfa Noktasına geçilecek. Hepsi yüksek seviyeler tarafından kaynaklanıyor ve yönlendiriliyor ve sizler bunu anlamak zorunda değilsiniz. Bu gezide yolcusunuz, pilot değil. Nefes. Meditasyon. Kabul. Gevşeme. Bütün zamanların en muhteşem, büyülü, gizemli gezisindesiniz. Zevk alın. Büyük bir mağazanın önünde, bütün istediği şeyleri pencereden seyreden bir çocuk gibi olun. İstek duygunuzu geliştirin. Mantıklı analist yanınızı dinlendirin. Nefes alın, gevşeyin ve çoklu realitelerin deneyimine dalın. “Yeni sizi”, Sıfır Noktasının öteki yanında ortaya çıkacak çok boyutlu varlığı kabul etmek de hazırlığın bir parçasıdır.

Size ruhsal uygulamalara en yüksek önceliği verin dememizin sebebi budur. Mümkün olduğunca sessiz zaman yaratın. Işık iplikçikleriniz bağlandıkça akmaya başlayan içgörü ve deneyimlerle bütünleşmek için kendinizi sakinleştirmelisiniz. Sıfır Noktasının bu tarafında dönüşümünüzün büyük bölümü şimdi gerçekleşiyor. Bütün bu farklar “sizleri”, sizin ruhunuzla birleştiriyor ve Siz de onların farkındalık seviyesine ulaşmaya başlıyorsunuz. Katı realitenizin eridiği görülecek ve siz, gittikçe bilinçin değişmiş durumunda var olmaya başlayacaksınız. Bütün bunları toparlamak için sakin zamanlara ihtiyacınız olacak. Burada küçük bir şey olmuyor ve biliniz ki üst gerçekliklerden inanılmaz bir destek mevcut ama siz istemeden size veremeyiz. Ego zihnin gevezeliği nedeniyle hatta çok parazit var, çalkalanan duygular içinizdeki “sakin, küçük sesi” bozup engellemekte. Bizi duymak ve hissetmek için Sessizliğe ihtiyacınız var. Geçişi yumuşak yapmak için bunu kendinize vermelisiniz.

Kapatırken, sizi temin ederiz, zamanın dışında, siz zaten “oraya” vardınız. Gemiyi kaçırmayacaksınız. Onu batıramazsınız. Ruhunuz mükemmel bir şekilde size rehberlik edecek. Ama eğer önerilerimizi yerine getirir, gevşeyip meditasyon yapar, nefes alır, sessizliği sağlarsanız işler çok daha kolaylaşacak.

Amen. Biz Cennetin Ev Sahipleriyiz.

TERRA OPERASYONU

7- RUHLARIN HASADI (6.7.1999)

Bugün yeni bir kavramı anlatacağız: çok katmanlı Benliklerin hepsi aynı anda mevcuttur. ÜST-RUH’unuzun bakış açısından realiteye baksaydınız, sizin “yaşamlarınızın” hepsinin aynı anda yaşandığını görürdünüz. Onları sizin yaratmış olduğunuzu görürdünüz ve onlara ne olduğu ile çok az ilgilenirdiniz, çünkü “tasarladığınız” o yaşamları tamamlamak için gereken her şeyi eksiksiz yarattığınızı bilirdiniz. Bir “yaşam” yaratıldığı zaman, yaşamı mükemmel şekilde açığa çıkaracak kod’lara da sahiptir. Bu kodlar DNA’da, doku ve hücrelerin çeşitli kısımlarında saklıdır. Sadece beyin hücrelerinde mevcut olacak derecede beyinde saklıdırlar. Beyin “düşünmez” veya “yöneltemez”. Sadece bedenin çok çeşitli kısımlarından ve duyusal veri mekanizmalarından gelen bilgileri ve sinyalleri vücud içinde koordine edip paylaştıran bir istasyondur.

Her “yaşam” aslında Üst-Ruhun belli bir uzay/zaman bölgesine yaptığı projeksiyonudur. Üst-Ruha, gümüş kordon ile bağlıdır. Gümüş Kordon, fiziki bedeni Üst-Ruha direkt bağlayan bir teldir ve beden veya “yaşam” ile üst-ruh arasında bir iletişim hattı görevi yapar. Üst-ruh zamanın dışındadır ve onun açısından, onun bütün projeksiyonları aynı anda gerçekleşmektedir. İstediği an gümüş kordon bağlantısını koparıp “yaşamı” sonlandırır veya gelişmekte olan cenine gümüş kordonu uzatarak yeni bir “yaşam” yaratır. Zaman vektöreldir : madde realitesi ile birliktedir. Üst-ruh, maddesel olmayan bir realitede mevcut olduğundan, zamanın dışındadır.

Zaman, bulınulan yeri tanımlamanın bir şeklidir. Örneğin, ANkarada doğduğunuzu söylerseniz, ne zaman doğduğunuzu da nelirtmeniz gerekir. Caddeden geçen bir korteji düşünecek olursanız bunu daha iyi anlayabilirsiniz. Kortej, o caddeden belli bir saatte geçer. Kortejde trampet çalan birisi iseniz, kendi yerinizi “Cumhuriyet bulvarı ile Hürriyet caddesi köşesinden 6.Temmuz.1999 Salı günü 11:11de geçeceğim” diyerek belirtirsiniz. Bu şekilde sadece kendi yerinizi değil, plan gereği sizinle kesişmesi gereken başka bir olayı da belirtirsiniz. Zaman şeylerin hepsini bir defada olmasını (* birden *) önlemekle kalmaz, aynı zamanda olayların akması veya ilerlemesi için gerekli şeyleri de sağlar.

 
https://www.facebook.com/notes/934684576569669/

5 comments:

Adsız dedi ki...

Harika bir yazı teeşekkürler ama yarım kalmış tamamlanmamış gibi.Devamı varsa lütfen devamını da yayınlayın.

ersin obay dedi ki...

7- RUHLARIN HASADI Çeviri kısa tutulumuş..

Unknown dedi ki...

Terra'ya selam olsun!

Unknown dedi ki...

Teşekkür ederim terra beta Nova çekirdeği oluşmuştu orası mı sonsuz sevgiler selamlar güzellikler sizinle olsun

Unknown dedi ki...

Terra Bütünle Bütğnlşilem Her yer.

Yorum Gönder