4 Şubat 2017
Bunun iklim değişikliği üzerinde insan etkisi ile hiç ilgisi yoktur, bunun yerine güneşin aktivitesi ve solar döngülerin iklimimizi nasıl etkilediği ile ilgisi vardır. Bu, güneşin gelecek yıllarda “sakinleşebileceğini”, böylece iklimimizi de etkileyeceğini gösteren matematiksel bir modele dayanıyor. Bu iklim değişimini yadsıyan bir makale değil, lütfen yorum yapmadan önce okuyun.
Bir kaç ay önce NASA Antarktika’nın aslında buz kaybetmekten çok, daha fazla buz kazanmakta olduğunu gösteren bir araştırma yayınladı. Bölgenin buz tabakalarının yüksekliklerini incelemek için uydular kullandıktan sonra bildiriyi yaptılar. Bulgular, Antarktika’nın aslında büzülmekte olduğu hüküm süren teorisinin aksini iddia ediyor. Çalışmanın başlığı “Antarktika buz tabakalarının kütle kazanımları kayıplardan daha fazla” ve Journal of Glaciology dergisinde yayınlandı.
Bu çalışmanın yazarları NASA’nın Goddard Uzay Uçuş Merkezinden ve bu buz kazanımının nedeni tamamıyla bilinmiyor, ama çalışmada bir sayıda teoriden söz ediliyor. Sözünü etmeye değer, ancak NASA kendi küresel ısınma görüşü ile ilgili kendi bir düzine bilim insanı tarafından tahrip ediliyor, dünyanın üst seviye bilim insanlarından bir kaçı sera gazlarının iklim değişiminde ne kadar etkiye sahip olduğunu sorgulamakta olsa da.
Belki iklim değişimine katkıda bulunan başka faktörler vardır?
Sadece bir kaç yıl önce, Antarktika buz mesafesi gelmiş geçmiş en yüksek seviyeye erişti.
Bunun neden böyle olduğu ile ilgili bir çok teori var ve bunlardan bir tanesi varsayılan küresel ısınmanın etkilerini içeriyor, ama herkes bunu kabul etmiyor. Bu tamamen farklı bir konu.
İklim değişimine gelince, insan aktivitesine çok fazla vurgu veriliyor ve burada yollarımızı değiştirmemiz gerekiyor. Belki bu geçişte kendi suçluluğumuzu keşfetmek için, ama, yol boyunca bir kaç şeyi kaçırdık mı? Yerkürenin deneyimlemekte olduğu ve deneyimlediği iklim değişiminin doğal döngülerine ne dersiniz? Solar döngüdeki dalgalanmaların dünyanın küresel ısısını etkilediği bilimsel bir gerçektir.
Bu konuyu inceleyen en son araştırma Galler’deki Ulusal Astronomi Toplantısından geliyor, burada (Birleşik Krallık) Northumbria Üniversitesinden matematik profesörü Valentina Zharkova, solar döngülerin neye benzeyeceğini daha önce mümkün olandan çok daha doğru şekilde tahmin edebilen bir model sundu. Modelin etkilerini %97 doğruluk ile tahmin edebildiğini ifade ediyor ve bunun Yerkürenin yaklaşık on beş yıl içinde “mini buzul çağına” doğru gitmekte olduğunu gösterdiğini söylüyor.
Royal Astronomical Society (RAS)’a göre:
Güneşin solar döngüsünün yeni bir modeli, Güneşin 11 – yıllık nabzındaki düzensizliklerinin eşi benzeri görülmemiş şekilde doğru tahminlerini üretiyor. Model, Güneşin iki katmanında dinamo etkilerini kullanıyor, biri yüzeye yakın ve biri güneşin ısı yayım bölgesinde. Modelden gelen tahminler, solar aktivitenin 2030’lar sırasında %60 düşeceğini, 1645’te başlayan “mini buzul çağı” sırasında görülen koşulları yaratacağını ileri sürüyor.
Zharkova ve ekibi Kaliforniya’daki Wilcox Solar Gözlemden alınan manyetik alan gözlemlerinin “temel bileşenler analizi” ismi verilen yöntemi kullanan modeli ileri sürdüler. Sonraki birkaç solar döngüye bakarak, onun modeli 2030 dan 2040’a kadar solar aktivitede önemli bir düşüş olacağını tahmin ediyor, bu da mini buzul çağına yol açacak. Zharkova’ya göre:
Döngü 26’da, iki dalga tam olarak birbirine ayna oluyor – aynı anda zirve yapıyorlar, ama Güneşin zıt yarıkürelerinde. Etkileşimleri yıkıcı olacak veya neredeyse birbirlerini iptal edecekler. Bunun “Maunder minimum”un özelliklerine yol açacağını tahmin ediyoruz. Etkin şekilde, dalgalar yaklaşık olarak eşfazda oldukları zaman, kuvvetli etkileşim veya rezonans gösterebilirler ve kuvvetli bir güneş aktivitesi olur. Faz dışında oldukları zaman (iki dalganın aynı zamanda aynı noktadan geçmemeleri) solar minimumlar olur. Tam faz ayrılığı olduğu zaman, en son 370 yıl önce Maunder minimum sırasında koşullarımız olur.
(Çeviri: Saffet Güler)