15 Nisan 2016 Cuma

ZAMANDAN ÖNCEKİ TARİH

10982001_844436175638420_7992203565574164284_n
ZAMANDAN ÖNCEKİ TARİH
Suzanne Lie ve Kadim Galaktik Aile
10.4.2016
Kadim ve Galaktik Aileniz
Sevgililer,
En iyi şekilde açıklamak için, yönümüzü değiştirmemize ve Dünyanın kadim, çok boyutlu tarihini anlatmamıza izin verin. Dünya şimdiki güne, üçüncü boyut titreşimine düşmeden önce, hatta dördüncü boyuta düşmeden önce, kutupluluklar YOKTU. Eril ve dişil, proton ve elektron, almak ve aktarmak aynıydı.
Eril ve dişilin kutuplaşması atom ile başladı, ilk kutuplaşmış insana Adam (Adem) adı verilmesinin nedeni budur. Atlantis’in düşüşünden uzun süre önce, Gaia hala beşinci boyutta iken, Pasifik Okyanusunuzun çoğunu dolduran, ismi Lemurya olan bir kıta vardı.
Lemurya Çağında SADECE Birlik Bilinci vardı. Bu yüzden, kutupluluklar yoktu ve tüm varlıklar androjen idi. Yeterince ilginçtir ki, eril veya dişil cinsiyete kutuplaşan varlıklar yaratma deneylerine ilk başlayan Lemuryalılar idi.
DÜŞÜK BOYUTLU YAŞAM
Lemuryalılar düşük boyutlu bir varlık yaratmak için deneyler yaptılar, çünkü Gaia’nın duyarlı yaşamın hayatta kalabileceği en düşük boyutu bulmak için gönüllü olduğunu biliyorlardı. Lemuryalılar atomu pozitif/proton/eril yük ve negatif/elektron/dişil yüke ayırarak kutuplaştırma deneylerine başladı.
Kendi düşük boyutlu insan erkeklerini yapmaya karar verdiler, çünkü eril yükün dinamik eyleminin, beşinci boyutun Birliğinden ayrılmış bir toplum için çok önemli olacağını düşündüler. Bazı nedenlerden dolayı, hem erkek hem de kadın varlıklara sahip olmayı düşünmediler. Belki bunun nedeni, bu kadar düşük rezonansta hayatta kalabilecek bir varlığı bulmakta çok sıkıntı yaşamalarıydı.
Formları sizin elbise değiştirmeniz kadar kolayca değiştiren Lemuryalılar “sadece” tek bir forma sahip olmayı yabancı bir kavram olarak gördüler. Ama, onların telepatik grup zihinleri, onlara gezegenin kaderinin enerjinin sert bir biçimde düşecek olması olduğunu anlattı. Bu olması yakın felaket için olası her çözümü bulmak için çalıştılar, ama bu gezegensel hologramda YAZILI idi ve bunu değiştiremezlerdi.

BİTKİLERİN MÜZİĞİ

Lotus flower balanced on a bowl --- Image by © Colin Anderson/Blend Images/Corbis
Bu canlı bir müzikal doğaçlamadır.
Bitki U1’e bağlı ve ben Anantar’ımı (koto-kampura) çalıyorum. U1 cihazı bitkilerin sesler üretmesini ve müzik yapmasını sağlıyor. Bunu, bitki dokularının elektrik direncini ölçerek ve bunu MIDI sinyale (Müzikal Enstrumanlar Dijital Arayüz) dönüştürerek yapıyor. MIDI sinyal sonra asıl sesi üreten bir sentezleyiciyi kontrol ediyor.
Bu, Damanhur’daki araştırmacıların (U1 cihazı geliştiricilerinin) kırk yıllık araştırmalarında buldukları şeydir. Kendi seslerine bir süre maruz kaldıktan sonra, bitkilerin sesin kendilerinden geldiğinin farkına vardıklarının ve bunu kasıtlı olarak modüle etmeye (değiştirmeye) başladıklarının görüldüğünü söylüyorlar.
Yıllar önce canlı bir performans için prova yaparken buna kendim tanık oldum. Bir bitkiyle birlikte saatlerce piyano çalıyordum ve sürecin yavaş gelişimine tanık oluyordum. Piyanonun sesine tepki olarak bitkinin müziğindeki süptil değişimler ve onun kendi sesi benim için daha da fazla görünür oldu.
‘Bitkilerin gizli yaşamı’ klasik kitabı okunacak iyi bir kitaptır. Bitkilerin bilinci üzerine büyüleyici ve olağandışı deneyler ve araştırma üzerine bilgi edinmek için iyi bir başlangıç noktası olabilir.
1950 ler ve 1970 lerin sonuna kadar olan zaman çerçevesinde bitki bilincini anlamakta gelişen bir ilgi vardı.
1960’ta Cleve Backster adlı bir adam, tehdit edici niyetlere ve davranışlara zorlandıkları zaman farklı bitkilerin şaşırtıcı tepkilerini gözledi; bu niyet ve davranışlar bitkilerin ölmesine neden oluyordu, Wheatstone köprüsü ile bağlantılı olarak kullanılan bir galvanometreden yapılmış enstrumanlar tarafından belirlenen elektrik aktivitesi işaret göstermiyordu.
Bu sistemi kullanarak Backstair bitkilerdeki davranışı gözleyebiliyordu, örneğin odadaki insanların niyetini belirleme, tehdit edici niyetlere veya davranışa tepkiler ve hatta yakınlardaki başka bir yaşam formu incindiği zaman şok ile tepki verme.
1950 lerin ortalarından itibaren Marcel Vogel psişik enerji yönünde deneyler yaptı. Bitkilerin kendilerine yansıtılan negatif ve pozitif düşüncelere nasıl tepki verdiklerini gözleyebiliyordu.
Pierre Paul Sauvin isimli bir adam daha da olağandışı bir deney yaptı. Ona tren yolunun sonunda kayda değer elektrik şoku verecek olan bir mekanizma yaratmak için oyuncak bir tren kullandı. Sonra buna bir bitki bağladı, bununla trenin yönü tersine çevrilebiliyordu. İlk şoku aldıktan sonra Sauvin treni tekrar çalıştırdı, bu kez elektrik şokunun acısını önceden algılayarak, bitkinin Sauvin’in endişesini belirleyebildiğini ve trenin yönünü değiştirerek tepki verdiğini bildirdi.
Japonya’da, yalan belirlemede uzman olan Dr. Ken Hashimoto poligrafın bitkiden okuyabildiği bu elektrik sinyallerini tercüme etmede ve bunları seslere dönüştürmede öncüydü. O ve eşi bazı bitkileriyle bu tür bir bağlantı yarattılar, özellikle kaktüs ile; bu bağlantıyla bitkiye sayı saymayı öğretebildiler.
Kişisel olarak bu son örneğin, bitkinin sayı farkındalığı yerine, Hashimoto’nun zihni ve bitki arasındaki derin bağlantı ile daha fazla ilgili olduğuna inanıyorum.
Bitkilerin müziği üzerine daha fazla bilgi:
U1 cihazıyla ilgili daha fazla bilgi:
(Çeviri: Saffet Güler)

8 Nisan 2016 Cuma

EVREN’İN TARİHİNDE EN ÖNEMLİ ZAMANDA YAŞIYORUZ

newearth3

Dolores Cannon

19 Şubat 2014
Dolores Cannon Evren’deki yaşam hakkında dikkate değer bilgiler elde ettiği 40 yıldan fazla regresyon hipnoterapisi deneyimine sahiptir.
Dolores Cannon kariyeri boyunca regresyon hipnoterapi seanslarında binlerce danışan ile çalıştı. Konu üzerine 17 yayınlanmış kitabı bulunan Dolores Cannon’un alanında dünyanın en çok aranılanlarından biri olduğu söylenebilir. Çok sayıda kitabında temas edilen konular şunları içeriyor: geçmiş yaşamlar, dünya dışı varlıklar, başka gezegenlerde yaşam, enerji şifası, Nostradamus ve İsa gibi ünlü tarihi figürler, uzaylılar tarafından kaçırılmalar ve liste devam ediyor.
Gönüllülerin Üç Dalgası ve Yeni Dünya isimli kitabı, Dünya’nın şu sıralardaki paradigma değişimine bakan “sahne arkasını” anlatan regresyon hipnoterapi seanslarının bütünüdür. Seanslar sırasında Dolores danışanlarını hipnotize ederek onları kişinin deneyimleyebileceği en derin translarından biri olan ‘süper bilinç’ beyin dalgası haline getiriyor. Dolores The Edge ile röportajında kendi tekniğini detaylandırıyor:
“Yıllar boyunca kendi tekniğimi geliştirdim. Bu diğer hipnoz tekniklerine benzemiyor. Var olan en büyük güç adını verdiğim şey ile temas kurabiliyoruz ve o tüm bilginin kaynağı. Birlikte çalıştığım her insanla onun gelmesinin yolunu buldum ve binlerce insanla çalıştım.”
Yıllar boyunca Dolores danışan seansları arasında bir bağıntı fark etmeye başladı, bu zamanda gezegende enkarne olan ruhların yolculuğuna köprü kuran bir bağıntı.
“Terapist ve danışman olarak binlerce danışanı gördüğünüz zaman, vakaların çoğunda ortak bir mesaj dizisi görmeye başlıyorsunuz. Daha önceleri, herkes geçmiş bir yaşama gidiyordu ve orada bazı yanıtları buluyordum ve sonra danışanların tüm sorularını yanıtlamak için tüm bilginin kaynağını keşfediyordum ve şifayı yapıyordum. Son beş  yıldır, Dünya’da hiç geçmiş yaşamı olmayan danışanları görmeye başladım. Daha önce Dünya’da hiç bulunmadıklarını ve direkt olarak Tanrı’dan, Kaynak’tan, ışık varlıklar oldukları başka gezegenlerden, başka boyutlardan geldiklerini görmeye başladım. Bu, görmekte olduğum ortak bir konu ve gönüllülerin üç dalgası teorisinin geldiği yer bu.

3 Nisan 2016 Pazar

Yıldızlardan Gelen Ailemiz – (Bölüm 2/3)

catch the falling stars
Onlarca yıldır, derin devlet galaktikleri canavarlar olarak saptırılmış şekilde sundu. Onlar yeryüzü yaşayanlarını korkutmak üzere güya insanları kaçırdılar, rehin aldılar ve hayvanların organlarını çaldılar. Bu hareketler, insanoğlunu hükmü altına almak isteyen Annunaki gibi karanlık türler tarafından yönetildi. SaLuSa açıklıyor:
“Bir dakikalığına bizlere nasıl iftira edildiğini düşünün, sizleri köleleştirmeye ve topraklarınızı çalmaya kararlı canavarlar olarak özellikle gösterildik. Bizler ‘yaratık’ olarak anlatıldık, oysa gerçekte bizler sizlerin gerçek aileniziz ve asla sizlere karşı öfkeyle bir parmağımızı bile kaldırmadık.
Sizlere karşı böyle aktiviteler Işığın Galaktik Federasyonu tarafından değil ama diğer dünya dışı varlıklar ve kendi güçlerinizce yapıldı. Elbette, tamamı bizden korkmanız amaçlıydı ve bazı dini gruplarınızın bizlerin şeytanlar olduğumuzu iddia etmesi de buna yardımcı oldu.
Sizlerden aranızda gezebileceğimiz zamanları beklemenizi rica ediyoruz, böylece enerji alanımızın yansımalarını hissedeceksiniz ve Sevgi ve Işıkla geldiğimizi bileceksiniz.” (1)
Bizlerin onlarla yarattığımız bağlantının aksine, onların bizlerle ilişkisi hep Işıkta oldu ve evrensel kanunlar tarafından yönetildi. SaLuSa diyor ki:
“Tüm zamanlarda sizlerle olan temasımız insanlığa yardım amacıyla ve barışçıl oldu. Bizler Işığın tarafında yaşarız ve sizlerle olan tüm işlerimizde Yaratan’ın yasa ve protokollerini göz önünde tuttuk.”
“Zaman içinde sizlerle binlerce yıl süren ilişkimiz hakkında çok şey öğreneceksiniz, anlayacaksınız ki bizler sizlerin koruyucularınız olma görevini yerine getirdik. Sizlerin gelişimini gözlemledik ve evrimleşmenizi ciddi bir şekilde baltalayan engelleri aşmanıza yardımcı olduk.” (2)
Onlar evrensel yasalara uygun yaşadıkları için, evrimsel sürecimize fazlasıyla derinden müdahale edemiyorlar, çünkü bu bizim öğrenmemizi engellerdi diyor SaLuSa.
“Elbette, yardımda ne kadar ileriye gidebileceğimiz konusunda bir sınır var, kendi karmanızın sonuçlarını yaşarken müdahale edemeyiz. Bizler geride dururuz ama bu bizim sürekli olarak size Işık ve Sevgi göndererek deneyiminizi biraz kolaylaştırmamıza engel değildir.” (3)

Yıldızlardan Gelen Ailemiz – (Bölüm 1/3)

 I wish I may by Michael H Prosper
Sevgili Dostlar, bu üç bölümlük yazıyı bir araya getiren Steve Beckow, Golden Age of Gaia sitesinin baş editörü ve aynı zamanda bir dostumdur. Kendisi de Arkturus kökenli olan Steve, bu blogun açılışında bana verdiği destekle aslında sizlerin tanımadığı ama hepimizde emeği olan bir Işık İşçisidir. Steve’in özellikle Galaktik Varlıklar ve Meleklerin işbirliğini çok iyi bir şekilde özümsemesi, benim anlayışımı da geliştirmiştir. Bu üç bölümlük yazı dizisinde, Steve, sadece en güvendiği, bu çevrede en saf kanallıklarıyla ve en gerçek ön ve iç-görüleri ile tanınan mesajlardan yola çıkarak bize Galaktikleri tanıtıyor. Bu seriye yer vermemin sebebi, özellikleAndromedalılarla ilgili yazdıklarımdan sonra sizlerden pek çok mesaj ve soru gelmesi. İnanıyorum, aşağıdaki bilgiler merakınızı biraz daha giderecek, belki de yeni bir görüş açısına adım atmanızı sağlayacaktır.
Golden Age of Gaia, sayfanın en altındaki takip ettiğim siteler ve bloglar listesinde bulunmakta. İçerdiği bilgi kirliliğinden uzak ve titizce şeçilmiş mesajlar ve bilgiler sebebiyle de benim en sevdiklerimden biri. Steve’e bu yazı dizisi ve yıllardır verdiği hizmetler için çok teşekkür ederiz. Şimdi Yıldız kardeşlerimizle tanışalım.

BM MİKAİL: “DUYARLI İADE YASASI”

FB_IMG_1457513690404
BAŞMELEK MİKAİL’DEN MESAJ – LM-04-2016  
 “DUYARLI İADE YASASI”

Sevgili üstatlar, büyük Başmelekler aracılığı ile Yaradılış boyunca yayılan İlahi Işığın Işınları sadece Baba/Anne Tanrımızın her şeyi kuşatan niteliklerini içermez, aynı zamanda onların tüm Yaradılışta sürekli olarak Yayılan sevgi ve bilgelik düşüncelerini ve duygularını içerir. Ama, bu Yaşayan Işık armağanına alıcı olmak, mümkün olduğu kadar bütünleştirmek ve sonra bir kısmını insanlığa aktarmak ve aynı zamanda Sevgi/Işığın bir kısmını ve minnettarlığı HER ŞEYİN KAYNAĞINA iade etmek bir insanın sorumluluğudur.
Evrensel Yasa tüm bilinçli Ruhların, onlara tahsis edilmiş olan Sevgi/Yaşamın İlahi armağanlarının bir kısmını geri göndermeye başladığı bir zamanın gelmesi gerektiğini şart koşar – buna Duyarlı İade Yasası adı verilir.
Dua, onaylama, meditasyon zamanlarında Adamantine Parçacıklarının size tahsis edilen miktarını paylaşmaya aktif olarak katıldığınız zaman, aktif ve önemseyen bir birlikte yaratıcı olarak Anne Baba Tanrımıza karşı yükümlülüğünüzü yerine getiriyorsunuz. Bu, en yüksek ve en etkili bağış şeklidir. Dünyasal zenginliklerinizi paylaşmanız önemlidir, ama sevgi enerjinizi, armağanlarınızı ve yeteneklerinizi paylaşmak daha da önemlidir.
Uyanmış bir Kendinin üstadı olarak kendinize çektiğiniz KUTSAL BEYAZ KOZMİK ATEŞ, Adamantine Parçacıkları sürekli olarak sirküle olmalıdır. Fiziksel bedende sadece belirli bir miktar saklanabilir – her Ruhun şu andaki aydınlanma seviyesinde bütünleştirebileceği uygun olan miktar. Geri kalanı form dünyasına yayılmalıdır. Mutlak Yaratıcı büyüklüğünü hayal bile edemeyeceğiniz kadar çok kuvvetli olan sonsuz, tanımlanmaz Öz kudretten oluşur. Siz Yıldız Tohumu birlikte yaratıcılar bu ihtişamlı enerjinin size düşen payını sahiplenmeniz için, Bu muhteşem Öz kudret Yaradılışın her boyutsal seviyesinde azaltılır.

24 Mart 2016 Perşembe

HAYATTAN SONRA HAYAT

12352_524242394288520_310806603_n
Bizler Bilinciz
Bu Dünya planına Kozmik Bilincin bir zerresi olarak geliriz.

Kaynaktan gelirken, Benliğin yapısı olarak Eterik Beden ile geliriz.
Bu Dünya planına eşsiz deneyimler yaşamak için geliriz.

Deneyimlerimiz için, rahmi seçeriz,
Anne babamızı, ortamımızı ve durumları seçeriz.

Yaşamın tüm tasarımı Benlik için bilinirdir.

21 Mart 2016 Pazartesi

HILARION'DAN TÜRKİYE İÇİN ÖZEL MESAJ

 
Sevgililer,
Işığın yüksek alemlerindeki bizler geçen aylar boyunca ülkelerinde meydana gelen olaylar nedeniyle korku dolu deneyimler yaşayan Türkiye'nin insanlarına özel bir mesaj için çağrıldık.
Türkiye'deki birçok ruh kendi ülkeleri ve dünya için barışın yüksek vizyonunu taşımaktadır ve bu barışın gündelik yaşam deneyimi haline gelmesi için dua etmektedir. Kendi ülkelerinin bir parçası olarak çevrelerine ve insanların kalplerine sızan korku ve öfkeden özgürleşmek zor gelmektedir.
Bu zamanda dünya güçlerinin odağı bu ülkeye çevrilmiş durumdadır. Politik arenada oynanan hareketler ve karşı hareketler mevcuttur.
Her politikacı kendi azalan güçlerini devam ettirmek için hareketler yapmaktadır. Bu güçler kendi insanlarına ihanet ederek otoritelerinin kontrolünü tekrar kazanmak istemektedir. Türkiye'de şu anda bu oyun sahnelenmektedir. Daha üst seviyeden görünen şey ise eski rejimlerin harap olup çürümesidir. Bu eski rejimlerin kurmuş oldukları sistemler tamire muhtaç hale gelmekte ve çökmektedir. Bu da tüm dünyaya kaos ve yıkım olarak, harabe ve enkaz yığını olarak yansımaktadır.
Bir ülkede ve bu ülkenin insanlarına bunlar olurken sevgi, umut ve bağışlama enerjilerini devam ettirmek zordur. Ancak şu anda daha iyi bir yaşam ve herkes için daha iyi bir yol için alan taşıyanlardan bu istenmektedir. Şu anda yaşamlarınız ne kadar zor olursa olsun inançlarınızı daha yüksek, daha iyi, daha pozitif, daha yararlı bir güç için taşımaya devam etmeniz önemlidir.
Kız ve erkek kardeşlerinize yapabildiğiniz kadar yardım edin ve bu acımasız şiddetin barışla sona ermesi için hiç durmadan dua edin. Dualarınız güçlü ve etkilidir ve bu zamanlarda tahmin edebileceğinizden daha fazla işe yaramaktadır. Sadece Türkiye'de değil dünyadaki tüm ülkelerde karmik doğada olan pek çok eski enerji insanlar ve ülkeler bağlamında açığa çıkmaktadır. Herkes için daha iyi bir dünya ortaya çıkmadan önce geçmişten gelen tüm nefretler, tüm yargılamalar her ne olursa olsun o ülkelerin sevgi, barış, denge ve iyilik taşıyan insanlarının niyetleri ile dengelenmelidir. Kişisel dünyalarda, bir ülkede ya da dünya sahnesinde her ne olursa olsun barış ve denge isteği odakta olmalıdır.
Sevgililer, işte bu nedenle bu zamanda kendi bulunduğunuz ülkede olmayı seçtiniz. Daha yüksek vizyonları tutmak ve devam ettirmek için yeteneğiniz ve eğitiminiz var. 
Bu zamanda farkında olduğunuz çok büyük bir fonksiyon için hizmet ediyorsunuz. Bu nedenle sizlerden bağışlayan bir kalp, tüm topraklara ve tüm uluslara yayılan şiddet dolu bu değişim ortamında sakin kalmanız istenmektedir.
Gezegendeki tüm aydınlanmış olanlardan bunu istemenin bedeli bazan dayanma gücünün ötesinde fedakarlık gerektirecek kadar büyük bir bedeldir. Bizi çağırın, kendi topraklarınızda Yaratıcıya hangi adı vermiş olursanız olun bilin ki bizlerin yaşadığı, nefes aldığı ve Olan Kaynak olduğumuz Yüksek Alemler tarafından destekleniyor ve seviliyorsunuz.
Ruhsal yolculuğunuzda ve gelişiminizde yalnız değilsiniz. Tüm dünyadaki Işık İşçilerinden Türkiye'ye ve insanlarına ve dünyadaki diğer sıcak noktalara her gün dönüşümün Mor Alevini göndermelerini istiyoruz.
Birlikte herkes için daha iyi bir dünya yaratıyoruz.
Gelecek haftaya kadar
Ben Hilarion
Marlene Swetlihoff aracılığıyla, 20-27 Mart 2016
Çeviri: Lora Ateş

18 Mart 2016 Cuma

"Yükselmek" 17.03.2016

 

by Yosef:

Aloha Havai dilinde merhaba ve hoşcakal demektir, aynı zamanda koşulsuz sevgi ve hayatın ilahi nefesinin varlığı demektir.
Kanaka Maoli ( yerli Havai halkı) için kutsal bir sözcüktür ve şu anda bizim gezegenimizde neler olduğu bağlamında anlamlıdır.
Görüyorsunuz, biz, yani tüm insanlık şu anda eşi görülmemiş bir "Aloha" durumu yaşıyoruz. Birer birer her birimiz Gaia'nın içsel ve karşılıksız sevgisinin ruhlarımızla an be an yükseldiğini hissediyoruz.

Bu Dişil ilahi ya da Anne karşılıksız sevgisi, bu Aloha, şu anda cennetsel yaradılış tarafından inkar edilemez şekilde hücresel seviyede. İçimizdeki kötünün en kötüsü bile bu saf sevgi titreşimini deneyimlemeye zorlanıyor. Ve ne kadar düşmanlarımıza nefret duymaya kalksak da yapamıyoruz çünkü böyle bir sevginin varlığında kalplerde karanlığa yer yoktur. 
 
Uzun zamandır kehanet edilen insanlığın bir olma süreci içindeyiz. Bu yüzden hep birlikte Tanrı'nın İlahi Yaratıcı Kaynağına veya Akua (Havaice Tanrı) ya sonsuz övgülerimizi sunalım. Havaililere göre bu yüzden Aloha ke Akua Tanrı demektir, Tanrı yaşamın nefesidir ve sadece sevgidir.
Hristiyanlığın anlamı Kutsal Ruh'un tüm varlığınıza akan koşulsuz ve saf sevgi hissidir; ki Budistler bu ilahi teslimiyeti tam farkındalığa giden kişisel yol olarak algılarlar-aynı zamanda hiçliğe ulaşmak veya tam ruhsal boşluk. Din veya ruhsallığın tanımı fark etmez, duygu aynıdır ve er veya geç hepimiz Bir'le bütünleştikçe gerçeği hissedeceğiz. Ve öyledir.

GALAKTİK KOZMİK IŞINLAR EŞİ GÖRÜLMEMİŞ SEVİYELERDE HIZLANIYOR


galactic_cosmic_rays_from_milky_way
Mitch Battros
 18 Mart 2016
Samanyolu’nun merkezinde, yeni bir keşif daha önce hiç gözlenmemiş olan enerjilerdeki bu kozmik radyasyonun kaynağını ilk kez ortaya seriyor. Galaksimizin merkezi yüksek enerjili kozmik ışınlar üretme kapasitesine sahip bir çok nesnenin yuvası, özelde süpernova kalıntısı, pulsar rüzgar nebulası ve muazzam yıldızların sıkıştırılmış kümesi.
Bugün yaklaşık 100 teraelektronvolt (TeV) enerjisi olan kozmik ışınların, süpernova kalıntıları ve pulsar rüzgar nebulası gibi nesneler tarafından galaksimizde üretildiğini biliyoruz. Ama, teorik görüşler ve Dünyaya erişen kozmik ışınların direkt ölçümleri, galaksimizdeki kozmik ışın fabrikalarının en azından bir petaelektronvolt (PeV) parçacık sağlayabileceğini gösteriyor. Son yıllarda bir çok multi – TeV hızlandırıcılar keşfedilirken, en yüksek enerjili galaktik kozmik ışınların kaynaklarının arayışı şimdiye kadar başarısız oldu.
Ancak, Felix Aharonian (MPIK, Heidelberg ve DIAS, Dublin), “Samanyolu Galaksimizin merkezinde yerleşik olan, Sgr A adıverilen süper kütleli kara delik PeV protonlarının en akla yakın kaynağıdır” diyor; ekliyor, “bir çok olası hızlandırma bölgesi düşünülebilir, ya kara deliğin yakın çevresinde ya da daha da uzakta, kara deliğe düşen materayalin bir kısmının ortama geri püskürtüldüğü yerde, böylece parçacıkların hızlanmasını başlatıyor.”
Gamma – ışını emisyonlarının H.E.S.S. ölçümü (Yüksek Enerji Stereosckopik Sistem), merkezi kara delik tarafından hızlandırılmakta olan protonların spektrumunun anlamını çıkarmak için kullanılabiliyor, Sgr A’nın çok muhtemelen protonları PeV enerjilerine hızlandırdığını ortaya koyuyor. Şu sıralar, bu protonlar Dünyada belirlenen kozmik ışınların toplam akışının nedenini açıklayamıyor. “Ama, eğer merkezi kara deliğimiz geçmişte daha aktifse, o zaman bugün Dünyada gözlenen galaktik kozmik ışınların büyüklüğünden sorumlu olabilir. Eğer doğruysa bu, bu esrarengiz parçacıkların kaynağı ile ilgili yüzyıllık eski tartışmayı dramatik bir şekilde etkiler.
(Çeviri: Saffet Güler)

16 Mart 2016 Çarşamba

ÇAĞRI

10906080_706555706109663_1335191203321618523_n
Sevgili Dostlar,
İçinde bulunduğumuz bu zorlayıcı zaman dilimi, yüreğimize odaklanarak sevgi enerjisini güçlendirme zamanı. Uzun açıklamalara gerek yok, Türkiye’nin kalbinde açılan üçüncü yarayı hepimiz içimizde hissediyoruz.
Bu yaraları sarmak için en kısa yol, birlikte sevgi enerjisini Alana yönlendirmek. Yapabileceğimiz en basit, aynı zamanda en etkili yöntemi sizlerle paylaşıyorum.
Arzu edenler 7 gün boyunca, saat 19.00- 20.00 arası aşağıdaki basit çalışmaya katılabilirler.
( Çalışmanın aynı zaman dilimi içinde olması etkisini arttırmaktadır).
Rahat ve rahatsız edilmeyeceğiz bir ortamda olmaya çalışın. (Kalabalık içindeyseniz, yavaşça gözünüzü kapatıp tüm bedeninizin çevresine pırıl pırıl bir Kristal küre yerleştirin ve zihniniz gözünde bunu duyumsayıp, hissedin ya da sadece onun içinde olduğunuzu düşünün).
  • İçinizden “Bu çalışmanın kendim ve bütünün en yüksek hayrına gerçekleşmesini diliyorum” deyin.

  • Zihninizin gözünde sizi çok mutlu eden bir anınızı ya da çok sevdiğiniz birinizi düşünün, hayal edin ya da sadece hissedin.

  • Yavaşça ellerinizi kalbiniz üstüne yerleştirin.

  • O anda kalbinize dolan sevgiye odaklanın.

  • Bunu iyice duyumsayıp, hissedip ya da sadece düşünün.

  • Bu sevginin kalbinizden size en uygun şekilde yansımasına izin verin. (Işık, renk duygu olarak duyumsayabilirsiniz).

  • Bu duyumu yakaladığınızda kalbinizden yayılmasına izin verin ve dalga dalga Türkiye’nin üzerini kaplayıp Ankara’da odaklanmasına izin verin (dilerseniz önünüze bir Türkiye haritası da koyabilir ve ellerinizi o harita üzerine koyabilirsiniz).

  • İçinizden şunu söyleyin “Yüreğimdeki tüm koşulsuz sevginin Ankara ve Ülkeme yayılmasına niyet ediyorum”

  • Size en uygun süreyle bu duygu, düşünce, hissediş hali içinde kalın.

  • Bittiğini hissettiğinizde, derin bir nefes alın ve dilerseniz “bu çalışmanın bütünün en yüksek hayrına olması dileğiyle” diyerek ellerinizi açıp evrene yollayın.
  • Yavaşça elleriniz, kollarınız, ayak ve bacaklarınızı hareket ettirin.

  • Hiç acele etmeden gözlerinizi önce yere bakarak yavaşça açın.
Pek çok bilimsel araştırma ve deney, aynı anda deneyimlenen ortak duygu durumunun etkisinin çok daha güçlü olduğunu desteklemektedir.

Birlikte Dünya, Türkiye ve her birimiz için daha güçlü bir sevgi, barış ve insalcıl koşulları içeren gerçekleri yaratmak dileğiyle.

Prof.Dr. Nilhan Sezgin

KRYON: KUANTUM MODELLEME


bigstock-Diversity-Of-The-Mind-57374144 
KRYON MESAJI
“Kuantum Modelleme”
Bu canlı kanallık San Antonio, Colorado’da verildi.
Lee Carroll kanalıyla
23 Ocak 2016

Selamlar sevgililer, ben Manyetik Hizmetten Kryon’um. Bu, partnerimin bir kenara çekildiği zamandır. Onun mesajın bilincinin bir parçası olmadığını bilmeniz için bunu tekrar söylüyoruz. Kanallık size gizemli ve garip görünebilir, çünkü İnsan entellektinin eğitimini, sesini, olgunluğunu ve bilgeliğini kullanır, ama mesaj başka bir yerden gelir. Partnerim buna sezgisel düşünce gruplarının sabit akışı adını verir. Partnerim burada, ama burada değil. “Kenara çekilir” dediğim zaman, bu bedeni açar ve epifiz ve onun Yüksek Benliği vasıtasıyla, işittiğiniz mesajlar gelir. Konuşanın o olmadığını bilmeniz için size bunu söylüyorum.
Her tarafınızda enerji var ve etrafınızda görünmeyen şeyler var. Bu sabah “Kryon Ekibinden” bahsettik ve o hala burada. Bu sayılabilir değildir, çünkü saf enerjidir. Etrafınızda gördüğünüz, duyumsadığınız ve hissettiğiniz çok fazla şey enerjidir. Enerji bir çok formlarda gelir ve bunun hepsi enerji olarak bile dökümante edilmez. Bu mesajın enerji hakkında olduğuna inanmanız için, çoğu zaman İnsanların bunun miktarını ölçmeye ve nitelendirmeye gereksinimi olur. Onun titreşim özelliklerini ölçmek istersiniz ve bazen ölçemezsiniz. Ölçememenizin nedeni, biliminizin henüz orada olmamasıdır. Bu bilimi eleştirmek değildir, öğrenecek daha fazla şey olduğunun basit bir gerçeğidir. Ses onu işitecek kulaklar olmadan gerçekleşir ve ışık onu görecek gözler olmadan oradadır.