3 Şubat 2014 Pazartesi

KILIÇLAR KÖPRÜSÜNÜ GEÇMEK ( 2000)

 
Eskiyle yeni enerji arasında bir uçurum vardır, siz kısa bir süre önce oradan geçtiniz. Savaşla, insanın yok oluşuyla, kitlesel ıstırapla, gezegensel yıkımla ilgili tüm kehanetler geçerliliğini yitirmiştir. Siz eşiği (2000 yılını) geçerek yeni bir realite yarattınız. 1999’da söylediğimiz gibi evrendeki hiçbir varlık neler olacağını kesin olarak tahmin edemez ve Kılıçlar Köprüsünün öte yanında ne bulunduğunu söyleyemezdi. Biz kehanet yerine size büyük potansiyelleri sunmuştuk.


Birçok kişi hala eski kehanetlerin gerçekleşmesi için kendini zorluyor ve muazzam bir dirençle karşılaşıyor. Şimdiki enerji yenidir ve eski paradigmada kalmaya çalışanlara büyük sıkıntı verecektir. Bu eskiyle yeni arasındaki savaştır, buna nihai savaş da diyebilirsiniz. Uçurumun temsil ettiği şey insan bilincinde tam bir değişimdir. Bu, insanlık tarihinin sonunu yeniden yazıp onu yeni başlangıca dönüştürecek bir değişimdir. Kılıçlar Köprüsü, eskiyle yeni enerji arasındaki uçurumun üzerinde yer alır. Kılıç gerçeği simgeler ve kalp çakrasının titreşimiyle çınlar, o müzikteki fa notasıdır.


Evvelki celselerde gezegene aktarılacak enerjilerden söz etmiştik. Bu yıl meydana gelecek gezegensel hizalanmayla (5 Mayıs 2000) aktarılacak enerji bir sözcükle nitelenebilir. ANA enerjisi. Bu enerji bir cinsiyeti değil, Ruhu besleyen yumuşaklığı, barışı ve şefkati ifade eder. Gezegeni dengeleme sürecini başlatacak gecikmiş bir enerjidir, o ayrıca insan bilincinin evrimini de tamamlayacaktır.


İnsanlığın tümü Kılıçlar Köprüsünü geçemeyecek, yeni enerjiyi asla kabul etmeyecek olanlar var, onlar eskinin içinde kalıp debelenecekler. Diyeceksiniz ki onlar da yeni bin yıla geçtiler, dolayısıyla Kılıçlar Köprüsünü geçmiş sayılırlar! Hayır, onlar yeni bin yıla geçtiler ama köprüyü geçmediler. Tüm insanlık eşikten geçmiş, ama bazıları kişisel enerjisini değiştirmemiştir. Bu süreçte birçok insanın dünyadan ayrılıp İndigo çocuk olarak geri dönmeye karar verdiğini göreceksiniz, yani size açıklanmayan birçok ölüm potansiyeli var.


Şimdi 12:12’nin bir başka anlamından söz edeceğiz. 1987 yılındaki uyumlu birleşmeyle 2000 eşiği arasındaki zaman süresi 12 yıldı. O 12 yıl, uyanan ve 2000’deki Kılıçlar Köprüsünü beklemeye başlayan ışık işçileriyle eski enerjide geçmişti, önünüzdeki 12 yıl sizi 2012 tarihine götürecektir. Eğer kadim halklara 2012’nin anlamını sorsaydınız onlar bunun zamanın sonu olduğunu söyleyeceklerdi. Gerçekten de öyledir, o eski dünya paradigmasına göre zamanın sonudur. Mücadeleyle geçen 12 yıl, ifşaat ve keşifle geçecek sonraki 12 yılla birleştiğinde size başka bir 12:12 sunmaktadır. Sayılarda rastlantı yoktur ve 12 evrensel fiziğin temelidir. Daha sonra 12 kalıbı kendini tüm evrende gösterdiğinde bunun ne anlama geldiğini anlayacaksınız.


Bilim adamlarınız şimdi atom hakkında yıllardır bizim konuştuğumuz gibi konuşmaya başladılar. İnanmayacaksınız ama bu da Kılıçlar Köprüsünü geçmeyle ilgili bir durumdur. En sonunda bilim adamlarınız atomun zaman çerçevenizde bulunmayan parçaları olduğu sonucuna vardılar. Daha önce birbirinin çevresinde döndüğünü sandıkları küçük parçacıkların aslında birbirlerine bağlı olduğunu anladılar. Evet, bu parçacıklar boyutlar arası bir biçimde birbirlerine bağlıdırlar. 


Bilim adamlarınız bunu görmeye ve parçacıklar arasında bilinen fiziğin ötesinde özel bir etkileşim olduğunu kavramaya başladılar. Ayrıca bu parçacıklar seçime sahipmiş gibi görünüyor ve olağan fizik kurallarını izlemeksizin istedikleri yere gidebiliyorlardı. Bilim adamlarınız haklılar, ama onların henüz görmediği, bulmak üzere oldukları bir şeyi de söyleyelim. Bu temel 12 matematiğidir. 

Atomun içinde sürüp giden ilişkileri tam olarak anlamanız için bir başka matematik türüne ihtiyacınız var. Parçalar bir biçimde görünmeyen ipliklerle birbirlerine bağlı mıdır? Onlar boyutlar arası iplikler tarafından mı etkilenmektedir? Hayal edebileceğiniz en küçük parçacıklar arasında bile enerji vardır, onları birbirine bağlayan boyutlar arası bir enerji! 

Peki parçalar seçime sahip midir? Evet sahiptir, ama olağanüstü şey şu ki, atomun içinde bu parçacıklar arasındaki enerji ipliklerini gözlemlediğinizde insan merkabahı denen geometrik bir kalıbın ortaya çıktığını göreceksiniz, yani boyutlar arası bir biçimde sunulan kutsal geometriyi ve atomik yapının merkezinde yer alan “Yaşam Çiçeğini” keşfedeceksiniz. 

Bilim adamları ufkunuzu genişletin, maddenin akış içindeki seçimi bir kaos değildir, o dengeyi arama eğilimine sahiptir. Bu evrenin yeni fizik kuralıdır ve o kural şöyle der: “Tüm madde Tanrısal dengeyi arar.” Bunu maddenin en küçük ve en büyük düzeyinde bile göreceksiniz. Biliminiz maddeyi tam olarak anladığında onun özünde Tanrı sevgisini bulacaktır!

--KRYON---

0 comments:

Yorum Gönder