2 Kasım 2014 Pazar

Arkturus Grup Mesajı: Gerçek, yuvarlak masada konuşulacak bir şey değildir. Gerçek, yaşanmalıdır!

Sevgi, yalnızca özel durumlarda açılıp kullanılan değerli bir mücevher gibi, bir kutunun içine konulamaz…

Selamlar Sevgililer,
Çoğu insana göre “karışık” olan bu zamanlarda, Işığın çok daha fazla parladığını görüyoruz. Çünkü bu gibi dönemlerde, sizin farkında olmadığınız birçok şey meydana gelmektedir. Bu kargaşa ortamları, başka türlü değişime açık olmayan çoğu kişinin bilinçlerinde değişim meydana getirmek için, ortaya çıkarlar. Korkuların değiştirdiği (farklılaştırdığı) insani koşullar, ne kadar rahatsız edici, sancılı ya da üstesinden gelinemeyecek kadar zor olursa olsun, “eşit koşutların” daha güvenli olduğuna dair bir anlam kazanır.
Şu an böyle bir kargaşanın içinde bulunan kişilerin büyük bir çoğunluğu, Dünya Bilincinin değişmesine yardımcı olacak bazı olayların bir parçası olmaları için, bedenlenmeden önce izin verilmiş ruhlardır. Bu şekilde, hem kişisel karma temizliklerini tamamlamış, hem de Dünya Bilincinin uyanmasına ve değişmesine yardım ederek, Bütüne hizmet sağlamış olacaklardır. Her kaotik (kargaşa içeren) olay, önceden planlanmaz. Bazı zamanlar vardır ki, Yeryüzündeki yaşamının üstesinden gelemeyen bir ruh, “doğmadan” önce verdiği tüm sözleri unutur ve hem kendisine, hem de başkalarına zarar verecek şekilde, etrafa saldırır.
 
Biz bugün yine Sevgi’den söz etmek istiyoruz. Ve Birlik anlamına gelen, Sevgi enerjisini inceleyeceğiz. Çünkü Sevgi’yi anlamak, Yükselişin temelidir.Dünya’daki çoğu insanın kafası, Sevgi konusunda epeyce karışık. Sevgi’yi, kişisel kavram ve inanç sistemlerine göre algılayıp, dışarı yansıtıyorlar.
Hâlbuki biz Sevgi’nin, çoğunluktan oluşan “Birliği bağlayan enerji” olduğunu, defalarca söyledik. Ve ister kabul edilsin, ister edilmesin; Sevgi, mevcudiyetini her daim sürdürecektir.
Sevgi, gelip geçici bir olgu değildir. İnkâr edilebilir, karşı konulabilir ama hep var olacaktır. Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz… Üçüncü Boyut kavramlarına göre, “ister severim, ister sevmem” gibi bir düşünceyle, Sevgi’yi yönlendirebileceklerine inanan kişiler var. Ancak bu, Sevgi değildir.
Sevgi, her yerde ve her zaman var olan İlahi Bilinçtir. Bu gerçeğin gerek cehaletten, gerekse bilerek göz ardı edilmesi, ayrımcılığı yaratır.
Sizler birer yaratıcısınız. Ya aydınlanmış, ya da bilgisiz bir bilinç durumu doğrultusunda, kendi deneyimlerinizi yaratıyorsunuz. Ancak ne yaratırsanız yaratın, Sevgi=Birlik çerçevesinden dışarı çıkamazsınız. Çünkü tek gerçek budur. Kişinin inanç sistemine göre fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak algıladığı her şeyin içinde, Sevgi/Birlik olgusu vardır.
Sevgi ile ilgili her türlü sabit inanç kalıplarınızı dikkatlice inceleyin. Medya, arkadaşlar, alışkanlıklar veya deneyimler gibi dış etkenlerin, Sevgi konusunda size hangi kavramları dayattıklarının farkına varın. Kendinize şu soruyu sorun; “Sevgi ile ilgili hangi kavramlara inanıyorum ki, kendimi bana bu şekilde hissettiriyor?” Bu sorunun cevabını bulmak için, çoğu kişinin derin ve dürüst bir içsel araştırma yapması gerekecektir.
Sevgi’nin suretlerinden bir tanesi olan Şükran duygusu, Sevgi enerjisinin dışa yansımasıdır. Yaşamınızda her şey için şükretmeye alışın. Sizden dışarı yansıyan ufacık bir Şükran duygusu bile, eski kavramların ötesine geçmenize ve Sevgi’nin akışında kalmanıza yardımcı olacaktır.
Sevgi’ye layık olduğunuzdan emin olarak, Sevgi’yi kendinize çekin. Sevgi, yalnızca özel durumlarda açılıp kullanılan değerli bir mücevher gibi, bir kutunun içine konulamaz. (Sevgiye layık olmanın, maddesel anlamda ifade edilmesi…) Sevgi, her yerde ve her zaman var olan BİRLİĞİN, İlahi Bilinç enerjisidir.
Birisi bir başkasına kötülük yaptığında, olayın “kurbanı” olan kişi – olaya veya kişiye karşı kendince haklı olmaktan kaynaklan bir öfkeyi, hala daha içinde barındırdığı halde - genellikle şunu söyler; “Ben o kişiyi affettim!”
Böyle çarpık bir tutum, üçüncü Boyutun zıtlık ve ayrımcılık bilinciyle, tamamen anlaşılır bir durumdur. Ama sizler artık bu bilinç seviyesinde değilsiniz. İçinizdeki öfke duygusunu şifalandırarak ve kişiyi gerçekten bağışlayarak, daha “yüksek manada” yaşamaya başlamalısınız. Gerçek, yuvarlak masada konuşulacak bir şey değildir. Gerçek, yaşanmalıdır!
Ancak burada, suç işlemiş kişilerin hesap vermek zorunda olmadıklarından bahsetmediğimiz, lütfen anlaşılsın. Çünkü onların anlayacağı seviye, sorumluluk alma ve hesap verme seviyesidir. Zaten biz de sizin, bu gibi durumlara doğru açılardan bakabilecek kadar evrimleştiğinizi söylüyoruz.
Bağışlamak ve her canlının içindeki İlahi Işığı kabullenmek, kalbi kırılan kişi için pek kolay değildir. Yanlış anlaşılmış, ya da mağdur edilmiş bir kişinin kendi “doğruluğundan” vazgeçmesi çok zordur.
Ancak Gerçek ile bütünleştikçe, insanların dış görünüşlerine değil de, içlerine bakmaya başlayacaksınız. Ve belki de kendi içinizde hala daha kalmış olan üçüncü boyutsal kavramları fark edeceksiniz. Gerçek ile ne kadar çok bütünleşirseniz, yaşantınız da o kadar kolay olacaktır. Çünkü dünyevi deneyimler artık sizin enerjiniz ile aynı rezonansta titreşmeyeceklerdir.
İnanç sisteminizi özenle ve dürüstçe incelemek için kendinize zaman ayırın. Artık öğrendiğiniz Sevgi gerçeğini, belki de hala daha içinizde tuttuğunuz eski kavramlarla karşılaştırın.
Bireyler arasındaki Karmik durumlar, İlahi Sevgi ile sonsuza dek çözülmüş olur. Hatta olaya dâhil olan kişi/kişiler, şahsen bu arınma işlemine katılmasalar bile…
Öncelikle karşınızdaki kişinin (kendileri bunu bilmeseler de), İlahi bir Varlık olduğunu algılayın. Sonra onlara Işık gönderin ve aranızdaki her türlü negatif enerji bağlarının Sevgi ile kalıcı olarak kesilmesine, bilinçli bir şekilde niyet edin. Evrimleşme aşamasında olduğunuz için, hallolması gereken birçok eski Karmik ilişkiler, bu dönemde bilincin yüzeyine çıkıyorlar.
Şayet yaşamınızda sürekli uyumsuzluk hissettiğiniz, hoşlanmadığınız ya da bir şekilde direndiğiniz kişi veya kişiler var ise, o kişilerle Karmik bağlarınız olduğunu kolaylıkla anlayabilirsiniz. Problem yaşadığınız bu kişiler, çoğunlukla akrabalarınızdır. Bedenlenmeden önce her iki tarafın da kararlaştırmış oldukları doğrultuda, eski enerjik kalıntıların aktive edilerek arınması amaçlanmıştır.
Enerjik bağlar aynı zamanda, aşırı Sevgi ve bağlanma duygusuyla da oluşur. Ve bu bağların da temizlenmesi gerekir. Çoğu enerjik bağlar, yaşamlar boyunca oluşarak ve güçlenerek sizinle birlikte bu döneme taşınmışlardır. Evrimleşme sürecinizde sizleri özgür kılmaları için, şimdi onları temizleme zamanıdır. (Mor Alev: Bu bağları temizlemek için Michael’la bağ kesme çalışması yapabilir, Mor Alev enerjisi kullanabilir ya da blogda verdiğim diğer salıverme tekniklerini kullanabilirsiniz. Hepsinin bağlantılarını burada bulabilirsiniz.)
Sizler artık, Sevgi ile ilgili inançlarınıza “ince ayar” yapmaya hazırsınız. Ayrıca, kişinin kendisini iyi hissetmesinin dış etkenlere, yani başka kişilere, mekânlara ya da eşyalara bağlı olduğuna dair toplumsal inanç kavramlarını da, aşmaya hazırsınız.
Bu sizin sağlıklı, mutlu ilişkiler yaşamayacağınız anlamına gelmez. Ancak gerçek bir ilişki; kişi kendisinin, bir başkası olmadan da bütün olduğunu fark ettiği ve böylece başkalarıyla olan bir ilişkiye “muhtaç” olmadığı zaman, ortaya çıkar.
Her iki tarafın seçimiyle gerçekleşen ilişkilerde, karşılıklı saygı vardır. Bu tür bir ilişki, kişilerin birbirine muhtaç olma, birbirini yargılama, güvensizlik, ya da karşıdaki kişi olmazsa, yarım kalınacağına dair bir inancı, asla içinde barındırmaz.
Sevgi, Birlik sayesinde kendi “bütünlüğünü ve tamlığını” gerçekleştiren bir Bilincin, doğal yansımasıdır, Sevgililer. Bu bilinç durumuna erişmişseniz, sizi “tamamlamaları” için başkalarını aramaktan vazgeçersiniz. Başkaları tarafından “onaylanmış” olma ihtiyacınızı bırakırsınız. Kendinizin gerçekten “tam ve bütün” olduğunuzun bilincine varırsınız ve insanların sizin hakkınızdaki düşünceleri önemsizleşir. Bu demek değildir ki, sağduyunuzu veya insani hatalarınızı göz ardı etmelisiniz.
Sadece, “kim ve ne olduğunuzu” ve bu Öz’ünüzden, hiçbir zaman ayrı olamayacağınızı ve asla da olmadığınızı bilirsiniz. Kalbinizin içinde gerçek benliğinizle özdeşleşmeye başlarsınız, EGO benliğinizle değil.
Sevgi’nin içinizde gerçekleşmesi, etrafınızı da özgürce sevmenize izin verir. Çünkü artık dışarıda gördüğünüz resim karelerinin ötesine bakabiliyorsunuzdur. Şimdi, yükselişin temeli olan Sevgi’yi daha derin bir anlamda gerçekleştirmenin tam bir zamanıdır. Artık, kimin Sevgi’ye layık olduğuna ya da olmadığına dair karar verirken, çekingen davranmak veya kişileri “etiketlemek” yok!
Bu demek değildir ki, yasaları çiğneyen, kötülük yapan kişilere karşı da, Sevgi duymak zorundasınız. Hayır. Sadece, henüz uyanmamış olan bu ruhların da İlahi Varlıklar olduğunun farkına varmalısınız.
Karşılaştığınız ya da fark ettiğiniz küçük büyük herkesin kalbinde, bir elmas olduğunu hayal edin. Artık, gerçek Sevgi ile yaşama, hareket etme ve var olma anlayışınızı derinleştirmeye hazırsınız.
Bizler Arktrus Grubuyuz
Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık”bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.
Telif Hakkı©2014 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (http://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
Copyright © 2014 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. http://moralev.com/

0 comments:

Yorum Gönder