1 Nisan 2020 Çarşamba

KOLOMBİYA YERLİLERİNDEN MESAJ: BİZE SÖYLEMEDİLER DEMEYİN


BİZE SÖYLEMEDİLER DEMEYİN



Bizler, Evrenin Kalbi de olan Dünyanın kalbinden, Kutsal Evimizden, Kolombiya’da Sierra Nevada de Santa Marta’dan Mamos’larız, dünyanın tüm ırklarından genç kardeşlerimizi, büyük kardeşliği, tüm üstatları, ışıkişçilerini, bilinci değiştirme yolunda olan herkesi, yeni bilince uyanmakta olan herkesi ve hala uyumakta olan herkesi selamlıyoruz. Sizi, görünür olan şey, herkesin konuşmakta olduğu şey, tek bir birim, tek bir acı, tek bir ıstırap olarak, ıstırap çeken, ağlayan, yıkılmış olan tek bir insanlık olarak hepimizi taçlandıran mesaj üzerinde düşünmeye davet ediyoruz. İnsanlık güçlenmiş, farklı, anlaşılmaz egolardan özgürleşmiş, faydası olmayan değerlerden özgürleşmiş ve bizi zayıflatan ve onları taşımaktan yorulduğumuz ve onlardan en çok yardıma ihtiyacımız olduğunda yardım etmeyen güçlerden özgürleşmiş olarak ayağa kalkmalıdır. Anne konuştu, hayat bunu yüzlerimize haykırdı, kasıtsız ateşler bunu bir Gerçek olarak bağırdı.
 Ama biz onları duymadık, çünkü kendimiz için gösterişli işler ile meşgul idik, çünkü bunlar bize direkt olarak dokunmadı, çünkü kim için veya ne için olmadığını bilmeden daha iyi bir yarını inşa etmekle meşgul idik. Bugün, hazırlıksız yakalandığımızı, uyarılmadığımızı, bunun bir sürpriz olduğunu söyleyemeyiz. Bize söylemediler demeyin.
Biz, şu andaki yaşamımızın 18 yılını zihinlerimizi sessizleştirmeyi öğrenerek yaşamış olan Mamos,  yüzlerce nesil ve soyağacı boyunca, yüksek ve alt boyutlar ile iletişimi geliştirmek için, biyolojik bedenlerimizin ve duyularımızın hassasiyetini azaltmak için, egolarımızı ortadan kaldırmak için, yargılamaması, hüküm vermemesi, kınamaması için zihinlerimizi uyutmak için zaman ayırmayı öğrendik. O yıllarda ve varoluşumuzun sonuna kadar, Kutsal Sitelerimizin koruyucuları olarak, rüzgar tarafından taşınan ilahiliğin fısıltısını, esintiyi, suları, bulutları, dağları, hayvanları, ormanları, bakteri gibi çok küçük şeyleri, görünür ve görünmez varlıkları, yüksek varlığın duyularını keskinleştirerek ve ruhun ve kalbin duyuları ile algılamak için kendimizi eğiterek Mamos olmayı öğrenmeye devam edeceğiz. Onların önceden dünyadan ayrılmış olanların eski bilgeliğinde, bulutların rengiyle, karlı zirvelerin erimesinde, uçmayı bırakan kuşlarda, kafası karışmış uyanan ve Dünya Anayı titretinceye kadar gürlemeye başlayan yanardağlarda, çocukların masum kahkahaları ile konuştuklarını öğrendik.
Güneş Babanın yavaş ve doğru yürüyüşü değiştiği, yanıncaya kadar Dünya Anayı kucakladığı ve ayın döngüleri artık direkt hayata, ekin zamanına ve hasata hizalı olmadığı zaman biz, Mamos bunu okuduk, bunu anladık, buna tanık olduk,
Genç kardeşler, sizin için önemsiz görünebilen şeylerin bizim için muazzam anlamı var. Her doğal olayda, her tezahürde Mamos, bizlere işitme, onlarla, Doğa Ana ile ve Dünya Ana ile karşılıklı konuşma fırsatı sunan bir haberci, bir mesaj, bir koruyucu, bir öğretmen, bir danışman görür.
Bu nedenle, başkaları izlememizi ısrar etmeden yol gösterecek gücü öğreniyoruz. O virüslere, bakterilere, bizim için iyi şeyler yapanlara veya bizi istila edenlere ya da zaman ve mekanımızı değiştirenlere Büyük Kardeşlerimiz diyoruz. Bugün, tek minik bir varlık, hepimizi yaşamımızın kutsal yolunda durmamıza zorlayarak muazzam bir rahatsızlık üretiyor.
Biz, Mamos’a göre, Dünya Ana ilk şafağını yaşadığı zaman, her şey Ánugwe’de ruhtan tezahür etti. Sonra, her şey  Ti’na’da tezahür etti.  Ánugwe varoluşun maddi olmayan kuvvetidir, doğada ve kozmosta var olan her şeyi yöneten ve kontrol eden, maddi olmayan ve daha büyük “Yasa Kuvveti“dir.  Ti’na materyal şekilde Ánugwe’den tezahür eden ve görünür kuvvettir. Bu nedenle, tüm krallıklar, hayvanlar, bitkiler, sular, kayalar ve var olan her şey Ti’na’da tezahür eder. İlk önce onlar geldiler, Ánugwe’de, yaşamın, yaradılışın en yüce kuvveti olarak tezahür ettikleri yerde, bizden önce geldiler ve bu nedenle Ti’na‘da devam etmeliydiler. Bizler Ánugwe ve Ti’na’da son gelenlerdik. Dün geldik ve ne için geldiğimizi veya neden en son geldiğimizi ne de kutsal misyonumuzun ne olacağını veya neden daha büyük kardeşler ile birlikte olmak için geldiğimizi henüz anlayabilemememize rağmen, onların infazcısı olduk ve yamyamlar olarak onların çoğunu tüketmeye ve yok etmeye başladık. Düzen, Yaşam ve içsel varlığa saygı Yasası olan Orijin Yasası, Evrenin En Kutsal Yasası tarafından kurulmuş düzeni değiştirdik. Kendimizi ne Dünya Ananın yüceliğine, ne de Doğanın yüceliğine koymayı öğrenmedik. Aklın gücüyle kör olmuş kaprisli çocuklar olarak, her şeyi değiştirmeye, yolumuzdaki her şeyi yok etmeye, imha etmeye başladık.
O kadar güçlüydük ki, bir göz kırpışında gezegeni aşırı ısıttık, bir çok hayvan ve bitki kardeşlerin yok olmasına neden olduk. Esintiyi ve havayı kirlettik. 
Çok az insan sistemi değiştirmeyi isteyerek dönüşüm bilinci ile hareket etti.
Bugün bizi yöneten o kaos. Şimdiye kadar, ateşle oynuyorduk. Kendimizi dengesizleştirdik. Ve sonra, bir virüs, elementallerin en küçüğü, en önemsiz yaratık genç kardeşlerimizin gözlerinin önünde, neyin peşinde koştuğumuzu bilmeden, yarışın, koşuşturmanın peşinde olmamızı durmaya zorladı. O virüs büyük bir öğretmen, otantik bir haberci oldu.
Farklı boyutlardan portallar ile iletişim sitelerimizden, bizler, Mamos bu öğretmenin (virüsün) korku ile beslendiğini, korku ile titreştiğini ve korku tarafından güçlendirildiğini algılıyoruz, O sahip olduğumuz şeyleri, oluşturduğumuz veya kurmayı planladığımız şeyleri kaybetmekten dehşete düşmüş hissettiğimizi algılıyor. İnsanlık olarak korkunun titreşimi ile kaplanmaktayız.
Kutsal sitelerden Koruyucular bize cesaret gönderiyor ve korkuya karşı etkili bir kalkan olarak bunu başkalarına yaymak için biz, Mamos bu cesarete dayanışmanın, koşulsuz sevginin ve kendimize güvenmenin iyi bir dozunu ekliyoruz.
Biz, Mamos Dünya Ana ile konuşuyoruz, hayat ile ve tüm krallıklardan varlıklar ile konuşuyoruz. Kutsal mekanlarımızdan önce kendimiz için, komşularımız, esinti, su, hayvanlar ve bitkiler için bağışlanma istiyoruz. Onları iyileştiriyoruz, onları dengeliyoruz, çünkü Büyük Kardeşlerimizi iyileştirerek ve dengeleyerek kendimizi iyileştirir ve dengeleriz, çünkü her şey birbirleri ile ve kendimiz ile etkileşim kurarak bütüne bütünleşmiştir. Sadece bizler yeni dengeye ulaştığımız zaman, Yeni İnsanlık danışma ile, Yeni Dünyaya yol vererek,  teşvik ederek, onurlandırarak, saygı duyarak ve severek güçlendirilecek. O zaman, sadece saf hava mümkün olmayacak, sadece sağlıklı hayvanlar mümkün olmayacak, bitkiler mümkün olmayacak, aynı zamanda her element, her varlık yok edilmeden, şiddete uğramadan, biz Mamos’un bilinçdışı dediğimiz gelişme, uygarlık, modernlik denilen şey ile kendi misyonunu gerçekleştiriyor olacak.
İnsanlık olarak tüm yaşama saygı duyarak ve hürmet ederek şeyleri yapmak için karar verirken, Kutsal Dünya Anamız korunacak. Biz, Mamos için, bu saldırganlık olmadan, sevgi ve nezaket ile kendimizi değiştirmeye ve dönüştürmeye bir davettir. Bu, modern virüslerin yapmakta olduğu dönüşüm veya mutasyonlar hakkında konuştuğunuz bir şeydir. Mamos, bu kutsal dünyanın önünde, bu kutsal annenin önünde ve kutsal büyük kardeşlerimizin önünde,  bunu kendimizden, tüm kardeşlerden ve büyük kardeşlerimizden özür dileyebilmenin, tutumda değişiklik yapmak, bilinci değiştirmek ve düşünme alışkanlıklarını dönüştürebilmenin mutlak gerçeğiyle bize yardımcı olacak en büyük alçakgönüllülük ile ulaşabileceğimiz yaklaşan bir gerçeklik olarak görüyor.
Değişmek, dönüşmek için nasıl güçlü olduğumuzu gösterdik.
Doğanın büyük kardeşlerini gurur veya kibir ile reddetmeden, hayata sevginin, saygının ve hürmetin kuvvetli bir dozajını ekleyerek bilincimizi mutasyona uğratmak için aynı gücü kullanalım, çünkü onlar bizim önümüzdeydi. 
Dünya Ana, Kutsal Sitelerimizin Koruyucuları, Mamos insanlıkta ve dünyada bu değişimi getirmek için birlikte çalışmak üzere hepimizi çağırıyor. Bu değişim zamanında bu dönüşümü yapmak için güç, ışık ve sevgi hepimizle olsun.
Sierra Nevada de Santa Marta, Kolombiya’dan Mamo Dwawiku Izquierdo, Mamo Arhuaco
 (Çeviri: Saffet Güler)

0 comments:

Yorum Gönder