8 Temmuz 2013 Pazartesi

LEE CARROLL İLE RÖPORTAJ: DNA; YEDİ KIZKARDEŞ VE İNSAN EVRİMİ

 
Kryon’un en son kitabı DNA’nın 12 katmanına odaklanan 12 nci kitaptan konuşalım.

LC: Bu yaptığımız en popüler Kryon kitabı. O kadar heyecanlıyım ki, anlatamam. Geçen Eylül’de başladı ve sonra iki ay önce devam etti. Tam şu anda Kryon 12 nci Kitapta okuyabileceğiniz DNA ile ilgili keşifler var. Şaşırtıcı bir şey.


Son 20 yıldır, DNA’nın yüzde 90′ı çöp olarak sınıflandırıldı. Bununla ne yapacaklarını çözemediler. Bunun ne olduğunu bilmiyorlardı. Sadece bunun evrimden kalma olduğunu düşündüler. Bu konuda çok uzun zamandır çalışan en iyi zihinlere ve bilgisayarlara sahiptik, çok akıllı insanlar – kimyacılar ve fizikçiler, vs. ve sonra Eylül ayında bunu çözdüler. Bunu arayıp bulabilirsiniz. Google’da arayabilirsiniz. DNA molekülünün kendisinin keşfinden bu yana, tüm zamanların en büyük DNA keşiflerinden biri olarak takdir edildi.

Ve onun içinde ne olduğunu keşfettiler. DNA’nın yüzde doksanı, kontrol paneli adını verdikleri şeydir. Bu, protein kodlamaları kısımları için el kitabı, talimatlardır, genleri oluşturan yüzde 3. Bu, Kryon’un 2010′da tam olarak söylediği şeydir. O DNA’nın yüzde 90′ının geri kalanı oluşturmak için talimat setleri olduğunu söyledi. Motora talimat veriyor. Ve Kryon 12 nci Kitapta şöyle devam etti: “Ve talimatlar değişkendir.” Talimatları bilinç ile yeniden yazabilirsiniz. Bu, kendimiz hakkında bize anlatılmış olan bir şey değildir. Yaşamınızı bilinç ile değiştirebileceğinizi düşünmek çok ezoterik.

Sonra iki ay önce, Eylülde keşfedilen yeni bilgi – talimat el kitabı olarak hizmet eden DNA’nın yüzde 90′ının dil gibi şekillendirildiği – üzerine çalışmakta olan Rus dilbilimciler var. Onlar kanıtlarının çürütülemez olduğunu söylediler: Talimatlar yeniden yazılabilir.

Şimdiye dek konuştuğumuz en ezoterik prensiplerin bazılarını yakalayan bilim, bu benim için çok heyecan verici.

Ve 12 nci Kitapta Kryon DNA’nın katmanlarının çok boyutlu olduğundan, bunların kuantum olduğundan, laboratuarlarda görülemeyeceğinden, çünkü bunların galakside yayılmış olduğundan söz ediyor.

LC: Bunu kanıtlamak zor olurdu, ama kuantum parçacık olarak bile düşünülemeyecek kadar büyük olan biyolojik DNA molekülünün aslında kuantum alanda elektronların dönüşünü belirlediği kanıtlandı. Bu DNA’nın kuantum enerjisine konulan bilgiye sahip olması gibidir – ve bu kanıtlanabilirdir.

DNA çok boyutlu özelliklere sahiptir, ama kuantum parçacık olarak düşündüğümüz şekilde değil. Kryon’un bize söylediği şudur: O sizin düşündüğünüzden daha büyüktür ve içimizde kuantum enerjiye sahibiz. Bunu neden görmüyoruz, çünkü düşüncemizde çok fazla lineeriz ve uzun süredir eski, zorlayıcı enerjideyiz. Bazı ifşaatlar görmeye başlayacağız – ve son bir kaç ayda bunların bazılarını gördüğümüzü düşünüyorum.

Bu gezegende insanlığın geçmiş tarihinde içimizdeki çok boyutlu kuvvetlerin farkında olmuş olabileceğimiz, ama bunların kapatıldığı ve şimdi bu farkındalık haline geri dönüyor olmamız doğru mudur?

LC: Bunun doğru olduğunu düşünüyorum. Bunların hepsi finansal. Bilim adamı Gregg Braden’in öğretisine geri döneceğim, o tarihimizde beş karar noktası olduğunu söylüyor. Ve bu karar noktaları Maya takvimi ile uyumlu.  Muhtemelen kendimizi yok ettik veya en azından bilgiyi yok ettik ve yol boyunca bir kaç yeniden başlangıcımız oldu. Yaşadığımız felaketler ve salgın hastalıklar ve diğer şeyler ile buna inanmak çok zor değil. Bunun bir kısmına sahip olduğumuzu ve sonra onu kaybettiğimizi düşünüyorum. Bunun için çok fazla kanıt var. En büyük olanı Dünyanın yalpalamasının veya ekinoksların presesyonunun araştırılmasını kapsıyor – 26,000 yıllık yalpalama. Bir astronom iseniz bunu görmek kolay. Eğer geri gidip yerli yazılarına bakarsanız, onlar bunu biliyorlardı. Bu, onların Dünyanın yuvarlak olduğunu ve bir güneş sisteminde bulunduğunu bilmeleri gerektiği anlamına geliyor, çünkü bu güneş ile hizalanmayı ve galaksinin merkezi ile hizalanmayı kapsıyor. Binlerce yıl önce galaksiyi, güneş sistemini ve Dünyanın yuvarlak olduğunu ve güneşin etrafında döndüğünü bilen yerli insanlar var.

500 yıl kadar önce, Dünyanın düz olduğunu sanıyorduk. Her şeyi kaybetmiş olduğumuz ve yeniden başladığımız açık değil mi?

Doğru insanlarla konuştuğumuz görünüyor.

LC: Evet. Yine, Tibet’te bazı harikulade çalışmalar yapmış olan Gregg Braden’e dönüyorum. Neredeyse kimseye izin verilmeyen bazı kadim kütüphaneleri keşfetti. Raflar dolusu binlerce yıllık el yazmaları var. Burada, ABD’de bazı ön uygarlıkların aslında Kolomb’dan önce Avrupa ile ticaret yaptıklarını keşfediyorlar – ve bunu kanıtlıyorlar.

Tüm resme sahip olduğumuzu sanmıyorum.

Bilim insanlarımızı hiç konuşmadığı Kryon 12 nci kitaptaki bir konudan konuşalım, bu konu insanlığın Yedi Kızkardeş, Pleiades ile sahip olduğu bağlantı.

LC: En sevdiğim konu. Buna 12 nci kitapta kısaca değindim, çünkü kitap ET’ler ile ilgili değil, DNA ile ilgili. Ama bunu görmezden gelemeyiz. Ben yıllarca görmezden geldim. ET bağlantısından söz etmek istemedim, neden? İnsanların canını sıkmak istemedim. Kryon’un öğrettiği şeyi öğretmek istedim, o da şuydu: İçimize bakıp içimizdeki Tanrıyı nasıl bulabiliriz? Bu, gezegendeki dinin başlangıcından bu yana tüm üstatlardan almış olduğumuz bilgidir.

Yolculuklarımızda, yerli insanlarla karşılaştığım zaman, bir büyüğü çağırırım ve bir toplantı düzenlerim, seremoniden sonra ilk söylediğim şey şudur: Bana yaradılış öykünüzü anlat. Bu sadece gülümsediğim zamandır, çünkü tekrar tekrar bana Yedi Kızkardeş ile bağlantı hakkında anlattılar.

Bunu Avustralya’da Ayers Rock’da (Uluru) işittik ve bu onların orijini. Pleiadeslilerin ilk yerleştiği yerlerden biri olan Hawaii’ye gidin, bu tam olarak onların hikayesidir. Gerçekte Pleiades takım yıldızı yükseldiğinde yılda bir kez Yedi Kızkardeşi kutlayan bir seremonileri bile var. Yedi Kızkardeş her iki yarıküre üzerinde görünen takımyıldızlardan biridir. Ve Maorilerin de benzer bir kutlamaları var.

Nereye gidersem gideyim bu devam ediyor, bir referans var. Bazen metaforlarda gizli ve örtülü, ama altı ve bir var ve yedi, çoğu zaman bir hikayede örtülüyor.

Başka bir gezegenden tohumlanmamız mümkün mü? Yani, bize karanlık ve ışığın bilgisinin tohumlarını veren yükselmiş, mezun olmuş bir gezegen. Bu İncil’deki yaradılış öykümüzdür. İncil’de, bir bahçemiz var, ki bu elbette Dünya için bir metafor. Tam olarak gelişmiş insanlarımız var. Adem ve Havva mağara insanı değillerdi. ve aniden bir melek aşağıya iner ve onlara ne verir? İyi ve kötünün bilgisini. Yerli insanlarla bizim yaradılış öykülerimiz arasındaki tek fark, onların ET’leri var, bizim konuşan bir yılanımız. Buna bakmaya başladığınız zaman neden insanlara çok yabancı?

Dünyanın yerli insanlarının çoğunun tam olarak konuştuğumuz şeye inanmasının bazı belgelendirilebilir kanıtlarına sahip oluncaya kadar ET bağlantısından konuşmak istemedim.

Bu bizim DNA’mızda. 23 kromozomumuz olduğunu biliyor muydun – bunların ikisi kaynaşmış? Bu bizi maymunlardan ayırıyor – onların 24 kromozomu var – ve buna “kayıp halka” denmekte. Neler olduğunu çözmeye çalışıyorlar. Ve Gregg Braden’in en son kitaplarından biri – yine ona dönüyorum, çünkü o bilim adamı – Braden bilim insanları DNA’mıza daha fazla baktıkça bizim Dünyada bir yerden gelmediğimizi söylediklerini anlatıyor.

İçimizdeki Kutsallığı bulmaktan söz ettiniz. DNA’nın 12 katmanından biri olarak Kryon’un değindiği Tanrı katmanından söz ettiniz.

LC: Çok boyutlu DNA’mızda, bu aslında Yüksek Benliğin bulunduğu yerdir. O “daha yüksektir”, çünkü çok boyutludur, daha yüksek titreşir. Yapımızın kuantum parçasındadır.

Gezegendeki en eski dinlerden bazıları bunu biliyordu. Hindular. Budistler. Birbirlerini selamlarken, içlerindeki Tanrıyı tanırlar. Namasté. İçimizdeki bu Tanrı sezgisel insan bilgisidir. En son zamanlarda olanlar da dahil Dünyada yürüyen üstatlarımız var – ister Muhammed ve mağaradaki melek hakkında konuşuyor olun ister Mesih hakkında – onların hepsi aynı şeyi söyledi: “Tanrı içinizde.”

Bu ürkütücü, Yeni Çağ, ezoterik “woo woo” ifşaatı değildir. Bunu saptayamazsınız, çünkü çok boyutludur. Kryon şöyle söyledi, “DNA’nın her parçasında özü bulacaksınız. Ve bir şekilde, bu çoğu zaman epifiz bezi adı verilen portal ile koordine olur. Epifiz üçüncü göz çakrası ile hizalanır. Bu, gezegendeki en sezgisel insan inançlarının bazılarına uygundur.

Kryon Tanrı Katmanının içimizdeki Yüksek Benlik için metafor olduğunu söylüyor. O oradadır, ama kendisini kolayca göstermez. Eğer düşük enerjideyseniz ve onu ararsanız, onu bulmazsınız. Karanlık bir odadaysanız, parlak olan bir şey bulmazsınız. Kapıyı açıp bir şeylerin içeri girmesine izin verirseniz, onu bulursunuz. Ama, bu bizim özgür seçimimizdir.

Kryon DNA hakkındaki bu bilgiyle bağlantılı olarak günlük yaşamlarımızda yapabileceğimiz şeyler ile ilgili ne söylüyor?

LC: Kryon’un yapmamızı istediği şey, farkındalığın yeniden ayarlanmasına ve yeniden düzenlenmesine başlamaktır. İnanç ve niyet bilincimizde sahip olduğumuz en güçlü aletlerden ikisidir. Tüm ülke belirli bir şekilde inandığı zaman, işler hallolur. Yasalar çıkarırlar. Liderler seçerler. Bu onların ne istediklerinin ve ne istemediklerinin niyetiyle gerçekleşir. Yıllardır, biz sadece etrafta oturup bu tür şeylerin sızmasına izin verdik. Ve tüm bu felaket senaryolarının olması yardımcı olmadı.

Aniden, buna daha berrak bir şekilde bakmak için yol bize açık oldu. Kryon bunu yapacak olanların sizin okuyucularınız, toplantılarıma gelen yaşlı ruhlar, tam şimdi söylediklerim ile ilgilenenler olduğunu söylüyor. Bunlar gerçekten bir fark yaratmak isteyen tüm gezegende gördüklerimizdir.

Pratik şeyleri yapmaya gelince, niyet ve inanç ile başlayın – ve buradan, bu sizi eylem konularına yönlendirir. Bunlar nasıl daha uzun yaşarsınız, insanlara nasıl farklı şekilde davranmaya başlarsınız gibi şeyleri kapsar.

Tüm bu şeyler gezegen tarafından görülür ve gezegen tarafından büyütülür. Bunu biz oluşturmadık. Bu, yıllardır Metafizik 101′in parçasıydı. Gaia adı verilen gezegenimiz aslında insan bilincini yansıtır. Biz neyi beslersek, onu büyütür.

Bugün çalışma bununla ilgili. Kryon buna tohum ekmek adını veriyor.

Farkındalıkla bedene dengesizlik getiren ve kanser gibi hastalıkları yaratan besinlerden kaçınabileceğimiz açık.

LC: Bu çok doğru. Yıllardır holistik şifacılar – kanallık toplantılarına bile gitmeyen insanlar – bunu biliyorlardı. Bedenin içsel bilgisi hakkında bilgileri var, kas testi yapıp bedene sorular sorduğunuz kısım. Kryon bilincinizin kan dolaşımınızda kanser gibi olup biten bir şeyleri bile belirleyememesinin size doğru görünüp görünmediğini soruyor. İnsanın bu tür şeyleri anlayışında bağlantısızlık oldu. Ve bu şeyler bağlanmaya başlayacak. Evet, kim olduğumuzu değiştirebiliriz: nasıl yaşadığımız ve nasıl düşündüğümüz bedenimizdeki kimyayı değiştirir ve hastalıkları uzak tutar. Ve şimdi bu daha da mükemmel olacak.

Farkındalığın yeniden ayarlanmasına değindiniz. Bu, Kryon’un söylediği şeyle ilişkili mi?

LC: Evet. Kryon bir gün eski ve yeni arasındaki farkın o kadar büyük olacağını, onların geri dönüp “Karanlık Çağlar 2012′de durdu ve 2013 Aydınlık Çağın başlangıcı idi” diyeceklerini söyledi.

Çocuklarıma 2 nci Dünya Savaşı filmlerini seyrettikleri zaman ne düşündüklerini sorarsanız, gülüp bunun tuhaf olduğunu ve bunu artık yapmayacağımızı, bugün bu olmadığımızı söylerler. Onlar haklılar. Olaylar hızla değişti. Artık bunu yapmıyoruz. Sadece yaptığınız şeyin başkalarını fethetmek olduğu bir zaman vardı. Diğerlerinden daha büyük bir ordunuz vardı, gidip onları fethettiniz. Evet, istediğimiz şeyin bir yeniden ayarlanması oldu.

Bugün altı, yedi, sekiz yıl öncesinden farklı olan bir şey var. Kryon, herkesin herkesle konuşabileceği ve sırların olmayacağı bir zamanın geleceğini söyledi. O sosyal ağdan bahsediyor.

Benim yaşımdaki çok fazla yetişkin buna bakıp, “Pekala, biz çocukken buna ihtiyacımız yoktu” diyor ve bunu düzeltmeye çalışıyorlar. “Telefonlarıyla çok fazla zaman harcıyorlar.” Daha önce hiç görmediğiniz sosyal etkileşimleri görüyorsunuz. On dört çocuk bir masaya oturuyor, telefonlarına bakıyorlar ve birbirleriyle konuşmuyorlar bile. Birbirlerine yazmakla ve Facebook’a bakmakla meşguller.

Fark etmedikleri şey, birbirleriyle online bağlantılı olan on binlerce genç insanın olmasıdır ve ülkeler ve dillerin engel oluşturmadığı görülüyor. İranlıların Filistinlilerler, İsraillilerle konuştuklarını görüyoruz. Facebookta her yerde savaş istemediklerini söylüyorlar. DAha iyi yollar, hastane, bazı iyi şeyler ve gece dansa gidebilmeyi istiyorlar. Onlar dünya hakkında çok şey biliyorlar – ve artık nefret istemiyorlar. Onlar bundan yoruldular. Ve birbirleriyle konuşuyorlar – ve bunu daha önce asla yapamıyorlardı. Ve bu muazzam fark yaratacak.

Ve muhtemelen bu bizim tam şu anda hayal bile edemediğimiz şekillerde genişleyecek.

LC: Bunu söylemeni seviyorum, çünkü bu her zaman söylediğim şeylerden biri. Hiç bilgisayar görmemiş birine interneti nasıl açıklardınız? İcadın katmanları var. Sana katılıyorum. Daha önce hiç inanmadığımız şekillerde ilişki kuracağız.

Geçen yıl içinden geçtiğimiz tüm olumsuzluk ve korkular nedeniyle mi Kryon 2013′ün dinlenme yılı olduğunu söyledi?

LC: Evet, herkese “Sadece dinlenin” dedi. Bu yıla dolunaylar yılı adını verdi. Dengesizlik olacağını, insanların kenara kadar itileceğini, daha önce hiç yapmadıkları şeyleri yapacaklarını söyledi. Çok fazla dengesizlik olacak bunun bir kısmı kalplerimizi kıracak.

Bu, şeyleri temizlemeye başlayan bütünüyle yeni bir dalgaya karşı eski enerjinin akışıdır. Sadece şeyleri yapmanın eski şeklinde kalmak isteyen insanlar için şeyler alıştıkları gibi işe yaramayacak. Kryon, çökecek şeyleri izlememizi söyledi. Amerika’da, bizi önemsemeyen, bize borç para veren ama üç yıl içinde evimizi kaybetmemizi umursamayan finans kurumlarını temizlemeye başlayacağız. Bunda bütünlük yok. Kryon bunu daha önce tütünde yaptığımızı söyledi. Şimdi bunu bankacılıkta görüyoruz.

Göreceğimiz sonraki şey Big Pharma’daki değişiklikler. Bunun metafor mı gerçek mi olduğunu bilmiyorum, ama para için insanları hasta tutmaya devam eden Big Pharmanın açığa çıkması olacak.

Telif Hakkı© 2013 Tim Miejan. Tüm Hakları Saklıdır.

(Çeviri: Saffet Güler)

http://www.edgemagazine.net/2013/06/dna-lee-carroll-kryon/2/?inf_contact_key=31ddaf388ecbdc24e647bb9cddf0f23742e1c94f60f3e9d694c063f2e7a8b32e

0 comments:

Yorum Gönder