2 Ocak 2013 Çarşamba

BİR UZAY HASTALIĞI. ALKOL - NİKOTİN

Dostlarımız,
 
Bir süredir sizlerle hastalıkların nelik’lerini paylaşamadık. Oysa bizler şifa ve farkındalık üstatlarıyız demek, kolay. Ama gel hastalıkları anlat bize denilince, tuhaf tuhaf Galaktik seslenişlere sığınmak da kolay. O nedenle bu gece sizlerle ALKOL VE SİGARA ekseninde bazı psişik bağımlılıklardan ve de bir UZAY HASTALIĞINDAN söz edeceğiz. Ama öncelikle bilin ki, Uzay tanımı size aittir. Biz ne buralara uzay deriz ne de sakinlerine uzaylı. Sizlerle anlaşabilmek için uzay ve uzaylı sözcüklerini şimdilik kullanmak durumundayız. Ayrıca da uzay hastalık ifadelerini size anlatabilmemiz kolay olmadığından, kulağınıza kar suyu kaçırmış olacağız. En azından şimdilik.

Önce söz edeceğimiz uzay hastalık ifadesinin dinamiğini aktaralım, ardından sizlerin psişik bağımlılıklarınızla ilgili paylaşımlarımızı buna bağlayacağız.

"Biz uzay ötesi uzaylılar ya da süper uzaylılar, sizlerin de dahil olduğunuz alt uzaya ya da uzaylara yolculuk yaptığımızda, yani ÇOK KATMANLI VE DÜZLEMLİ ENERJİ YAPILARINDA, ÇOKLU İFADELERİMİZİN FARKINDALIĞI İLE EŞZAMANLI - EŞMEKANLI VE EŞGÜDÜMSEL OLARAK BULUNDUĞUMUZDA, korunmasız ve açık olduğumuzu söyleyebileceğimiz ve sizlere KOZMİK ANAFORLAR ya da KOZMİK VİRÜSLER diye adlandırabileceğimiz "manyetik ve enerjetik" oluşumların ÇOKLU İFADELERİMİZİN ZEMİNİNİ OLUŞTURAN ASIL DÜZLEMİMİZDE yarattıkları bir çeşit ENERJİ VE BİLİNÇ TAHRİBATI vardır ki, sizlerin HAFIZA KAYBI YA DA UNUTMA RAHATSIZLIĞINA ve alkol ve nikotin kullanımı sonuçlarına benzer bir hali andıran bir GEÇİCİ ARAZDIR." Bu nedenle bizler çeşitli fiziksel realitelerde, hele de ora icaplarına göre fiziksel ifadeler takınacağımızda çeşitli KORUNMA VE NÖTRLEME tedbirleri alırız ve buna rağmen de belli bir fiziksel zamanı aşmadan oralardan ayrılmayı yeğleriz.

Ancak, bu virütik oluşumlarla etkileşmek ve onları içerebilmek için deney imlemek ve uyumlanmak da, bizim öz muratlarımız içinde yer alan, asli faaliyetlerimizdendir.

Gelelim sizlere;

Sizler açısından her türlü psişik bağımlılığın altında aslında, KAÇMAK İSTEĞİ yatar. Varlık bir şeylerin arayışı ve özleyişi içindedir. Belki de aradığı ve özlediği şeyin farkında bile değildir ya da farkındadır ama gerekli ve yeterli ÖZ İSTEK - İDRAK - CESARET oluşmadığından bu arayışı ve özlemi yarım kalır ve onun yerine ikame edecek bir OLGU aranıp, bulunur. Aslında özlem ve arayış, varlığın merkezinden kaynaklanır. Ama varlık bu arayışını diri ve yaşar kılmalıdır. Bulana dek devam etmelidir. Ara istasyonlarda, ara kavuşmalarda takılıp, kalmamalıdır. Hele hele yolcuğunun başlarındaki engellere, zorluklara göğüs gerememek ve korkup vazgeçmek, bir yandan da merkez talepkâr olduğundan bağımlılıklara yol açar. Bu bağımlılıklar bir yandan varlığa bahane olurlar bir yandan da dayanak. Böylece hem arayışın kesintiye uğrayışı izah edilir hem de sanki arayış sonuçlanmış gibi psişik bir rahatlama içine girilir. Bu ikili yapı nedeniyle, her türlü psişik bağımlılık esasen GERİLİM VE ÇATIŞMA YARATIR. Arayışımız sırasında, aradığımız ve özlediğimiz şeylere yakınlaşmak için bırakılması ve aşılması gerekli şeyler bırakılıp, aşılamadığı hele hele de aranılan ve özlenilen şeylerle özdeşleştirildiği takdirde, psişik bağımlılık geliştirilir. Para, güç, ün, haz, yemek, içmek, keşişlik, dinsel ve ideolojik dogmalar, uyuşturucu, seks, bilgi ve benzerleri bağımlılığın nesnesi haline gelebilirler. Aslında bağımlılık hem arayıştan hem de yeni olgu ve deneyimlerden kaçıştır. Yaşamı ve kendi var oluşunu BİR YOLCULUK, BİR KEŞİF, BİR SERÜVEN VE BİR MUCİZE olarak GÖREBİLENLER, daima yoldadırlar ve arayıcıdırlar. Bağımlılıklar geliştirmezler. Su gibi akarlar. Rüzgâr gibi eserler. Sevgi gibi her yöne yayılırlar. Aşk gibi öznesiz ve tazedirler. Güneş gibi ışıl ışıl ve gökkuşağı gibi rengârenktirler. Ama bunun için yani ARAYICI OLMAK VE KALMAK İÇİN, VARLIĞIN YUVASIZ OLDUĞUNU İDRAK ETMESİ GEREKLİDİR. Yuva özlemi her daim canlı ve güçlü olmalıdır ki, kişi arayış içinde olabilsin. İşte bir noktada kendisini bir rahatlığa ve güvenliğe kaptıran kişi, arayışı bırakarak bağımlılık geliştirmektedir.

Varlığın hangi alanda, hangi nesneye bağımlılık geliştirdiği, özlem duyduğu ve aradığı şeyi işaret ve ima eder. Bu nedenle sizlerle bazı özel alanları ve nesneleri paylaşmak istiyoruz.

AŞIRI YEMEK YEME;

Var oluş, sürekli genişleyen, derinleşen ve kendini yenileyen bir akıştır. O nedenle hayatta esasen sürekli bir öğrenme ve öğrendiğini sindirme sürecidir. Öğrenmek ise, ben'in dışında olan olgularla bütünleşmek ve onları ben'e mal etmektir. Sürekli yeni olguları içine almak ve onlarla bütünleşerek, kendine mal etmek bilinci genişletir, derinleştirir. Ancak, eğer kişi bu öğrenme isteğini ve açlığını yani aslında HAYATI BİLİNÇLE FARK ETMEYİ VE YAŞAMAYI, uygun şekillerde gerçekleştiremezse, bu açlık fiziksel bedene iner ve bedensel açlık ortaya çıkar. Ruhunu, bilincini besleyemeyen ve hayata daha derinden katılamayan kişi, bedenini beslemeye ve büyütmeye başlar. Ancak bu asıl açlığı gideremeyeceğinden kısır bir döngü oluşur. Aslında aşırı yemek yiyen kişi, sevmek ve sevilmek konusundaki açlığını yanlış alanda gidermeye çalışmaktadır.

AŞIRI ALKOL ALIMI;

Aslında aşırı alkol alan insanlar, çatışma, şiddet ve korkudan uzak, barışçıl, kardeşçe ve sevgi dolu bir dünya arayışı içindedirler. Ancak bu hedeflerine kolay yoldan yani kendilerini bu çatışma, şiddet ve korku dolu dünyadan izole ederek ulaşmak isterler. Aşrı alkol alan insanlar, bilinçli olarak ve bedelini ödeyerek - kendilerindeki çatışma, şiddet ve korkuyla yüzleşerek - yaşamın çatışmalarını ele almaya ve çözmeye hazır ve uygun durumda olmadıklarından, alkolle rahatlamaya çalışırlar. Ayrıca derin ve yakın bir insani paylaşım özlemi içindedirler ve bilinçli ve dengeli olarak sınırları ve dirençleri yok edemediklerinden, alkol ile bu sınırları ve dirençleri yok etmek isteğindedirler. Gerçektende aşırı alkol, insanlar arasındaki duvarları yıkarak, inanılmaz yakınlıklar sağlar. Ama bu yakınlıklar derin ve kalıcı değildir. Bu da alkol alan insanda bir kısır döngü yaratmaktadır. Alkol aslında kardeşçe ve sevgi dolu bir dünya arayışının, yolundan çıkmış bir ifadesidir. Bir de alkol aynı anda, enerji ve bilinç boyutları arasında da - eterik ve astral - yükseliş olanakları sağladığından ve bu varlıkta tarifsiz hazlara yol açtığından da kuvvetli bir bağımlılık yaratmaktadır. Ancak, bilinçsiz ve güçsüz olarak, korunmasız ve denetimsiz olarak yükselen varlığın oralarda hangi ENERJETİK OLUŞUMLARCA VE NE AMAÇLARLA DEĞERLENDİRİLDİĞİNE VE BUNUN VARLIĞI NASIL TAHRİP ETTİĞİNE DE dünyasal örnekleri ile sizler karar verebilirsiniz.

NİKOTİN ALIMI;

Nikotin ile ilgili her türlü madde, nefes yolları ve solunum ile ilgilidir. Solunum ise belirtmiştik, iletişim, temas ve özgürlükle ilgilidir. İşte, iletişim, temas ve özgürlük sorunsalları olan insanlar, bu alanlardaki sıkışmışlıklarını ve çözümsüzlüklerini, nikotin alımı ile ikame etmektedirler. Nikotin gerçek özgürlük ve iletişimin yerini almaktadır. Ve aldığı ölçüde de, solunuma ve akciğerlere verdiği zarar ile altında yatan gerçek isteği daha da ulaşılmaz kılmaktadır. Ayrıca nikotinin ve isin yarattığı YOĞUN NEGATİF ALANIN HAREKETE GEÇİRDİĞİ BAZI NEGATİF ENERJETİK VARLIKLAR, insanın bu özgürlük ve iletişim arzusunu ÇOK YOĞUN VE TAHRİPKÂR BİR ŞEKİLDE kötüye kullanmaktadırlar.

UYUŞTURUCU ALIMI;

Esrar ve benzeri otlar, alkol gibi kişiyi yumuşatır ve zorluklar, köşelilikler yok olur. Kişi rahatlar, gevşer ama ne pahasına hayatın dışında kalmak pahasına. Hangi hayatın, kendi hayatının.

Kokain ve benzeri kimyasallar ise, insana güç, canlılık, keskinlik verir. İnsanın başarısında, cinselliğinde etki sahibi olur. Ama aslında başarı ve cinsellik altında sevgi arayışını barındırır. Bu durumda bulunan sevgi olmadığından ve giderek uyuşturucunun dozunun da arttırılması gerektiğinden, fiziksel ve ruhsal yıkım uzak değildir.

Eroin ise EN BÜYÜK İNKÂR ARACIDIR. ASLINDA KENDİSİ VE TÜM VAROLUŞLA EN DERİN BULUŞMA VE BÜTÜNLEŞMEYİ ARAYAN VARLIKLAR, KORKU VE UMUTSUZLUK NEDENİYLE KAÇIŞI KENDİLERİNDEN VE DÜNYADAN EN BÜYÜK SOYUTLANMAYA YOL AÇACAK EROİNDE BULMAKTADIRLAR. Aslında eroin, en büyük özlemin sahibi olan varlıkların ödedikleri en büyük bedellerden biridir.

Genellikle uyuşturucu kullanan varlıklar, aslında GELİŞKİN OLAN AMA BUNU AÇIĞA ÇIKARMAK VE YAŞAMAK KONUSUNDA BİR ADIMI ATAMAMIŞ OLGUN VARLIKLARDIR.

İşte dostlarımız,

Aslında BOYUTLAR ARASI GEZGİN olan bir Irk, kendi seyahatlerinde deney imledikleri bir Uzay hastalığı ve ona karşı geliştirdikleri çarelerden hareketle, indikleri ve üsleri kıldıkları bir GEZEGENDE, o gezegen üzerindeki bazı canlıların genetikleriyle oynayarak, onları bağımlısı kıldıkları bazı maddelerle, o gün bugün BİR UZAY HASTALIĞI İLE MALUL kılmışlardır. Bizlerin sizlere Dinazorlar diye ifade ettiğimiz bu Irk, kendileri için panzehir olan maddelerden ürettikleri ALKOL, NİKOTİN VE UYUŞTURUCU ile o gezegen sakinlerinin MASUM VE İNSANİ ARAYIŞLARINI VE HALLERİNİ, MİLYON YILLARDIR SÖMÜRMEKTE VE ENGELLEMEKTEDİRLER.

Bu nedenle, alkol, nikotin ve uyuşturucu ve diğer bağımlılık nesnelerinden FARKINDALIK VE CESARET OLMAKSIZIN ÖZGÜRLEŞMEK OLANAKLI DEĞİLDİR. Unutulmaya, bizler varlığın kendi doğasıyla uyumsuz sonuçlar içeren dozlardaki alımlardan söz etmekteyiz. Ama aslına bakılırsa, SU VE HER TÜRLÜ MEYVE dururken, bir tanecik bile olsa içilen SİGARA VE İÇKİ ile yenilen ÇİKOLATA bizler için anlaşılır değildir. Şimdi çikolata da neyin nesi değil mi? Üstelik de içinde O varken?

Bundan ötesi sizlerin İDRAKİ - ANLAYIŞI - BİLMECE SEVDASINA kala.

Bilgelikle Kalın. Evrensel Zekânın Her Oluşta ve Oluşumda Kendisini İfade Eden Bilgeliğinin Farkındalığı ve Hayranlığıyla.

Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.

0NLAR ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - O' nunla gelenler - O' na gelenler )

3/14 – 26.04.2006

0 comments:

Yorum Gönder