30 Ocak 2013 Çarşamba

Eğer Ben Sizi Tüm Kalbimle Sevebiliyorsam Siz de Kendinizi Sevemez misiniz Peki?

Tanrı dedi ki:

 
Bugün kendinizde kusur bulmayı bırakmanın günüdür. Evet, lütfen kendinizde sonu gelmeyen kusurlar bulmaya son verin artık. Söylediğiniz veya yaptığınız ya da söylemediğiniz veya yapmadığınız bir şey için her gün elinizi başınıza vurup pişmanlık yaşıyorsanız eğer, bu Heavenletter bilakis sizin için demektir.

Sizin için biraz mola vermenin zamanıdır.

Tabii ki hatalar yapıyorsunuz. Tabii ki başka türlü davranmış veya konuşmuş olmayı diliyorsunuz ama bunu yapmaktan artık usanmadınız mı?

Yaptıkları iyi, güzel şeyleri çocuklarınıza nasıl gösteriyorsanız, yaptığınız tüm o güzel şeyleri de kendinize göstermelisiniz. İyi bir yüreğiniz var. Başkalarını umursuyor, onları önemsiyorsunuz. Artık kendinize de önem verin, değer verin.

Bir başkasını kendinizi yerden yere vurduğunuz şekilde hırpalamazdınız hiç. Didik didik, lime lime etmezdiniz böyle. Kusurlarınızı, hatalarınızı yakalamakta uzmansınız. Kusurları unutun. Kendinizde bu kadar kusur bulmak demek Bende kusur bulmak demektir. Bende kusur bulmak için kendinizi alaşağı etmezdiniz değil mi? Sizden kendinizi sevmenizi istiyorum Ben, lütfen. Benim size nasıl baktığımı düşünün. Ben size sevginin gözleriyle bakıyorum. Şimdi, kendinizi de aynı şekilde sevmenin zamanıdır. Eğer Ben sizi tüm kalbimle sevebiliyorsam siz de kendinizi aynı şekilde sevemez misiniz?


Kendi değerinizi indirgemek, kendinizi aşağı bir yerlere koymak tevazu değildir. Tevazu, kendinizi aşağılarda bir yere koymak değildir. Kendinizi yeterince sevin, böylece mütevazi olursunuz. Sevmek muazzam bir armağandır ve Ben de kendinizi sevmeniz konusunda ısrar ediyorum. Her koşulda, iyi günde de zor günde de sevin kendinizi.

Siz öğreniyorsunuz. Kendinizi, Benim sizi gördüğüm şekilde görmeyi öğrenmek için burada, Yeryüzündesiniz. Eğer bir kusurunuz varsa bu; gelişen, tekamül eden, öğrenen bir İnsan Varlığı'sınız demektir. Kendinize nasıl geri döneceğinizi öğreniyorsunuz. Siz Kimsiniz? Sevgisiniz. Öyleyse sevgi olun. En önemlisi de kendinizi sevin ki diğer herkesi de sevesiniz.

Herkesi sevmek çok hoşunuza giderdi değil mi? Başkalarını suçlamayı, onlarda kusur bulmayı bırakmak hoşunuza giderdi değil mi? Öyleyse, başkaları yoktur. Suçladığınız, kabahat bulduğunuz herkes sizsiniz. Kendinizi suçlamayı bırakın böylelikle başkalarını suçlamayı bırakmaya çalışmak zorunda kalmazsınız. Başkalarında kusur bulma, onları suçlama eğilimi yapraklar ağaçlardan nasıl düşüp giderse öyle ayrılır sizden. Bu kadar basit. Eleştirdiğiniz kişi her zaman için kendinizsiniz. Siz eleştirensiniz, eleştirilensiniz ve eleştiri sürecinin tamamısınız. Bu bir yaşama biçimi haline gelmiştir ve artık bitmek zorundadır.

Kusurları görüyor olmanız sizi daha zeki, daha parlak biri yapmaz. Sizi her şeyde kusur bulan biri yapar. Benim sevgili canım kusur bulan birine dönüşsün diye yaratmadım sizi Ben. Köşe bucak Kainattaki kusurları görmemek de birinci gelin siz. Ve eğer illa ki kusurları görmeniz gerekiyorsa kendinizi affedin ve başka da görmeyin. Kusurlar, hatalar gitsin! Kutsamalar, nimetler gelsin!

Ve eğer hala kusur görüyorsanız gördüğünüz her bir kusur için kendinizde on tane harika şey bulun. İşte, bazılarını söylüyorum. Sizin kusur bulan yanınız, hep kusurları görmeye odaklı bakışınız başka şeyler söylese de - siz önemseyen, umursayan, değer veren birisiniz; siz kendisini şu anda gördüğü yerden daha iyi bir yerde, daha önemli ve bundan daha fazlası olarak görmek isteyen birisiniz. Size eksik gördüğünüzü, hatalı gördüğünüzü söylüyorum Ben, en dolambaçsız şekilde bunu anlatmaya çalışıyorum. Siz Benim harikulade Yaratılmış Varlığımsınız. Benim yaratmış olduğum şeyi küçük görmeyin.

Bundan sonrasında ise yaratmak size düşer artık. Kendinizle aranızda bir sevgi bağı yaratın. Kendinizin canı, sevdiği oldun. Eğer başkalarını sevmek istiyorsanız önce kendinizi sevin. Bu zorunluluktur. Başka bir yol da yoktur. Başkalarını eleştirip yargılamak gibi bir imtiyazınız, böyle bir hakkınız yoktur. Kendinizi yargılamaya da hakkınız yoktur. Yargılamayı, eleştirmeyi atın gitsin. Bunlara gerek yoktur. Bu davranışlar safsatadır, yanlıştır. Yargılamak kalbinizi derin dondurucuya koymak gibidir. Siz kalbinizi ısıtan bir fırına koyun. Kendinizi ısıtın ki başkalarını da ısıtasınız canlarım.

Çeviren: Engin Zeyno Vural

Copyright © 1999-2007 Heavenletters™
Tanrıya ve kendi yüreklerine daha yakın olmaları için İnsanoğluna yardım eden
Gloria Wendroff, Overseer (Sorumlu yönetici)
The Godwriting™ International Society of Heaven Ministries
703 E. Burlington Avenue, Fairfield, IA 52556
Email angels@heavenletters.org
Ziyaret edin www.heavenletters.org

1 comments:

Bülent Uzgur dedi ki...

Teşekkkür ederim.

Yorum Gönder