21 Kasım 2012 Çarşamba

ONLAR BURADA - BÖLÜM 15 - DERİN DEVLET

 
 Onlara ister derin devlet ( gizli devlet), ister Illuminati, ister Bildergerberler, ister yabancılarla ilişkiler konseyi deyin, onları nasıl adlandırırsanız adlandırın, söyleyeceğiniz şey tam olarak uymayacaktır. Derin devlet aslında dünyadaki en zengin insanların oluşturduğu bir topluluktur. Sayıları yaklaşık 2000’dir ve bizim sözde hükümetlerimizi çok uzun zamandan beridir kontrol etmektedirler. Kimin seçimleri kazanacağına, nerede, ne zaman savaş çıkacağına onlar karar vermektedir. Gezegendeki yiyecek stoklarını, ülkelerin para birimlerinin değer kazanmasını ya da kaybetmesini tümüyle kontrol edebilmektedirler. Elbette doğal afetlere müdahale edememektedirler ancak bunun dışında kalan hemen her şey onların denetimi altındadır.

1900 ile 1930 arasında bir zaman dilimi içerisinde Griler bu insanlarla iletişim kurdu. Bunun 1943’ten önce olduğu kesinlikle ortadadır. Çünkü Philadelphia deneyinde bilim adamlarının kullandığı görünmezlik deneyinin teknolojik altyapısı Grilerden gelmekteydi. Philadelphia deneyinde bir süre görev alan Nichola Tesla bu bilgilerin o zamanlar kimsenin varlıklarına inanmadığı ET’lerden geldiğini söylemektedir.1

Başlangıçta derin devletin üyeleri Griler’in son derece yardımsever varlıklar olduklarını düşünerek onlarla işbirliği yapma kararı aldılar. Aslında Griler’in, kendilerine sağlayacağı sonsuz enerji nedeniyle, karşılaştıkları en mükemmel şey olduğunu düşünmüşlerdi. Bu antlaşmayla Griler’e teknolojilerini paylaşma koşuluyla gezegende deneyler yapma hakkı verilmişti. Bu teknoloji sayesinde insanlık büyük ilerlemeler kaydetti ( sadece derin devlet üyelerinden dışarı sızanlarla bile).

1968 yılında David Suzuki yeni bir kuzey güney kutbuna sahip olacağımızı, bununda gezegendeki her şeyi kısa sürede yok edeceğini söyleyince derin devlet üyeleri gezegeni terk etme kararı verdi. 1970 yılında Sovyetler Birliği ile Amerika Birleşik Devletleri’ndeki güçlerini birleştirerek işe başladılar ( aslında bu ülkelerin bu şekilde birleşmesi kaçınılmazdı, soğuk savaş yılları geride kalınca bu iki ülke artık bir çok alanda ortak hareket edecekti).
Fakat derin devlet Griler’den aldığı teknolojiyi insanlarla kesinlikle paylaşma yoluna gitmedi. Tüm bildiklerini kendine sakladı. Bu nedenle de bizim açımızdan inanılması bile güç bir teknolojiye sahip oldular         ( bunların bir kısmı ama çok küçük bir kısmı zaman içinde dışarıya sızmıştır, bu bile bizim teknolojik alanda büyük ilerlemeler göstermemizi sağlamıştır). Onların çok uzun zamandan beri UFO’ları vardı. Zaten yapılan UFO gözlemlerinin yüzde ellisi bu gezegende onlar tarafından imal edilen UFO’lardır. Bu UFO’lar kesinlikle uzaylılar tarafından yapılmamıştır.

Sovyet, Amerikan, Gri teknolojisini birleştirerek, kendilerini, bu gezegenden kutup hareketleri başlamadan evvel, uzaklaştıracak bir araç yaptılar. Bu konuda son derece aceleci davranıyorlardı, çünkü Suzuki’nin tahminlerine göre önlerinde 14 yılları kalmıştı.

İlk olarak uzayın derinliklerini inceleyebilmek için ayda bir üs kurdular. Ayın karanlık tarafına üstleri cam kubbeyle kaplı üç şehir inşa ettiler. Bu şehirlerin birinde bir kaza oldu, bir çok insan yaşamını yitirdi. Kayıtlar Ay’da 200’den fazla gizli görev gerçekleştiğini göstermektedir.

Bu gizli program yeterince gelişince uzayın daha derinlerine gittiler. Sizce gittikleri yer neresiydi? Tabi ki Mars. Griler’in atalarının anavatanı. Mars’ta tam anlamıyla muhteşem bir yer altı şehri inşa ettiler. Bu şehir ancak tüm derin devlet üyelerini alabilecek büyüklükteydi. Zaten çok fazla kişiyi kurtarmak gibi bir misyonları yoktur. Bu onların her zaman yaptıkları bir şeydi. Çünkü Griler gibi onlar da duygusal benliklerinin çoğunu yitirmişlerdi. İhtiyaç duyabileceklerini düşündükleri her şeyi alarak Mars’a yerleştiler.

Resmi adı Phoenix Projesi olan Montauk Projesi görevlilerinden Al Bielek’e göre:

“ Phoenix Projesi’nde kullanılan zaman tünellerinin amacı Mars kolonileri arasındaki bağlantıyı sağlamaktı. Mars kolonileri 1970 başlarından beri oradaydılar. Aya halkın bildiği kadarıyla, ilk kez 1969’da gittik. Aslında Almanlar 1947’de oradaydılar. Amerikalılar da 1962 yılında Amerikan-Rus ortak çalışması sonucu Aya seyahati gerçekleştirmişlerdi. 22 Mayıs 1962’de bu ortaklık Mars’a da gitti. Anglia Televizyonu tarafından 1 Nisan 1977 yılında çekilen Alternatif 3 filminde ( bu film el altından satılmaktadır) bu olay açıkça gösterilmişti. Bu çekimlerde, Mars’a nasıl inildiği, nasıl kalkıldığı gösterilmiştir. Mars’ta 1970’lerin başından itibaren çeşitli kolonilerimiz vardı.

Bu arada derin devlet üyelerinin, diğer insanlarla teknolojilerini paylaşmak istememelerinin nedenini de açıklayalım. Eğer bu teknoloji herkes tarafından bilinseydi, onlarla teknoloji yarışına girmek zorunda kalacaklardı ve belki de diğer insanlar da onların projesine müdahale edip, katılmak isteyecekti. Bu nedenle ellerindekini kendilerine saklamak işlerine geldi

1984’te derin devletin Mars şehri tamamlandı. Bu işi gerçekten başardıklarını sanıyorlardı. Sonra, birkaç yıl geçince,1989-1990 yılınca, Drunvalo tam tarihi bilmiyor, şok edici bir gerçeği keşfettiler. Dünya kutup hareketlerinin olduğu tek gezegen değildi. Aralarında Mars’ın da olduğu Güneş sisteminin tüm gezegenleri bu olguyla karşı karşıyaydılar.

Yedi veya sekiz ay sonra daha da şok edici bir gelişme oldu. Gezegenlerde meydana gelen bu değişikliklerin sadece fiziksel anlamda olmadığını, ayrıca bilinçlerde de boyutlar arası etkileşim yaşandığını öğrendiler. Bu anda, Griler gibi, kendilerini çaresiz, umutsuz bir halde buldular. Çünkü artık yapabilecekleri fazla bir şey kalmamıştı. Fakat bir süre geçince, kendilerini kurtarabilecek  bir şey keşfettiler. Bu sevgiydi. Sevginin gücüyle toplu bir bilinçlenme sağlanabilirdi. Bu, Dünya’nın16000 yıl önce Atlantis’te karşılaştığı ama o zaman için göz ardı edilen bir kurtuluş fırsatıydı ( Marslılar’ın Dünya nüfusuna zarar vererek kendilerini kurtarmak istedikleri olay). Gizli devletin üyeleri artık tek başlarına var olamayacaklarını biliyorlardı. Drunvalo, gibi, yararlı olabilecek insanlardan yardım istediler.

Tekrar Richard Hoagland ve onun Mars’taki kalıntılar üzerinde yaptığı araştırmaya dönelim. Nasa Hoagland’ın bu çalışmalarına yoğun biçimde müdahale etmeye çalışıyordu. Çünkü Mars’ta bilmemizi istemedikleri çok fazla şey oluyordu. Bu nedenle, dikkati başka taraflara çekmek için, Nasa, yalanlayıcı, küçümseyici açıklamalar yaydı.

Griler ile işbirliği yapan insanlar her  ne kadar benliklerinin çoğunu yitirmiş olsalar da, son derece zekiydiler. Eğer bulunabilecek başka bir yöntem olsaydı kesinlikle bulurlardı. Ama Griler’den çok daha iyi anladıkları bir şey vardı. Eğer varlıkları sürecekse bunu, bizleri de aralarına alarak, hep birlikte gerçekleştirebileceklerdi.

Bu aslında tekamül etmiş varlıkların Atlantis felaketinden beri istedikleri şeydi. Onlar, Dünyalılar’ın bir kısmının kaçıp, Mars gibi yerlerde varlıklarını sürdürmelerini değil, hep birlikte var olmayı sürdürerek, gidilecek yerlere birlikte gitmemizi istiyorlardı.


NOTLAR
                                                                                                                                               
1- Preston B. Nichols ve Peter Moon, The Montauk Project: Experiments in Time ( Montauk Projesi: Zamanda yolculuk deneyleri), New York: Sky Books, 1992) Ek E.

2- Gordon-Michael Scallion “UFO’s from Earth”, Earth changes Report   ( Dünyalı UFO’lar, Dünya değişiklik raporu), Westmoreland, NH: The Matrix Institute, Cilt 2  4, 1 Mayıs, 1992)

3-Al Bielek, Susanne Konicov’la yapılan görüşmelerden alıntı, The Connecting Ling ( Temas Noktası), Grand Rapids, MI: Susanne Konicov, sayı 19


* Bu bölümde belirtilen Alternative 3 adlı film Anglia Televizyon kurumunun ( Norwich- İngiltere) 1 Nisan 1977’de çektiği bir filmdir. David Ambrose tarafından senaryosu yazılan film, John Rosenber ve Milton William Cooper tarafından filme alınmıştır. Orijinal senaryo “ The secret government, The Origin, Identity, and Purpose of MJ-12” ( Derin devlet, kökeni, kimliği ve MJ-12’nin amacı) adlı broşürden alınmıştır.       ( Huntington Beach, Ca: 1989)                

1 comments:

lordofsunshine dedi ki...

Vay Naziler vay, savaşı kaybettikten 2 yıl sonra Ay'a gitmiş olamayacaklarına göre demek ki savaş sırasında veya daha önce Ay'da koloni kurmuşlar... Yakın zamanda çekilmiş bir film vardı, Nazilerin Ay'daki kolonilerinden dünyaya saldırılarını mı ne konu alıyordu... Hayret birşey... Yetmemiş, şeytani koalisyon Mars'ta da koloni kurmuş ha... Peki ama sonuç olarak oradaki kolonilerde yaşayanlara ne oldu acaba?... Şu anda durum ne ki? Bugünkü kanal mesajlarından birinde 2013'te Mars'ta insan yaşamı kanıtlarının bulunduğu resmi olarak açıklanacak diyordu... Gerçi kanal mesajlarında bugüne dek o kadar çok şey -cak,-cek şeklinde duyuruldu ve sonuç fasarya oldu ki neye inanacağımızı şaştık...

Yorum Gönder