28 Ekim 2013 Pazartesi

YÜKSELİŞ II --KRYON--

 

Bazılarınız bir an evvel yükselmek istiyor. Eski üstatlar gibi bulutlara yükselip dünyadan ve bedeninden kurtulmayı düşlüyor. Oysa Ruhun kastettiği yükseliş bu değildir sevgili varlıklar. Bu meshedilmiş bir zamandır, size yükselişin ne olduğunu söyleyeyim. Yükseliş planlanmış, izin verilmiş bir yükseliştir, insanın muktedir kılınışıdır.Yükselişte insanların bu gezegende çok
uzun süre yaşamalarına, ölmek zorunda kalmadan bir sonraki enkarnasyona geçmelerine izin verilir, işte yükseliş budur. 



Biyolojinizi koruyarak ve yüksek bir düzeyde titreşerek bir sonraki enkarnasyonunuza geçebilirsiniz. Hepinizin yükselemeyeceğini söylediğimde lütfen incinmeyin, bu statü herkes için değildir, ama ona götüren süreç herkes içindir. Bu kıtanın (Kuzey Amerika) yükseliş statüsü konusunda gerilerde olduğunu bilmek sizi şaşırtmayacaktır. Diğer kıtalarda bu sürece daha çok insan dahildir, oralarda bu niteliği anlayan ve alan daha çok insan var, kritik kütleye onlar sayesinde erişilmiştir.

Gezegende dört tür değişim var. Manyetik, meteorolojik, jeolojik ve spiritüel. Manyetik değişim enerji ağının meydana getirdiği değişimdir, o iletişim kapısı olan Güneşiniz tarafından etkilenir. Size yeni çağın armağanlarını veren de bu enerji ağının duruşudur, çünkü enerji ağı düaliteyi oluşturan örtüyü hareket ettirdikçe perde kalkmaya başlar. Armağanlara sahip olabilmeniz için perde belirli bir dereceye kadar kalkmalıdır, ama henüz kalkmamıştır! 


Manyetik kuzey, yani pusulanın gösterdiği kuzey yönü kaymaya başlamıştır, 1989 yılında buraya geldiğimde onun kesinlikle kayacağını size söylemiştim. Yıllar önce hava durumundaki değişikliklerden de söz etmiştim, onlar da gerçekleşti, değişimin devam etmesini bekleyin, daha birçok kış soğuk ve sert geçecek ve 1989 yılından önce olmamış seller görülecek.

Bu tümüyle gezegenin yeniden ayarlanma sürecinin başlangıcıdır. Üzerindeki insanların değişebilmesi için önce gezegenin değişmesi gerekmektedir. İnsanın değişimi ve yerküre değişiklikleri yükseliş sürecinin bir parçasıdır. Bitiş (kıyamet) zamanı yükseliş zamanıdır. O korku verici bir zaman değildir, ama yükselişi ve daha yüksek bir düzeyde titreşmeyi anlamayanlara korkutucu görünebilir.


Şimdi gezegenin jeolojik hareketlerinden söz edeceğim. Şu anda bir ölçüm yapılmaktadır, rezonans dediğiniz şeyle ilgili bilimsel bir ölçüm. Bu, dünya yüzeyiyle iyonosferin alt katmanları arasındaki sürekli dalganın (birbirine ters iki dalganın oluşturduğu dalga) ölçümüdür. Geçmişte o çok uzun bir zaman boyunca 7 Hertz rezonansına sahipti, bugün 10 Hertz’de ve 11 Hertz’e doğru ilerliyor. Bunu biliyor muydunuz? Sadece hava durumu değil, gezegenin jeolojisi de değişiyor.


 Şimdi söyleyeceğimiz şey bu bölgede yaşayan sizleri korkutmak amacıyla değil, sevgiyle aktarılmakta ve tüm gezegeni ilgilendirmektedir. Önümüzdeki dönemde daha çok yanardağ patlamalarına tanık olacaksınız, bunların bazıları hiç beklenmeyen bölgelerde meydana gelecekler, onları bekleyin, çok yakında ortaya çıkacaklar. (Portland’da yapılan bu celseden üç hafta sonra Meksika’nın başkent bölgesinde, İngiliz kolonisi Montserrat ve Jakarta’da yanardağ patlamaları oldu. Japonya, Endonezya, Şili ve Tayvan’da depremler meydana geldi. 

Derleyen)
1987 yılında yönsüz dalga teknolojisini anlayıp uygulayabildiniz. Tesla adlı bilim adamının keşiflerini inceleyerek o yıl ciddi deneyler yapmaya başladınız, ama deneyi burada değil başka bir kıtada yaptınız. 1987 yılında Amerikan hükümeti Avustralya’nın ortasındaki Pine Gap denilen yerde kurduğu iki kulede yönsüz dalga deneyleri yaptı ve toprak kanalıyla enerji aktardı. Ama bu deneyde bazı hatalar yapıldı sevgili varlıklar, çünkü yönsüz dalgaların karmaşık aşamalarını ve rezonans niteliklerini henüz bilmiyordunuz. Onlar müthiştir, çok hızlı bir şekilde yükselip üst limite kadar dayanır ve rezonans muazzam dalgalar yaratır. 


Eğer bu niteliği bilseydiniz, deney gezegenin öbür tarafında bir depreme yol açmazdı. Olayı iyi araştırırsanız söylediklerimin doğru olduğunu göreceksiniz. İnsanlar bir depreme sebep oldular, tarihte insan eliyle gerçekleştirilen ilk depremdi bu. Ama siz bu teknolojiyi sadece toprakta kullanmıyor, gökyüzünde de kullanmaya çalışıyorsunuz.
Şimdi zaman çizgisinden söz edelim. Yükseliş zaman çizgisi 24 yıllık bir penceredir, 1987’nin sonundan 2012 yılının başına dek uzanan bir pencere. Bu pencerede neler olup bittiğini bilenleriniz, bunun 11:11’de (11 Ocak 1992) başladığını anlamaktadır. 11:11’in ne olduğunu hatırlıyor musunuz? 


O spiritüel bir pencere, DNA’nız için kod değişimine izin veren bir giriş kapısı ve yükseliş potansiyeline sahip olanlara izin veren bir başlangıçtı. Bu, uyumlu birleşme (16-17 Ağustos 1987) dediğiniz olay sırasında yapılan titreşim ölçümünün bir sonucuydu. Her şey 1987 yılında başladı, sonra siz 12:12’yi deneyimlediniz (12 Aralık 1994). O tarihte gezegenin enerjisini tutan ve insan olmayan varlıklar sorumluluğu tümüyle size bırakarak buradan ayrılmışlardı. Siz şimdi her zamankinden daha fazla enerji tutuyor, yüksek benliğinizi yardım almadan birlikte taşıyabiliyorsunuz. Size yükseliş izni, mezun olma izni, ilerleme izni verilmiştir. Dahası kuyruklu yıldızlar, asteroitler ve diğer bazı nitelikler, ihtiyaç duyduğunuzda gezegenin içindeki depodan çekip alabilmeniz için yerküreye enerji aktarmışlardır. Bir gecede yükselemezsiniz sevgili varlıklar, asla bunu yapamazsınız. Henüz tam bir yükselişi sağlayacak enerji gezegene verilmemiştir, bu yavaş yavaş gelişecek bir süreçtir, önünüzde daha 14 yıl var. 

(Bu mesaj 1998 yılında verilmiştir. Derleyen)
Bakın, 12 ila 14 yıl içinde dünyada şaşırtıcı bazı değişiklikler görmeniz konusunda inanılmaz bir umut var. Kritik kütleye erişildiğinde tüm çevrenizde sürprizlerle karşılaşacaksınız. Birçoğunuz bu kopuş duygusunu şimdiden yaşıyor, çok az insanın eriştiği bir bölgeye giriyorsunuz, sizler yükseliş sürecinin öncülerisiniz. Artık karmik ailenizle bağlarınızı koparıp kişiliğinize sahip çıkmanıza izin verilmiştir. Duygusal bir üzüntü hissetmenizde şaşılacak bir şey yok, binlerce yıl astral yolculuk yaptığınız büyük bir gruba artık elveda diyorsunuz, çünkü başka bir şey haline gelmeyi seçtiniz. Artık onlara bağlı değilsiniz, aradaki bağ kopmuştur ve bu kopuşu hissediyorsunuz.


Peki mezuniyet statüsündeki insan neler hissetmektedir? Daha yüksek düzeyde titreşenleriniz farklı bir uyku modeline sahip olacak, geceleri bazen iki kez uyanıp odada yalnız olmadıklarını hissedecekler, beslenme modelleri de değişecek. Ayrıca bazıları titreşim değişikliğinden ötürü belirli astral niteliklere ve varlıklara eskisinden daha yakın olacaklar! Bazıları da gecenin bir yarısında sıçrayarak uykudan uyanıp odanın varlıklarla dolu olduğunu hissedecek ve gittikçe onların boyutuna yaklaşacaklar! Eskisi kadar çabuk öfkelenmeyecek, daha önce asla mümkün olmayan bir hoşgörüye sahip olacaklar. Ayırt etme ve karar verme gücü artık dışardan değil içerden, yüksek benliklerinden gelecek.


Biraz da biyolojinizden söz edeceğim. Yükseliş yolunu seçenlerin bedenlerinde hücresel düzeyde bir hayli şey olmaktadır. Bir gün gelecek, bu kadar çok insanın bazı garip niteliklere sahip olması bilim adamlarınızı şaşırtan ve incelenmesi gereken bir fenomen olacak! Onlar timüs salgıbezinin yeniden uyanışına neden olan şeyin ne olduğunu merak edecekler. Buna neden olan şey NİYET’dir, uzun bir ömür sürme niyeti, sağlığınızı kazanma ve burada kalma niyeti! 


Bedenleriniz 900 sene yaşayacak şekilde tasarlanmıştı, bunu içsel olarak destekleyecek yöntemler timüsün yeniden uyanışıyla başlayacak. Timüsün uyanışı, DNA’nın niyetiniz tarafından değiştirilmesiyle, canlı özlü maddelerle, şifacılarla ve manyetikler de dahil olmak üzere diğer niteliklerle başlayacak. Böyle bir şeyin olacağı aklınıza geliyor muydu? Evet bu şimdi olabilir, onu 14 yıl beklemek zorunda değilsiniz.

Son olarak, niyet edenlerin beden saatlerine de bir şeyler olduğunu söyleyeceğiz. Bu saat yavaşlatıldı, ama size öyle görünmeyebilir. İşte size anahtar: Eğer dünya çevrenizde sanki daha hızlı dönüyormuş gibi görünüyorsa siz yavaşlatılmışsınızdır. Beden saati daha yavaş işleyecek, böylece daha az nabız atışı sayacaksınız ve yaşam daha uzun sürecek. Olan budur!


Peki 2012 yılında ne olacak? 1987 yılında yapıldığı gibi bir başka titreşim ölçümü yapılacak. Eğer bu ölçümde gerekli titreşim düzeyine erişildiği ortaya çıkarsa tamamen
farklı bir gezegen göreceksiniz! 


Dünya dışı varlıkların gerçekleştirecekleri kitlesel inişi başlatacak şey de bu olacaktır. Siz onların zaman çerçevesinde bulunmadıkça buraya gelemezler. İşte bu yüzden kadim kehanetleriniz zamanın 2012 yılında sona ereceğini bildirmişlerdir. Ancak bu, başka tür bir zamana geçeceğiniz için şimdi sahip olduğunuz zaman niteliğinin sona erişidir. Eğer ölçüm sonucunda belirli bir titreşime erişildiği ortaya çıkarsa dünyaya yeni bir saat verilecektir. O rölatif bir şey olduğu için bu değişimi pek hissetmeyebilirsiniz, ama astronomlarınız bunu bilecek, çevrelerindeki kozmosta ortaya çıkan değişikliklerin kanıtını göreceklerdir. Her zaman çılgınca döndüğünü gördükleri gök cisimleri yavaşlıyor görünecek, oysa yavaşlayan ve diğer anormallikleri odağa getiren sizsiniz!

Evrende sevgiden daha büyük bir güç yoktur. Rehberlerinizin nereden geldiklerini merak ediyor musunuz? Üstat rehberler enerjinin aktarıldığı yerden geliyorlar, orası Büyük Merkezi Güneştir. Bu hayal edemeyeceğiniz kadar uzaktaki bir kaynaktır. Ben oradan geliyorum, siz oradan geliyorsunuz. O yuvanın enerjisidir!

 http://www.kryon.com

2 comments:

GEÇİŞ BİLGELİĞİ dedi ki...

Bu yazı ile ilgili Kanallık yapanı öğrenebilir miyim?

ersin obay dedi ki...

Kanallık yapan Lee Carroll resmi sitesi. http://www.kryon.com/menuKryon/menuKryon.html

Yorum Gönder